Nisan 20, 2018 19:42 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta İran’la ilgili önemli iktisadi gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

İran ve Pakistan arasındaki iktisadi ilişkiler,

İran’ın bölgede iktisadi süreçlerde ifa ettiği çok yönlü rolü,

ABD ve AB’nin Bercam nükleer anlaşmasına yönelik hareketleri,

Bugünkü bültenimizde ele almak istediğimiz bazı başlıklardır.

 

Geçen hafta Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif Pakistan’a üç günlük resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Zarif’in ziyaretinin ana etkenler politika ve ekonomiydi. Ancak Dışişleri Bakanı Zarif’e iktisadi ve ticari sektörlerden 30 kişilik bir heyetin eşlik etmesi, ziyaretin özellikle iktisadi hedeflerin ve bilhassa enerji meselesinin doğrultusunda olduğunu gösteriyor.

 

Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif Pakistan ziyaretinde İran ve Pakistan arasında ilişkilerin kurulmasının yetmişinci yıldönümü dolaysıyla düzenlenen merasime ve başkent İslamabad’da iki ülkenin ortak ticari oturumun katıldı. Zarif bu oturumlarda yaptığı konuşmada, Tahran yönetimi Pakistan’ın enerji ihtiyacını karşılamaya hazır olduğunu açıkladı.

Aslında Zarif’in Pakistan’da müzakerelerinin önemli bir başlığını da barış boru hattı projesi oluşturuyor. Zarif’in ziyareti sırasında gerçekleşen müzakerelerde iki ülkenin petrol bakanlıkları bu konunun teknik meselelerini müzakere etmeleri kararlaştırıldı.

 

Dışişleri Bakanı Zarif İran İslam Cumhuriyeti’nin Pakistan’a doğalgaz taşıyacak boru hattı inşaatı yönündeki faaliyetlerine işaret ederek şöyle dedi: Tahran yönetimi İran doğalgazının Pakistan’a ihraç edilmesi ile ilgili anlaşmadaki yükümlülükleri çerçevesinde şimdiye kadar 2 milyar dolar aşkın parayı söz konusu boru hattını inşa etmek için harcadı ve şimdi Pakistanlı dostlarımızdan boru hattı anlaşmasındakı yükümlülüklerini yerine getirmelerini bekliyoruz.

 

İran ve Pakistan Mart 2013’te Pakistan tarafın Aralık 2014’e kadar barış boru hattının Pakistan ayağını tamamlaması ve İran’dan doğalgaz ihracatı başlaması üzerinde mutabakata vardı, fakat İran topraklarında Pakistan sınırına kadar 900 km boru hattı döşenmesine karşın Pakistan yönetimi bu projede kendine düşen payı tamamlamak üzere hiç bir uygulamada bulunmadığı gözleniyor.

 

İran’ın çeşitli ticari ve transit güzergahlarını kullanmak, Tahran ile ticari ve iktisadi ilişkilerde gündemde olan önemli başlıklardan biridir. Gerçekte İran stratejik konumu itibarı ile bölge ülkelerinin enerji ihtiyacını karşılamanın yanında bu ülkelerin ürünlerinin transiti alanında da bu faydası olabilir.

Bu doğrultuda Avrasya iktisadi birliğine üye ülkelerin üyeleri Aralık 2016’da İran ile serbest ticaret bölgesi kurmak üzere müzakerelerin başladığını belirttiler.

 

Gerçekte bu konu Hindistan, Pakistan ve Irak’a doğru transit koridorlarını çeki düzen vermek ve Kuzey güne nakliyat ortamının şekillenmesi için uygun zemin oluşturacaktır. Avrasya iktisadi birliği ülkeleri tarım ve sanayi ürünlerini İran’a ihraç ediyor ve İran’dan yine çeşitli tarım ve gıda ürünlerini, meyve, inşaat malzemeleri ve petrol ürünlerini ithal ediyor.

 

Geçen sene ABD Başkanı Donald Trump İran’a karşı çok sert bir tutum sergilemesine rağman yine de Bercam nükleer anlaşmasını onaylamak  ve İran’a dayatılan yaptırımları askıya alma süresini uzatmak zorunda kaldı. Trump ancak açıklamasında bazı şartları ileri sürdü ve bu şartlar yerine getirilmediği takdirde bir daha onaylama ve uzatma olmayacağını vurguladı. Aslında Trump AB liderlerini İran’ın füze meselesine karşı hassas yapmaya ve onları İran ile anlaşmaya destek vermekten vaz geçirmeye çalışıyor. Ancak esas soru şu ki acaba Trump’ın şartları mevzu bahis olabilir mi ve acaba bu şekilde AB liderlerini İran’dan caydırabilir mi?

 

Uluslararası meselelerin uzmanı Feridun Meclisi bu konuda şöyle diyor:

Bu konuda iki noktayı birlikte ele almak gerekir. yani ham ABD ve AB arasındaki anlaşmazlığı ve hem  AB’nin Bercam’ı desteklemesi ve aynı zamanda AB ve ABD’nin birlikte İsrail’e destek vermeleri. Bu konular birbiriyle bağlantılı ve yan yanadır ve özel karmaşıklıklar ve zarafetleri söz konusudur.

Meclisi’ye göre Trump hukuki açıdan Bercam anlaşmasını bozamaz ve zaten bozması da onun yararına değildir ve görünen o ki bozmayacak da. Öte yandan Trump’ın anlaşmayı tümüyle feshetmesine gerek görünmüyor. Meclisi’ye göre tüm bunlar propaganda amaçlıdır  ve İran’ı istikrarsız göstererek yabancıların İran’da yatırım yapmasına mani olmak istemektedir.

 

Görünen o ki AB liderleri Trump’a Bercam nükleer anlaşmasına bağlı kaldığı takdirde onlar da İran’a balistik füze programı ve teröre destek suçlamasına destek verecekleri söz vermiş bulunuyorlar. Bir başka ifade ile AB liderleri bu işin bedelini İran’ın hesabına yazmak istiyorlar. AB liderleri Trump’a önce tüm taraflar Bercam’a bağlı kalmaları gerektiğini ve ancak bu durumda başka konuların üzerinde düşünmeye fırsat bulabileceklerini söylediklerini belirtiyorlar.

 

Uluslararası meseleler uzmanı Dr. Murad İnadi ise Trump’ın Bercam konusunda AB ile ABD arasındaki görüş ayrılığını yönetmek için izlediği taktik hakkında şöyle diyor: tüm bu senaryoların amacı konuyu İran’ın füze meselesi ve bölgesel duruşu üzerinde odaklamaktır.

İnadi, onlar Bercam’ın kalıbını korumak ve bunun yanında insan hakları, teröre destek ve füze meselesi ile ilgili yaptırımları da uygulamak istediklerini vurguluyor.

 

Dr. İnadi açıklamasının devamında Donald Trump’ın pazarlıkçı yöntemine işaret ederek şöyle devam ediyor: Trump sert ve ciddi politikalarla beraber olan yöntemini uygulamak istiyor. Bercam konusu da bunlardan biridir. Amerika Başkanı bu konuda ödeyeceği bedeli de en asgari seviyeye düşürmeye çalışıyor.

Washington’un İran İslam Cumhuriyeti nizamına baskılarını arttırma çabasına değinen İbadi şöyle diyor: Trump yönetimi Bercam anlaşmasının içini boşaltmakla birlikte yaptırımları da ağırlaştırmak ve taraftarlarına sözünü tuttuğunu söylemek istiyor.

 

Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif Sputnik haber ajansına geçen şubat ayında verdiği mülakatta ise Bercam nükleer anlaşmasının şimdiki ve geleceğe dönük durumu hakkında şöyle dedi:

Görünen şey şu ki uluslararası camianın tümü, Trump yönetimi ve İsrail ve bir kaç uydu rejimleri dışında herkes Bercam nükleer anlaşmasının uluslararası bir anlaşma olduğunu ve İran ve ABD arasında ikili bir anlaşma olmadığı konusunda hemfikirdir.

 

Dışişleri Bakanı Zarif, uluslararası düzende bir ülke her ne kadar güçlü olursa olsun, eğer eski anlaşmalarını çiğneyecek olursa, o zaman bundan böyle hiç bir yeni anlaşma olmaz. Dolaysıyla eğer Amerika Bercam’dan çekilmeye karar verirse, dünyada münzevi olur.

Zarif aynı zamanda AB liderlerinin tutumu hakkında da şu değerlendirmede bulundu:

Avrupalılar hatta aleni açıklamalarında Bercam’ın yeniden müzakere edilmesine karşı olduklarını söylüyor ve ayrıca kendi çıkarlarını ve Bercam’ı destekleyecekleri kesindir. Ama bunu ne kadar yapabilecekleri ve ne kadar siyasi iradeleri olduğunu bekleyip görmek gerekir.