Eylül 14, 2018 15:50 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta İran’la ilgili önemli iktisadi gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

İran piyasalarında döviz ve altın üzerinden oynanan oyunlar ve merkez bankası başkanının değişmesi,

İran ve ASEAN’ın işbirliği anlaşması imzalaması,

ABD’nin İran’dan petrol alımını engelleme çabaları,

Geçen hafta İran ekonomisinde yaşanan bazı önemli gelişmelerdi.

Geçen yılın sonları ve cari yılın başlarından bu yana piyasalar oldukça hareketli günleri geride bıraktı, öyle ki son bir yılda döviz ve altın fiyatlarında yüzde 80, konut fiyatlarında yüzde 45 ve borsa endeksinde yüzde 40 artış yaşandı.

Geçen hafta bakanlar kurulu Çarşamba günü düzenledikleri oturumda Abdulnasır Himmeti’yi Veliullah Seyf’in yerine merkez bankasının yeni Başkanı olarak atadı.

Oturumda konuşan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani bankacılık sistemini ıslah etmek, mali ve para politikalarını geliştirmek, dünya bankaları ile ilişkileri iyileştirmek, ikili para anlaşmalarını geliştirmek, döviz stoklarını korumak, yeni merkez bankası başkanının önemli öncelikleri olduğunu belirtti.

Geçen hafta İslami Şura Meclisi araştırma merkezi de bir rapor yayımlayarak döviz kurlarında yaşanan şiddetli dalgalanmaları ve çeşitli piyasalarda çalkantıları gözden geçirerek para ve ödenek konseyinin görünüşü uygun bir şekilde politikacılara döviz gerçeğini inkar etmek yerine konuya daha gerçekçi yaklaşmalarını ve dövizin serbest piyasalarını derinleştirmek ve döviz alış verişi için uygun zemin hazırlamakla ekonomi yönetimini daha karmaşık hale gelmekten korumalarını önerdi.

Görünen o ki şimdi ülkenin çeşitli devlet erkanları arasında dövizin ikinci piyasası ya da bilinen serbest piyasasının geliştirilme zarureti konusunda konsensüs sağlanıyor. İslami Şura Meclisi araştırma merkezinin yaptığı araştırmaya göre, İran ekonomisini yavaş yavaş döviz şokuna hazır hale getiren etkenleri şu şekilde sıralamak mümkün:

Nakit paranın aşırı derecede artışı,

Bankacılık sisteminin kırılganlığı ve sorunları ve faiz oranlarının yüksek olması,

Genel borçların artışı,

Petrole olan bağımlılık,

Üretimin ithalata bağımlılığı,

Uluslararası iktisadi ilişkilerin ve dış politikanın uyumsuzluğu,

Kanun hakimiyetinde zafiyet,

Sosyal sermayelerin gerilemesi.

Sonuçta bu etkenler toplumda heyecan yaratarak döviz kurlarının şiddetli bir şekilde dalgalanmasına yol açıyor.

Buna İslami Şura Meclisi araştırma merkezi yayımladığı raporunda politikacılara serbest döviz piyasalarını takviye etmekle bu piyasada döviz alış verişinin anlaşmalı kurların üzerinden artmasına zemin hazırlamalarını tavsiye ediyor. İslami Şura Meclisi araştırma merkezinin bu önerisi para ve ödenek konseyi tarafından da onaylandığı anlaşılıyor.

Öte yandan İran yargı erki Başkanı Ayetullah Amoli Laricani de döviz piyasalarında yaşanan şaibeli çalkantılara işaretle döviz ve altın üzerinden büyük rantları kasalarına aktaranları yargı kurumunun onları yeryüzünde fesat çıkarma suçundan yargılayacağı konusunda uyardı.

Ayetullah Laricani, merkez bankasının raporları ve ülkenin döviz ve altın varlığı ile ilgili bilgilere göre döviz ve altın fiyatlarındaki dalgalanmaların gerçekçi olmadığı anlaşıldığını vurguladı.

Ayetullah Laricani ayrıca güvenlik teşkilatı ve yargı kurumu bu duruma yol açan ve büyük rantlar elde edenlere karşı harekete geçerek tüm çabalarını bu durumu engelleme üzerinde odaklayacaklarını ifade etti.

İran ve ASEAN kurumu işbirliği anlaşması imzalıyor.

Bloomberg sitesi Singapur’un İran’daki akredite büyükelçisi Ung Kang Yang’dan naklen bir rapor yayımlayarak, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, 30 Temmuz’da Singapur’da düzenlenecek ASEAN zirvesinde bu kurumla bir işbirliği anlaşması imzalayacağını belirtti.

Bu bağlamda İran Cumhurbaşkanı Ruhani geçen hafta Dışişleri Bakanı Zarif’e bir mektup yazarak İran’ın Güneydoğu Asya ile kardeşlik ve işbirliği anlaşmasına üyeliğini resmen bildirdi.

 

İran İslam Cumhuriyeti ile bölgesel kurumların arasında işbirliğini takviye etmek, iktisadi kalkınma programlarını ilerletme ve iktisadi alanda dış ilişkilerde ticareti çeşitlendirme bakımından atılan önemli adımlardan biridir. Bu arada Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği ASEAN’ın Asya bölgesinde siyasi ve iktisadi teamüllerde önemli yeri itibarı ile İran’ın Güneydoğu Asya’da kareşlik ve işbirliği anlaşmasına katılması gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Ruhani de bunda önce ASEAN ülkeleri ile siyasi ve iktisadi ilişkileri geliştirmek İran’ın dış politika öncelikleri arasında yer aldığını belirtmişti.

 

Öte yandan İran’ın ASEAN büyükelçisi Veliullah Muhammedi, ASEAN ile iktisadi, ticari, sanayi, kültürel ve bilimsel alanlarda işbirliğini geliştirmenin İran açısından büyük önem arzettiğini, İran bu bölge ile işbirliğine önem verdiğini ve buna göre de ASEAN ve EKO ile işbirliğini geliştirmek istediklerini belirtti.

ASEAN Güneydoğu Asya bölgesinde yer alan on ülkeden oluşuyor. Bu kurum üye ülkelerin arasında iktisadi işbirliğini geliştirmeyi ve siyasi istikrarı sağlamayı amaçlıyor. ASEAN 8 Ağustos 1967 yılında Tayland, Singapur, Filipinler, Malezya ve Endonezya tarafından kuruldu, ardından Vietnam, Myanmar, Laos, Kamboçya ve Brunei ülkeleri de bu birliğe katıldı.

ASEAN üye ülkelerin siyasi ve iktisadi açılardan gelişmelerinin yanı sıra sosyal açıdan da gelişmelerini ve üye ülkelerin arasında kültürel ve sosyal ilişkileri arttırmayı ve bölge sorunlarının çözümü için bazı stratejileri geliştirmeyi de amaçlıyor. ASEAN ünümüzde dünya ekonomisinde önemli bir güç olarak biliniyor.

Öte yandan İran’ın bu bölge ile teamülleri her iki taraf için menfaat sağlayabilir. İran 2013 yılında ASEAN üyeliği için talepte bulundu ve ASEAN’ın 49. Zirvesinde İran’ın ASEAN’ın kardeşlik ve işbirliği anlaşmasına katılması onaylandı.

 

Amerika yönetimi Bercam nükleer anlaşmasından çekildikten sonra şimdi de müttefiklerine İran’dan ham petrol ithalatını durdurmaları için baskı uyguluyor.

İran OPEC’in en büyük üç üretici üyesi arasında yer alıyor. İran 2018 yılında günde 2.7 milyon varil ham petrol ihraç etti. Çin, Hindistan, Güney Kore, Japonya ve Türkiye İran’dan ham petrol eden ülkelerin başında yer alıyor.

Amerika Başkanı Donald Trump yaklaşık bir ay önce attığı twittinde Arabistan kralı Salman’dan petrol üretimini günde iki milyon varil arttırmasını istedi. Arabistan gerçi bu twitter mesajına resmi yanıt vermedi, fakat daha sonra Aramco firması günde 10 milyon varil petrol üretmeye çalıştığı ortaya çıktı.

İngiliz Independent gazetesi ise bir makalede Donald Trump’ın Suud rejimine verdiği petrol talimatının Arabistan üzerindeki tesirlerini ele aldı.

Gazete, Suud rejimi petrol fiyatlarını düşük tutmak için Haziran ayında son üç yılın üretim rekorunu kırdığını ve günde 10.8 milyon varil üreterek İran’ın petrol piyasalarından muhtemel silinmesinden doğacak boşluğu doldurmaya çalıştığını belirtti.

Ancak Riyad bu durumdan pek de memnun olmadığı anlaşıldı, zira üretimi arttırması petrol fiyatlarının düşmesine yol açtı ve bu durumdan en başta Arabistan’ın kendisi zararlı çıktı.