Nisan 22, 2018 22:53 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde başarılı bir evlilik hayatının faktörlerinden olan uyum sağlama maharetine değinmek istiyoruz.

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'in Rum Suresi'nin 21. Ayetinde şöyle buyuruyor

«وَمِنْ آیَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَکُمْ مِنْ أَنْفُسِکُمْ أَزْوَاجًا لِتَسْکُنُوا إِلَیْهَا وَجَعَلَ بَیْنَکُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِی ذَلِکَ لَآیَاتٍ لِقَوْمٍ یَتَفَکَّرُونَ»

Ve O’nun âyetlerinden olarak sizin için nefislerinizden zevceler yaratmıştır ki, onunla sukûn bulasınız. Ve sizin aranızda sevgi ve rahmet (merhamet) kıldı (oluşturdu). Muhakkak ki bunda, tefekkür eden (düşünen) bir kavim için mutlaka âyetler (deliller) vardır.

 

 Uzmanlar  ve psikologlara göre başarılı bir evlilik hayatı istiyorsanız ailenin güçlendirilmesi ve uyum sağlama maharetini öğrenmeniz gerekir. Zor günler ve şartlarda insanlar genelde iki şekilde tepki verirler:  ya bencilleşir sadece kendilerini düşünür ya da fedakarlık yaparak sadece karşı tarafı düşünürler. Eğer birinci grupta yer alıyorsanız,  Evlenmeye daha hazır değilsiniz.

 

Bencillik üzerine yapılan evlilikler,  ortak hayatın ahlaki  saikler ve aşk üzerine kurulu olmak yerine dünyevi ve maddi düşünceler üzerine gerçekleşiyor. Doğal olarak böyle bir bağ,  kalıcı olamaz. Eskilerin anlattığına göre günün birinde bir tilki oturan bir  deve görmüş.  Deve  ile arkadaş olmak isteyen bizim tilki usulca devenin yanına süzülerek oturup kuyruğunu Devenin kuyruğuna düğümler. Fakat  deve ayağa kalkınca tilki havada asılı kalır.  Sordular   neden böyle oldu diye?  Tilkiden cevap geldi: büyüklerle bağ kurmak bu hale getirdi.

Bir kız veya erkeğin mal varlığı veya pozisyonu için onunla evlenmek isteyenlerin hikayesi de aynen böyledir.

 

Değerli dinleyiciler sohbetimizin bu bölümünde aile çeşitlerinin diğer örnekleri ile tanışmak istiyoruz. İran’da son 10 yıllarda aile yapısı köklü değişikliklere uğramış ve zaman sürecinde sosyal gelişmeler ile birlikte, çekirdek ve geniş ailenin çeşitli versiyonları ortaya çıkmıştır. Geleneksel aile, geniş aile tarzında kendi varlığını korumuştur; fakat çekirdek aile, modern ve post modern aile tarzları toplumda yeni aile şekillerini oluşturmuştur. Sosyologlar bu ailelerden "eksik çekirdek aile" ünvanı ile söz ediyorlar.

 

Eksik çekirdek aile, çeşitli sebeplerden dolayı ailenin temel ve önemli unsurlarının birinden yani erkek, kadın veya çocuktan yoksundur. Bu tarz ailenin dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşadığı, artık çağımızın bir gerçeğidir. Eksik çekirdek ailenin çeşitlerinden " minimum aile" dir;  burada karı ve koca ortak hayatlarını sürdürüyorlar ve evlat sahibi olmayı düşünmüyorlar. Eksik çekirdek ailenin bir başka versiyonu ise çocukları evlendikten sonra aileyi terk eden yaşlı kadın ve kocadan oluşuyor.

 

" Çocuksuz aile" eksik çekirdek ailenin bir başka şekildir.  burada  kadının doğurgan olmaması veya erkeğin kısır olması nedeniyle çocuktan mahrum kalmışlar.

"Ayrık aile"  eksik çekirdek ailenin bir başka şeklidir. Burada Ailede eşlerin birinin ölümü, boşanmaları veya göç etmesi nedeniyle karı veya koca tek başına yaşıyor.

 

Programımızın uzmanlarından sosyolog Dr. Azad Bermeki'ye  göre İran toplumunda bir nevi kültür ihya süreci yaşanır ve İran’da aile giderek "komple çekirdek aileye"  dönüşüyor;  yani  anne, baba ve az sayıda evlat.  Gerçi bu ailede bireysellik de ortaya çıkıyor, fakat esasen " hayatın önemine"  dair yeni bir sosyoloji felsefesi şekillenmektedir. İran'da toplum arasında " hayat" önem kazanmıştır

 

Dr. Bermeki  Şöyle devam ediyor:  bazıları belki bu gelişmeyi İran toplumunun modernleşmesinden kaynaklandığını söyleyebilirler. Evet;  fakat modernleşmek kargaşa ve dağılmak anlamında değildir. Ben modernleşmeyi kelimenin pozitif anlamı ile kabul ediyorum. Modern aile kelimenin pozitif anlamı ile İran’ın gelenekleri, kültürü ve ahlakının metninde şekilleniyor. Böyle bir durumda aile, dini  kıstaslar çerçevesinde ve temelinde şekilleniyor, fakat tabana sahiptir.

 

Dr. Bermeki’ye göre, modern dünyada modern insan, ister İran toplumu olsun ister batılı toplumlarda, eğitim ve öğretim kurumu, siyaset ya da hükümetin değil, her şeyden önce ailenin faaliyetlerinin ürünüdür. Aslında gelenekler ve kültürü, eğitimle bireylere aktaran ise ailedir. Eğitim ve öğretim kurumları gibi yapılar, bu bağlamda ek kurumlar sayılırlar...  İran’da aile özellikle tarihi geçmişe ve dini kutsallığa  sahip olması nedeniyle sosyal ve kültürel bağları kurarken onların sürekliliğini sağlıyor ve bireyler de böyle bir ortamda yetişiyorlar. Bu özellikler mevcut şartlarda ailenin gelişme şekli ve bekasının göstergesidir.

 

Böylece İran’da ailenin değişim sürecinin düz bir çizgide olmadığı ve günümüzde hem geleneksel, hem modern ve hem post modern aile örneklerine İran çapında rastlamanın  mümkün olduğu söylenebilir. Çekirdek aileler, hala kültürel, duygusal veya ekonomik açılardan ebeveynleri ile sıkı  ve güçlü bağları var; işte bu yüzden İran'daki çekirdek aile daha geniş ve güçlüdür.

 

İranlı bir kız olan Sara,  ailesinden ayrılarak eğitiminin devamı için Kanada'ya gidiyor;  fakat telefon, cep telefonu ve elektronik  mektup ya da sosyal paylaşım siteleri ile  ailesi ile sürekli bağlantı içindedir. Bu bağlantılar aile üyeleri arasında sıcak duygusal ilişkileri oluşturmakla kalmayıp, çeşitli destekler, bilgi aktarımı ve bağlantıların  çeşitli şekillerini aile üyeleri arasında oluşturuyor. Anne ve baba arada bir kızlarının istediği şeyler ve ürünleri ona gönderiyorlar; üstelik Sara'nın  arkadaşlarını da unutmayarak onlara hediyeler gönderiyorlar.

 

Tabii ki sanal ortamlarda gerçekleşen görüşmeler,  ailelerin duygusal bağlarından kaynaklanan sıcaklığa sahip değildir. Nitekim bazı misafirlikler veya toplantılardaki fiziki temas yoluyla sağlanan duygular, ailenin işlevlerinin büyük bir bölümü olarak bu şekilde giderek silikleşiyor; fakat aileler,  çocuklarının kendi gelenekler ve göreneklerinden uzak kalmamasına çalışıyorlar.

 

Bu aile bazen kendilerinin en önemli sermayelerini,  kızları Sara'yı  görmek için harcıyor ve onun yanına gidiyorlar. Zira onu kendilerinin ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve  kızlarının eğitiminin ardından aile kucağına geri döneceğini biliyorlar.

Gelecek sohbetimizde İran’da ailenin özelliklerini tanıtmaya çalışacağız. Fakat bugünkü sohbetimizin son bölümünde yine eşlerin ilişkilerine bir göz atmak istiyoruz.

 

Ünlü  Fransız yazar Aleksandr Duma şöyle ediyor:  kadının kalbi çok çabuk yırtılan ve çok daha çabuk örülen bir kumaştır.

Kadının neşesi ve canlılığı erkeğinin sevgisine bağlıdır. Kadın aşk ve duygularını kelimelerle ifade ediyor ve başkalarının kendisine olan duygu ve aşkını kelimelerle duyma ihtiyacı hissediyor. Kadın sevgi dolu kelimelere ihtiyacı var fakat erkekler davranışları ile aşk ve duygularını beyan ediyorlar. Kadının duygusal ihtiyaçları, seni seviyorum,  cümlesini  defalarca eşlerinin ağzından duymaktır, Zira bu şekilde ruhsal huzur ve özgüven  kazanıyorlar.

 

Buna karşın erkeklerin özelliklerinden biri duygularını daha az anlatmaları ve eşlerine olan sevgilerini açıklamakta zorlanmalarıdır.  Fakat eğer erkekler kadınlarla olan farklılıklarına dikkat eder ve biraz sevgi gösterip hayatlarına canlılık, neşe ve sevgi katacaklarını bilirlerse, biraz çabayla kendi duygularını açığa çıkarırlar. Resul-i Ekrem Hz.  Muhammed -saa-  şöyle buyuruyor:  Eğer erkek eşini sevdiğini söylerse, hiçbir zaman kadının kalbinden çıkmaz.