Temmuz 25, 2018 22:42 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta Orta Asya ve Güney Kafkasya bölgelerinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

Azeri alim Paşazade’nin siyonist işgale karşı Kudüs’e destek vermesi,

Avrupa parlamentosunun Azerbaycan cumhuriyetine özel raportör ataması,

Ermenistan Başbakanı Paşinyan’dan erken seçim sinyali,

Tacikistan yönetiminin üç yılda 7.7 milyar dolar harcama planı,

Özbekistan lideri Mirziyayev’in Rus mevkidaşı Putin’le görüşmesi,

Kırgızistan’ın Şanghay işbirliği teşkilatı ŞİT’in dönem başkanlığını üstlenmesi,

Geçen hafta orta Asya ve Kuzey Kafkasya bölgelerinin bazı önemli gelişmeleriydi.

 

Geçen hafta Kafkasya Müslümanları ruhaniyet idaresi Başkanı Şeyhülislam Allah Şükür Paşazade korsan İsrail’in işgalciliğine karşı Kudüs’e desteğe vurgu yaptı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in iftar ziyafetinde konuşan Paşazade ayırca bölgede dini ve etnik ve siyasi ihtilafların ve yine İslamofobia, terör ve bölücü hareketlerin kaygı verici boyutta olduğunu belirtti. Paşazade Müslüman Azerbaycan halkının Kudüs’e desteklerini de vurguladı.

 

Geçen hafta Bakü medyası, Avrupa konseyinin Azerbaycan cumhuriyetinde siyasi mahkumların durumu ile ilgilenecek bir özel raportör atama kararını duyurdu.

 

Geçen hafta Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ülkesinde erken seçimlerin düzenlenmesini gündeme getirdi. Geçen 8 Mayıs tarihinde Ermenistan Başbakanı seçilen Paşinyan, ülkesi en geç bir yıl içinde erken seçime gitmesi gerektiğini belirtti.

 

Geçen hafta Tacikistan yönetimi bu ülkenin orta vadeli kalkınma programları çerçevesinde üç yıl içinde yaklaşık 7.7 milyar dolar harcayacağı açıklandı.

 

Geçen hafta 18. Şanghay işbirliği teşkilatı liderler zirvesine katılmak üzere Çin’e giden Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyayev, Rus mevkidaşı Putin’le bir araya gelerek ikili ilişkileri görüştü.

 

Geçen hafta Kırgızistan Şanghay işbirliği teşkilatının gelecek yılda dönem Başkanlığını üstlendi. Çin Cumhurbaşkanı ve teşkilatın şimdiki dönem Başkanı Shi Jin Ping, liderler zirvesinin sonunda yaptığı açıklamada, teşkilatın dönem başkanlığı Kırgızistan’a devredileceğini belirtti.

 

 

Geçen hafta Kafkasya Müslümanları ruhaniyet idaresi Başkanı Şeyhülislam Allah Şükür Paşazade korsan İsrail’in işgalciliğine karşı Kudüs’e desteğe vurgu yaptı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in iftar ziyafetinde konuşan Paşazade ayırca bölgede dini ve etnik ve siyasi ihtilafların ve yine İslamofobia, terör ve bölücü hareketlerin kaygı verici boyutta olduğunu belirtti. Paşazade Müslüman Azerbaycan halkının Kudüs’e desteklerini de vurguladı.

Azerbaycan cumhuriyetinde tüm kısıtlamalara rağmen Azeri mümin vatandaşlar daha kısıtlı düzeyde oturumlar ve protesto eylemleri düzenleyerek eli kanlı İsrail rejimine yönelik dini ve şer’i görevlerini yerine getiriyor.

 

Diyanet işleri uzmanı hüccetülislam Dr. Vaiz Merendi şöyle diyor:

Azerbaycan cumhuriyetinin Müslüman halkı dini onurları ile tarih boyunca tanınmış bir millettir ve Dr. Muhsin Samedov, Abgol Süleymanov, Talih Bakırov ve Zülfikar Mikailzade gibi dini liderlerin tutuklanması gerçi toplumu bilinçlendirme sürecini aksatmıştır, fakat bu durum daimi bir durum telakki edilemez.

 

Azerbaycan cumhuriyetinde İlham Aliyev yönetiminin uyguladığı tüm kısıtlamalara rağmen siyonist rejim İsrail diplomatları İranofobia ve İslamofobia projeleri gibi projelerle bölgede ve dünyada faaliyetlerini sürdürüyor. Bu arada dünyanın çeşitli bölgelerinde Müslümanların arasında tefrika yaratmak, uluslararası siyonizm ve bebek katili İsrail rejiminin gündeminden asla düşmediği gözleniyor. Bu bağlamda Karabağ kurtuluş hareketi Başkanı Akif Naki Bakü’de düzenlenen “Kudüs ve karabağ kurtuluşunun yolu İslamî vahdet ve dayanışma” başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, siyonist rejim Müslümanların vahdetinden korktuğunu, dünya Kudüs günü ise Müslümanların arasında vahdet ve dayanışmayı ve işgalci siyonistlerle mücadeleyi amaçladığını vurguladı.

 

Gerçekte Karabağ kurtuluş hareketi Başkanı Akif Naki bu sözleri ile dünya Kudüs gününü dünya genelinde müslümanların vahdet ekseni olarak benimsediklerini ortaya koyuyor.

Bu arada siyonist rejimin eski Bakü büyükelçisi Rafael Harpaz korsan İsrail ile Aliyev yönetimi arasındaki ilişkilerin hakkında yaptığı açıklamada, siyonist rejimle Bakü devlet adamları arasındaki ilişkilerin son 20 yılda sürekli stratejik düzeyde olduğunu iddia etti. Siyonist diplomat ayrıca Bakü yönetimi ile ilişkileri geliştirmek Tel aviv açısından büyük önem arzettiğini vurguladı. Harpaz Azerbaycan Cumhuriyeti gibi Müslüman bir devletin neden İsrail gibi eli kanlı bir rejim için önem arzettiğini açıklamadı, fakat hali hazırda Aliyev yönetimi ile siyonist rejim arasında çok yakın ilişki bulunduğunu ve bu ilişkiler İsrail’de parlamento seçimlerinden sonra da devam edeceğini ifade etti.

 

Uzmanlar, iki komşu ve Müslüman ülke olan İran ve Azerbaycan Cumhuriyeti arasındaki ilişkileri bozmak ve zayıflatmak, Bakü’de görev yapan siyonist diplomatların başlıca misyonlarından biri sayılıyor. Gerçekte İsrail büyükelçiliği 1993 yılında Bakü’de açıldığı günden bu yana siyonist rejim Tahran ve Bakü ilişkilerini tahrip etmek için tüm çabasını sarfetmenin yanında Bakü yönetiminin dağlık Karabağ münakaşasında da elini zayıflatmak için tüm gayretini sarfettiği gözleniyor. Gerçi siyonist rejimin Azerbaycan Cumhuriyeti karşıtı faaliyetleri sürekli perde arkasında cereyan ediyor, ama sonuçta Müslüman Azeri halkı için acı sonlara yol açıyor.

 

Son yıllarda İlham Aliyev yönetimi Müslüman Azerbaycan halkının istek ve iradelerini gözardı ederek siyonist rejimle ilişkilerini geliştiriyor. İlham Aliyev yönetiminin üst düzey yetkilileri bu uygulamalarına gerekçe olarak ABD kongresinde siyonist lobilerin Azerbaycan cumhuriyetinin işgal edilen topraklarını geri almak ve karabağ münakaşasında mülteci durumuna düşen bir milyon Azeri vatandaşın evine yurduna geri dönmelerini sağlamak için desteğini kazanmayı ileri sürüyor, oysa Tel aviv’in tüm vaatlerine rağmen bu desteğin şimdiye kadar verilmediği anlaşılıyor.

 

Bu şartlarda İlham Aliyev yönetimi eli kanlı rejimi görülmemiş düzeyde destek vermeye devam ediyor ve şimdiye kadar da İsrailli diplomatların çıkarlarını Müslüman Azerbaycan halkının çıkarlarına tercih ettiği gözleniyor. Örneğin Bakü yönetimi bu yıl dünya Kudüs günü yürüyüşünü engelledi.

 

Geçen hafta Bakü medyası, Avrupa konseyinin Azerbaycan cumhuriyetinde siyasi mahkumların durumu ile ilgilenecek bir özel raportör atama kararını duyurdu. Haberde özel raportörün Azerbaycan cumhuriyetinde siyasi mahkumların durumu ile ilgili raporunu sunması beklendiği belirtildi.

 

Avrupa konseyi parlamenter asamblesinin Azerbaycan cumhuriyetinde siyasi mahkumların durumu ile ilgilenmek üzere özel raportör atama kararı, söz konusu konsey Azerbaycan cumhuriyetinin temsilci heyeti Başkanı Samed Seyyidov’u asamble üyelerine rüşvet vermek ve İlham Aliyev yönetiminin havyar diplomasisini uygulamak suçundan konseyden ihraç edilmesinin ardından alınan bir karardır. Nitekim hali hazırda Seyyidov’un Avrupa konseyi parlamenter asamblesinin oturumlarına katılma hakkı askıya alınmış bulunuyor.

 

Azerbaycan Cumhuriyeti 2001 yılında Avrupa konseyi üyeliğine kabul edildi ve hali hazırda bu konseyde altı kişilik bir heyetle temsil ediliyor.

Ancak konseyin resmi araştırma kurumu bir rapor hazırlayarak Azeri heyetin parlamenterlere rüşvet verdiğini ve onlarca Avrupalı yetkiliye de hediyeler verdiğini açıkladı.

 

Konu ile ilgili bir açıklama yapan Azerbaycan Cumhuriyeti halk cephesi adlı muhalefet partisi lideri Ali Kerimli şöyle dedi: Avrupa konseyi parlamenter asamblesi raporunda ifşa edilen konular, İlham Aliyev yönetimini rezil Rüsvay etti. 219 sayfadan oluşan bu raporda Bakü yönetimi yetkilileri insan hakları ihlallerini ve Azerbaycam cumhuriyetinde düzenlenen seçimlere hile karıştırmasını örtbas etmek için Avrupa konseyi parlamenter asamblesi yetkililerine para, havyar, süs eşyaları ve Azeri kızlardan oluşan cinsel hizmet hibe ettiklerini ortaya koyuyor.

 

Azerbaycan cumhuriyetinde siyasi mahkumların durumu hakkında özel raportör atanma konusuna Azerbaycan cumhuriyetinin Avrupa konseyi parlamenter asamblesindeki temsilci heyeti Başkanı Samed Seyyidov tepki gösterdi. Bakü’da gazetecilere açıklama yapan Seyyidov, Avrupa konseyi parlamenter asamblesi insan hakları komitesinin Azerbaycan cumhuriyetinde siyasi mahkumların hakkında özel raportör atanmasını kaygı ile karşılıyoruz.

 

Aslında Samed Seyyidov’un bu tutumunu İlham Aliyev yönetiminin resmi tutumu telakki etmek gerekir. ancak şimdiye kadar hiç bir Azeri yetkili neden kaygı duyduklarını ve bu kaygının detayları hakkında yöneltilen sorulara cevap vermedi. Buna göre akıllarda neden Aliyev yönetimi yetkilileri siyasi mahkumların hakkında çok hassas oldukları ve bu gerçekten kaçmak için her türlü yola başvurdukları sorusu hala cevap bekleyen bir sorudur.

 

Geçen hafta bölge gelişmelerine bakıldığında Azerbaycan cumhuriyetinin yoğun gündemi olduğu ve Aliyev yönetiminin genel politikaları ile pek de aynı doğrultusunda olmayan gelişmelerin yaşandığı söylenebilir. Dünya Kudüs günü yürüyüşünün düzenlenmesi, Samed Seyyidov’un Avrupa parlamentosunda askıya alınması bu olaylara birer örnektir.

Orta Asya bölgesi ise geçen hafta sakin bir hafta geçirdiği söylenebilir.