Yemenli çocuklar, Suud hanedanının savaş çığırtkanlığının kurbanı
(last modified Mon, 11 Dec 2017 11:50:08 GMT )
Aralık 11, 2017 13:50 Europe/Istanbul
  • Yemenli çocuklar, Suud hanedanının savaş çığırtkanlığının kurbanı

Suud hanedanının nifakı, kendini haremeyni şerifeynin hademesi ilan ederek her yıl Müslümanların arasında Kur'an'ı Kerim kitabını dağıttığı halde uluslararası yardım kuruluşlarına Yemenli aç ve hasta Müslümanlara hatta ilaç ve gıda maddesi yardımı yapmalarına izin vermediği zaman ortaya çıkıyor. Bu tutum, Suud rejiminin Müslüman Yemen milletine karşı kin ve acımasızlığının doruk noktasıdır.

Suud rejimi ve bir kaç Arap rejimi ile birlikte kurduğu şom ittifakın mazlum Yemen milletine dayatılan savaşın üzerinden yaklaşık 33 ay geçiyor. Aslında Suud elebaşıları ve askeri yetkilileri iki hafta içinde Yemen topraklarını işgal ederek kendi kuklalarını bu ülkede iktidarın başına geçirebileceğini zannediyordu. Ancak Yemen milletinin şanlı direnişi Suud rejimini bu müdahaleci amacında hüsrana uğrattığı gibi bu rejimi hezimete uğratarak rezil eden bir bataklığa sürükledi.

Bu yüzden şimdi Suud hanedanı Yemen çıkmazından kurtulmak için tek çareyi mazlum Yemen milletini bombardımanlarla katletmek ve bu ülkenin altyapı tesislerini çökertmekte buluyor. Suud rejiminin elebaşıları ayrıca Yemen’i karadan, havadan ve denizden kuşatarak aç ve hasta ve mağdur Yemen halkına ilaç ve gıda maddeleri ulaştırılmasına mani oluyor.

 

 

 

Aslında Suud rejimine bağlı askerlerin ve işbirlikçi hainlerin Yemen ordusu ve halk güçleri ile savaşında ve bu kör ve acımasız taarruzda başta Yemenli çocuklar olmak üzere en çok siviller kurban oluyor. Şimdiye kadar binlerce Yemenli çocuk, kadın ve erkek Suud rejiminin her gün düzenledikleri hava akınlarında hayatını kaybetti veya yaralandı. Ama maalesef uluslararası kurum ve kuruluşlar çok geç bu duruma ve Yemen halkının içinde bulunduğu şartlara tepki göstermeye karar verdi, nitekim şimdiye kadar da Suud rejiminin savaş uçaklarının Yemen topraklarına saldırılarını ve bu ülkeye dayatılan ablukaya son veremedi.

BM Haziran 2016’da Suud rejiminin adını çocuk haklarını ihlal eden rejimlerin listesine aldı, fakat daha sonra Riyad’ın BM’ya yaptığı mali yardımları kesme tehdidi üzerine BM dönem genel sekreteri Ban Ki Moon beklenmedik bir harekette Arabistan adını bu listeden çıkardı.

 

 

 

Daha sonra BM’nin sonunda Arabistan ve müttefiklerinin adını yeniden çocuk haklarını ihlal edenlerin listesine alması tam 15 ay sürdü. Aslında BM’yi Suud rejimini Yemenli çocukların katliamından sorumlu tutmasının sebebi, sadece bu rejimin Yemen topraklarını sürekli bombardıman etmesi değil, asıl Arabistan’ın Yemen’i kuşatma altına alması ve insani yardımların başta Yemenli çocuklar olmak üzere Yemen halkına ulaşmasını engellemesi ve bu ülkede insani faciayı tetiklemesidir. Biraz önce de belirtildiği üzere Suud hanedanının nifakı, kendini haremeyni şerifeynin hademesi ilan ederek her yıl Müslümanların arasında Kur'an'ı Kerim kitabını dağıttığı halde uluslararası yardım kuruluşlarına Yemenli aç ve hasta Müslümanlara hattı ilaç ve gıda maddesi yardımı yapmalarına izin vermediği zaman ortaya çıkıyor. Bu tutum, Suud rejiminin Müslüman Yemen milletine karşı kin ve acımasızlığının doruk noktasıdır. Gerçekte Arabistan rejiminin Yemen milletine ilaç ve gıda maddelerinin ulaştırılmasını engellemesi bu mazlum ve savunmasız insanların arasında kıtlık ve başta kolera olmak üzere çeşitli epidemik hastalıkların yaygınlaşmasına yol açmış bulunuyor.

 

 

 

Yemen’de çocukların yaşadığı vahim durumu anlamak için BM raporlarına şöyle bir göz atmak yeterlidir. BM en son raporunda  Yemen’de her on dakikada bir çocuk kötü beslenme ve hastalık yüzünden hayatını kaybettiğini, Yemenli her on çocuktan sekizi, kötü beslenmeden acı çektiğini belirtti. Raporda ayrıca Yemen’de 1400 çocuk Suud rejiminin bombardımanları sırasında hayatını kaybettiği, 2140 çocuğun da yaralandığı belirtildi. Ancak bundan daha da önemlisi hali hazırda 2.2 milyon Yemenli çocuğun kötü beslenme yüzünden ölüm riski ile karşı karşıya bulunmasıdır. Bir başka ifade ile Yemenli çocukları sadece Suud rejiminin savaş uçaklarının düzenlediği bombardımanlar tehdit etmiyor ve bundan daha da beteri, ilaç ve gıda maddeleri sıkıntısının bu mazlum çocukları öldürmesidir.

 

 

 

BM çocuklara destek fonu UNICEF ise bir bildiri yayımlayarak, Arabistan’ın başını çektiği ittifakın hava akınları şimdiye kadar yüzlerce Yemenli çocuğun ölümüne veya yaralanmasına yol açtığını belirterek Suud rejimini kınadı. UNICEF yayımladığı bildiride 400 bin Yemenli çocuğun da aşırı kötü beslenme şartları yüzünden ölümle burun buruna yaşadığını belirtti. UNICEF ayrıca iki milyon Yemenli çocuğun da kötü beslenmeden acı çektiğini, iki milyon çocuğun eğitim hakkından mahrum kaldığını ve bir milyon çocuk da ülkenin çeşitli bölgelerinde mülteci durumuna düştüğünü kaydetti.

 

 

 

Yemen’de yaşanan bu facia aslında Suud hanedanının Yemen milletini direnişten vazgeçirmek ve bir kez daha bu sultacı hanedanın Yemen üzerindeki sultasını ve nüfuzunu kabul ettirmek için Yemen milletinden aldığı insanlık dışı intikamın sonucudur. UNICEF’in raporuna göre Suud ordusu bir tek 2016 yılında 23 bin bebeği ve 273 anneyi katletmiştir. UNICEF raporunda Yemen’de yaşanan insani faciadan ve kaostan Suud elebaşılarını sorumlu tutuyor.

 

 

 

Yemen’de durumun vahameti BM genel sekreteri Antonio Guterres’i geçen kasım ayında tepkiye zorladı. Antonio Guterres Arabistan’ın BM temsilci heyetine bir mektup yazarak, Suud rejiminin dayattığı ablukanın Yemen halkına insani yardım ulaştırılmasına mani olduğunu belirtti. BM genel sekreteri Antonio Guterres mektubunda Suud rejiminin Yemen kuşatmasını kaldırma yönündeki sürekli taleplerine karşı duyarsızlığını eleştirerek, BM ile Suud ittifakı arasında her türlü müzakerenin başlamasından önce Yemen limanları açılması gerektiğini vurguladı.

 

 

 

Aslında kıtlık ve açlık Yemenli çocukların ve Yemen halkının tek sorunu da değildir. Yemen halkı ülkelerinin içme suyu tesisleri gibi altyapı tesisleri geniş çapta tahribata uğraması yüzünden kolera ve difteri gibi ölümcül epidemik hastalıklarla karşı karşıya bulunuyor.

İngiltere’de yayımlanan The Guardian gazetesi bir kaç ay önce yayımladığı raporunda şu ifadelere yer verdi:

Yemen altyapılarının Suud rejimine bağlı bombardıman uçakları tarafından imha edilmesi bu ülkede 8 milyonunu çocukların oluşturduğu 14.5 milyon Yemenli vatandaşın temiz ve sağlıklı içme suyundan mahrum kaldığı anlamına geliyor ve bu ülkede kolera hastalığına yakalananların sayısı cari yılın sonuna kadar 600 bine ulaşması bekleniyor.

Gerçi bu verilerin hali hazırda çok daha fazla olduğu anlaşılıyor.

 

 

 

Suud rejimi Yemen’e karadan, havadan ve denizden uyguladığı abluka ile uluslararası kızılhaç örgütüne bağlı yardım ekiplerinin Yemenli çocukları kolera salgınına karşı korumak üzere bu ülkeye girmelerine müsaade etmiyor. Suud elebaşıları pratikte Yemen’de soykırım ve yeni bir Holokast uyguluyor. Bu yüzden BM genel sekreteri Antonio Guterres bir başka açıklamasında Yemen’e yönelik havadan ve karadan düzenlenen saldırıların derhal durdurulmasını istedi. Antonio Guterres Yemen’de milyonlarca çocuk, kadın ve erkek aşırı açlık, hastalık ve ölüm riski altında bulunduğu uyarısında bulundu.

 

 

 

Gerçekte ilaç ve tıbbi imkanlar kıtlığı Yemenli çocukları facia boyutunda bir durumla karşı karşıya getirdiği anlaşılıyor. Bu konuda yayımlanan raporlar Yemen’de yaşanan insani facianın sadece küçük bir bölümünü yansıtıyor.

Çocukları kurtarın örgütü danışmanı Karolin Aning şöyle diyor: Yemen hastanelerinde hastaların bulunduğu yerler tıbbi teçhizat ve insan gücü yetersizliği ile karşı karşıya. Çocuklar hastanelerde yerde tedavi görüyor ve mevcut yatakların her birinde altı çocuk yatıyor.

UNICEF yetkililerinden Besmark Suangin de şöyle diyor: Yemen hastalarında mevcut durum çok acı vericidir, çocuklar hastanelerde yerlerde yatırılıyor ve hareket edemiyorlar. Anne ve babaları da hiç bir şey yapamadan onların yanı başında bekliyor.

Çocukları kurtarın örgütü yöneticilerinden Tamer Krolus da şöyle diyor: Yemen’de onlarca anne her gün çocuklarının ölümüne şahit oluyor. Yemen’de bir çok çocuk gıda maddeleri yetersizliği yüzünden kötü beslenmekten acı çekiyor ve kolera ve ishal gibi hastalıklara yakalanıyor ve ölümle karşı karşıya bulunuyor.

 

 

 

BM ve dünya gıda programının raporuna göre hali hazırda Yemen halkının %60 kadarı açlıktan acı çekiyor. Haziran 2016’dan bu yayan Yemen’de gıda maddeleri kıtlığı yüzünden 17 milyon Yemenli kritik şartlarla karşı karşıya bulunuyor.

69 Yemenli uzman, BM, UNICEF ve diğer STK’ların uzmanlarının gözlemlerine istinat eden raporda şöyle deniliyor: yaklaşık 10.2 milyon Yemenli kritik aşamada ve 6.8 milyon Yemenli de acil durumla karşı karşıya bulunuyor. raporda ayrıca hali hazırda Yemen’in 22 eyaletinden 20 eyaletinde insanlar açlık ve kıtlıkla karşı karşıya bulunduğu ve Ensarullah’ın kontrolü altında bulunan yedi eyalette acil şartlar hakim olduğu ifade ediliyor. Tüm bu anlatılanlar Suud rejiminin Yemenli mücahitlerle yüz yüze savaşta aciz kaldığını ve bu yüzden namertçe yöntemlere baş vurarak muhaliflerin kontrolü altında bulunan bölgelerde Yemen halkını katliam ettiğini ortaya koyuyor.

 

 

 

Kuşkusuz Suud rejimi ve Yemen savaşında pek de önemli rol ifa etmeyen bir kaç Arap müttefiki Yemen’de bu denli barbarca bir şekilde insanları ve özellikle çocukları katliam edemezdi. Ancak Amerika, İngiltere ve özellikle korsan İsrail gibi rejimlerin destekleri Suud hanedanını bu şekilde Yemen’de onca barbarca cinayeti işleme konusunda küstahlaştırdı.

Amerika bir yandan Yemen krizinin barışçıl yollardan çözümüne vurgu yaparken öbür yandan Suud rejimine her türlü askeri, siyasi ve istihbarat desteği sağlıyor. Gerçekte Amerika yapımı ölümcül silahlar Arabistan rejiminin Yemen milletini kırmakta kullandığı en önemli silahlardır.

 

 

İngiltere de Yemen savaşı karşısında Amerika’dan farksız bir tutum izliyor. İngiltere’de muhalefet işçi partisi Başkanı Jeremy Korbin twitter hesabında İngiliz Başbakan Teressa May’in Arabistan ziyareti sırasında Yemen kuşatması karşısında sessiz kalması ve bu savaşta Riyad’a destek vermesi Yemen milletinin çektiği acılardan sorumlu olduğunu gösterdiğini belirtti. Korbin, Suud rejimi Yemen kuşatmasına derhal son vermesi ve Londra yönetimi de Riyad’a silah satışını durdurması gerektiğini vurguladı.

Bu arada siyonist rejimin Suud rejimine her türlü istihbarat ve hatta askeri yardımda bulunması ilginçtir. Bir süredir İran’a karşı Arabistan’a hakim olan Suud hanedanının müttefiki haline gelen İsrail bu hanedana her türlü desteği vermekten çekinmiyor.

 

 

Her halükarda Yemen’de başta çocuklar olmak üzere sivillerin Suud rejiminin saldırıları ve kuşatmasının esas kurbanı olduğu bir sırada uluslararası camia her ne şekilde olursa olsun Yemen’de daha fazla masum insanın ölümüne engel olması gerekiyor.