ABD Neden Karayipler'de Topçu Gemisi Politikasına Başvurdu?

Parstoday – Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, Karayipler'e Amerikan savaş gemilerinin konuşlandırılmasına tepki göstererek, hükümetinin her türlü müdahaleciliğe karşı olduğunu ve halkların kendi kaderini tayin hakkını desteklediğini vurguladı.

Sheinbaum basın toplantısında, “Onlar Panama ile Güney Amerika arasında, Karayiplerin güneyinde, uluslararası sularda bazı savaş gemileri konuşlandırdılar. Bizim görüşümüz, yalnızca Meksika değil, tüm Latin Amerika ve Karayip halklarının kendi kaderini tayin hakkına saygı duyulması yönündedir.” dedi.

Sheinbaum, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın “Meksika ve Kanada, ne istersek yapar” sözlerine de değinerek, “Trump kendine has bir üsluba sahip ama Meksika’da sadece halk yönetir.” dedi.

ABD’nin Yeni Askerî Harekâtı: Kapsamlı Güç Gösterisi

CNN’e konuşan iki ABD Savunma Bakanlığı yetkilisi, Karayipler ve Latin Amerika çevresine 4 binden fazla deniz piyadesi ve denizci gönderildiğini açıkladı. Bu hareket, uyuşturucu kartellerine karşı mücadele bahanesiyle geniş bir askerî seçenek yelpazesinin Trump’ın emrine verilmesi olarak değerlendiriliyor.

Yetkililer, bu askerî varlığın esasen bir güç gösterisi olduğunu ve kartellere karşı hassas saldırılar yapma niyetini yansıttığını belirtti. Ayrıca bu adımın, “bölgedeki narkoterör örgütlerinin ABD ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğu” gerekçesiyle atıldığı vurgulandı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, bu askerî yığınağın kartellerin doğrudan bir ulusal güvenlik tehdidi oluşturduğu için yapıldığını açıkladı. New York Times gazetesi de Trump’ın Pentagon’a Latin Amerika'daki kartellere yönelik dış operasyonlar için gizli bir emir verdiğini bildirdi.

Dış Müdahale Tehlikesi: Monroe Doktrini'nin Geri Dönüşü Mü?

Trump, başkanlık döneminde birçok uyuşturucu kartelini “terör örgütü” ilan etmişti. Bu da ABD’nin, “teröre karşı küresel savaş” anlatısını Latin Amerika’ya genişletmesine zemin sağlıyor. Kartellerin terör örgütleriyle eşdeğer görülmesi, Amerikan kamuoyunu dış müdahalelere hazırlamak için bir araç haline geliyor.

Bu bağlamda, Trump’ın gizli emrinin uygulanması hâlinde, ABD tarafından Karayipler ve Latin Amerika ülkelerine yönelik askerî veya yarı-askerî operasyonların meşrulaştırılması söz konusu olabilir. Bu durum bölge ülkelerinin egemenliğini açıkça ihlal eder.

Bölge Ülkelerinden Sert Tepkiler

Meksika, bu girişime açıkça karşı çıkarak egemenliğini savundu. Sheinbaum, “Hiçbir saldırının Meksika topraklarında gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz.” diyerek net bir tavır aldı. Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro da ABD’nin kartellere yönelik tutumunu, devletlerin bağımsızlığına saygı gösterildiği sürece desteklediğini, aksi takdirde bu politikaların müdahaleci olabileceğini belirtti.

Latin Amerika’nın Geleceği Tehlikede mi?

ABD’nin bu yeni yaklaşımı, Latin Amerika’da geçmişteki müdahaleci politikalarını örneğin Grenada ve Panama’ya askerî müdahale ya da Küba ve Venezuela’ya yönelik yaptırımlar hatırlatıyor. Trump’ın agresif dış politikası, bölgeyi istikrarsızlığa sürükleme riski taşıyor.Bu nedenle Latin Amerika ülkelerinin yalnızca hedef alınanlar değil, tamamının ortak ve kararlı bir tutum sergilemesi hayati önem taşıyor. Zira ABD, Karayipler’deki askerî varlığı ile sadece bir tehdit sunmuyor, aynı zamanda egemenlik ihlallerine zemin hazırlıyor.