Eylül 24, 2018 20:48 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta İran’la ilgili önemli iktisadi gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin ekonomi meseleleri ile ilgili önemli beyanatı,

Hazar denizi hukuki statüsü konvansiyonunun imzalanması,

İran, Azerbaycan Cumhuriyeti ve İran, Ermenistan arasında Rusya’ya elektrik ihracatı ile ilgili müzakereler,

Geçen hafta İran’ın önemli bazı iktisadi gelişmeleriydi.

 

Son günlerde İran’de ekonomi meselesi ülkenin en önemli gündemi olarak tartışılmaya devam ediyor. Bu bağlamda İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei geçen hafta halk ve yetkililerle gerçekleştirdiği görüşmede, iktisadi meselelerin temel sebeplerini beyan etti.

Biz de bültenimizi İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin önemli beyanatı ile açıyoruz.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei geçen Pazartesi günü binlerce vatandaşı kabulünde ülkenin iktisadi sorunları ve halkın geçim meselesi hakkında yaptığı konuşmada, iktisadi sorunlar ve çözüm yolları belli olduğunu, bu açıdan ülkede hiç bir çıkmaz söz konusu olmadığını, her üç erkin başkanları ortak çaba ve uzmanların görüşlerinden yararlanarak halkın üzerindeki baskıları hafifletmeleri ve sorunlarını çözmeleri gerektiğini belirtti.

Ayetullah Hamanei şöyle buyurdu: Ben yaptırımlar etkili değil, demiyorum, ancak ülkenin iktisadi sorunlarının önemli bir bölümü uygulamalardan kaynaklanıyor. Eğer uygulamalar daha iyi ve daha tedbirli ve zamanında ve daha güçlü olursa, yaptırımların pek fazlı etkisi olmaz ve yaptırımlara karşı durulabilir.

 

Uzmanlara göre ülkenin iktisadi sorunlarından biri nakit paranın orantısız bir şekilde artmasıdır, ki bu da bazı yanlış ve uzmanlarca desteklenmeyen kararların yüzünden ortaya çıkmıştır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bundan önce devlet adamlarına bir an önce nakit sermayeleri üretime ve sanayi, tarım ve konut sektörlerine yönlendirmelerini tavsiye etmişti. Zira başı boş nakit her ülkenin ekonomisi için büyük bir tehdittir, nitekim bu tehdidin tesirini İran ekonomisinde görmek mümkün.

Ayetullah Hamanei konuşmasında, nakit konusunda halâ geç kalınmadığını, gerekli tedbirleri alarak düşmanın habis kararlarına karşı durmanın mümkün olduğunu belirterek şöyle devam etti: Kim biz çıkmaza girdik diyorsa, ya cahildir, ya da sözleri ihanet anlamındadır.

 

Bugün İran ekonomisi bazı iç ve dış kaynaklı krizlerle karşı karşıya bulunuyor. Bu süreçte döviz kurlarında ve altın fiyatlarında yaşanan şiddetli çalkantılar piyasalarda ve bankacılık sisteminde kaosa yol açmışken ithalat ve ihracatta da aksamalara sebebiyet verdiği gözleniyor.

Gerçi bundan aylar öncesinden bazıları yaptırımları bahane ederek ülkede dolar ve altın satın alacaklarına ve stok ederek piyasaları etkileyeceklerine ihtimal veriliyordu, fakat bazı yetkililerin aşırı iyimserliği ve ülkenin döviz ve parasal yapısının sağlamlığından emin olduklarını açıklamaları, döviz ve para piyasaları lüzerinde gerekli tedbirlerin uygulanmasına engel oldu.

 

Bugün ülkenin en temel ihtiyacı, uyanıklığımızı korumak ve bu süreçte mali rant sağlamaya çalışan çevrelerle mücadele etmektir. Bu çerçevede yargı erki üst düzey yetkilileri de mevcut şartlarda piyasaları çalkantılı  hale getirerek bulanık sudan balık avlamaya kalkışanlara karşı hiç bir taviz vermeksizin yasaların çerçevesinde gerekli tepki verileceğini belirtiyor.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei de konuşmasında yetkililere her türlü ifrat ve tefritten kaçınmalarını tavsiye ederek gözetim kurumları büyük bir iktidarla bu süreci açık gözle rasat etmelerini ve her türlü fesat yolunu kapatmalarını istedi.

 

Son günlerde döviz ve altın piyasalarında yaşanan dalgalanmalara ve milli para biriminin değer kaybına işaret eden İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei sözlerini şöyle sürdürdü: Şu döviz ve altın meselelerinde ülkenin 18 milyar doları döviz konusunda sıkıntı çektiğimiz halde tedbirsizlik yüzünden bazıları suiistifade ettikleri anlaşılan kişilere devredildi. Bu tür durumlar yönetim sıkıntısından kaynaklanır ve yaptırımlarla ilgisi yoktur. Düşmanlar iktisadi savaş dayatarak halk arasında hoşnutsuzluk yaratmaya ve bu durumu körükleyerek kendilerince isyan çıkarmaya ve ülkeyi istikrarsızlığa sürüklemeye çalışıyor.

 

Kuşkusuz büyük İran milleti ve İran İslam Cumhuriyeti nizamı şimdiye kadar nasıl zorlu süreçleri başarı ile geride bıraktıysa, düşmanların dayattığı bu süreci de başı dik geride bırakacaktır.

Bugün Amerikalı devlet adamlarının Hazine bakanlıklarını İran’a karşı savaş odasına çevirdikleri açıkça ortadadır. Gerçi Amerika’nın bu tür illegal uygulamaları uluslararası arenada ciddi muhalefetlerle karşılaştığı da belirtilmelidir.

Geçen hafta Almanya Ekonomi Bakanı Peter Altmayer Almanya medyasına yaptığı açıklamada, Berlin yönetimi Washington yönetimine Almanya’nın başka ülkelerle nasıl ticaret yapması gerektiğini dikte etmesine müsaade etmeyeceğini belirtti. Alman Bakan Amerika’nın İran İslam Cumhuriyeti’ne dayattığı  haksız yaptırımları da beyaz sarayın ortaklarına karşı sorumsuzluğunun bir örneğin şeklinde değerlendirerek, Almanya ve AB’nin diğer üye ülkeleri Tahran ile ilişkilerinde hür olmaları gerektiğini, Alman firmalar da İran’da yatırım yapmaya istedikleri kadar devam edebileceklerini vurguladı.

Almanya Ekonomi Bakanı Altmayer, Washington yönetimi kendi ticaret anlayışını başkalarına dikte edemeyeceğini, Berlin yönetimi bu duruma karşı daha kesin tavır koyması ve özellikle İran’da daha fazla yatırım yapmak sureti ile ABD’nin yaptırımları ile savaşması gerektiğini ifade etti.

Geçen hafta 12 Ağustos Pazar günü Hazar Denizi Hukuki Statüsü Konvansiyonu 21 yıl süren müzakerelerin ardından Kazakistan’da kıyı ülkelerin liderleri tarafından imzalandı. Hazar Denizi kıyı ülkeleri liderleri geçen Pazar günü Kazakistan’ın Aktau kentinde düzenledikleri zirvenin sonunda bu önemli konvansiyonu imzaladı.

Söz konusu konvansiyonun imzalanması ile birlikte Hazar Denizi’nin iktisadi ve ticari kapasitelerinden yararlanma konusunda yeni bir dönemin başlaması umuluyor. Bu bağlamda Türkmenistan Cumhurbaşkanı Kurban Kulu Berdi Muhammedov Aşkabat ev sahipliğinde birinci Hazar Denizi kıyı ülkeleri ticari – iktisadi oturumunun düzenlenmesini önerdi.

Konu ile ilgili bir açıklama yapan Türkmen lider Kurban Kulu Berdi Muhammedov şöyle dedi: birinci Hazar Denizi kıyı ülkeleri iktisadi derneği 2019 yılında bölge ülkeleri arasında ticari ve iktisadi işbirliğinin gelişmesinde önemli katkısı olabilir ve Aşkabat bu zirvenin Türkmenistan’da yapılmasını önermektedir.

Türkmenistan Cumhurbaşkanı şöyle devam etti: hali hazırda Hazar Denizi hukuki statüsü konvansiyonu ile ilgili zorlu çalışmalar sona erdi ve şimdi artık sıra kıyı ülkeleri arasında ticari ve iktisadi ilişkileri geliştirme ve beş ülke arasında nikliyat süreçlerini başlatma zamanı gelmiştir.

Hazar Denizi, kıyı ülkeleri için büyük iktisadi önem arzetmektedir. Buna göre Hazar Denizi hukuki statüsü konvansiyonu gerçekte kıyı ülkelerin haklarını ve yükümlülüklerini belirleyen geniş kapsamlı bir belge sayılır. Bu belge ayrıca kıyı ülkelerin arasında işbirliğini geliştirmeye ve takviye etmeye katkı sağlayacaktır.

Bu arada uzmanlar, konvansiyonda bu denizin tabanı ve taban altı sınırları ve kıyı ülkelerin arasında sınır bölgelerini kapsamadığını belirtirken, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif bu konuların ileriki müzakerelere ertelendiğini ve bir an önce sonuçlandırılmasını umduklarını açıkladı.

Zirvenin sonunda kıyı ülkeleri arasında ayrıca 6 işbirliği belgesi ve sonuç bildirisi de imzalandı.

Geçen hafta İran ve Ermenistan ve yine İran ve Azerbaycan Cumhuriyeti arasında Rusya’ya elektrik ihracatı konusunda müzakerelerin başladığı ve hangisi daha erken sonuca ulaşacak olursa, elektrik ihracatı o ülkenin üzerinden yapılacağı açıklandı.

Geçen hafta İran Enerji Bakanı Rıza Erdekanian, Ermeni mevkidaşı Arthur Gerigoryan’la görüşmesinde iki ülke arasında iktisadi teamüllere değinerek İran ve Ermenistan’ın ortak projeleri olan Muğri hidroelektrik santrali, üçüncü elektrik intikal hattı, enerji alanında işbirliği ve Aras ırmağında kirlilikle mücadele gibi yarım kalan projelerin tamamlanmasına vurgu yaptı. Bakan Erdekanian Ermenistan’da üçüncü elektrik intikal hattının İran, Ermenistan, Gürcistan ve Rusya arasında uzanan çok yönlü koridorun bir parçası olarak zamanında tamamlanması büyük önem arzettiğini belirterek İran’ın Sanir firması ile Ermenistan elektrik firmasından projeye ivme kazandırmalarını istedi.

İran elektrik şebekesini Avrupa’nın elektrik şebekelerine bağlamak istiyor ve İran’ın kuzeybatısında yer alan üç milyon nüfuslu Ermenistan bu bağlamda anahtar konumda bulunuyor.

Hali hazırda iki elektrik intikal hattı İran ve Ermenistan’ı birbirine bağlıyor ve üçüncü hattın da inşaat aşamasında olduğu anlaşılıyor. Yeni elektrik intikal hattının 2018 yılının sonuna kadar hizmete girmesi bekleniyor.

Bu proje aslında İran, Rusya, Ermenistan ve Gürcistan arasında elektrik şebekelerini 2019 yılına kadar uyumlu hale getirmek üzere vardıkları bir anlaşmanın çerçevesinde yer alıyor. Bu durumda İran ve Rusya arasında elektrik alış verişi de başlayabileceği ifade ediliyor.

İran 77 bin megavat elektrik üretme kapasitesi ile ihtiyacı olan elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 80 kadarını termal santrallerinden temin ediyor. bundan başka 12 bin megavat elektrik enerjisi de hidroelektrik santrallerce ve bin megavat da ülkenin güneyinde yer alan Buşehr nükleer santrali tarafından üretiliyor.

İran’ın elektrik şebekesinin Avrupa elektrik şebekesine bağlanma konusunda bir açıklama yapan Enerji Bakanı Rıza Erdekanian, İran bu konunun ciddi takipçisi olduğunu belirtti.

İran bölgede komşu ülkeleri ile elektrik alış verişi yaptığını belirten Bakan Erdekanian sözlerine şöyle sürdürdü: İran başta Pakistan, Afganistan, Türkmenistan, Ermenistan, Azerbaycan Cumhuriyeti, Türkiye ve Irak olmak üzere tüm komşuları ile enerji alış verişi yapmak istiyor.

Bu çerçevede İran geçen sene komşu ülkelere yaklaşık 6 milyar 7 milyon kilovat saat elektrik enerjisi ihraç etti.