Velayet güneşinden
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Amerika yönetimi Bercam nükleer anlaşmasından çekilmesi ve bu yolda uluslararası kurumları hiçe saymasının ardından bu anlaşmanın diğer taraflarla devam etmesi için bazı şartları belirledi, ayrıca ABD cinayetlerinin dosyası BM’de ele alınmasını istedi.
Amerika yönetimi Bercam nükleer anlaşmasından çekilmesinden sonra İran yönetimi İran İslam Cumhuriyeti nizamının bu anlaşmadaki çıkarları Amerika’sız da temin edilirse ve Avrupalı taraflar bu yönde pratik güvence verirse Bercam anlaşmasının sürdürülmesi mümkün olacağını ilan etti.
Bu çerçevede İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei geçen hafta Çarşamba günü üç erkin başkanları ve nizamın önde gelen üst düzey yetkilileri ile görüşmesinde Bercam nükleer anlaşmasının hangi şartlar altında devam edebileceğini hem İranlı yetkililere ve hem AB troykası başta olmak üzere diğer taraflara açıkladı.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Avrupalı yetkililerin Amerika yönetiminin Bercam nükleer anlaşmasını sürekli ihlal etmesinden gaflet etmelerini BM güvenlik konseyine bir kararname taslağı sunarak telafi etmeleri gerektiğini belirterek şöyle dedi: üç AB ülkesinin liderleri füze konusunu ve İran’ın bölgedeki varlığını mutlaka gündeme getirmeyecekleri yönünde söz ve güvence vermelidir.
İran petrolünün alımının güvence altına alınması, Avrupa bankalarının İran ile ticarette bankacılık işlemlerini ve ödemeleri yerine getirme konusunda güvence vermeleri, Avrupa’nın ABD’nin İran’a dayattığı yaptırımlarla mücadele etmesi, İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin Avrupa Bercam’ının devam şartları olarak gündeme getirdiği diğer bazı şartlardı.
Aslında İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin üzerinde durduğu söz konusu önemli noktalar, İran devletinin başta AB troykasını oluşturan Almanya, Fransa ve İngiltere olmak üzere Bercam nükleer anlaşmasının geriye kalan beş tarafı ile yürüteceği sıkı müzakerelerin yol haritasıdır. Böylece İran kısa zamanda Amerika’sız Bercam nükleer anlaşmasında yola devam etmenin İran milletine yararı olup olmayacağına karar verebilir.
İran ve Bercam nükleer anlaşmasının diğer tarafları ile istişarelerinin devamında ve Avrupalı tarafların anlaşma ile ilgili somut güvence verip vermeyeceklerini belirlemek üzere Bercam ortak komisyonu Cuma günü Avusturya’nın başkenti Viyana’da Amerika’sız ilk ortak oturumunu düzenledi. Oturumun sonuç bildirisinde şu ifadelere yer verildi: Bercam nükleer anlaşmasının geriye kalan üyeleri bu oturumda nükleer anlaşmanın sürekli ve tam olarak uygulanmasına yönelik yükümlülüklerine vurgu yapıyor ve İran ile ticari ve iktisadi ilişkilerin normalleşmesi doğrultusunda İran’ın nükleer programı ile ilgili tüm yaptırımların kaldırılmasını bu anlaşmanın ayrılmaz bir parçası biliyor.
Konu ile ilgili bir açıklama yapan Dışişleri Bakanı Yardımcısı Irakçi, AB troykası Çin ve Rusya temsilcileri ve AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Yardımcısı ortak oturumda Bercam nükleer anlaşmasının devam etmesi ile ilgili ortak tutumlarını açıkladıklarını belirtti.
Irakçi ayrıca Bercam nükleer anlaşmasında kalan diğer ülkelerin İran’ın talepleri ve onlarla iktisadi işbirliğini normal bir şekilde sürdürmesi gayet normal talepler olduğunu belirttiklerini vurguladı.
Gerçi Amerika Bercam nükleer anlaşmasından çekildiğini açıkladıktan sonra AB troykası açıkladıkları politikalarında Bercam’ın korunması ve devam etmesinden söz etti, ancak bu açıklamalarla paralel olarak bazı Avrupalı firmalar Amerika’nın yeni yaptırımlarını açıklamasından sonra yaptıkları açıklamada, İran ile işbirliğine devam etmeyeceklerini veya Avrupa ülkelerinin Bercam’ı korumak için pratik kararlarını bekleyeceklerini vurguladılar.
Bu konu İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Bercam nükleer anlaşmasının devam etme şartlarını beyan ederken işaret ettiği bir konuydu. Ayetullah Hamanei bu yüzden açıklamasında, AB troykası bunun için pratik güvence vermeleri gerektiğini belirtti.
Gerçekte İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin Avrupalı yetkililerden Amerika Bercam’dan çekildikten sonra güvence vermeleri üzerine vurgu yapması, Avrupa’nın geçmişte İran’ın nükleer meselesine karşı pek de parlak olmayan mazileridir.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Avrupalı taraflarla pratik güvence alma konusunda yürüttüğü müzakerelerde gerçekçe hareket ediyor ve sadece üç Avrupa ülkelerinin açıklamalarıyla yetinmiyor.
Gerçekte İran İslam Cumhuriyeti Amerika barcam nükleer anlaşmasından çekildiğini açıkladıktan sonra Avrupa’dan bu anlaşmayı kurtarmak için pratik adımlar atmasını, öyle ki İran’ın denizcilik faaliyetleri, sigorta meselesi, petrol satışı ve bankacılık işlemleri Amerika’nın İran’a karşı yaptırımlarını yeniden dayattığında güvence altına alınmasını istiyor. Bir başka ifade ile İran’a dayatılan yaptırımların kaldırılması Bercam anlaşmasının olmazsa olmazlarından biridir ve Avrupa bu konuyu güvence altına alması gerekir.
Bu bağlamda Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif Cumartesi günü gazetecilere yaptığı açıklamada, AB içinde caydırıcı kuralların uygulanmasına başlandığını ve Avrupalı yetkililerin Bercam konusunda pratik adımlar atma aşamasına geçmeleri gerektiğini belirtti. Zarif, şimdiye kadar yaşananların sadece siyasi bildiri ve Avrupa liderlerinin toplantıları olduğunu ifade etti.
Dışişleri Bakanı Zarif şöyle devam etti:
Bundan başka geçen Cuma günü Viyana’da düzenlenen Bercam ortak komisyonunun oturumundan önce de 28 AB lideri Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da düzenledikleri zirvede Bercam’ın korunmasına vurgu yapmıştı. Şimdi de Avrupalı yetkililerin oturumlarının devamında 28 üye ülkenin Dışişleri Bakanları gelecek Pazartesi günü Brüksel’de toplanarak Bercam anlaşmasını sürdürme yollarını tartışmaları bekleniyor. Gerçekte Bercam’ın İran’ın belirlediği şartların çerçevesinde sürdürülmesi AB için bir sınavdır ve bağımsız bir güç olarak hareket eden veya Amerika’nın gölgesinde sürekli ikinci konumda yer almak isteyen bir güç olduğunu ortaya koyabilir.
Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Federica Mogherini de geçen Perşembe günü Bercam’ı korumak AB’nin kendi egemenliğini ve Avrupa’nın gücünü göstermek için bir sınav olduğunu açıkladı.
Aslında Amerika’nın sorumsuz davranışları BM güvenlik konseyinin kararnamesi ile desteklenen Bercam nükleer anlaşmasından çekilmekle sınırlı olmadığı belirtilmelidir. Amerika hala BM ve ilgili kurumlarına yönelik umursamazlığını sürdürüyor. Bu bağlamda İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei nizamın önde gelen yetkilileri ile görüşmesinde BM’nin icraatını değerlendirerek Amerika’nın cinayet dosyalarını ele alma zaruretine vurgu yaparken şöyle dedi: BM’nin icraatı uygunsuz ve ABD nüfuzu altındadır.
Ayetullah Hamanei şöyle devam etti: bir süre önce BM genel sekreteri Suud rejiminin Yemen milletine karşı cinayetlerini kınadıktan bir gün sonra sözünü geri aldı. Bu örnekler BM’nin ABD ve Fars körfezi Kanunlarının baskısı altında bulunduğunu gösteriyor.
Filistin ve Yemen milletlerinin katliamları BM’nin insanların can güvenliğine ve Suud rejimi ve siyonist rejimin güdümlü cinayetlerine karşı duyarsızlığının en bariz örnekleridir. Amerika’nın bu iki bebek katili rejime siyasi ve askeri destekleri insan hakları cinayetleri arasında yer alıyor.
Amerika’da silah firmalarının maddi çıkarları uğruna silah satışını serbestliği, ABD polisinin siyahilere karşı barbarca davranışı, Amerika’nın IŞİD’i kurarak beslemesi, Amerikan hapishanelerinde mahkumların işkence edilmesi, Amerika’nın diğer insan hakları cinayetlerinin örnekleridir. İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin tabiri ile BM eğer gerçekten BM ise ve Amerika rejimine bağlı değilse bu cinayetleri ciddi bir şekilde ele alması ve geçmişteki müsamahakarlığını telafi etmesi gerekir.
BM’nin Amerika’nın silah destekleri ile Yemen milletini kana bulayan Arabistan’a karşı tutumu ve yine Gazze şeridinde yaşanan son katliama karşı pasifliği bu teşkilatın bağımsız olmadığını ve bazı zorba rejimlerin siyasi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini ortaya koyuyor.
BM genel sekreterinin geçenlerde Arabistan adını çocuk haklarını ihlal eden ülkelerin listesine almasından sonra bu rejimin verdiği rüşvetle tutumundan çark ederek Suud rejiminin adını bu kara listeden çıkardı. Şimdi ise aynı eğilim şimdiki genel sekreteri Antonio Guterres ile devam ediyor ve BM Suud dolarları ve ABD baskıları altında tavır sergiliyor. Antonio Guterres’nin Yemen milletine yönelik katliamın doruğunda Muhammed bin Salman’ın bir milyar dolarlık çeki için teşekkür etmesi BM’nin Arabistan’ın Yemen’de işlediği cinayetlere yönelik duyarsızlığının en çirkin tablosudur.
Bundan başka Suud rejimine silah satışı Yemen savaşının Amerika’nin ihtiyacına göre devam edeceğini ortaya koyuyor. Bu bağlamda Lübnan’ın El Ahbar gazetesi şöyle yazdı: insan hakları örgütlerinin Arabistan ve BAE’ine silah satışının durdurulması yönünde sürekli taleplerine rağmen Amerika hala bu iki ülkeye nokta vuruşu yapan silahlar başta olmak üzere en gelişmiş silahları satmaya devam ediyor ve bu da Amerika Yemen savaşının son bulmasını istemediğini gösteriyor.
Amerika’nın Yemen savaşı ve ayrıca siyonist rejimin yetmiş yıllık işgalciliğine karşı politikası Amerikalı devlet adamlarının Suud rejiminin Yemen cinayeti ve İsrail rejiminin 60 yılı aşkın bir süredir Filistin milletine yönelik cinayetinin ortağı olduğunu gösteriyor. Bu cinayetlerin ABD ve İsrail’in kabarık cinayet dosyalarına kayda geçmesinden sonra BM ve bağlı kurumları mali yardımların kesilmesi ile tehdit edilmesi Amerika’nın bu teşkilata siyasi baskı uyguladığını ve bu kurum pratikte esas amacından çok uzaklaştığını gösteriyor.