Fransa ve Britanya'nın BREXİT Sonrası İlk Boğuşması
(last modified Sat, 08 May 2021 05:09:23 GMT )
Mayıs 08, 2021 08:09 Europe/Istanbul

BREXİT olarak bilinen Britanya'nın Avrupa Birliğinden çıkmasının ardından şimdi de farklı alanlarda bu çıkışın yan etkileri tezahür etmektedir. Britanya daha önce AB üyesi olduğu için farklı deniz faaliyetleri alanında özellikle de balık avlama hususunda belli bir ihtilaf söz konusu değildi. Ancak mevcutta durum değişmiş ve temelli ihtilaflar günyüzüne çıkmıştır.

Britanya ve Fransa arasında Manş kanalında bulunan Jersey adasının ana limanında yani Saint Helier'de  balık avlama hakkı ihtilafının körüklenmesinin ardından Paris de  Londra'nın ardından askeri filosunu  Perşembe günü bölgeye sevk etti. 

Fransa'nın bu girişiminin  bu ülkenin  bölge halkının güvenliğini güvence altına alma hedefi ile devriye görevlerinin yerine getirilmesi çerçevesinde gerçekleştirildiği  söylenmektedir. 

Londra ise daha önce 2 kraliyet donanması devriye filosunu, bu bölgenin muhtemel kuşanmasına denetim yapmak için  bölgeye göndermişti. 

Paris ise  Britanya kraliyet donanmasından korkmadığını ve paniğe düşmeyeceğini belirtmişti.  Jersey adası Manş kanalında yer almaktadır.  116 kilometre karelik  ada  Fransa'nın Normandy sahiline yakın bölgede bulunuyor. 

Jersey adası aslında Britanya'ya bağlı bir ada sayılsa da Britanya'nın bir parçası sayılmıyor. Buna rağmen Britanya hükümeti  bu ülkenin kurallarına göre  orayı savunma ve uluslararası temsilciğini yapmaktan sorumludur. 

Britanya başbakanı Boris Johnson ise   Britanya'nın  bu adada  balık avlama ve bu adaya erişim hakkına sahip olduklarına vurgu yaptı.  Ancak Fransa hükümeti de son dönemde  Jersey adasının elektriğini keseceği tehdidinde bulunmuştu.  Jersey tüm elektriğini Fransa'dan karşılıyor. Bu ada Fransa'da sadece 20 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. 

Fransa hükümeti   Britanya'nın  Fransız balık avlayan teknelerinin  Manş Kanalındaki erişimleri hakkındaki yeni kurallarının  BREXİT sonrası Paris ile Londra arasında gerilim kaynağı olduğunu bu anlamda telafi edici girişimlerde bulunmayı düşündüklerini bildirmişti. 

 Jersey yerel yönetimi ve Britanya ile Avrupa Birliği ticari anlaşması bağlamında çıkarılan yeni balık avlama kuralları Fransızlar tarafından protesto edilmiştir. 

Bu kurallara göre, bu bölgenin sularında balık avlamak için Fransız balıkçılar, daha önce bu sularda avlandıklarına dair kanıtlar sunmak zorundalar. 

Fransızlar, kuralların önceden kararlaştırılanlardan daha ileri gittiğini söylüyor. Fransız yetkililer, Marş Kanalı'nda balıkçılık için "yeni teknik önlemlerin" Avrupa Birliği'ne bildirilmediğini ve "geçersiz ve hükümsüz" olduğunu da belirttiler. 

BREXİT sonrası dönemde AB-İngiltere ilişkilerinin durumu konusunda Brüksel ile Londra arasında yapılan anlaşmaya rağmen, anlaşmanın pratikte zorluklar ve belirsizliklerle dolu olduğu en başından belliydi.

Yalnızca Kuzey İrlanda'da ortak kara sınırları bulunan AB-İngiltere sınır durumunun yanı sıra, AB ile Birleşik Krallık arasındaki deniz sınırı ve balıkçılık konusu, Brüksel ile Londra anlaşmasının uygulanmasındaki başlıca zorluklardır. 

AB-Birleşik Krallık ilişkilerinde göze çarpan  başlıca zorluklardan biri, Kuzey Denizi ve Manş Kanalı da dahil olmak üzere Birleşik Krallık'ın yanındaki denizlerindeki denizcilik hakları ve ayrıcalıklar meselesidir. 

Fransız hükümeti Denizcilik Bakanı  Annick Girardin ise şöyle bir açıklamada bulunmuştur:  "Bu kesinlikle kabul edilemez. Jerzy için bunu kabul edersek, diğer alanlara erişimimiz tehlikeye girer."

Şimdi de Britanya, egemenliğinin bir işareti olarak sularına erişim üzerindeki kontrolü artırarak ve çevredeki sularda balıkçılık haklarına yeni kısıtlamalar getirerek, etkili bir şekilde Avrupa Birliği'ne ve eski serbest faaliyet yapan ülkelerine meydan okuyor.

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez, , Fransa ile İngiltere arasında, önceden temelde düşünülemeyecek bir deniz çatışması  ortaya çıkmıştır.

Avrupa meseleleri uzmanı Cevad Keçuiyan ise şöyle diyor: " İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkmasının ülke ve Avrupa Birliği için kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli siyasi, ekonomik ve sosyal sonuçları olacağı kesindi. "