Velayet güneşinden
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle diyor:
Doğru inkılapçı psikoloji ve akılcı ve güdümlü diplomasi ile birlikte dış ilişkileri geliştirmek ve nizamın güç bileşenlerini siyasi ve diplomasi kazanımların dayanağı haline getirmek mümkün.
İran İslam İnkılabı 1979 yılında asil İslam’dan esinlenerek belirlediği ülkülerin doğrultusunda zafere ulaştı. Yaklaşık son kırk yılda ise İran İslam Cumhuriyeti nizamı bu ülküleri ve büyük insani hedefleri dünya camiasına anlatmaya ve onlarla paylaşmaya çalıştı.
İran İslam İnkılabının ülkülerini ve görüşlerini dünya genelinde paylaşmaya hizmet eden önemli kurumlardan biri, İran’ın yurt dışındaki siyasi ve kültürel temsilcilikleridir.
İran İslam Cumhuriyeti anayasına göre nizamın genel politikaları ve dış politikası ülkenin rehberi veya lideri tarafından belirlendiğinden, liderin bu yöndeki tavsiyeleri diplomasi kurumu için büyük önem arzeder. Bu yüzden geçen gün Dışişleri Bakanı İran İslam Cumhuriyeti’nin yurt dışındaki büyükelçileri ve temsilciliklerinin yetkilileri ile birlikte İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’yi ziyaret ederek tavsiyelerinden yararlanmak istedi.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Dışişleri Bakanı ve büyükelçileri ve bakanlık yetkilileri ile görüşmesinde gündeme getirdiği ilk konu, İran İslam Cumhuriyeti’ni yurt dışında temsil eden büyükelçilerin ve temsilcilerin sahip olmaları gereken bazı özelliklerdi. Halka hizmet etmek, özellikle İslam Cumhuriyeti nizamında bir erdemdir ve mükafatı vardır. Bu yüzden Ayetullah Hamanei konuşmasında yurt dışında faaliyet yürüten İranlı diplomatların çabaları ilahi mükafatı olan ve aynı zamanda milli ve tarihi onura vesile olan bir amel olduğunu, zira bu amel aslında İran milletinin hakkaniyetini savunma yolunda bir amel olduğunu vurguladı.
İran inkılabı ve şimdiki nizamının mahiyeti İslamî olduğundan, İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ülkenin yurt dışındaki diplomatları ve elçilerinin ilk özelliği İslamî ahlak ve tealime bağlı olmak ve nefsini tezkiye etmekten ibaret olduğunu belirterek şöyle buyurdu:
Kendinizin ve ailenizin dini selametini, ruhi ve manevi paklığını korumak ve şer’i meselelere söz ve amelde bağlı kalmak, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve çalışanları ve özellikle büyükelçilerin ve temsilciliklerin çalışanlarının en önemli sorumluluklarından biridir.
Öte yandan İran İslam Cumhuriyeti nizamının yurt dışındaki her bir temsilcisi veya büyükelçisi, İran İslam Cumhuriyeti nizamının simgesi ve temsilcisidir. Bu yüzden Ayetullah Hamanei bu kesimin bir başka özelliğini de şöyle beyan etti:
Dışişleri Bakanlığı ve özellikle büyükelçiler İslam ve inkılap değerlerine derinden bağlı olmalı ve söz ve amelleri bu değerleri yansıtmalıdır.
Kuşkusuz İslam inkılabının değerlerine bağlı kalmak, bu değerlerin diplomatik faaliyetlerinde ve başka ülkelerle ilişkilerde kendini göstermesine vesile olacaktır. Buna göre İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasında şöyle buyurdu: Dışişleri Bakanlığı ve diplomatları İslam inkılabı ile onur duymalı ve çalışmalarında ve teamüllerinde izzet, iktidar ve özgüven duyguları açıkça göze çarpmalıdır. Kuşkusuz inkılapça davranış ve tutum, makul olmayan sözler etmek veya sansasyonel yaşam sürdürmek gibi durumlardan tamamen farklıdır.
Ayetullah Hamanei yurt dışında İran’ı temsil edenlerin bir başka özelliğini de güçlü moral ve psikoloji ve inkılap yolunun hakkaniyetinden emin olmakm ve geleceğe güvenle bakmak şeklinde açıkladı.
İran İslam Cumhuriyeti ülkenin dış ilişkilerinde yeni bir dönemi başlattı. Bu dönemde İslam inkılabı İran’ın milli çıkarlarını takviye etti ve İran’ın dış politikası da İslam ve inkılap çerçevesinde yer alan ilkelere göre yönetildi. Buna göre İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei büyükelçiler ve yurt dışındaki temsilciliklerin yetkilileri ile görüşmesinde İslam Cumhuriyeti nizamının kuruluş amacını ülkenin milli çıkarlarını, bağımsızlık, özgürlük, sosyal adalet, güç ve güvenliğini korumak, şeklinde beyan etti. Ayetullah Hamanei bu yüzden İran diplomasisini de ideolojik diplomasi niteledi.
Gerçekte bazı Batı hayranı çevreler siyaset arenası milli çıkarları savunma arenası ve ideoloji ise bir inancın veya bir milletin temel inançları olarak diplomasiyi kısıtladığını düşünüyor. Ancak İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ideolojinin de bir milletin milli çıkarlarını ve milli kimliğini korumaya hizmet edebileceğini belirterek şöyle buyurdu: Bazı yanlışlıkla diplomasiyi ideolojiden ayırmaktan söz ediyor, oysa ideoloji ile milli çıkarların birinin karşı nostasında bulunduğunu telkin etmek doğru ve mantıklı bir konu değildir.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei dünya ile akılcı, güdümlü ve mantıklı bir irtibat kurmanın İslamî bakış açısına ve ideolojik diplomasiye uygun bir durum olduğunu belirtti.
Gerçekte hatta ideolojinin diplomaside yeri olmadığı iddiasında bulunan bazı Batılı devletler pratikte dış politikalarını kendi ideolojik kriterlerine göre yürütüyor. Bu yüzden İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle buyurdu: Amerikalı yetkililer konuşmalarında sürekli Amerikan değerlerinden söz ediyor ki bu da onların ideoloji ve ABD bağımsızlık bildirgesinden alıntıdır. Avrupa ülkelerinin davranışları ve siyasi faaliyetlerine de ideolojik düşünceleri hakimdir.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Dışişleri Bakanı ve bakanlık yetkilileri ve büyükelçileri ile görüşmesinde yaptığı konuşmanın bir başka bölümünde İran İslam Cumhuriyeti nizamının düşmanlarının artan muhalefetleri ve hasmane uygulamalarına ve yürüttükleri psikolojik savaşa işaret ederek, düşmanların çok sayıda TV kanalı, sanal ortam ve siyasi provokasyonları ile İran İslam Cumhuriyeti nizamının imajını zedelemeye ve İslamî nizamı zayıflatmaya çalıştıklarını vurguladı.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei düşmanların sürekli psikolojik savaşlarının ana gündem maddesi İran İslam Cumhuriyeti nizamını mesnetsiz iddialar ve menfi uygulamalarla suçlamaktan ibaret olduğunu belirterek şöyle devam etti: düşmanlar bu hedefe ulaşmak için İranofobia, İran karşıtlığı, İran’dan uzak durmayı, demokrasi ihlali, özgürlükleriin yokluğu ve insan hakları ihlalleri gibi konularla sürekli suçluyor. Oysa Batılı devletler dünyada insan hakları ihlalleri bakımından başı çekiyor.
Konuşmasında Batılı devletleri insan hakları ihlallerinden örnekler veren İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle dedi: Batılı devletler insan hakları ihlallerinin mazharıdır, ama büyük bir utanmazlık örneği sergileyerek İran İslam Cumhuriyeti nizamını bu konuda suçluyorlar, öyle ki insan bazen bu utanmazlığın şiddetini hayretle karşılıyor.
Ayetullah Hamanei Batılı devletlerde görecede demokrasi var olduğunu, fakat gerçekte kitle iletişim araçları, güç odakları ve çıkardıkları bazı yasalarla halkı istedikleri yöne doğru yönlendirdiklerini, bunun en somut örneği ABD devleti olduğunu vurguladı.
İran İslam Cumhuriyeti ile düşmanlık eden ülkelerin başında Amerika yer alıyor. Amerika devleti İslam inkılabından önce İran’da büyük nüfuz ve sultaya sahipti ve İran’ın zenginliklerini yağmalıyordu. Ancak şimdi Amerika İran’da sultaya boyun eğmeyen ve başka ülkelere de bu yönde emsal teşkil eden bir devletle karşı karşıya bulunuyor.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Amerika’nın İran’a karşı kumpaslarının amacına işaret ederek şöyle dedi: Amerikalı yetkililer İran’da inkılaptan önceki konumlarına geri dönmek istiyor ve bundan daha azına da rıza göstermeyecekleri anlaşılıyor.
Amerika’nın İran’ın barışçıl nükleer faaliyetleri, füze gücü ve artan bölgesel gücü gibi konuları İran ile düşmanlık etmek üzere ileri sürdüğünü kaydeden İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle devam etti:
Bölgede varlık sergilemek İran’ın iktidar ve güvenlik bileşeni ve stratejik derinliğidir ve bu yüzden düşmanlar bu konuya karşı çıkmaktadır.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Amerika yönetimine İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı derin husumeti yüzünden asla güvenilemeyeceğini belirterek şöyle dedi: Bendeniz bu yüzden ta eskiden bu yana Amerikalı yetkililerin sözüne ve hatta imzalarına güvenilemeyeceğini belirtmişimdir. Dolaysıyla Amerika ile müzakere etmenin hiç bir faydası yoktur.
Kuşkusuz Amerika ile bu şartlarda müzakere etmek veya ilişkileri yeniden başlatmak, İran’ın mili çıkarlarına aykırıdır.
Ancak bazı çevreler Amerika yönetiminin İran’a karşı siyasi, iktisadi ve propaganda alanlarında kumpas kurduğunu belirterek bu yüzden Amerika ile ilişki kurmanın makul olduğunu ileri sürüyor. İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ise bu görüşü kesin bir dille reddediyor ve şöyle diyor: ülke sorunlarının Amerika ile ilişki kurmakla çözümleneceğini düşünmek, bariz hatadır. Amerika İslamî nizamın özü ile sorunu vardır, nitekim günümüzde Afrika, Asya ve latin Amerika’da bir çok ülke Amerika ile ilişkileri olduğu halde bir çok sorunla da karşı karşıyadır.
İran milletinin yeteneklerine ve Amerikalı yetkililerin bu yetenekleri itiraf ettiklerine işaret eden İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle dedi: ben bir kaç yıl önce İranlıların yeteneği dünya yeteneğinin ortalamasının üstünde olduğunu vurgulamıştım. Bu, önemli bir iç kapasitedir. Nitekim milletinimiz şecaat, iman, fedakarlık ve izzeti gibi değerleri de bu milletin diğer güç unsurları sayılır.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İran’ın sahadaki gücü de diplomasi kurumunun önemli bir dayanağı olduğunu vurguladı.
Öte yandan Ayetullah Hamanei başka ülkelerle ikili ve çok yönlü ilişkilerin geliştirilme zaruretine vurgu yaparak bölgesel teşekküllere de özel ilgi gösterilmesi gerektiğini ifade etti.
Ayetullah Hamanei milli çıkarların nizamın temel politikası ve değerlerinin bir parçası olduğunu belirterek şöyle buyurdu: Doğru inkılapçı psikoloji ve akılcı ve güdümlü diplomasi ile birlikte dış ilişkileri geliştirmek ve nizamın güç bileşenlerini siyasi ve diplomasi kazanımların dayanağı haline getirmek mümkün.