Haydi gülümseyin, Nevruz geldi
Nevruz bayramı neşe ve sevinç bayramıdır. Mutlu yaşamanın bayramı olan Nevruz, İslam dini tarafından da benimsenmiş ve üzerine vurgu yapılmıştır.
- Yolları sulayın, nigar geliyor
- Müjdeler olsun bahar kokusu geliyor
- Bağın canı geliyor, gözü, nuru geliyor
- Gam geri çekiliyor, sis perdesi aralanıyor
- Bağ selam veriyor, servi kıyam ediyor
- Sebzeler yeşeriyor, goncalar açıyor
İlkbahar gelişi ile ağaçları kış uykusundan uyandırıyor ve onlara yeniden filizlenme müjdesi veriyor. Baharın güzel müziğini dinle; bak kuşlar nasıl ötüyor ve ağaçları şukufe dolu dallarını alkış tutmaya davet ediyor.
Nevruz hayat davuluna vuruyor, toprak yeşeriyor. Çiçekler açıyor, ırmaklar dağlardan ve ovalardan aşağı doğru akarak her tarafa neşe ve yeşillik konusunu yayıyor. Baharda durgunluk ve hareketsizlik söz konusu olmaz; o zaman doğanın izniyle ayağa kalkmak ve baharın coşkulu manzaralarını izlemeye gitmek gerekir.
İlkbaharın başlaması, neşe ve umudun başlamasıdır ve Nevruz, insan ve aşkın yeniden doğarak yenilendiği gündür.
Yıllardır yeni yıla girerken, aileler bir araya gelir, Kur'an'ı Kerim elden ele dolaşır. Çocuklar bereketlensin diye Kur'an'ı Kerim arasında koyulan bayramlıklarını alır. Herkes ilahi kitabı öperek açar ve ayetleri üzerinde düşünür.
Varlık alemini yaratan Allah ilkbaharı gücü ve iktidarının işareti sayıyor ve kuru ve yapraksız kış mevsiminin ilkbahar mevsimine dönüşünü kıyamet gününde insanların yeniden dirilişinin bir işareti şeklinde tanımlayarak şöyle buyuruyor:
Rüzgârları gönderip de bulutu harekete geçiren Allah'tır. Biz onu ölü bir bölgeye göndeririz de ölümünden sonra toprağa onunla hayat veririz. Ölülerin yeniden dirilmesi de böyle olacaktır.
İlkbahar, insanları terbiye eden ve geliştiren ilahi hidayetle görevlidir ve her an gaflet ve hüsranda olan insan bu ilahi cemalin cilvesine ve doğadan ders almaya muhtaçtır. Bu yüzden İslami rivayetlerde yeni yılın ilk anlarından iç değişim talebi ile Allah’a ibadet etmeye ve yüce Allah’tan bize bu iç değişime uğramakta yardımcı olmasını niyaz etmeye vurgu yapılmıştır. Zira O’nun inayeti olmadan yeniden doğuşa umut yoktur. O zaman hep birlikte yüce Allah’a yalvarıyoruz:
Ey kalpleri ve gözleri değiştiren, ey gece gündüzü tedbir eden, ey yılları, kalpleri ve halleri yöneten, bizim halimizi de en iyi hallere değiştir.
Doğanın yeniden dirilişi başlamış, ölü doğa yeniden canlanmış, bitkiler ve hoş kokan çiçekler topraktan baş çıkarmıştır. Ağaçlar filizlenmiş, kuşlar kanat açmış ve ağaçların dallarına oturup ötmeye ve yeni bir hayat ve yaşam şarkısını söylemeye başlamıştır. Tüm bu güzellikler ve yeniden dirilişler Allah tealanın cemali ve güzelliğinin ayetleridir ve Hak tealanın şu sözünü hatırlatır:
Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (zatı) oradadır.
Nevruz bayramı neşe ve sevinç ve eğlence bayramıdır. İslam dininde neşeli yaşamak iyi yaşamın bir parçasıdır. İslam dini yaşamın ebedi kaynağından kaynaklandığından, mesajı de gerçek hayata yöneliktir. Dolayısıyla din açısından varlık aleminin tümü harekette ve gelişmektedir ve bu da insanoğlunun neşesi ve mutluluğu ile uyumludur.
İmam Ali -s- bu bağlamda şöyle buyurmuştur:
Neşe gönülleri ferahlatır ve mutluluk getirir; gam ve keder ise yürekleri daraltır ve sıkar.
Buna göre mümin insanı sevindirmek bir nevi ibadettir ve ilahi hoşnutluğa vesile olur. Dolayısıyla İslam dini mümin insanların neşelenmelerinin zemini için birçok şeyi göz önünde bulundurmuştur. Açık renkli elbiseleri giymek, hoş koku sürmek, neşeli ve sevince vesile olan İslami bayramlar gibi etkinliklere katılmak, izdivaç, evlat sahibi olmak, Hac farizasından dönmek, İslam dininin Müslümanların sevinebileceği faaliyetler olarak tavsiye ettiği durumlardır.
Bundan başka sılai rahim ve eş dost ve akrabaları ziyaret etmek, yoksul insanların durumu ile ilgilenmek de İslam dininin toplumu mutlu edecek faaliyetler olarak tavsiye edilen faaliyetlerdir.
Buna göre İslam dininde herkese tavsiye edilen bu tür etkinlikler kalıcıdır ve insanların ruhi açıdan yücelmelerine vesile olur. İslam dininde neşelenmek ve eğlenmek caiz olduğu gibi aynı zamanda güzel bir adettir ve İslami tealim bu tür etkinliklerin nasıl olacağının belirlenmesinde etkili rol ifa eder ve insanı kemale doğru hidayete erdirir.
Teknoloji hayatımızın ayrılmaz bir parçası olduğu günümüz dünyasında cep telefonu, sanal ortam, televizyon ve sosyal paylaşım sitelerinden bir kaç saat bile uzak durmak büyük bir meziyet sayılıyor. Özelikle bir süredir koronavirüs pandemisi insanların yüzünü soldurduğu şu sıralarda doğanın yeniden doğuşu ve Nevruz bayramının yüzümüze gülmesi bir nebze olsun teknolojilerin bize verdiği cismi ve ruhi zararları hafifleterek ruhumuza neşe ve mutluluk verebilir.
Her insanın cismi çeşitli yemeklere ve vitaminlere ihtiyaç duyduğu gibi ruhu de neşeye, eğlenceye ve benzeri durumlara ihtiyacı vardır. Neşelenmek, insan ruhunun çeşitli konumlarda gösterdiği olumlu bir tepkidir. Neşeli olmak insanda umutsuzluk, hüsran ve diğer olumsuz duyguları etkisiz hale getirir. Neşelenmek insana ruhi sağlığına kavuşmasına ve huzur bulmasına yardımcı olur. Ehl-i Beyt -s- fertlerinden İmam Rıza -s- şöyle buyurur:
Eğlence ve zevk veren faaliyetler size yaşamınızı yönetmenize yardımcı olar ve böylece dünyevi işlerinizde başarılı olmanızı sağlar.
Hayatında hedefi olan insan neşeli ve huzurludur. Neşe ve mutluluk duyguları bu tür insanların sosyal ilişkilerini geliştirmelerine yardım olduğu gibi, sosyal teamüllerine de derinlik kazandırır. Bu tür bir psikolojiye sahip olan insanlar başkaları ile çok rahat ilişki kurar ve teamülde bulunur ve karşılarındaki insanlar da onlarla kendilerini daha rahat hisseder. Bundan daha da ötesi, şad ve mutlu insanlar bir nevi iç huzura kavuşur ve onlarla ilişkilerin daha sürekli ve daha derin olmasına vesile olur. Mümin ve neşeli insanlar ilahi muhibetlerden ve nimetlerden zevk alır ve bu nimetlerden hedeflerine ulaşma yolunda yararlanır.
Şehit üstat Murtaza Mutahhari bu bağlamda şöyle diyor:
İnsan fıtratı itibarı ile saadet ve mutluluk peşindedir ve saadete kavuşma hayali bile onu mutlu eder ve bilakis şom ve mahrum bir geleceğin korkusu onu ızdıraba sürükler. Burada dini iman insanlara dünyaya karşı güven duygusu kazandırır ve sonuçta korku ve ızdırapları ondan uzaklaştırarak huzura kavuşmasını sağlar.
Nevruz bayramı doğanın neşe ve tebessümünün doruk noktasıdır. Çiçeklerin hoş kokusu ve yeşillikler gönülleri coşturur ve varlık aleminde yeniden doğuş ve yeşermenin şevki insanların kalbine şükran ve aşk duyguları ile doldurur ve herkes bu sevincin sürekli olmasını arzu eder.
İslam dini neşeli günleri takdir eder ve geleneklerin hurafe ve olumsuz yönlerini reddederek insanlardan güzel anların devam etmesi için sevinçlerinden ibret almalarını ve gafletten uzak durmalarını ister.
Dini rivayetlerde de Nevruz bayramının özel yeri vardır. İmam Cafer Sadık -s- yer yer bu günün önemini hatırlatarak şöyle buyurur:
Yeni yılın başında Hz. Adem yaratıldı ve bu gün, Allah’tan hacetleri niyaz etmek için güzel bir gündür. Bu güzel günde yıkanın ve kendinizi temiz tutun ve en güzel elbiselerinizi giyin ve hoş koku sürün ve Allah’a şükredin.
Biz de şimdiden gelecek Nevruz bayramınız kutlu olmasını niyaz ediyoruz.