Nisan 06, 2018 16:49 Europe/Istanbul

Müslümanların seçkin örneği olan Yüce İslam peygamberi hz. Muhammed –saa- , yeme ve içmede tüm islami kurallara uyardı ve o hazretin siyer ve yöntemleri her zaman Müslümanlar ve hatta özgür insanlar için kılavuz sayılıyor.

Resul-i Ekrem –saa- sahip olduğu takva yüzünden günde bir öğünden fazla yemek yemezlerdi ve tükettiği gıda ise o hazretin yüce Allah’a kulluk ve ibadet, halka ise hizmet edecek kadardı. O hazret acıkınca yemek yer ve başkaları ile birlikte yemek yemeye çalışırdı. Nitekim , münferit yemek yemenin bereketli olmayacağını ve ailede topluca sofraya oturmak gerektiğini “Yemeği topluca yiyiniz, dağınık olmayınız, şüphesiz ki bereket topluca yemektedir.” şeklinde ifade etmiştir.Resulullah hazretleri efendimiz, yemeğe başlarken ve bitirirken Allah’ın adı ile başlar ve O’na şükr etmekle bitirirdiler. 

Resulullah özellikle bir yemek üzerinde ısrar etmez ve halkın sıradan yemekleri gibi yemekleri yerdi. Bu arada en sade yemekle yetinir ve ona şükrederdi. Tebersi’nin bildirdiğine göre o hazret çeşitli yemekler tüketirdi. Özellikle bir yemek üzerine ısrar etmez ve yararlı yemekler bulduğunda fiziki ihtiyaçları gidermek için onlardan yararlanırdı. Genelde o hazret kepekli un ve arpa ekmeği kullanırdı üstelik tam da doymadan yemekten çekilirdi. Bazı rivayetlerde arpa ekmeğinden, peygamberlerin ekmeği olarak söz ediliyor. Örneğin bir rivayette İmam Rıza’dan –as- şöyle anlatılıyor: İnsanları arpa (ekmeyi) yemeye tavsiye etmeyen ve ona bereket talep etmeyen hiçbir peygamber yoktu. Ve (bu yemek) hastalığı yok edecek hiçbir mideye girmemiştir. Ve bu, peygamberlerin yemeğidir ve iyilerin erzakı. Ve yüce Allah peygamberlere başka yemek belirlemekten kaçınmıştır. 

İslam peygamberi her zaman halkı sadeliğe teşvik ederken, onları azla yetinmekle tavsiye ederdi. O hazretin sadeliği, tüm yaşamının boyutlarında ve hatta yemek yemesinde bile göze çarpardı. Resulullah –saa- daima arpa unundan yapılmış ekmek yemişler, kepeği iyice ayıklamış has undan mamul ekmek yememişlerdir. Kepeği iyice ayıklamak için elek kullanılmamış.Resul Ekrem’in –saa-  buğday ununa rağbet etmeyişini, buğdayın zararlı oluşundan veya buğday unu yemenin dinî sakıncasının bulunuşundan çok o dönemde Hicaz bölgesinde buğdayın ithal edilen pahalı bir yiyecek olmasına, Hz. Peygamber'in de lükse karşı kesin tavır koymasına bağlamak daha doğru olacaktır. Buna ilave olarak arpa unundan yapılan ekmeği tercih edişlerinde iktisadi sebepler yanında arpa ekmeğinin doyurucu ve besleyici oluşunun da bu tercihte payı vardır. Kepeğin iyice ayıklanmayışını sindirim sistemine faydası ile açıklamak mümkündür.

Resul-i Ekrem yemeklerin sağlıklı ve yararlı olmasına da büyük önem verirlerdi. Yemeğin insana zararlı olmaması ve vücuda yarar sağlaması gerekirdi. Tabi ki zararlardan biri yemeğin aşırı sıcak olmasıdır. İslami öğretilerde sıcak yemeklerden kaçınmaya vurgu yapılmıştır. Koleyni İmam Sadık’tan –as- o hazret de Emirülmüminin hz. Ali’den –as- naklen Resulullah’a –saa- sıcak yemek getirince o hazretin yemeğin soğumasını beklemelerini ve “ Allah’u Teâlâ ateşi bizim yemeğimiz kılmamıştır ve bereket sıcak olmayan yemektedir” buyurmuştur.Bazı rivayetlere göre o hazret, ağızda kokubırakan yemek ve bitkilerden kaçınırdı. Tabi ki bu kaçınmak o yiyeceklerin kokusundan sosyal ve ailevi etkileri sebebindendi, o yemeklerin zararlı olmasından değil. Tebersi’nin belirttiğine göre Resulullah –saa- genelde ağızda koku bırakan soğan, sarımsak vb yemekler tüketmezlerdi. 

İslami öğretilerde fazla yemek, tenkit edilmiştir. Din büyükleri ve evliyalar her zaman halkı fazla yemekten menetmiş ve yemekte ılımlı olmayı teşvik etmiştir. İslam peygamberi –saa- de her zaman gerektiği kadar yemek yerdi ve her zaman fazla yemekten kaçınırdı. O hazret uygun yemek miktarını şöyle anlatıyor: Adem evladı, hiçbir zaman karnından daha kötü bir kabı doldurmamıştır, onun hayatını sürdürmek için birkaç lokma yeterlidir. Eğer yemek mecburiyetinde ise (midesinin) üçte biri yemeğe, üçte biri içmeye ve üçte birini de nefes almaya ayırmalı. Bu bağlamda Resulullah’ın –saa- eşlerinden bazıları o hazretin karnının asla yemekten dolmadığını belirtiyorlar.

Resul-i Ekrem, daha az yiyen ve daha hafif olanın Allah katında daha sevilen kul olduğunu söylerken, İmam Cafer sadık –as- da bir vecizede halkın yemeklerinde ılımlı olmaları halinde vücutlarının güçlü ve sağlıklı olacağını belirtiyor. Emirülmüminin Ali –as- da halkın yemeklerini azalttıkları halde daha az hastalanacaklarını tavsiye ediyor. İmam Rıza –as- da ölçüden fazla tüketilen yemeğin asla faydası olmadığını, herkesin ölçüsü kadar yemek alması zira onunla beslenerek yararlı olduğunu belirtirken, her yemeğin tam mevsiminde tüketilmesi, tam doymadan yemekten çekilmesi, bunun Allah’ın isteği olduğunu, akla zeka kattığını buyuruyor. 

Resulullah efendimiz –saa-  sadece acıkınca ve bedeni yemeğe ihtiyacı olunca yemek yerdi. Bir rivayette o hazretten şöyle naklediliyor: İştahın olduğu zaman yemek ye ve daha iştahlıyken yemekten çekil. Enes bin Malik o hazretin ancak ihtiyacı olduğu zaman et veya ekmek tükettiğini belirtiyordu. Resulullah –saa- çok misafirperverdi, asla tek başına yemek yemez ve şöyle buyururdu: Size en kötülerden haber vereyim mi? En kötüleri, tek başına yemek yiyen, kölesini döven ve misafirini kabul etmeyendir. Resulullah –saa- topluca yemek yemek, yemeklerin helal olması, başta Besmele çekmek ve yemek sonunda Allah’a hamd etmeyi, yemek adabının en iyileri olduğuna işaretle, en iyi yemenin bir çok kişi tarafından yenen olduğunu belirtiyordu. İmam Cafer Sadık –as- da Resulullah’tan –saa- naklen, cemaatin berekete sebep olduğunu, bir kişi için yemeğin iki kişiyi, ve iki kişi için yemeğin ise dört kişiyi doyurduğunu belirtiyordu. 

Yine Tebersi’nin belirttiğine göre bir gün adamın biri Resulullah’a –saa-, yemek yediklerini, fakat doymadıklarını arzeder. Resulullah –saa- , “belki tek başına yemek yiyorsunuz, yemekte toplanın ve Allah’ın adını zikredin ki sizler için berekete sebep olsun” diye buyuruyor.Günümüzde de beraber yemek yemenin mutluluk ve neşe ile beraber olduğunu, bunun ise yemeğin daha iyi sindirilmesine sebep olduğu ispatlanmıştır.