Eylül 30, 2018 18:36 Europe/Istanbul

Programımıza başlamadan önce geçen hafta Türkiye 'de meydana gelen önemli gelişmelerin başlıklarını gözden geçirelim.

** Türkiye yetkilileri ile Irak Türkmen temsilcilerinin görüşmesi

** Erdoğan’ın İdlib’i kurtarma operasyonunu engelleme çabaları

** BM'de Erdoğan'dan Kudüs mesajı

** Şırnak'ta meydana gelen patlama

 

Geçen hafta  Irak parlamentosundan bir grup Türkmen temsilci, Türkiye’nin başkenti Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştü.

Irak’ta son parlamento seçimlerinde Irak parlamentosuna girmeyi başaran Iraklı Türkmen parlamenter heyet başkent Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir araya geldiler. Kapalı kapıların ardında gerçekleşen söz konusu görüşme tam 80 dakika sürdü

Iraklı Türkmen parlamenter heyetle Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu arasındaki bu görüşme, bundan iki ay önce de Iraklı Türkmen politikacılardan oluşan Erşed Salihi ve Hasan Turan başkanlığında bir heyet Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştükleri bir sırada gerçekleşti.

Türkiye medyasında görüşme ile ilgili çıkar raporlarda Ankara devlet adamları Irak’ın Kerkük kentinde düzenlenen seçim sonuçlarından ve Talabani hanedanının liderliğindeki Irak Kürdistanı Yurtseverler Birliği IKYB’nin bu seçimleri kazanmasından duydukları kaygıyı dile getirdi.

Ankara yetkilileri bölgede Iraklı ve Suriyeli Türkmenlerin hamisi olduklarını ileri sürüyor ve ne zaman Irak ve Suriye’de bu azınlığın hakları tehlikeye girecek olursa, Ankara yönetimi onları destekleyeceğini belirtiyor.

Örneğin Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Kuzey Irak’ta geçen Eylül ayında düzenlenen bölücü referandumun düzenlendiği günlerde Iraklı Türkmenlere destek verdiği açıklamasında, Kuzey Irak’ta Türkmenler hedef alındıkları takdirde Türkiye silahlı kuvvetleri Kuzey Irak’ta askeri operasyon yapmakta asla tereddüt etmeyeceğini belirtmişti. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ayrıca Türkiye bölgede bir kez daha yeni bir krizle karşı karşıya kaldığını belirterek şöyle demişti: Eğer Kuzey Irak’ta Türkmenlere karşı bir saldırı olursa veya Türkiyeli kamyon şoförlerine saldırı düzenlenerek Türkiye’nin ticaretine zarar verilecek olursa, saldırının düzenlendiği bölgeye askeri operasyon düzenlenecektir.

Bu doğrultuda Adalet ve Kalkınma Partisi AKP’nin son seçimlerde müttefiki Milliyetçi Hareket Partisi MHP Başkanı Devlet Bahçeli de Kuzey Irak’ta bölücü referandum sırasında Irak’ın Kerkük eyaletinde yaşayan Iraklı Türkmenleri savunmak üzere binlerce gönüllünün hazır olduğunu belirtmişti. Bahçeli, Irak’ın Kerkük eyaletinde yaşayan Iraklı Türkmenlere Kuzey Irak yerel yönetimi tarafından uygulanacak her türlü baskı durumunda Türkiye’de binlerce gönüllü bu bölgede yaşayan kardeşlerini savunmaya hazır olduklarını ifade etti. Bahçeli Türkiyeli gönüllülerin Kerkük ve Irak’ın diğer kentlerinde yaşayan Türkmenlerin saflarına katılacaklarını vurguladı.

 

Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Azerbaycan Cumhuriyetinden dönüşü sırasında medya ve basın mensupları ile sohbetinde İdlib operasyonu, bu bölgede gözlem noktalarının takviye edilmesi, terörle mücadele zarureti hakkında açıklamalarda bulundu.Bültenimize konuyla ilgili raporumuzla devam ediyoruz.9

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta Suriye ordusunun İdlib eyaletini teröristlerin işgalinden kurtarmak üzere düzenlemek istediği askeri operasyon hakkında önceki iddialarını tekrarladı. Erdoğan ayrıca bu operasyonun engellenmesi için bir çözüm yolu bulunmasını istedi. Erdoğan, hali hazırda Türkiye’de üç buçuk milyon Suriyeli mülteci bulunduğunu, bu yük hafif bir yük sayılmadığını ve kolay kolay üstesinden gelinemeyeceğini ifade etti.

Rusya lideri Vladimir Putin’in Tahran’da düzenlenen üçlü liderler zirvesinde İdlib krizinin çözümü yönünde tutumu müspet olduğuna işaret eden Erdoğan, Rus liderin bu olumlu tutumunu sürdürmesini umduğunu kaydetti.

 

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan bundan önce Suriye ordusu ve halk direniş güçleri İdlib eyaletini terör örgütlerinin pençesinden kurtarmak üzere operasyon başlattıkları takdirde Türkiye yönetimi bu operasyona seyirci kalmayacağını ve Suriyeli silahlı muhalif gruplar tabir ettiği teröristlerin lehine müdahalede bulunacaklarını belirtmişti.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri, bundan önce İran, Rusya ve Türkiye cumhurbaşkanları geçen 7 Eylül Cuma günü Astana sürecinin devamında üçüncü kez Tahran’da bir araya geldikleri ve özellikle İdlib krizi üzerinde odaklanarak Suriye krizinin çözüm yollarını ele aldıkları bir sırada gündeme geliyor.

 

Gerçekte Erdoğan’ın sözleri şimdiye kadar Suriye’de durumun daha da vahim boyutlara ulaşmasına sebep olan eski tutumu ve sözlerinin tekrarıdır. Ankara yönetimi Suriye krizi patlak verdiği günden beri şimdiye kadar hep Suriye devletinin milli egemenliği ve toprak bütünlüğünün ihlali sayılan ve bölge genelinde de istikrarsızlığı körükleyen uygulamalarda bulundu. Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin omuzları üzerinde ağır yük tabir ettiği Suriyeli mültecilerin durumu, Ankara yönetiminin Suriye’de terör örgütlerini desteklemesi ve bu ülkeyi istikrarsız ve güvensiz hale getirerek Suriye halkını başta Türkiye olmak üzere çevre ülkelere göç etmeye zorlayan yanlış politikalarının sonucudur.

 

Geçen hafta Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM genel kurul oturumunda yaptığı konuşmada, Filistin Meselesi'nin önemine vurgu yaparak, 'Türkiye'nin Filistin halkı ve Kudüs'ü desteklemeye devam edeceğini' belirterek, BM ve uluslararası toplumdan bu konuda çaba göstermesini istedi.

 

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM'nin zaman için insanlığın beklentilerini karşılamaktan uzaklaştığının bir gerçek olduğunu' belirterek, ''Özellikle Güvenlik Konseyi sadece 5 üyenin çıkarlarına hizmet eden, yaşanan zulümlere seyirci kalan bir yapıya bürünmüştür.Geçmişte Bosna'da Ruanda'da Somali'de, yakın tarihte Myanmar'da, Filistin'de yapılan katliamlar BM Güvenlik Konseyi'nin gözü önünde gerçekleşmiştir. Filistinlilere uygulanan zulme ses çıkartmayanların, yardımları kısma konusundaki gayretleri sadece zalimlerin cesaretini artırmaktadır. Tüm dünya arkasını dönse bile biz mazlum Filistinlilerin yanında yer almaya devam edeceğiz. Maalesef dünyanın pek çok yerinde toplu katliamlara kadar hiçbirimizin görmek istemediği sahneler her gün yeniden karşımıza çıkıyor.'' dedi.

 

Erdoğan, BM'de 5 daimi üyenin veto hakkına sahip olmasını da eleştirerek, ''Burada 194 ülkeden temsilciler var. niçin 194 ülkenin tamamı da BM Güvenlik Konseyi'nde temsil eder durumuna gelmesin? Sadece 5 üye, diğerleri maalesef geçici onların da orada hiçbir inisiyatifi yok. BM reformunun sadece ülkeyle sınırlı tutulması gerçek sorunların çözümüne katkı sağlamayacağı gibi kimseyi de mutlu etmeyecektir. Dünyanın geleceği için çok önemli gördüğüm bu kurumun, güvenlik kalkınma gibi konularda etkinliğinin artmasına ihtiyaç vardır.'' dedi. 

 

Geçen hafta Türkiye haber kaynakları, ülkenin Güney Doğusundaki Şırnak'ta bir el yapımı bombanın patlamasını duyurdu. Bu haberle birlikte sohbetimizi noktalıyoruz.

 

Hürriyet gazetesi bu bağlamda yayınladığı haberde Şırnak'ın Silopi ilçesine bağlı Çalışkan beldesi kırsalında el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 2 korucunun hayatını kaybettiği ve birkaç kişinin de yaralandığını bildirdi. 

Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, PKK'lılar tarafından Çalışkan beldesi kırsalında önceden yola tuzaklanan el yapımı patlayıcı infilak ettirildi.

Saldırıda 2 güvenlik korucusu hayatını kaybederken 2 güvenlik korucusu yaralandı. Yaralanan güvenlik korucuları Silopi Devlet Hastanesine kaldırıldı. Bölgede PKK'lı unsurların yakalanması için operasyon başlatıldı.