Ocak 15, 2022 16:48 Europe/Istanbul

Orta Asya ve Kafkasya gelişmelerini irdelediğimiz haftalık programımızın bugünkü bölümünde tekrar sizlerle birlikteyiz. Bugün yine her hafta olduğu gibi Orta Asya ve Kafkasya bölgesinin geçen haftaki en önemli gelişmelerini gözden geçireceğiz. Birlikte dinleyelim.

Bültenimizi geçen hafta Orta Asya ve Kafkasya bölgelerinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan Arasındaki Sınır Çatışmalarının Devam Etmesi 

ve Kazakistan'daki kaos olayları ve sokak gösterileri 

Geçen hafta orta Asya ve Kafkasya bölgesinin en önemli bazı gelişmeleriydi.

Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında Rusya arabuluculuğuyla barış müzakerelerinin devam ettiği bir sırada görünün o ki yabancıların da müdahaleleriyle iki taraf arasında barış ve diyalog yolları kapatılmak istenmektedir.

Güney Kafkasya bölgesinin içişlerine dış müdahalenin devam etmesiyle, Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasındaki barış sürecinin gerçekleşmesi olası görünmüyor. Bu koşullar, ateşkes kurallarının olumsuz bir şekilde ihlal edilmesine yol açmakta ve bölgede barışın gerçekleşmesini sürekli olarak engellemektedir. Son haftalarda Azeri ve Ermeni güçlerinin temas hatlarında ateşkes kurallarını ihlal etmesi, savaşan taraflara maddi ve ekonomik zararın yanı sıra zayiat da verdirmektedir.

Bu sürece tepki olarak Ermeni yetkililer, Azerbaycan ordusunu Ermeni sınırını bombalamak ve 5 Ermeni askerini öldürüp yaralamakla suçladı. Bu bağlamda, Ermenistan Savunma Bakanlığı şu iddiaları içeren bir bildiri yayınladı: "Azerbaycan Cumhuriyeti Ordusu, ülkenin sınır bölgelerini topçu ve İHA'larla bombaladı."   Açıklamaya göre "11 Ocak Salı günü saat 17:30'da Azerbaycan Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri birlikleri, topçu ve İHA'lar kullanarak Ermenistan Doğu  sınırında  Ermeni mevzilerini yeniden bombalamaya başladı.

Azerbaycan Cumhuriyeti Savunma Bakanlığı da, temas hatlarında ateşkes kurallarını ihlal ettiği için Ermeni ordusuna yönelik benzer suçlamalarda bulunuyor. Bakü ile Erivan arasındaki sınır gerilimleri haberleri yayınlanırken, Azerbaycan Cumhuriyeti de sınır temas hatlarında bu ülkenin bir askerinin öldüğünü duyurdu. Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasındaki sınır gerilimleri, Kasım 2020'de Dağlık Karabağ barış anlaşmasının imzalanmasına rağmen devam etmektedir.

İki komşu ülke sınırlarında ateşkes ihlalleri ve ölümcül çatışmalar Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan askeri güçleri arasında sürekli şekilde devam etmektedir. Bu arada, bir yıldan fazla bir süredir dış müdahalenin Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ barış anlaşmasının uygulanmasını engellediği de açıkça ortadadır. Örneğin, Bakü medyasının birçok köşe yazarı Türkiye etkisi altında faaliyet göstermektedir.  Aslında bu yazarların yazıları, Türkiye hükümetinin bölge ülkelerine yönelik gayri resmi duruşunu yansıtıyor.Kazakistan'da otomobillerin başlıca yakıtı olan LPG fiyatının artırılmasına yönelik halk protestolarının ardından, Ankara ve Batı medyasını takip eden Bakü medyası, bu protestoların nedeni olarak Rusya'yı göstermeye çalıştı.

Son günlerde Azerbaycan Cumhuriyeti medyasının büyük bölümü, Rusya'nın Kazakistan'daki huzursuzluğu bastırmaya yardım etme bahanesiyle ülkeyi askeri olarak işgal ettiği propagandasını gündeme taşıdı.  Son birkaç yıldır İlham Aliyev hükümetinin medya sözcüsü olarak hizmet veren Bakü merkezli Yeni Müsavat gazetesi son dönemde Vladimir Putin karşıtı  sosyal aktivist ve “Gulagu.net” web sitesinin sahibi Vladimir Usçekin açıklamalarını yayınladı.  Bu uzman " Rusya istihbarat servisi Kazakistan'ı karıştırmak için  mahpuslardan ve tutuklulardan yararlanmaktadır." dedi.

Böyle bir iddia ortaya atılsa da, Kazakistan, İran, Rusya ve Çin hükümetlerinin Kazakistan'daki protestolarda yabancı ajanların rolünü çeşitli şekillerde ortaya koynuşlardır.  Kazak hükümetinin protestolara ilişkin tutumu ise şu şekilde: "Kazakistan'daki isyancılar yabancı bir güç tarafından hazırlanmış ve örgütlenmişler. Bu da Batılı hükümetlerin rolünü göstermektedir."Bu yüzden Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan sınır hatlarında gerilimin tırmanmasının, iki ülke arasındaki ihtilaflardan çok, dış güçlerin rekabetinden kaynaklandığını ve bu durumun bölge milletlerinin  zararına olduğunu söylemek gerekir.

Yeni miladi yılın ilk günlerinde Kazakistan'da yakıta zam getirilmesinin ardından ülkenin çeşitli kentlerinde eylemler başladı, çok geçmeden eylemler, şiddet ve çatışmaya dönüştü. Durumun kötüleşmesinin üzerinden bir gün geçerken Kazakistan güvenlik güçleri ve ordusunun olayları kontrol altına almakta başarısız kalması üzerine Kazakistan Cumhurbaşkanı, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nden resmen yardım talebinde bulundu. Bu örgütün toplu kararının ardından Rusya, Ermenistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Belarus başta olmak üzere üye ülkelerden barış güçleri, harekete geçerek, bu ülkede yeniden kısmen huzur sağlamayı başardılar.

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün en önemli üyesi olarak Rusya, Kazakistan'daki son olaylar ve eylemlerin bu ülkenin güvenliği ve istikrarını bozmak için dışarıdan organize edilen bir çaba olarak görüyor. Moskova defalarca, Batı'nın Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde renkli devrimler yapmaya ve olaylar çıkarmaya çalıştığı noktasında uyarıda bulunmuştur.

Şimdi de Kazakistan'ın büyük kentlerinde huzur ve sükunetin sağlanmasının ardından bu ülkenin çeşitli kentlerini özellikle Almatı'yı teröristler ve radikal unsurlardan temizleme operasyonu şiddet kazandı. Bu sürecin devamında belli hedefler için faaliyet yapan teröristlerin yakalanması, Nur Sultan hükümeti ve güvenlik güçlerinin esas gündeminde yer alıyor. Son günlerde Kazakistan'da halk itirazları, Nur Sultan hükümeti, Rusya ve  Orta Asya ülkelerini derinden endişelendirmiştir.

Bazı ifşaatlara göre, Kazakistan'da Batı yanlısı ve Pantürkçü gruplar, Kazakistan yönetimini düşürmenin yanısıra, Batı ülkeleri ve uluslararası Siyonizmin politikalarını  Orta Asya'nın en büyük ülkesi sayılan Kazakistan'da uygulamayı hedeflemişlerdi. Bu bağlamda Kırgızistan Başbakanı Akil Beyk Cabbarov bir kez daha bölge ülkelerinin topraklarına teröristlerin sızması ve geçişi konusunda uyarıda bulundu.

Cabbarov, konuşmasında Kazakistan'daki vahamete işaretle, bu ülkedeki acı olayların, yıkıcı unsurların bölge ülkelerinin iç olaylarından yararlanmak suretiyle, hükümetleri zayıflatmak, bölge ülkelerinin güvenliği ve toprak bütünlüğünü bozma amacıyla karmaşık terör faaliyetlerinde bulunup, Orta Asya'da kaos, kargaşa çıkarma ve kontrolsüz şekilde cinayet işlemeye çalıştığını vurguladı.

Kırgızistan Başbakanı'nın sözleri, Bişkek hükümetinin de Kazakistan'da son günlerde yaşanan olaylardan endişelerini ortaya koymakta. Üst düzey Kırgız yetkilinin tepkisi, bölge ülkelerinin endişelerini gösteren sadece bir örnektir. Çünkü diğer bölge ülkeleri de Kazakistan'da yaşanan olaylardan ciddi şekilde endişe ve kaygı duymakta. Batılı ülkeler ve Batı yanlısı ülkeler ve güçler, Orta Asya'da kaos ve kargaşa çıkarmakla, Rusya yönetimine ve bölgedeki diğer bağımsız ülkelere baskı yapmaya çalışmakta. ABD'nin liderliğindeki Batılı ülkeler, İngiltere ve diğer bazı Avrupalı ülkeler, Rusya başta olmak üzere bağımsız bölge ülkelerine darbe vurmaya gayret göstermekte.

Kazakistan'da akaryakıta zam getirilmesi bahanesiyle başlayan olayların ardından Nur Sultan hükümeti, İran, Rusya ve Çin gibi bağımsız ülkeler, bu olaylara yabancılara bağlı unsurlar ve yabancı ülkelerin rolü hakkında ifşaatta bulunmaya başladılar. Aslında, Kazakistan'ın büyük kentlerindeki protesto eylemleri, Rusya karşıtı muhalefet için yabancı ülkelerin yardımıyla ülkeyi kargaşa ve kaosa sürüklemeleri için zemin sağlamış oldu. Bu hususta Azeri uzmanlardan biri Tebriz Radyo'sundan yayınlanan "Açık Söz" programına verdiği demeçte, Rusya'nın İngiltere'nin Kazakistan'daki komplo ve planlarını etkisizleştirdiğini belirtti.

Azeri uzman Şeyh Orhan Muhammedov bu husustaki değerlendirmesinde, Rusya'nın Türkiye ve İngiltere'nin Kazakistan'da güç ve servet kaynaklarını ve uluslararası ulaşım yollarını ele geçirmeye dönük planlarını bozduğunu vurguladı. Konuyu toparlayacak olursak şunu ifade etmeliyiz ki, Kazakistan'da son günlerde yaşanan olaylarda Batılılar başta olmak üzere yabancı ülkeler ve güçler ve onlar bağlı yerli unsurlar ve grupların rolü oldukça belli ve açıktır. Yabancı ülkelerin Orta Asya ülkelerinin işlerine müdahalesi, bu ülkeler için ciddi bir sorun haline gelmiştir. Küresel ve bölgesel güçler, Orta Asya'yı rekabet alanı haline dönüştürmeye çalışmaktalar. Bunun için Orta Asya ülkeleri, çok dikkatli olup, Batılı ülkeler ve yabancılar dost gözükseler de , güvenmemelidirler.