Ağustos 01, 2018 22:59 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta Orta Asya ve Güney Kafkasya bölgelerinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

Ermenistan ve Azerbaycan Cumhuriyeti yetkililerinin Karabağ bölgesi ile ilgili açıklamaları,

Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın erken seçim vurgusu,

Gürcistan’ın yeni Başbakanı kabinesini milli meclise sunması,

Tacikistan ve Kırgızistan Başbakan yardımcılarının ortak sınırların işaretlenmesine vurgu yapmaları,

Kırgızistan İslamî bankasının hizmete girmesi,

Tacikistan İslamî hareket partisi lideri Kebiri’nin Tackistan’da barışta İran İslam Cumhuriyeti’nin etkisine değinmesi,

Geçen hafta orta Asya ve Kuzey Kafkasya bölgelerinin bazı önemli gelişmeleriydi.

Geçen hafta Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Karabağ barış müzakerelerinde Karabağ temsilcilerinin de bulunmasına vurgu yapmasının ardından Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı da Karabağlı Ermenilerle Azerilerin müzakere etmelerini istedi.

Geçen hafta Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ülkesinde Eylül ayında erken seçim düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Aslında Paşinyan’ın Ermenistan’da erken seçime vurgu yapmasının sebebi, milli mecliste milletvekillerinin değişmemesi durumunda ülkeyi milli mecliste cumhuriyetçi parti çoğunluğu elinde bulundurması durumunda yönetmenin imkansız olduğunu düşünmesinden kaynaklanıyor.

Geçen hafta Gürcistan’ın yeni Başbakanı Mamuka Bahtadze kabine üyelerini milli meclise sundu. Gürci Başbakanı Bahtadze, Gürcistan’da bakanlıkların sayısını 14’ten 11’e düşürme yönünde yasa tasarısını milli meclise sunduğunu belirtti.

Geçen hafta Tacikistan ve Kırgızistan Başbakan yardımcıları iki ülkenin ortak sınırlarının işaretlenme sürecinin hızlandırılması ile ilgili meseleleri görüştü. Tacik ve Kırgız yetkililerinin görüşmesi 20 Haziran tarihinde ve Duşanba’da düzenlenen sürdürülebilir kalkınma için su başlıklı uluslararası zirvenin kulisinde gerçekleşti.

Geçen hafta Kırgızistan’da ilk İslamî banka bu ülkenin bankacıları ve ekonomi uzmanlarının katıldığı törenle başkent Bişkek’te hizmete girdi.

Geçen hafta Tacikistan İslamî hareket partisi Başkanı Muhiddin Kebiri, Tacikistan’da çeşitli siyasi grupların ve partilerin arasında sağlanan barış, İran İslam Cumhuriyeti’nin orta Asya bölgesinde önemli kazanımlarından biri olduğunu açıkladı.

Tacikistan’da muhalif gruplarla hükümet arasında imzalanan barış anlaşmasının 22. Yıldönümünde bu açıklamayı yapan Kebiri, Tacikistan’ın iç sorunlarını Tacikistan yönetimi tek başına çözümleyemeyeceğini ve iç arenada seçkin şahsiyetlerin yanı sıra dış arenada da İran İslam Cumhuriyeti gibi dostların yardımı ile çözümlenebileceğini vurguladı.

 

Geçen hafta Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Karabağ barış müzakerelerinde Karabağ temsilcilerinin de bulunmasına vurgu yapmasının ardından Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Elmar Muhammed Yarov da Karabağlı Ermenilerle Azerilerin müzakere etmelerini istedi. AB Güney Kafkasya özel temsilcisi Toivo Klaar ile görüşmesinde bu konuya temas eden Bakan Yardov, Karabağ münakaşası Azerbaycan cumhuriyetinin toprak bütünlüğü çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini vurguladı. Yarov, Bakü yönetimi aynı zamanda Karabağlı Azerilerle Ermenilerin müzakere etmelerine inandığını, fakat Ermenistan bu tür inisiyatiflerle muhalefet ettiğini kaydetti.

 

Gerçekte Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Yarov Ermeni yetkililerin Karabağlı ayrılıkçı Ermenilerin barış müzakerelerine katılma talebine tepki göstererek Karabağlı Ermenileri ve Azerileri birlikte barış müzakerelerine katılmalarını gündeme getirmek sureti ile Erivan yetkililerinin önerilerine uygun cevap vermeye çalışmıştır.

Bundan önce Ermenistan Dışişleri Bakanı Suhrab Manatsakanyan AGİT’e bağlı Minsk grubu Eşbaşkanları ile Erivan’da yaptığı görüşmede Bakü yönetimini ateşkes hattında kışkırtıcı hareketlerde bulunarak Ermeni askerlerin ölümüne sebebiyet verdiğini ve bu yüzden Bakü yönetiminin Karabağ krizinin barışçıl yollardan çözümlenmesi yönünde isteğini kuşku gözüyle baktıklarını kaydetti. Ermeni Bakan ayrıca ülkesi Karabağ münakaşasının Minsk grubunun yürüttüğü barış müzakerelerine bağlı olduğunu vurguladı.

Aslında Ermenistan yetkililerinin bu tür açıklamaları, Bakü yönetiminin Karabağ münakaşasının Azerbaycan Cumhuriyeti toprak bütünlüğü çerçevesinde çözümlenmesine yaptıkları vurguya tepki olarak gündeme geliyor. Ancak bu tür açıklamalar, Karabağ münakaşasının çözümüne katkı sağlamadığı gibi, bilakis bu münakaşasının çözüm sürecinin uzamasına ve hatta çözümsüzlüğe sürüklenmesine yol açıyor.

Bu arada Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın işgal altında bulunan Karabağ’ı ziyaret etmesi Bakü yönetiminin sert tepkisine yol açtı. Bakü yönetimi bir bildiri yayımlayarak Paşinyan’ın davranışlarını kışkırtıcı ve savaşa zemin hazırlayan davranışlar niteledi. Ermeni yetkililer ise bilmukabil Bakü yönetiminin askeri gücüne vurgu yapması ve ateşkes hattında kışkırtıcı hareketlerde bulunmasını gerginliği tırmandıran ve silah yarışını tetikleyen durumlar olarak yorumluyor.

Ermeni siyaset meseleleri uzmanı Hrant Malik Şahnazaryan şöyle diyor: Azerbaycan Cumhuriyeti Karabağ sınırlarında yeni hareketlilikleri başlatmış bulunuyor, üstelik Bakü yetkililerinin Karabağ sınırlarında eğilimlerini değiştirmek istediklerini gösterecek hiç bir işaret de bulunmuyor. Gerçekte Bakü yetkililerinin radikal ve savaş çığırtkanlığı yapan görüşlerinde hiç bir değişiklik oluşmamıştır ve bunu onların açıklamalarında ve tutumlarında görebiliriz.

Gerçekte Ermeni ve Azeri yetkililerin ve uzmanların bu tür karşılıklı suçlamaları iki tarafın birbirine güvenmemelerinden kaynaklanıyor. Öte yandan AGİT’e bağlı Minsk grubunun Amerikalı, Rus ve Fransız eşbaşkanları yaklaşık otuz yıldır Karabağ münakaşasına hiç bir türlü çözüm yolu bulamadılar, bilakis münakaşa taraflarının birbirine karşı güven duygularını yıktılar. Bu arada Ermeni ve Azeri yetkililerin karşılıklı suçlamaları iki tarafın Karabağ münakaşasını sonlandırmak için olumlu ve yapıcı adımlar atarak daimi barış eşiğine geldikleri bir sırada gündeme geldiği belirtilmelidir.

Geçen hafta Tacikistan İslamî hareket partisi Başkanı Muhiddin Kebiri, Tacikistan’da çeşitli siyasi grupların ve partilerin arasında sağlanan barış, İran İslam Cumhuriyeti’nin orta Asya bölgesinde önemli kazanımlarından biri olduğunu açıkladı.

Tacikistan’da muhalif gruplarla hükümet arasında imzalanan barış anlaşmasının 22. Yıldönümünde bu açıklamayı yapan Kebiri, Tacikistan’ın iç sorunlarını Tacikistan yönetimi tek başına çözümleyemeyeceğini ve iç arenada seçkin şahsiyetlerin yanı sıra dış arenada da İran İslam Cumhuriyeti gibi dostların yardımı ile çözümlenebileceğini vurguladı.

Son yıllarda bazı ecnebi odaklar ve sözde siyaset çevreleri İran İslam Cumhuriyeti’nin Tacikistan’da barışın üzerinde yapıcı ve etkili rolünü inkar etmeye çalışırken, bazı açıklamalar bu ülkede cahil ve kapasitesiz politikacıların iktidarın başına geldiklerini gösteriyor. Ancak tüm huysuzluklara ve haksız açıklamalara rağmen Tacikistan İslamî hareket partisi lideri Kebiri’nin bu son açıklaması, İran İslam Cumhuriyeti’nin Tackistan’da iş savaşı sonlandırmakta ifa ettiği yapıcı rolün inkar edilemeyeceğini bir kez daha ortaya koydu.

Bilindiği üzere orta Asya’da Tacikistan Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan eder etmez diğer cumhuriyetlerinden farklı olarak iç savaş durumu ile karşı karşıya geldi. Tacikistan’da Aralık 1991 tarihinde bağımsızlık ilanından sonra iç savaş patlak verdi. Bu savaş 1997 yılına kadar Duşanba’da iktidarın başında bulunan Rahman Nebiyev yönetimi ile Seyyid Abdullah Nuri liderliğindeki İslamî muhalifler arasında devam etti. Aslında o yıllarda orta Asya bölgesinde bağımsızlığına kavuşan milletler mutlu ve sakin günleri yaşarken, Tacikistan halkı üzüntülü bir şekilde yarınlarını kaygı ediyordu.

Bu şartlarda İran İslam Cumhuriyeti bölgede diğer bazı ülkelerin yardımları ile Tacikistan halkının yardımına koştu ve bu ülkede Tacik liderlerin arasındaki ihtilafları çözümlemeye çalıştı. İran’ın Tacikistan’da barışın sağlanmasında etkisi oldukça seçkin ve göz kamaştırıcı düzeydeydi ve bu yüzden bazı gözlemciler İran’ın bu planından hatta Afganistan’da daimi barışın sağlanması yolunda yararlanılabileceğini dile getirdi. Örneğin Tacik uzman Şakir Can Hekimov, İran İslam Cumhuriyeti’nin Tacikistan’da barışın sağlanması ve Tahran’ın bu cumhuriyette iktisadi projelerin üzerinde yatırım yapmasının etkisi inkar edilemeyecek bir gerçek olduğunu belirtti.

Tackistan dışişleri eski Bakanı ve o yıllarda barış müzakerelerinde bir kaç tur Duşanba heyetine başkanlık eden Telbek Nazarov ise İran’ın merhum Cumhurbaşkanı Ayetullah Haşimi Rafsancani Tacikistan’da iç savaşın sonlandırılmasında Tacik halkına büyük yardımları olduğunu belirtti.

Tacik uzman Kasım Beyk Muhammed de şu değerlendirmede bulundu: Haşimi Rafsancani’nin cumhurbaşkanlığı döneminde İran diğer ülkelerden daha önce Tacikistan’ın bağımsızlığını tanıdı ve İran’ın Duşanba büyükelçiliği açıldı. Üstelik Rafsancani Tacikistan’da barışın sağlanmasınaa büyük yardımları oldu.

Her halükarda Tacikistan’da hükümetle muhaliflerin arasında barışın sağlandığı günün üzerinden 22 yıl geçtiği bir sırada Tacikistan İslamî hareket partisi lideri Muhiddin Kebiri’nin bu barışta İran İslam Cumhuriyeti’nin rolünün önemine vurgu yapması hem önemli ve hem bazı gerçekleri bir kez daha gün ışığına çıkaran bir açıklama sayılır, zira bazı malum çevreler hala İran’ın bu ülkede imajını bozmaya çalıştıkları bilinen bir gerçektir.

Geçen hafta orta Asya ve Güney Kafkasya bölgelerinde yaşanan gelişmelere bakıldığında, Azerbaycan Cumhuriyeti yoğun bir haftayı geride bıraktığı söylenebilir. Orta Asya bölgesinde de terörle mücadele ve Tacikistan’da barış anlaşmasında İran İslam Cumhuriyeti’nin rolü bir kez daha gündeme geldiği gözleniyor.