Nisan 06, 2018 18:41 Europe/Istanbul
  • Batıda İslamofobi – 5

Bugünkü sohbetimizde sizlere Amerika'da İslam düşmanlığının artması ve Britanya'da camilere saldırı konularını ele alacağız.

İslam, adalet, barış, insan severlik ve şefkat dinidir. İslam peygamberi hz. Muhammed'in –saa- en önemli özelliklerinden biri ise o hazretin iyi ahlakıydı. İslam'ın Arap yarım adasında bedeviler arasında hızla yayılmasının sebeplerinden biri ise Resulullah'ın –saa- şefkatli ve sevgi dolu davranışı ve ahlakıydı. Hz. Muhammed –saa- ve ehli beytinin –as- önemli tavsiyelerinden biri de halka ve Müslümanlara iyi davranmaktı. Bu tavsiyenin muhatabı sadece Müslümanlar değildi, Resul-i Ekrem –saa- İslam dinini kabul etmeyenlere bile sevgi ve şefkatle davranılmasını tavsiye ediyordu. Resulullah –saa- ve değerli ehli beytinin –as- Müslüman olmayanlara karşı sevgi dolu davranışı ve bu sayede bir çok gayrı Müslümanın İslam dinini seçerek Müslüman olduğu hakkında bir çok rivayet anlatılıyor.

Şimdi İslam dininin zuhurundan 14 asır geçerken, batıda bir grup, İslam dininin aşırıcılık ve terörizm yanlısı ve kaynağı olduğunu iddia ederek, İslamofobi ve İslam düşmanlığını tüm dünyaya yaymaya çalışıyor.

Maalesef İslam dünyasında bazı yönetimler ve özellikle Arabistan'a hakim olan vahabiler, İslam öğretilerini yanlış yorumlayarak, yaptıkları eylemlerle, batıdaki İslam düşmanlarının ihtiyaç duyduğu aşırıcılığın örneklerini onlara sunmakta. Bu zümre tekfirci ve IŞİD gibi terör grupları kurup onlara destek vererek, batıda İslam'ın çehresini zedelemeye çalışanlara adeta hizmet vermekteler. Fakat öz Muhammedi İslam, IŞİD ve Arabistan'a egemen olan vahabilerin sözde İslam'ı ile hiçbir alakası yoktur. İşin ilginç yanı ise Amerika ve İngiltere'nin başında bulunduğu batı dünyasının Suudi Arabistan'ın yakın müttefiki olmasıdır. Aslında batı dünyası Suudi Arabistan'a destekle, İslam düşmanlığı ve İslamofobi hareketine yardımcı oluyorlar. Onlar böylece adalet, barış ve sevgi çağrısı yapan, herkesi tevhide çağıran, zulme boyun eğmemesini söyleyen, adalet ve barışa dayalı toplumun kurulmasına davet eden İslam'ın gerçek çehresinin açığa çıkmasını engelliyorlar.

İşte Arabistan ve batılı hükümetler arasındaki bu ilişki sonucu, batı ülkelerinde Müslümanlara karşı şiddet, ırkçı ve dini ayırımcılığa dayalı eylemeler artmaktadır. Amerika İslami ilişkiler konseyi yayınladığı raporda, 2013 yılından itibaren Müslümanlara yönelik şiddet eylemleri ile ilgili topladığı belgeler uyarınca, Müslümanlara nefret saldırılarında 2016 yılının en kötü yıl olduğu belirtiliyor.

Amerika İslami ilişkiler konseyinin raporuna göre, 2017 yılı birinci yarısında Müslümanlara saldırı vakaları %24 oranında artmıştır. Konseyin İslamofobi ile mücadele ve denetleme bölümü koordinatörü Zeynep Arian bu bağlamda yaptığı açıklamada, başkan Donald Trump'ın seçim kampanyasının bu artışta etkili olduğunu, oluşan nefret ve taassubun Amerikalı Müslümanlar ve diğer azınlıkların hedef alınmasına sebep olduğunu belirtti. Amerika'da yaşayan Müslüman kadın Zeynep Arian, Amerikalı Müslümanlara yönelik tutucu saldırıların 2017 yılında da devam etmesi halinde, bu yıl da korkunç olaylara şahit olunacağı uyarısında bulunuyor.

Amerika İslami ilişkiler konseyi, 2017 yılı etnik ve dini azınlıklara yönelik tutucu saldırılarla ilgili raporunda, söz konusu saldırıların %32'sinin Müslümanlara yönelik olduğunu, saldırıların %20'sinin ise mağdurun Müslüman olduğu şüphesi ile gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Bu arada Müslüman bayanların tesettürü ise Müslümanlara karşı saldırıların %15 oranını oluşturuyor.

Avrupa'da İslamofobi ve İslam düşmanlığı özellikle de Britanya'da artmakta. Britanya'da Müslüman karşıtı saldırıları ölçme kurumu "Tell MAMA" (Measuring Anti-Muslim Attacks) en son raporunda, Britanya'da haftada ortalama bir kez bu ülkede camilere saldırı düzenlendiğini belirtti. Britanya polisi tarafından yayınlanan raporlar uyarınca Britanya'nın AB'den ayrılması referandumu Brext'ten sonra Müslümanlara karşı işlenen suçlarda %23 oranında artış yaşandı. Tell MAMA sorumlusu Feyyaz Mughal, camilerin İslam düşmanlığına dayalı saldırıların en fazla hedefi olma sebebi hakkında yaptığı açıklamada bazı etkenlere değiniyor.

Feyyaz Mughal açıklamasında, "Camiler, İslam'ın simgesi ve Müslümanların toplandığı mekandır; işte bu yüzden İslam düşmanlığı hareketlerin daha çok saldırılarına uğruyor."dedi.

Tell MAMA açıklamasının devamında şöyle diyor:

İslam karşıtı eylem failleri, onların camilere yönelik saldırılarının, bir kişiyi tehdit etmek veya hatta saldırıdan daha fazla yankısı olacağını düşüyorlar. Bir camiye saldırı, namaz kılanların da hedef alınabileceği mesajı veriyor, böylece kentteki tüm Müslümanların da tehdidi anlamındadır.

Tell MAMA raporlarına göre İngiltere'de İslami merkezler ve camilere yönelik saldırlar daha çok kundaklama, domuz etinden yapılan yemekler bırakmak gibi tacizler ve şiddet eylemleridir.

Britanya'da İslam düşmanları genelde koordineli bir şekilde camilere saldırıyorlar. Onların en son eylemi ise camilerin bombalanacağına dair mektuplar bırakmaktır. İslam düşmanları bu şekilde ülkede yaşayan Müslümanlar arasında korku ve panik oluşturmayı hedefliyorlar. Son 4 yılda camilere 197 tehdit ve taciz vakasının Tell MAMA'ya rapor edildiği belirtiliyor; tabi bunlar rapor edilenlerdir. Tabi ki İngiltere'de yaşayan Müslümanlara saldırı ve taciz, fiziki eylemelerle sınırlı değildir. İslam düşmanlarının bir diğer saldırı aracı ise İslam karşıtı makaleler yazmaktır. Britanya'da bazı basın ve yazılı medyası, İslam karşıtlığı ve düşmanlığı ile bilinen yazarlara köşe ayırıyorlar. Tabi ki İslam ve Müslüman karşıtı söz konusu kesim, TV kanallarında da aktif bir şekilde boy gösteriyorlar.

Maalesef İslamofobi ve İslam düşmanlığı sadece batı dünyası ile sınırlı değildir. Asya'nın doğusundan Afrika'nın kalbine kadar İslam düşmanlığı ve İslamofobi örnekleri göze çarpıyor. Geçen hafta Singapur'da  gerçekleşen bir konferansta katılımcı Müslüman gençler bu ülkedeki islamofobinin artışından kaygılı olduklarını duyurdular. Konferansın düzenleyicilerinden olan aktivist Singapurlu gençlerden biri, bu konuya değinerek, Singapur'daki islamofobinin batıdakine benzemediğini, fakat artık halkın Müslümanlara farklı bir bakışla yaklaştıklarını ve onların potansiyel suçlu olarak baktıklarını belirtti. Söz konusu Singapurlu aktivist genç, "Bu ortamda diğer ırklar ve dinlere mensup olanların İslam hakkında daha çok bilgiye sahip olmalarını sağlamalıyız, üstelik İslamofobi ile mücadelede asla yorulmamalı ve yılmamalıyız."dedi.