Ekim 08, 2018 11:27 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta Orta Asya ve Güney Kafkasya bölgelerinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

Azerbaycan Cumhuriyeti’de İmam Hüseyin-s- yas merasimlerinin görüntülerine yasak uygulanması,

Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşlarının İran’a seyahatleri yüzde 43.4 artışı,

Toplu güvenlik anlaşması kurumu IŞİD’in orta Asya bölgesine yönelik projesi hakkında uyarısı,

Aşkabat yönetimi BM çalışma grubunun Türkmenistan’da dini özgürlükler, medya özgürlüğü ve mahkumlara ulaşma imkanı sağlanması yönündeki önerilerini reddetmesi,

Rusya’nın Kırgızistan’da ilk kez balistik füze konuşlandırması,

Azerbaycan Cumhuriyeti Muharrem ayının ilk 9 gününde İmam Hüseyin -s- için düzenlenen yas merasimlerinden her türlü haber ve görüntü yayımlanmasını resmi olmayan bir şekilde ve resmi açıklama yapmaksızın yasakladı.

Ancak Bakü yönetimi Azerbaycan Cumhuriyeti’nde Muharrem ayında Hüseyni yas merasimlerine yönelik uygulanan tüm bu kısıtlamalara karşın başta Azeri gençler olmak üzere, Azerbaycan Müslüman halkı bu etkinlikleri camilerde büyük bir coşku ile düzenledi.

Ancak Azerbaycan Cumhuriyeti medyası Muharrem ayının ilk on gününde bu etkinliklerle ilgili bir tek haber veya rapor yayımlamadığı gibi, bu coşkulu merasimlerle ilgili görüntülere de sansür uyguladı. Bakü medyası geçmiş yıllarda olduğu gibi Batılı müptezel müzik yayımlamaya devam etti.

Aslında Bakü yetkilileri Muharrem ayına girildiği sıralarda Azerbaycan Cumhuriyeti’nde her türlü yas merasimi düzenlenmesine kısıtlama getirmek ve halkın gözünü korkutmakla geçmiş yıllarda olduğu gibi İmam Hüseyin -s- yas merasimlerini Azerbaycan Cumhuriyeti Müslüman halkının sosyal meselleri arasında marjinalleştirmeye çalıştı. Ancak Azeri halkın bu etkinliklere coşkulu katılımı bir kez daha Bakü yönetimi yetkililerine, yetmiş yıl boyunca sovyetler birliğinin ateist dayatmalarına teslim olmayan bu halkın şimdi de tehditlere ve dayatmalara aldırmadan inançlarına bağlı kalmayı sürdürmekte kararlı olduklarını hatırlattı.

Ancak bu gerçeğe karşın Bakü’de eski rejimin kalıntıları oldukları anlaşılan bazı cahil yetkililer halâ eski anlayışları üzerinde ısrar etmeye ve iradeli Azeri halkını dize getirmeye ve inançlarını tahrip etmeye yönelik çabalarını sürdürdükleri anlaşılıyor.

Fakat ne var ki, Azerbaycan Cumhuriyeti Müslüman halkı Hüseyni Tasua ve Aşura günlerinde düzenlenen yas merasimlerine coşkulu katılımları ile bir kez daha bu milletin çelik iradesini etkilemenin mümkün olmadığını ortaya koydu.

Geçen hafta Azerbaycan Cumhuriyeti sınır muhafaza birliği, cari yılın ilk sekiz ayında bu ülke vatandaşlarının İran İslam Cumhuriyeti’ne seyahat sayısında yüzde 43.4 artış yaşandığını açıkladı.

Aslında Azeri vatandaşların İran İslam Cumhuriyeti’ne seyahatlerinde yaşanan artışın sebepleri bellidir. İlkin, her iki ülkenin vatandaşları birbiriyle akrabadır, yani yakın kan bağları söz konusudur. Buna göre doğal olarak iki ülke vatandaşları akraba ziyareti çerçevesinde yıl boyunca karşılıklı seyahatler düzenliyor.

Azeri vatandaşların İran İslam Cumhuriyeti’ne seyahatlerinde yaşanan artışın bir başka sebebi, İran’ın tıp bilimleri ve tıbbi hizmetler alanlarında kaydettiği ilerlemedir. Nitekim bu durum sadece Azerbaycan Cumhuriyeti değil, hatta Avrupa ve Amerika’dan Batılı insanların tedavi amaçlı İran’a seyahat etmelerine vesile oluyor. Bu arada İran’da tıbbi hizmetlerin bedeli düşük olması, Azerbaycan Cumhuriyeti’nden başka Kafkasya ve orta Asya bölgelerinde yer alan ülkelerin vatandaşları da İran’a seyahet etmelerine sebebiyet veriyor

Azeri vatandaşların İran İslam Cumhuriyeti’ne seyahatlerinde yaşanan artışın sebeplerinden biri de Tahran yönetimi Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşlarına İran seyahatlerinde sağladığı sayısız kolaylıktır. İran İslam Cumhuriyeti Ocak 2010 tarihinden itibaren Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulamasını kaldırdı. Gerçi Bakü yönetimi İran’ın bu kararına rağmen halâ İran vatandaşlarına vize uygulamasını kaldırmaktan kaçınıyor.

İran İslam Cumhuriyeti benzer muafiyeti tüm komşu ve Müslüman ülkelerin vatandaşlarına da uyguluyor. Yine komşu ülkelere gümrük ve nakliyat tarifesi uygulanmaması, İran İslam Cumhuriyeti’nin dış politikasında yer alan bir uygulamadır.  Nitekim Azerbaycan Cumhuriyeti’nden başka Katar, Irak, Pakistan, Afganistan, Türkmenistan, Tacikistan ve hatta Türkiye, İran’ın uyguladığı bazı muafiyetlerden yararlanıyor. Gerçi bu tür muafiyetler tek taraflı olarak uygulanıyor, ancak buna karşın İran yetkilileri bu politikayı uygulamaktan vaz geçmiyor.

Bundan önce İran’ın komşu ve Müslüman ülkelere bu tür muafiyetleri uygulaması, bu ülkelerin ekonomilerine katkı sağlamak ve bölgesel işbirliğini takviye etmek, şeklinde açıklanmıştı.

Geçen hafta Toplu Güvenlik Anlaşması Kurumu Silahlı Kuvvetleri Genel Kurmay Başkanı General Anatoly Sidarov, orta Asya bölgesinde tekfirci IŞİD terör örgütünün sözde büyük hilafet projesi hakkında uyarıda bulundu.

Bir basın toplantısında kurumun 2018 silah arkadaşları askeri tatbikatının düzenlenmesine işaret eden General Sidarov, orta Asya bölgesi başta IŞİD’in Afganistan topraklarında faaliyetleri olmak üzere bir çok gerginlikle karşı karşıya bulunduğunu vurguladı.

Son zamanlarda tekfirci IŞİD terör örgütü üyeleri ve radikal unsurların Afganistan’dan orta Asya cumhuriyetlerine intikal ettirilmeleri gündeme geliyor. Bu yüzden orta Asya liderleri birlik olup ortak işbirliği çerçevesinde bu sürece engel olmaya çalışıyorlar.

Bu arada Amerika, bazı Avrupa ülkeleri ve fark körfezi kıyılarında yer alan bazı gerici Arap rejimleri bölgede tekfirci IŞİD terör örgütü gibi radikal ve terörist yapılara siyasi, askeri ve mali destek verdikleri belirtilmelidir.

Bu zümrede yer alan ülkeler orta Asya ve Kafkasya bölgelerinde yaşayan yoksul ve cahil insanları yanlış dini eğitim ve cennet gibi içi boş vaatlerle terör eylemleri düzenlemeye teşvik ediyorlar. Oysa teröristlere mali destek veren bu ülkelerin elebaşıları fıskı fücurları ile bu dünyayı kendilerine cennet yapmaya çalıştıkları gözleniyor, fakat söz konunu kandırılmış gençlere baki dünyada cennet vadediyorlar. Bu şartlarda hiç kuşkusuz orta Asya cumhuriyetleri el ele vererek ve İran, Rusya ve Çin gibi terörle gerçekten mücadele eden devletlerin yardımları ile bölgeyi terör afetinden kurtarabilir

Öte yandan bölge ülkeleri ile Kabil yönetimi arasında gerçekleşecek işbirliği, IŞİD gibi tekfirci terör örgütleri üyelerinin Afganistan’dan orta Asya cumhuriyetlerine sızmalarını ciddi bir şekilde engelleyebilir.

Yine bölge ülkeleri arasında ticari ve iktisadi işbirliği anlaşmaları da bölgede terör örgütlerinin yayılması yolunda önemli bir engel oluşturabilir.

Bugün başta Kazakistan olmak üzere orta Asya cumhuriyetleri IŞİD gibi tekfirci terör örgütleri tarafından tehdit altındadır. Bu yüzden orta Asya liderleri son dönemde Afgan mevkidaşları ile daha sıkı bir diyalog başlattıkları gözleniyor. Orta Asya liderleri Kabil yönetimini uluslararası projelere ortak etmek Afganistan’ı iktisadi açıdan daha iyi şartlara getirebileceğine inanıyor.

Geçen hafta Aşkabat yönetimi BM çalışma grubunun Türkmenistan’da dini özgürlükler, medya özgürlüğü ve mahkumlara ulaşma imkanı sağlanması yönündeki önerilerini reddetti.

Gerçekte orta Asya liderleri bu bölgede yer alan cumhuriyetleri eski selefleri gibi yönetiyor. Kuşkusuz bu cumhuriyetler Batılı devletlerin dayatmak istedikleri tarzda yönetilmesi bu ülkelerin dağılmasına yol açabilir.

Geçen hafta Rusya, bağımsız devletler topluluğuna üye ülkelerin katılımı ile düzenlediği büyük terörle mücadele tatbikatı çerçevesinde ilk kez Kırgızistan topraklarına balistik füze yerleştirdi.

Bu çerçevede Kırgızistan’da Rusya’nın İskender-M kısa menzilli balistik füze sisteme ve yine 30 kadar askeri uçak ve helikopteri, Kırgızistan’da düzenlenen iki günlük  terörle mücadele tatbikatına katılmak üzere bu ülkeye konuşlandırıldı.

Aslında bu tür askeri tatbikatlar, terör örgütleri ile mücadele etmek amacıyla Rusya ve bağımsız devletler topluluğuna üye diğer ülkelerin gündemine alınmıştır. Bu yüzden bu tatbikatın başarılı bir şekilde belirlenen hedeflere ulaşması söz konusu ülkelerin yönetimleri ve orduları için büyük önem arzediyor.