Şubat 01, 2019 19:11 Europe/Istanbul

Bugün sizlerle cilt sağlığı konusunu ele alacağız. Birlikte dinleyelim.

Hepimiz sağlıklı, canlı, şeffaf ve güzel bir cilde sahip olmak isteriz, üstelik güzellik sırlarından birinin canlı ve parlak bir yüz olduğunu düşünürüz. Yüz ve ciltteki kırışıklıklar bir nebze insanın moralini bozar ve insanın özgüvenini kaybederek yaşlandığını hissetmesine sebep olur.

Diğer yandan cilt, vücudun en büyük organı olarak bir savunma ve kalkan fonksiyonuna sahiptir, böylece vücudu dış etkenlerden korur. Ciltteki çoğu hastalıklar ve pürüzler yaşamı tehdit eden faktörler değiller, fakat bazı iç hastalıkların belirtisi olabilirler. Ciltle ilgili sorunların tedavisi büyük masraflar gerektirirken insanın yaşam kalitesini de olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden her hastalıkta olduğu gibi, cilt hastalıkların önlenmesine böylece yüklü tedavi masrafları ve moral bozulmaların önlenmesine çalışılmalıdır.

İnsanın cildi, çeşitli hayat evrelerinde bazı psikolojik, hormonal, genetik, çevre vb. nedenlerden dolayı değişikliklere ve hatta sorunlara maruz kalabilir. Örneğin insan cildi, ergenlik yaşlarında cinsel hormonları nedeni ile yağlanır, veya kadınların adet dönemlerinde ciltleri yağlanırken menopoz döneminde ise kurur. Bu yüzden cilt belirli yaşa kadar sahip olduğu özelliklerini kaybedebilir, kuru bir cilt yağlı, yağlı bir cilt karma veya tersine dönüşebilir.

Yorgunluk, fazla mesai, gece hayatı, alkol, sigara, standart ve sağlıklı olmayan makyaj malzemeleri, ilaçların doktor tavsiyesi olmadan tüketilmesi ve diğer bir çok yanlış alışkanlık insan cildine zarar vermekle kalmayıp üstelik erken yaşlanmasına da sebep olur.

Günümüzde cilt güzellik merkezleri ve tedavi yöntemlerinin sıcak piyasası ile birlikte çok pahalı ve çeşitli kremler ve ürünler cildin güzelliği ve sağlığını korumak için sunuluyor fakat bundan 1400 yıl önce dini önderler ve Ehlibeyt imamları İslam'ın öğretilerine dayanarak insan sağlığı,  hijyen ve güzelliğine dayalı önemli tavsiyelerde bulunmuşlardır.

Bilindiği üzere beslenme tarzı diğer tüm organlar gibi cildinde güzelliği ve tazeliğinde büyük etkisi vardır.  Çeşitli besin değerlerine sahip olan gıda maddelerini tüketmek zaruridir.  Zira dengeli bir beslenme tarzı, bir insanın yetersiz beslenmemesi için gereken protein,  vitaminler ve mineralleri içeriyor.  Böyle dengeli bir beslenme programı insanların yaşam kalitesini yükseltmekte büyük etkisi ve katkısı olur.

Emirül müminin hz. Ali -as-  Resul-i Ekrem’den naklen şöyle anlatıyor:  Kardeşim İsa -as- bir kentten geçerken kavga etmekte olan bir kadın ve kocayı görür.  Hazret olayın ne olduğunu ve neden bağırdıklarını sorunca adam şöyle anlatıyor:  Ey Allah'ın resulü bu kadın benim eşimdir,  hiçbir kötü tarafı yoktur hatta salihe  bir kadın da sayılır fakat onu sevmeme rağmen ondan ayrılmak istiyorum. Hz. İsa -as- adamın karısından neden ayrılmak istediğini sorunca adam şöyle cevap veriyor:  karım yaşlanmadan yüzü  çok yaşlanmıştır.

Hz.  İsa -as- kadına  yüzündeki canlılığı tekrar kazanmasını isteyip  istemediğini sorunca kadın evet demiş. Hz. İsa -as- da  kadına şöyle bir  tavsiyede bulunmuş:  Yemek yerken doymadan yemekten çekil, zira eğer yiyecek, karın ve midede fazla olursa yüzündeki canlılık ve tazelik yok olur. 

Kadın Allah Resulü'nün tavsiyesine  uyunca yüzündeki  kırışıklıklar ve yaşlılık belirtileri yok olur.

Meyve, sebze ve taze besin maddeleri gençliğin anahtarıdır ve cildin erken yaşlanmasını engelliyor zira önemli oranda antioksidan içeriyorlar.  Meyvelerde ve sebzelerin  bir çoğunda bulunan kimyasal pigmentler yüksek antioksidan özelliğine sahiptirler.  Söz konusu antioksidanlar hücrelerin bozulmasını engelliyorlar. Böylece vücutta var olan serbest radikalleri, özellikle de çevre ile direkt temasta olan cilttekileri felç ederek onların tahrip gücünü engelliyor.

Bazı meyveler ve sebzeler doğal şekerlere ilaveten C vitamini ve bioflavonoidler  içeriyorlar. Flavonoid, bitkisel kökenli olup sitrin, bioflavonoid ve P vitamini olarak adlandırılan, bitkilere sarı, turuncu, kırmızı gibi  renkleri veren ve insan vücudunda antioksidan işlevini yürüten bitkisel besin maddesi grubunun genel adıdır. Başka bir ifade ile flavanoidler  bitki pigmentleri olarak biliniyorlar. Flavonoidlerin insan sağlığı üzerindeki yararlı etkileri kısmen onların antioksidan aktiviteleri olarak açıklanabilir. Antioksidatif özellikleri yüzünden flavonoidlerin; kanser gibi, serbest radikallerin neden olduğu hastalıkların başlangıcını geciktirdiği ve önlediği düşünülmektedir.

Portakal, limon, mandalina vb.  turunçgiller, çeşitli dut, domates, dolma biber, kavun, Çelik, karpuz,, vişne, Kiraz, kivi, patates ayrıca brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler önemli oranda C vitamini ihtiva ediyorlar.  Üzüm,  kurutulmuş üzüm, vişne, mandalina, portakal, greyfruit  ve limon yüksek oranda flavonoid  içeriyorlar.

Yüce Allah, Bakara suresinin 266., En’am suresinin 99., Nahl suresinin 11 ve 67. Ayetleri gibi  bir çok ayette üzüm bağlarından söz etmiştir.

 Tabii ki klorofil de erken yaşlanmayı engeller.  Maydanoz, ıspanak brokoli, tere,  nane,  pancar yaprakları, fesleğen de klorofil kaynakları sayılır.  Unutmamak gerekir ki pişmiş ve pişmemiş klorofilin özellikleri aynıdır.

Cildin tazeliğinin korunması ve güçlenmesine  yarayacak besinlerden biri limondur.  Limonda mevcut olan asit cildi aydınlatırken kırışıklıkların daha az göze çarpmasını sağlar.  Ayrıca taze limonun kokusu insanda iyi bir his oluştururken moralinin düzelmesine sebep olur.  Geleneksel Nebevi Tıp dalında turunçgiller özel ve önemli değere sahiptir.  Din önderleri, rabbani ilhamlar  sayesinde insan toplumunun, meyvelerin ve doğal ürünlerin değerinden haberdar olmaları ve faydalanmalarına sebep olmuşlardır.  Ehlibeyt imamlarının tıbbi tavsiyelerinde yemekten önce ve sonra turunçgillerin tüketilmesi önemle tavsiye edilmiştir.  İmam Rıza -as- bu değerli meyvenin tüketilmesini hem yemeğin sindirilmesi  ve cezb edilmesinde ayrıca  kan tasfiyesi, metabolizmanın hızlandırılması ve kanın yoğunlaşmasının önlenmesinde yararlı olduğunu belirtiyor.

Tabii ki sıvı tüketmenin cildin yaşlanmasını  önleyebilmesindeki  etkisi kanıtlanmıştır.  Yeteri kadar neme sahip olan bir cilt daha az kırışır.  Gün boyunca cildin terlemesi için yeteri kadar suyun tüketilmesi,  cildin kurumasını,  çatlamasını ve yaşlanmasını engeller.  Uzmanlar günde 6 ila 8 bardak su içmeyi öneriyorlar.  Tabii ki kahve ve gazlı içecekler,  sıvı alımı için iyi bir kaynak sayılmazlar zira içerdikleri Kafein,  idrar söktürücü özelliğe sahip olduğundan vücuttaki suyun atılmasına sebep oluyorlar.

 Bu arada unutmamak gerekiyor ki uykudan önce fazla su içmemek gerekiyor zira sabahleyin  ödem  oluşmasına sebep olabilir.