Fransa ve Britanya'nın BREXİT Sonrası İlk Boğuşması
BREXİT olarak bilinen Britanya'nın Avrupa Birliğinden çıkmasının ardından şimdi de farklı alanlarda bu çıkışın yan etkileri tezahür etmektedir. Britanya daha önce AB üyesi olduğu için farklı deniz faaliyetleri alanında özellikle de balık avlama hususunda belli bir ihtilaf söz konusu değildi. Ancak mevcutta durum değişmiş ve temelli ihtilaflar günyüzüne çıkmıştır.
Britanya ve Fransa arasında Manş kanalında bulunan Jersey adasının ana limanında yani Saint Helier'de balık avlama hakkı ihtilafının körüklenmesinin ardından Paris de Londra'nın ardından askeri filosunu Perşembe günü bölgeye sevk etti.
Fransa'nın bu girişiminin bu ülkenin bölge halkının güvenliğini güvence altına alma hedefi ile devriye görevlerinin yerine getirilmesi çerçevesinde gerçekleştirildiği söylenmektedir.
Londra ise daha önce 2 kraliyet donanması devriye filosunu, bu bölgenin muhtemel kuşanmasına denetim yapmak için bölgeye göndermişti.
Paris ise Britanya kraliyet donanmasından korkmadığını ve paniğe düşmeyeceğini belirtmişti. Jersey adası Manş kanalında yer almaktadır. 116 kilometre karelik ada Fransa'nın Normandy sahiline yakın bölgede bulunuyor.
Jersey adası aslında Britanya'ya bağlı bir ada sayılsa da Britanya'nın bir parçası sayılmıyor. Buna rağmen Britanya hükümeti bu ülkenin kurallarına göre orayı savunma ve uluslararası temsilciğini yapmaktan sorumludur.
Britanya başbakanı Boris Johnson ise Britanya'nın bu adada balık avlama ve bu adaya erişim hakkına sahip olduklarına vurgu yaptı. Ancak Fransa hükümeti de son dönemde Jersey adasının elektriğini keseceği tehdidinde bulunmuştu. Jersey tüm elektriğini Fransa'dan karşılıyor. Bu ada Fransa'da sadece 20 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır.
Fransa hükümeti Britanya'nın Fransız balık avlayan teknelerinin Manş Kanalındaki erişimleri hakkındaki yeni kurallarının BREXİT sonrası Paris ile Londra arasında gerilim kaynağı olduğunu bu anlamda telafi edici girişimlerde bulunmayı düşündüklerini bildirmişti.
Jersey yerel yönetimi ve Britanya ile Avrupa Birliği ticari anlaşması bağlamında çıkarılan yeni balık avlama kuralları Fransızlar tarafından protesto edilmiştir.
Bu kurallara göre, bu bölgenin sularında balık avlamak için Fransız balıkçılar, daha önce bu sularda avlandıklarına dair kanıtlar sunmak zorundalar.
Fransızlar, kuralların önceden kararlaştırılanlardan daha ileri gittiğini söylüyor. Fransız yetkililer, Marş Kanalı'nda balıkçılık için "yeni teknik önlemlerin" Avrupa Birliği'ne bildirilmediğini ve "geçersiz ve hükümsüz" olduğunu da belirttiler.
BREXİT sonrası dönemde AB-İngiltere ilişkilerinin durumu konusunda Brüksel ile Londra arasında yapılan anlaşmaya rağmen, anlaşmanın pratikte zorluklar ve belirsizliklerle dolu olduğu en başından belliydi.
Yalnızca Kuzey İrlanda'da ortak kara sınırları bulunan AB-İngiltere sınır durumunun yanı sıra, AB ile Birleşik Krallık arasındaki deniz sınırı ve balıkçılık konusu, Brüksel ile Londra anlaşmasının uygulanmasındaki başlıca zorluklardır.
AB-Birleşik Krallık ilişkilerinde göze çarpan başlıca zorluklardan biri, Kuzey Denizi ve Manş Kanalı da dahil olmak üzere Birleşik Krallık'ın yanındaki denizlerindeki denizcilik hakları ve ayrıcalıklar meselesidir.
Fransız hükümeti Denizcilik Bakanı Annick Girardin ise şöyle bir açıklamada bulunmuştur: "Bu kesinlikle kabul edilemez. Jerzy için bunu kabul edersek, diğer alanlara erişimimiz tehlikeye girer."
Şimdi de Britanya, egemenliğinin bir işareti olarak sularına erişim üzerindeki kontrolü artırarak ve çevredeki sularda balıkçılık haklarına yeni kısıtlamalar getirerek, etkili bir şekilde Avrupa Birliği'ne ve eski serbest faaliyet yapan ülkelerine meydan okuyor.
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez, , Fransa ile İngiltere arasında, önceden temelde düşünülemeyecek bir deniz çatışması ortaya çıkmıştır.
Avrupa meseleleri uzmanı Cevad Keçuiyan ise şöyle diyor: " İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkmasının ülke ve Avrupa Birliği için kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli siyasi, ekonomik ve sosyal sonuçları olacağı kesindi. "