İran’da ekonomik gelişmeler
Bültenimizi geçen hafta İran’la ilgili önemli iktisadi gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.
Cumhurbaşkanı Ruhani’nin üst düzey siyasi – iktisadi bir heyet başkanlığında Hindistan’ı ziyaret etmesi,
Petrol piyasalarında fiyatların 60 dolar seviyesine yaklaşması ve piyasaları hareketlendirmesi,
Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in Kuveyt’te Irak’ın yeniden inşası için düzenlenen uluslararası konferansa katılması,
İran’ın Bağdat’ta özel fuarının düzenlenmesi
Geçen hafta İran’ın belli başlı ekonomik gelişmeleriydi.
Değerli dinleyiciler, bugünkü bültenimizi İslam Peygamberi’nin -s- sevgili kızı Hz. Fatıma’nın -s- şehadet yıldönümünde acı bir haberle açıyoruz. Geçen hafta İran’da bir yolcu uçağı düştü. Tahran’dan Yasuc’a giden ve 66 yolcu ve mürettebatı taşıyan bir yolcu uçağı maalesef düştü, olaydan sağ kurtulan olmadığı belirtildi. Bu yüzden bültenimizin başında bir yandan Hz. Fatıma’nın -s- şehadet yıldönümü ve öbür yandan 66 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi dolaysıyla taziyelerimizi sunuyoruz.
Geçen hafta Cumhurbaşkanı Ruhani Hindistan Başbakanı Narendra Mudi’nin resmi daveti üzerine üst düzey iktisadi ve siyasi bir heyet başkanlığında bu ülkeye bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret iki ülkenin üst düzey yetkilileri arasında 15 kadar iktisadi ve ticari işbirliği anlaşmasının imzalanması ile sona erdi.
Bilindiği üzere Hindistan Başbakanı Narendra Mudi Mayıs 2016’da Tahran’a geldi ve İranlı üst düzey yetkililerle müzakerelerinde iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi için yeni zeminler hazırlandı. Şimdi İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin Hindistan ziyareti ile birlikte bu yönde önemli bir adım daha atılmış oldu.
Çabahar üçlü transit anlaşması, iki ülke arasında işbirliğinin önemli zeminlerinden birini oluşturuyor. Bu anlaşma Mayıs 2016’da ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Hindistan Başbakanı Mudi ve Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin Tahran’da katıldığı törende üç ülkenin ulaştırma bakanları tarafından imzalandı.
Bu arada İran ve Hindistan yönetimleri, Yeni Delhi’nin Çabahar liman kentini geliştirme projesini 150 milyon dolar finanse etmesi ve yine bu projenin bağlamında 85 milyon dolar yatırım yapması üzerine anlaşmaya vardı. Hindistan yönetimi Çabahar limanını aktifleştirmek için ciddi bir şekilde katılımda bulunuyor. Nitekim Ruhani’nin ziyareti sırasında Çabahar limanının şehit Beheşti tesislerinin yönetimi ve Çabahar – Zahedan demiryolu projesinin mali kaynaklarının temin edilmesi üzerine nihai anlaşma sağlandı.
Gözlemcilere göre İran ve Hindistan ilişkileri doğru ve olumlu bir yolda ilerliyor ve şimdi ikili ilişkilerin daha da gelişmesi ve aydın bir ufka doğru ilerlemesi muhtemel görünüyor.
Uluslararası meseleler uzmanı Nozer Şefii bu konuda şöyle diyor: Hindistan dünyanın gelişmekte olan dördüncü ekonomisidir. Hindistan ekonomisinin son onyılda ortalamak ekonomik büyüme endeksi yaklaşık %7.5 civarında gerçekleşti ve bazen %9’a ulaştı ve bazen de %6’ya indir. Bu ülke yabancı sermaye cezbinde dünyanın ilk beş ülkesi arasında yer alıyor.
Hindistan jeo ekonomik alanda ekonomi çarkını döndürebilmek için enerjiye ihtiyacı olan bir ülkedir. Jeo politika açıdan ise İran Fars körfezi, Ortadoğu, Kafkasya, orta Asya, Güney Asya ve bir ölçüde Avrupa’yı birbirine bağlayan bölgenin tam merkezindedir. Hindistan’ın Afganistan ve orta Asya cumhuriyetleri ile yıllık ticaret hacmi ise 17.5 milyar dolar civarındadır. 2020 yılına kadar her yıl Hindistan’dan orta Asya bölgesine 16 milyon ton ürün ihraç edilmesi öngörülüyor. Hindistan bu ürünlerini Çabahar limanı üzerinden orta Asya ve Kafkasya ülkeleri ve özellikle Azerbaycan Cumhuriyeti ve Rusya ve oradan da Letonya, Estonya ve beyaz Rusya’ya transit edebilir. Bugün bu altın fırsat gerçek olmuştur ve İran ve Hindistan ve bölgedeki diğer ülkelerin arasında işbirliği için güçlü bir halkayı oluşturabilir.
Son haftalarda dünya petrol piyasalarında fiyatların arttığı yönünde bazı verilerin yayımlanması ve ham petrol fiyatı varil başına yaklaşık 60 dolar civarında seyretmesinin ardından dünya petrol piyasaları son dönemde ağır fiyat düşüşünü telafi etmeyi başardı. Buna karşın petrol piyasalarında en önemli etken arz ve talep meselesidir ve gözlemcilerin ve bu piyasanın aktivistlerinin gözü piyasanın kökle şartları üzerindedir.
Geçen hafta uluslararası enerji ajansı fazla arz meselesinin yeniden piyasalara geri dönebileceğini açıkladı ve böylece bir kez daha kaygıları hatırlattı. Bu arada Rusya ve Arabistan bir oturumda aralarındaki petrol ittifakına vurgu yaptı ve üretim hacmini düşük tutmak için hatta OPEC anlaşmasının ötesinde işbirliğini sürdürebileceklerini duyurdu. Ancak bu arada hala gündemde olan soru, Rusya ile OPEC arasında üretim tavanını sabit tutma yönündeki işbirliğinin devam etmesi ne kadar petrol piyasasında istikrarın sağlanmasında etkili olabileceğidir.
Uzmanlar Amerika’da yüksek maliyetle üretilen Shil petrolünün üreticilerinin etkisine dikkat çekerek şöyle diyor: Amerika enerji enformasyon idaresi son tahminlerinde ilan ettiği üzere bu ülkenin petrol üretimi günde 10.28 milyon varil gibi rekor düzeye ulaşmıştır. Bu miktar yıllarca petrol üreticilerinin başında yer alan hatta Arabistan gibi bir ülkenin şimdiki üretiminin üstündedir. Bu yüzden hali hazırda Rusya’dan sonra Amerika dünyanın en büyük ham petrol üreticisi sayılır.
Ancak Amerika’nın arz miktarını arttırmaktan duyulan kaygıları artıran konu, bu ülkede üretim hacminin büyüyerek devam etmesiyle ilgili tahminlerdir. Uluslararası enerji ajansı Amerika’nın ham petrol üretimi yıl sonuna kadar günde 11 milyon varile ulaşacağını ve buna göre bu ülke dünyanın en büyük ham petrol üreticisi olmak için Rusya ile rekabet edeceğini açıkladı. Bu tahminin anlamı, Amerika’ın yıl sonuna kadar ham petrol üretiminin günde bir milyon varil artacağıdır.
Shil petrolü üreticileri yatırımlarını ve üretim hacmini arttırdıkları bir sırada yıllardır dünya petrol piyasalarının kontrolünü elinde tutan geleneksel üreticiler kendi aralarındaki ittifakı pekiştirmeye çalıştığı gözleniyor. OPEC bu kuruma üye olmayan Rusya gibi bazı ülkelerle işbirliği yaparak son bir küsur yılda petrol piyasalarına fazladan arz meselesini önlemek için büyük uğraş vermiştir.
Geleneksel petrol üreticisi olan ülkeler petrol stokları için beş yıllık stokların ortalamasını hedef belirlemişti ve şimdi uluslararası enerji ajansı son raporunda belirttiği üzere geçen sene dünyada petrol stoklarının %80 kadar fazlalığı silindi ve şimdi sadece 56 milyon varil ham petrol fazlalığı bulunuyor. Bu yüzden görünen o ki OPEC bu yönde belirlediği hedefe yaklaşmış bulunuyor, fakat Amerika’nın üretimini arttırması petrol piyasalarında yeniden arz fazlalığını körükleyerek OPEC ve yeni müttefiki Rusya’nın çabalarını etkisiz hale getirebilir.
Ancak buna karşın OPEC ve müttefikleri vardıkları anlaşmanın başarılı olduğunu belirterek bu yönde işbirliğini sürdürmek istediklerini açıklıyor. OPEC genel sekreteri Muhammed Barkindo ise bu anlaşmanın yıl sonuna kadar imzalanmasını umduğunu belirtiyor. Buna karşın yıl sonuna kadar neler yaşanacağını bekleyip görmek gerekiyor. Acaba Shil petrolü üretiminin artması petrol piyasalarında fiyatları yeniden düşürebilir mi, yoksa geleneksel üreticiler fiyatların düşmesini engellemeye gücü yetecek mi?
Geçen hafta Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif Kuveyt’te düzenlenen uluslararası Irak’ın yeniden inşası konferansına katılarak İran’ın bu yönde Irak’la işbirliği yapmaya hazır olduğunu belirtti. Bu konferans dünyanın 70 ülkesinden temsilciler ve iki bin kadar yatırımcı firmanın katılımı ile gerçekleşti.
Dünya bankası ve Bağdat yönetiminin en yeni değerlendirmeleri, Amerika’nın başını çektiği sözde uluslararası terörle mücadele ittifakının Irak’taki faaliyetleri bu ülkede okullar, santraller, evler ve sivil altyapı tesislerine ağır hasar verdiğini gösteriyor.
İran geçmiş yıllarda Irak’ın elektrik şebekesi ve kutsal mekanlarının bakım ve onarımı alanında Bağdat yönetimi ile geniş çapta işbirliği yapmıştır. Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif İran İslam Cumhuriyeti’nin Irak milleti ve devletine tekfirci IŞİD terör örgütü ve diğer terör örgütleriyle mücadelede yardımcı olduğunu belirterek şöyle dedi: İran bir önceki Irak’ın yeniden inşası konferansında yükümlülüklerini yerine getirdi ve şimdi de tüm gücüyle bu ülkeye yardımcı olmayan hazırdır.
Dışişleri Bakanı Zarif Irak Başbakanı Haydar İbadi ile görüşmesinde de İran halkı ve iktisadi ve ticari aktivistleri Irak’a yardımcı olmaya hazır olduklarını belirterek iki ülke arasında iktisadi ve ticari ilişkilerin gelişmesini temenni etti.
Hali hazırda İran ve Irak arasında ikili ticaret hacmi yılda yaklaşık 7 milyar dolar civarındadır ve eğer bu rakama petrol ve doğalgaz satışı ve dini turizm ve teknik hizmetleri de ekleyecek olursak iki ülke arasındaki ticaret hacmi yılda 12 milyar dolar civarında olur.
İran’ın Irak büyükelçisi İrej Mescidi de geçenlerde Bağdat’ta Irak ticaret bakanlığı müsteşarı Velid El Musevi’nin talebi üzerine Bağdat’ta özel fuar açılacağını belirtmişti.
Bu fuar geçen hafta Bağdat’ta düzenlendi.