Nisan 06, 2018 18:45 Europe/Istanbul
  • Batı’da İslamofobi -7

Bugünkü sohbetimizde batıda İslamofobi sürecinde, Amerika Minnesota eyaletinde bir camiye düzenlenen saldırı ve Müslümanların tepkisini ele alacağız.

ABD'nin Minnesota kentinde 5 Ağustos tarihinde sabahın erken saatlerinde bir camide sabah namazı öncesi yaşanan patlama sesi korkuya sebep oldu. Olayın iyi tarafı can kaybının yaşanmamasıydı.

Yerel polisten yapılan açıklamada, Bloomington bölgesindeki Dar el-Faruk İslam Merkezi'nde sabah saat 05.00 sıralarında patlama yaşandığı belirtilerek, olayla ilgili soruşturma başlatıldığı ifade edildi.

Dar el-Faruk İslam Merkezi başkanı Muhammed Ömer daha önce de telefon ve elektronik posta ile tehdit aldıklarını söyleyerek, Merkezin daha önce “El-Faruk Aile ve Gençler Merkezi” adı ile faaliyet yaptığını söyledi. Muhammed Ömer, patlama sırasında tüm komşuların uykuda olduğunu ve sesten korkuya kapıldıklarını söyledi. 

Minnesota Müslüman Amerikan Cemiyeti'nin İcra Direktörü Asad Zaman düzenlediği basın toplantısında, cami cemaatinden bir görgü tanığının ifadesini aktararak patlamanın, sabah namazının hemen öncesinde, kamyonetli birinin imamın ofisinin penceresinden içeri bir şey atıp, hızla uzaklaşmasının ardından yaşandığını belirtti.

Patlama olduğu sırada camide 20'ye yakın kişinin bulunduğunu ancak olayda can kaybının yaşanmadığını anlatan Zaman, imamın ofisindeki pencerenin camlarının kırıldığını ifade etti.

Yerel televizyon kanalına açıklamada bulunan bir görgü tanığı da patlamaya "yangın bombasının" neden olabileceği yorumunda bulundu.

Merkezin Müslüman olmayan komşularından “Rio Curtis Di Ying” patlamadan birkaç saat sonra olay yerine çiçek bırakarak yazdığı notta şunları yazdı: Ben ve arkadaşlarım Ramazan ayında bu camiyi ziyaret ettik ve burada Müslümanların yanındayız. Camiye saldırı, tıpkı bir kilise, bir sinagog veya diğer dinlerin kutsal mekanlarına saldırıdır, öyle ise biz hepimiz siz Müslümanların yanındayız.

Fakat Amerika’da herkes böyle düşünmüyor; Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar arasında açıkça bir fark var. Eğer Amerika’da bir kilisede bomba saldırısı düzenlenirse, terör saldırısı sayılırken Donald Trump bunun Hıristiyanlığa yapılmış bir saldırı olduğunu çığlık çığlığa bağırırken, bu olay sadece Amerika değil tüm dünyanın en önemli haberine dönüşürdü. Fakat Amerika’da bir camiye veya Müslümanların toplandığı mekanlara saldırı düzenlenmeyen bir hafta geçmezken olayla ilgili hiçbir tepki yaşanmıyor.

Amerika İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Sözcüsü İbrahim Hooper, "Ulusal düzeyde kamu görevlilerinin sessizliği sadece İslam düşmanlarını güçlendirecek" açıklamasında bulundu. Minnesota Müslüman Amerika Toplumu Başkanı Asad Zaman da yaptığı açıklamada, "Başkan Trump'ın bu konuda neden tweet atmadığını merak ediyoruz" ifadesini kullandı. CAIR Kamu İlişkileri Müdürü Robert McCaw ise Başkan'ın sessizliğinin bilinçli bir tercih olduğunu savundu.

Bundan bir süre önce yine Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde Müslümanlara ait bir mezarlık ırkçı saldırıya uğradı. Saldırganlar duvarlara sprey boyalarla kırık haç ve hakaret içerikli yazılar yazdılar.

Fakat tüm bunlar buzdağının görünen kısmı olarak özellikle Trump döneminde Müslümanlara yapılan saldırıların görüntüsüdür. 2017 yılının ilk 3 aylık döneminde 4 cami kasten kundaklandı. Florida’dan Texas ve Washington’a kadar çeşitli eyaletlerde saldırıya uğrayarak tahrip olan camilerin görüntüleri, daha önce ırkçılar tarafından saldırıya uğrayarak kundaklanıp tahrip olan Siyahilerin kiliselerini andırıyor.

Amerika’da Vatandaş Özgürlükleri Birliği, son aylarda camilere düzenlenen saldırılarla ilgili ülkenin 50 eyaletinin haritasını yayınladı. Harita çok ilginç konuları yansıtıyordu. Harita neredeyse saldırı gerçekleşmeyen hiçbir eyaletin bulunmadığını gösteriyordu. Gerçi harita önemli derecede uyarıcıydı fakat hiç de beklenmedik değildi. Zira Trump’ın göreve başlaması ile İslam düşmanları, camiler ve kutsal dini mekanlara saldırıda iki hedef amaçlıyorlar. Biri Müslümanlar arasında korku oluşturarak onların camilerde toplanmasını engellemek ve diğeri de Müslümanları diğer dinlerin kutsal mekanlarına benzer saldırılarda bulundurması. Böylece saldırganlar, Müslümanların terörist olduğunu yansıtma çalışmalarının hedefine ulaşır ve İslam dininin de şiddet yanlısı ve radikal bir din olduğunu tanıtabilirler.

İslam düşmanı "Amerika için eylem" grubunun kurucusu Brijit Gabriel'e göre Kur'an'a inananlar Amerika için sadık vatandaşlar olamazlar. Cumhuriyetçilere destek veren İslam düşmanı bazı gruplar, İslam'ın bir din değil, tekelci bir ideoloji olduğunu iddia ederek, bu yüzden Müslümanların din özgürlüğü kapsamına girmediğini savunuyorlar. Amerika'da İslam düşmanlığı akımı Trump'ın işbaşına gelmesi ile çok güçlendi. Amerika'nın çeşitli eyaletlerinde Müslümanlara yönelik terörizm bahanesi ile artan saldırılar bu gerçeği ortaya koyuyor. Fakat Müslümanların bu harekete karşı tepkileri çok bilinçli ve uyanıktı. Onlar İslam düşmanlarının oyununa gelmezken, İslam'ı aydınlatma çalışmalarına odaklandılar. Bu hareketlerden biri ise İslami merkezlerin kapılarını tüm Amerikalı vatandaşlara açmak ve onların İslam öğretileri hakkındaki sorularına cevap vermekti.

Illinois eyaletinde Müslümanların girişimi ile Amerikalı vatandaşlara İslami öğretiler hakkında bilgi aktarmak amacı ile cami turları düzenleniyor. Illinois eyaleti sakinlerinden onlarcası eyaletin camilerinden birinde toplanarak, İslam ile ilgili kendi sorularını direkt olarak Müslümanlar ve cemaat imamı ile paylaştılar. Söz konusu cami turunda çeşitli dinler ve mezheplerden Amerikalı vatandaşlar katılırken bazıları ilk kez bir camiye girme şansına sahip oldu.

Cami turuna katılanlardan Michel Goodainav şöyle konuştu:

Geçen Pazar günü kilisede papaz toplumda vahdetten söz etti ve arkadaşlıkların kiliseleri aşması ve toplumda ortaya çıkması gerektiğini söyledi. Ben de bu tura Amerikalı Müslüman vatandaşlarla derin dostluk kurmak amacı ile katıldım..

Yine tura katılanlardan bir diğeri de camiyi gezme tecrübesi hakkında şöyle dedi: Cemaat imamı ve diğer Müslümanların açıklamaları ayrıca cami ve diğer İslami mekana gitmemizle kafamızdaki bir çok soru çözülmüş oldu. örneğin Müslümanların neden camiye girerken ayakkabılarını çıkarttıklarını artık biliyoruz, zira onlar halıların üzerine secdeye gidiyor ve oraların temiz olması gerekiyor.

DeKalb kenti İslami merkezi başkanı Muhammed Labadi, gayri Müslim ziyaretçileri karşılamada yaptığı konuşmada Müslümanlar açısından günlük namazların önemine vurgu yaparak onların sorularını cevaplandırdı.

Avrupa ve Amerika'da "camilerin açık günü" olarak seçilen günde çeşitli dinlerden insanların camiye girmeleri serbestir. Bugün nedeni ile düzenlenen etkinlikte halkın İslam ve Müslümanlar hakkında doğru bilgiye sahip olmalarına çalışılıyor.

Yapılan en son araştırmalar, Amerika'da islamofobinin artması ile birlikte halkın İslam'ı ve Müslümanları tanıma ve onlarla arkadaş olma eğiliminin de arttığını gösteriyor. Bu arada Müslümanlar da Amerikalı vatandaşlara İslam'ı tanıtmak için çeşitli yöntemler kullanıyorlar. Kenya doğumlu 42 yaşında Hindistanlı doktor Eyaz Virci Amerika Florida eyaletinde büyümüş ve George Town üniversitenden mezun olmuştur. Köylerde hizmet vermeyi seven Virci, 3 yıl önce Dawson kentine giden ilk Müslümandı ve şimdiye kadar da orada yaşıyor. Kendisi Trump'ın başkan seçilmesi ile halka gerçek İslam çehresini tanıtarak başkanın İslam düşmanlığına karşı mücadele yolunu seçmiştir. Virci hastalara verdiği hizmetten dolayı halk arasında sevilen biridir ve bu yoldan gerçek İslam'ın çehresini halka tanıtmaya çalışıyor.

Minnesota eyaleti Amerikan İslam İlişkileri Konseyi şube başkanı Ceylani Hüseyin, İslam'ı tanıtma faaliyetleri hakkında şöyle diyor: Eğitim programlarından biri, Texas'ta gayri Müslimlerin, Müslümanlara yönelik ırkçı olaylara karşı kriz yönetimi timlerine üye edilmesidir. Gayri Müslimlerin, İslam karşıtı açıklamalar ve söylemlere nasıl karşılık vermelerini öğretiyoruz. Amerika seçimleri ve Müslüman göçmenlerin girişinin yasaklanması ardından onlara yönelik düşmanlık arttı. Bu yüzden bir çok Amerikalı söz konusu timlere kayıt olarak Trump'ın ırkçı siyasetlerine karşı mücadele ediyorlar. Müslümanlara destek verenlerin bir kaç adım atmaları gerekiyor, örneğin Müslümanlarla olan iyi hatıralarını sosyal paylaşım sitelerinde paylaşmak veya sığınmacılara halktan yardım toplamak gibi.

Texas eyaletinde Saint Mary üniversitesi hocası Rick Bernardo söz konusu gönüllülerden biridir ve bir çok Müslüman dost ve iş arkadaşı vardır. Bernardo İslam'dan ve müslümanlarla olan güzel anılarını ve yardımseverliklerini sosyal paylaşım sitelerinde paylaşarak, çizilen negatif imajı silmeye  çalışıyor. S. T. Paul da emekli kamu çalışanıdır. O da göçmen Müslüman çocuklara İngilizce dersi vererek, başkaları ile bağlantı kurmalarına bir köprü olmaya çalışıyor.