Eylül 14, 2018 15:03 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde Bahreyn rejiminin halkın en temel haklarından olan eğitim ve çalışma hakkını ihlal etmesini ele alacağız.

Al-ı Halife rejimi ülke yönetimini eleştirenlerin çalışma hakkını elinden alırken protestocu lise ve üniversite öğrencilerini de  eğitim hakkından mahrum bırakıyor.  Bilindiği üzere bir meslek sahibi olma ve çalışma hakkı  her insanın en temel haklarından biridir. Çalışma ve meslek hakkını açıkça belirten global ve uluslararası en önemli belgelerden biri 16 eylül 1966 yılında onaylanan Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'ye değinebiliriz. 

 

Söz konusu sözleşmenin 6. Maddesi  birinci bendinde insanların serbest meslek seçme hakkı ve sözleşmeye taraf ülkelerce bu çalışmanın resmiyete tanınması zaruretine vurgu yapılarak şöyle yazılıyor: Bu Sözleşmeye Taraf devletler herkesin çalışma hakkını tanır ve bu hakkı korumak için gerekli tedbirleri alır. Çalışma hakkı, herkesin kendi seçtiği ve girdiği bir işte çalışarak geçimini sağlama imkanına ulaşma hakkını da içerir.

 

Yine aynı sözleşmenin 7. Maddesinde adil şartlara dayalı çalışma  hakkı tanınarak şöyle yazılıyor: Bu Sözleşmeye Taraf Devletler herkese adil ve elverişli şartlarda çalışma hakkı tanır. 

Ve hatta 11. maddesinde de yeterli yaşam düzeyine sahip olma hakkına işaret edilerek " Bu Sözleşmeye Taraf olan Devletler herkese, kendisi ve ailesi için yeterli bir yaşam  standardına sahip olmayı sağlar. Bu standart, yeterli beslenmeyi, giyinmeyi, barınmayı ve yaşama koşullarının sürekli olarak geliştirilmesini de içerir. Taraf Devletler bu hakkın gerçekleştirilmesini sağlamak için, kendi serbest iradelerine dayalı uluslararası işbirliğinin esas olduğunu kabul ederek, uygun tedbirleri alırlar." ifadesine yer veriliyor.

 

1948 İnsan Hakları Evrensel bildirgesinin 23. Maddesinde ise " Her insanın çalışmaya, mesleğini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizliğe karşı korunmaya hakkı vardır. Herkesin, hiçbir ayrım yapılmaksızın eşit iş karşılığında eşit ücret hakkı vardır. Çalışan her insanın kendisine ve ailesine insan onuruna yakışır bir yaşam sağlayacak ve gerekirse sosyal güvencelerle de tamamlanacak adil ve yeterli bir ücret hakkı vardır. Herkesin çıkarlarının korunması amacıyla sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır." deniliyor

 

İslam'da insan hak ve hürriyetleri beyannamesinin 12. Maddesinin a bendinde ise şöyle diyor: Çalışma, çalışabilecek durumdaki her kişi için Devlet ve toplum tarafından korunan bir haktır. Herkes kendisine uygun olan ve kendisi ve toplum yararına olan işi seçme özgürlüğüne sahiptir.

Mevcut  tüm muteber uluslararası belgelere rağmen,  Al-ı Halife  hükümeti göstericileri meslek ve mal sahibi olmaktan defalarca mahrum bırakmıştır.  Hükümet karşıtı gösterilere katılan  kamu çalışanları ve işçilerin iş yerlerinden ihraç edilmesi ise Bahreyn rejiminin göstericilere karşı korku ve vahşet ortamı oluşturma hedefi ile kullandığı şiddet ve baskı araçlarından bir diğeridir.

 

Bahreyn hükümeti binlerce kamu çalışanı ve işçiyi hükümet karşıtı gösterilere katılmak ve de hükümet karşıtı gösterilerin düzenlendiği saatlerde işyerlerinde hazır bulunmamaları nedeniyle çalışma hayatlarına son verilerek işten atmıştır.  Mart 2011'den aynı yılın Mayıs ayına kadar yani yaklaşık 2 aylık bir süre içinde özel sektörden yaklaşık 2 bin  500 ve kamu sektörü işçilerinden de 2000 işçi kendi mesleklerinden ihraç edildiler.  Uluslararası af örgütü 2011 yılında gösteriler sırasında en az 4000 kişinin işyerlerinde hazır bulunmadıkları bahanesi ile işlerinden ihraç edildiği veya açığa alındıklarını üstelik aralarında 300 kişinin de Bahreyn Petrol sektöründe çalışanlardan olduğunu belirtti.

 

Bahreyn’de hedef kitlelerde ve Al-ı Halife rejimi tarafından sürekli takibe alınan gruplar arasındaki en önemli kesim ise öğretmenlerdir. Birçok öğretmen tutuklanırken hala birçokları ise hapishanede bulunuyor.  İnsan Hakları Evrensel bildirgesinin 23. Maddesinde insanların çalışma hakkı vurgulandığı hatta her insanın işsizliğe karşı desteklenmesi gerektiği açıkça belirtilirken Al-ı Halife  rejimi işçiler ve çalışanları işyerlerinden ihraç etmeye devam ediyor.

 

Burada önemli olan konu Bahreynli çalışanlar ve işçilerin illegal bahanelerle işten atılmasıdır;  bu konu bizzat ülkede protestolar ve itirazların yayılarak şiddetlenmesine sebep oluyor. Zira işten atılanlar,  gelirlerinin kesilmesi nedeniyle ekonomik sorunlardan acı çekiyor ve bu yüzden protesto gösterilerine daha aktif ve geniş bir şekilde katılıyorlar.

 

2012 yılında İşten atılan Bahreynli  işçi  Muhammed el-Musaid,  işten atılmasının başlıca sebebinin gösterilere katılmak olduğunu belirterek şöyle diyor:  gösterilere katılmak için birkaç gün işte hazır bulunmadım.  Fakat sadece gösterilere katılan işçiler işten atılmıyor,  gösterilerin düzenlenmesiyle yolların güvensizliği sebebiyle işe gelemeyenler de ihraç ediliyorlar.  Birçok çalışan iş yerinde hazır bulunamıyorlar zira yollar güvenli değil ve polis halka karşı şiddet kullanıyor.  Ben bir firma için 20 yıl çalıştım fakat Ali Hanife hükümetini eleştirdiğim ve de Şii olduğum için  işten atıldım.  Ben hiçbir hata işlemedim; fakat hükümetin fırkacı görüşü nedeniyle ihraç edildim.

 

Çalışma hakkı gibi eğitim hakkı da uluslararası belgelerde vurgulanan en önemli insan haklarından biridir. 1948 yılında onaylanan Evrensel insan hakları bildirgesinin 26. Maddesinde şöyle yazılıyor:

Her insanın eğitim görme hakkı vardır. Eğitim parasızdır, hiç olmazsa ilk ve temel eğitim evresinde böyle olmalıdır. İlk öğretim zorunludur. Teknik ve mesleki eğitimden herkes yararlanabilmelidir. Yüksek öğrenim herkese, yeteneklerinin ve başarılarının elverdiği ölçüde tam bir eşitlikle açık olmalıdır. Eğitim, insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan hakları ile temel özgürlüklere saygının güçlenmesini amaçlamalıdır. Bütün uluslar ırk ve dinler arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli ve Birleşmiş Milletler'in barışın korunması yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir. Anne ve babalar, çocuklarına verilecek eğitimin türünü seçmek hakkına sahiptirler.

 

Bu arada ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin uluslararası sözleşmenin 13. Maddesinin 1. Ve 2. Bentlerinin bir bölümünde " Bu Sözleşmeye Taraf Devletler, herkese eğitim hakkı tanır. Sözleşmeci Devletler, eğitimin insan kişiliğinin ve onurunun tam olarak gelişmesine ve insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmesine yönelik olarak verilmesi konusunda birleşirler. Bu Sözleşmeye taraf olan Devletler eğitim hakkının tam olarak gerçekleşmesini sağlamakla yükümlüdür, bu amaçla, ilköğretim zorunludur ve herkese ücretsiz ilköğretim sağlanır"  diye yazılıyor.

 

Diğer yandan Kahire Bildirgesi olarak bilinen İslam'da insan hak ve hürriyetleri beyannamesinin 9. Maddesinin a bendinde " Temel eğitim zorunlu ve parasızdır. Yüksek ve teknik eğitim uygun tüm yöntemlerle erişilebilir kılınır." şeklinde yazılıyor. 

 

Al-i halife hükümeti vatandaşlarının eğitim ve öğrenim haklarına bağlı kalmazken üstelik göstericileri cezalandırmak ve korkutmak amacı ile kullandığı yöntemlerden biri ise onları eğitim hakkından mahrum bırakmaktır.  Bahreyn hükümeti 2011-2017 yılları arasında ve özellikle okulların açılışı eşiğinde ebeveynleri protesto gösterilerine katılan bazı öğrencilerin ders sınıflarına katılmalarını engelledi.  Al-i halife rejimi,  dünyada en Muteber uluslararası konvansiyonlardan biri olan 1989 çocuk hakları konvansiyonu başta olmak üzere çocuk hakları uluslararası konvansiyonlar ve anlaşmaları imzaladığı halde öğrenciler ve çocukları eğitim hakkından mahrum bırakıyor.

Bahreyn hükümetinin çocukların okulda bulunmalarını engellemesi,  öğrencileri okuldan atması,  çocukları tutuklaması, hapishanede işkence etmesi ve de onları bir araç olarak kullanması ise çocuk hakları konvansiyon maddelerinin açıkça ihlalidir.  Bahreynli çocukların tutuklanması,  çocuk hakları konvansiyonununda vurgulanan sosyal güvenliklerinin ihlal edilmesine sebep oluyor.

 

Bahriyeli çocukların tutuklanması,  Bu çocukların ilerleme ve yaşam haklarının  çiğnenmesine sebep oluyor. Üstelik bu haklar çocuk hakları konvansiyonunda da onaylanmıştır. Halife  rejimi boş bahanelerle çocuklar ve öğrencilerin eğitim haklarını elinden alırken,  bu haklar çocuk hakları komisyonunda en temel ve önemli haklar arasında yer alıyor.

 

Bahreyn rejimi üniversite öğrencilerine karşı hukuk dışı ve illegal davranışlarda bulunuyor. Al-i halife yönetimi birçok üniversite öğrencisini üniversiteden ihraç ederken birçoklarının da eğitim burslarını kesmiştir.  Bahreyn Haber Ajansı 19 Şubat 2011 yılında verdiği haberde Bahreyn Üniversitesi'nin yaklaşık 200 öğrenci, Hoca ve çalışanının,  göstericilerle bağlantıda oldukları için ihraç edildiğini duyurdu.  Bu arada Bahreyn yönetimi Hatta diğer ülkelerde eğitim gören Bahreynli Üniversite öğrencilerin  Al-ı Halife rejimine karşı gösterilere katılmaları halinde,  söz konusu ülkelerden bu öğrencilerin eğitimini  engellemesini ya da ihraç edilmelerini bile istemiştir.

 

Al-i halife rejimi ile yakın ilişkisi olan İngiltere'de Bahreynli Üniversite öğrencilerine ciddi sorunlar oluşturulmuştur.  Bahreyn rejimi gösterici üniversite öğrencilerinin eğitim burslarını kesiyor.  Bahreyn Eğitim Bakanı Mecid el-Nevayemi  25 kasım 2011 tarihinde birçok üniversite öğrencisinin eğitim burslarının iptal edildiğini duyurdu. Bu arada insan hakları gözetleme örgütünün raporuna göre Ocak 2012'de Bahreyn yönetimi üniversite öğrencilerinin hükümet karşıtı gösterilere katılmalarını engellemek amacı ile,  yeni eğitim yılının başında,  onların iktidar hanedanına sadık kalacaklarına dair taahhütte bulunmalarını istemiştir. 

 

Fakat öğrenciler ve üniversite çalışanlarının okulda ve üniversitelerden atılmaları, Bahreyn'li işçiler ve kamu çalışanlarının işlerine son verilmesi, Bahreynli ailelerin en temel haklarını kazanma iradelerine en ufak bir halel  getirmezken onların zalim Halife rejimine yönelik öfkesini daha da arttırmıştır.

Yapılan en son araştırmalara göre Bahreyn’de 2011 yılında başlayan hükümet karşıtı gösterilerden günümüze kadar halk arasında Halife  yönetimine  karşı hoşnutsuzluk  ve öfke daha da artmıştır.  Yeni dönemde Al-i Halife karşıtı grubu,  çocuklarının eğitim hakkının  ihlal edilmesine şahit olan,  geçimini sağlamak için çalıştığı işten atılan kesimden oluşuyor; üstelik bu hoşnutsuzluk her geçen gün daha da artmaktadır.