Ağustos 28, 2018 12:46 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta Orta Asya ve Güney Kafkasya bölgelerinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşlarının İran İslam Cumhuriyeti’ne seyahat sayısının artması,

Sağlık Bakanı Haşimi’nin Bakü ziyareti,

Rusya’nın dağlık Karabağ bölgesi ile ilgili tutumu,

Azerbaycan Cumhuriyeti’nde Gence kentindeki huzursuzlukları devam etmesi,

Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın Afganistan’la ilgili açıklaması ve bu ülkenin diğer gelişmeleri,

Gürcistan’ın NATO üyeliği tartışmaları,

Kazakistan ve Özbekistan arasında askeri işbirliği,

Kırgızistan’da dini faaliyetlerin üzerinde denetimlerin sıklaştırılması,

Tacikistan’da IŞİD’e katılan Tacik vatandaşlarla ilgili gelişmeler,

Geçen hafta orta Asya ve Kuzey Kafkasya bölgelerinin bazı önemli gelişmeleriydi.

 

Geçen hafta Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşlarının İran İslam Cumhuriyeti’ne seyahat sayısı son altı ayda %22 artış kaydettiği açıklandı.

Azerbaycan Cumhuriyeti devlet istatistik merkezi konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Ocak – Haziran 2018 tarihleri arasında 1 milyon 325 beş kişi Azerbaycan Cumhuriyeti’ni ziyaret ettiğini, bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 10 artış kaydettiğini belirtti.

 

Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşlarının İran İslam Cumhuriyeti’ne seyahati genellikle ziyaret amaçlı ve akrabalarla yakınları ziyaret etmeye yöneliktir. Bu arada Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşları bazı tedavisi ağır olan hastalıkların tedavisi için de İran’ı diğer komşu ülkelere tercih ettiği belirtilmelidir.

Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşlarının İran’a yönelik artan ilgisi bu ülkede İran karşıtı propagandalar artan bir şekilde devam ettiği ve İran’a seyahat etmeleri ciddi kısıtlamalarla karşılaştığı halde gündeme geliyor.

 

İran’da sağlık ve tedavi hizmetlerinin bedeli komşu ülkelere nazaran daha düşük olması, İran’ın çeşitli kentlerinde sunulan sağlık hizmetleri ve ilaçların yüksek kalitesi, İranlı uzman hekimlerin deneyimli olmaları, İran’da üretilen ilaçların kaliteli olması, Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşlarının İran’ı seyahat için tercih etmelerinin önemli sebepleri arasında yer alıyor.

 

Azerbaycan Cumhuriyeti’nin başkenti Bakü’yü ziyaret eden sağlık Bakanı Dr. Seyyid Hasan Haşimi bir kez daha İran’ın Azerbaycan Cumhuriyeti’ne sağlık ve tedavi hizmetleri sunmaya hazır olduğunu açıkladı.

İran ve Azerbaycan Cumhuriyeti arasında ilaç, tedavi ve hastalıkların tespiti alanlarında işbirliğine değinen Bakan Haşimi, iki ülke arasında bu alanda işbirliği anlaşması imzalamak üzere ön müzakerelerin gerçekleştirildiğini ve şimdi Bakü ziyareti esnasında İran’ın kuzeybatısında yer alan tıp üniversiteleri ve özellikle Tebriz tıp üniversitesi ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında işbirliği yolları üzerinde odaklandıklarını kaydetti.

 

İran İslam Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti 1991 yılında bağımsızlığına kavuştuğu ilk günlerden itibaren başta bu ülke olmak üzere komşu ülkelerin istiklal ve toprak bütünlüğünün korunması için büyük çaba harcamaya başladı ve Saddam rejimi ile sekiz yıllık savaşla uğraştığı halde dağlık Karabağ bölgesinde savaşzede Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşlarına her türlü yardımda bulunmaktan çekinmedi.

 

İran İslam Cumhuriyeti son yıllarda da ilaç ve tedavi ve tıp bilimleri alanlarında teknik bilgilerini ve hizmetlerini Azerbaycan Cumhuriyeti’ne intikal ettirmek için çaba harcayarak kuzeybatısında yer alan bu komşusuna yardımcı olmaya çalışıyor. Kuşkusuz iki ülke arasında bu tür anlaşmaların imzalanması da İran’ın Azerbaycan Cumhuriyeti’ne yardımcı olma sürecine katkı sağlayacaktır. Nitekim İran’ın üst düzey yetkilileri de şimdiye dek bir çok kez Azerbaycan Cumhuriyeti ile işbirliği yapmakta hiç bir kısıtlamaları söz konusu olmadığını belirtmiş bulunuyor.

 

Geçen hafta Rusya’nın ünlü siyaset meseleleri uzmanı ve filozofu Aleksandır Dogin, Moskova’ya göre sadece işgale uğrayan Karabağ’ın beş bölgesi değil, bu dağlık bölgenin tümü Azerbaycan Cumhuriyeti’ne ait olduğunu ve bu konu BM ve uluslararası hukukta kesin bir gerçek olarak ispat edildiğini belirtti. Rusya lideri Vladimir Putin’in çok yakın adamı Dogin Ermenistan devletine yakın olan bir haber ajansına verdiği mülakatta, Karabağ Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bir parçası olduğunu ve Ermenistan devleti yükümlülüklerine yerine getirmeyerek Karabağ krizinin savaşsız ve müzakere yoluyla çözümlenme şansını yok ettiğini vurguladı.

 

Görünen o ki son günlerde Ermenistan’ın yeni Başbakanı ve hükümetinin NATO paktına yakınlaşması ve Batı ile eşgüdümlü hareket etmesi Kremlin liderlerini kaygılandırmaya başladı. Moskova yetkilileri bir yandan Erivan’ın başta NATO olmak üzere Batılı kurumlarla işbirliği yapmasından kaygı duyuyor ve öbür yandan da Ermenistan’la birliktelikleri durumunda Güney Kafkasya bölgesindeki diğer müttefiklerini, yani Azerbaycan Cumhuriyeti’ni kaybetmekten korkuyor. Bu yüzden Putin’e yakın uzmanlar dolaylı bir şekilde tehditleri gündeme getirerek Erivan’ın yeni yönetimini Moskova’ya yönelmeye teşvik etmeye çalışıyor.

 

Geçen hafta Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ikinci büyük kenti olan Gence’de huzursuzlukların devam etmesinin ardından bu ülkenin savunma Bakanı General Zakir Hasanov, ordu birliklerinin hazırlık seviyesinin yükseltilmesini istedi. Konu ile ilgili bir bildiri yayımlayan General Hasanov, savunma bakanlığı bu bağlamda ilgili yetkililere özel genelge gönderdiğini ve ordunun askeri ve psikolojik hazırlık seviyesinin arttırılması yönünde talimat verdiğini kaydetti.

 

Azerbaycan Cumhuriyeti’nde ordunun teyakkuza geçmesi yönünde verilen bu talimat, bundan önce Gence valisi Elmar Veliyov’a yönelik suikast haberi medya ve siyaset çevrelerinde büyük yankı bulduğu bir sırada gündeme geliyor. Gence’nin zalim ve otoriter valisi Veliyev Rus vatandaşı olan ve İran’a da seyahat düzenleyen biri tarafından suikaste uğradı. Bunun üzerine Bakü hakimiyetine bazı kurumlar olayın hemen ardından bu suikastle İran arasında bağlantı kurmaya çalıştı. Ancak Bakü hakimiyetine bağlı medya organları, İran’ı suçlamak için yeterli kanıt bulunmadığını belirtti.

Her halükarda Gence valisine yönelik suikastin üzerinden on gün geçtiği bir sırada haber kaynakları bu kentte huzursuzlukların devam ettiğini belirtiyor.

 

Geçen hafta Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, bu ülkenin Afganistan’daki askeri varlığının devam etmesine vurgu yaptı. NATO liderlerinin Brüksel’de düzenledikleri zirveye katılan Paşinyan, Ermenistan NATO’nun Afganistan’da kesin destek operasyonu çerçevesinde bu ülkede askeri varlığını sürdürmeye hazır olduğunu belirtti. Ermenistan’ın Afganistan’daki askeri varlığının mali bedelini ise Almanya karşılıyor.

 

Aslında Erivan’da ilk kez bir üst düzey yetkili bu kadar açık bir şekilde NATO ile işbirliğine vurgu yapmıyor. Ancak görünen o ki şimdiki şartlarda Ermeni lider Paşinyan bu açıklamayı Erivan yönetiminin Moskova’dan uzaklaşmaya başladığını göstermek için bu tür beklenmedik çıkışları yapıyor. Gerçekte Ermenistan Başbakanı Paşinyan elverişli olmayan iktisat ve geçim şartları ülkesinin en önemli sorunu olduğunu çık iyi biliyor ve bu yüzden başka bir ülkenin topraklarını işgal etmekle iktisadi durumun iyileşmesi arasında ikinci seçeneği seçtiği ve böylece hem Ermeni vatandaşların göç etmesini engellemek ve hem seçim kampanyalarındaki vaatlerini gerçekleştirmek istediği anlaşılıyor.

 

Geçen hafta Ermenistan milli güvenlik sekreteri Armen Gerigoryan, ülkesinin NATO paktı ile işbirliği yapma amacını Azerbaycan Cumhuriyeti ordusu ile bu paktın arasındaki işbirliği biçimini öğrenme şeklinde açıkladı.

NATO ile işbirliği konusunda bir açıklama yapan Ermenistan milli güvenlik sekreteri Armen Gerigoryan, Azerbaycan Cumhuriyeti subayları Türkiye’de eğitim aldıklarını, Erivan bu yüzden NATO paktı nasıl faaliyet yürüttüğünü öğrenmek istediğini kaydetti.

 

Geçenlerde Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinya, Azerbaycan Cumhuriyeti’ni Karabağ temas hattına güç konuşlandırmakla suçlayarak bölgenin siyasi ve askeri durumunu vahim ilan etmişti. Şimdi ise mevcut şartlara ve Erivan yönetiminin bazı hareketliliklerine bakıldığında Paşinyan’ın Batı ile dayanışma içinde olduğunu göstermek için kendisinden beklenmedik açıklamalarda bulunmak zorunda kaldığı belirtiliyor. Ancak bu açıklamalara rağmen gözlemciler Ermeni liderlerin istedikleri hedeflere ulaşmaları pek mümkün olmadığını belirtiyor.

 

Geçen hafta Gürcistan milli meclisi eski Başkanı Nino Burjanadze, Tiflis’in NATO üyeliği Gürcistan’ın zararına olacağını belirtti. Gürci politikacı, mevcut şartlarda NATO Gürcistan için müspet bir fenomen olmak bir yana büyük bir başağrısı ve zarara dönüştüğünü kaydetti.

Gürcistan milli meclisi eski Başkanı Nino Burjanadze, mevcut şartlarda ülkesi NATO üyesi olmaması gerektiğini belirterek, Gürcistan en başta toprak bütünlüğü, milli egemenliği, barış ve istikrara ihtiyacı olduğunu ve bunlara kavuştuktan sonra NATO gibi uluslararası kurumlara üyeliği düşünmeleri gerektiğini ifade etti.

 

Gürcistan milli meclisi eski Başkanı Nino Burjanadze açıklamasının devamında Gürcistan’da mevcut etnik münakaşaların çözümü için bir yol da Rusya ile ilişkilerin normalleştirmek olduğunu kaydetti.

 

Son yıllarda Gürcistan’ın NATO üyeliği tartışması bu ülkenin milli çıkarlarına ciddi düzeyde zarar verdiği ve bu konu özellikle Tiflis ve Moskova arasında husumeti körüklediği anlaşılıyor.

 

Geçen hafta Kazakistan ve Özbekistan savunma bakanları bir araya gelerek iki ülke arasında askeri işbirliğini geliştirme yollarını ele aldılar. Görüşme Almatı kentinde gerçekleşti.

Özbekistan ve Kazakistan arasında işbirliği iki ülkenin bölgesel rekabetlerine rağmen orta Asya milletlerin yararına olacaktır, zira bu iki ülke bölgedeki diğer cumhuriyetlere çeşitli alanlarda yardımcı olabilecek kapasitelere sahiptir.

 

Geçen hafta haber kaynakları Kırgızistan’da dini faaliyetlerin üzerindeki denetimlerin daha da sıklaştığını duyurdu.

Son dönemde tekfirci IŞİD terör örgütünün orta Asya sınırlarına kadar ilerlemesi bu bölgede yer alan cumhuriyetleri kaygılandırmaya başladığı ve bu yönde bazı yeni kararların alınarak uygulanmaya başladığı gözleniyor.

Gerçi Kırgızistan yönetimi bazı kararları alarak uygulamaya başladı, fakat IŞİD gibi Fars körfezindeki bazı gerici Arap rejimlerce bölgeye ihraç edilen terör örgütleri ile tek başına mücadele edemeyeceği ifade ediliyor.

 

Ve son olarak geçen hafta Tacikistan’da Hucend kentinde bir mahkeme bir Tacik vatandaşı IŞİD’e üye olmak ve Suriye’de örgüt için savaşmak suçundan 15 yıl hapis cezasına çarptı.

Tacikistan’da bir çok genç tekfirci terör örgütleri ve radikal dini gruplarca kandırılarak IŞİD gibi terör örgütlerine üye yapılıyor. Başta Tacik gençler olmak üzere orta Asya cumhuriyetlerinde gençlerin dini bilgi yetersizliğinin yanı sıra, yoksulluk yüzünden bu tür örgütlere katıldıkları belirtiliyor.