Ekim 19, 2018 16:02 Europe/Istanbul

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle diyor:

Zamanla aziz ülkemiz bilim, felsefe, siyaset ve Müslüman milletlerin arasında İslamî ilimlerin bayraktarlığı alanlarında ve belli bir zaman diliminde dünyanın tüm milletleri arasında başı dik durmuş ve kendini ispat etmiştir. İran’ın azameti açık bir gerçektir ve hen insaflı insan bu gerçeği onaylamak zorundadır.

İran’ın Mustaz’aflar Gönüllü Seferberler Kurumu milyonlarca ihlaslı ve çalışkan İranlı inkılapçıdan oluşan bir kurumdur. Bu kurum, İmam Humeyni’nin -ks- 1980 yılında bir fermanı üzerine kuruldu. Kurumun gönüllü seferberlerinden oluşan güçleri Saddam rejiminin dayattığı savaştı ülkeyi savunmakta belirleyici rol ifa ettiler ve savaştan sonra da ülkenin yeniden inşa süreci ve imarı alanlarında önemli hizmetlerde bulundular.

Bu doğrultuda son bir ayda kısaca Besici adı ile anılan yüz binlerce gönüllü seferberler hizmet cihadı çerçevesinde ülkenin mahrum bölgelerinde sağlık, eğitim, kültür ve bayındırlık alanlarında büyük hizmetler sundular. Besiciler bu görevlerinin sonunda 4 Ekim tarihinde İran genelinde büyük mitingler düzenlediler. Bu mitinglerin en büyüğü başkent Tahran’da düzenlendi. İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei mitinge katılarak önemli beyanatta bulundu.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının başında, Tahran’da Azadı stadyumunda düzenlenen ve yüz bin besicinin katıldığı mitingin çok hassas bir zaman diliminde düzenlendiğini belirtti. Gerçekte bir yandan Amerika ve müttefiklerinin iktisadi baskıları, tehditleri ve propagandaları ve bunun karşısında mümin ve inkılapçı gençlerin gövde gösterisi ve çeşitli meydanlarda zaferleri ve öbür yandan ülkenin iktisadi sorunları ve bunun karşısında da ülkenin önde gelen yetkililerinin bu sorunların çözümü için çaba harcamaları söz konusudur.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu coşkulu buluşmada konuşmasının ilk bölümünde üç önemli konuya temas etti. Bu üç önemli konu, İran’ın azameti, İslam Cumhuriyeti nizamının iktidarı ve İran milletinin yenilmezliğiydi. Ayetullah Hamanei şöyle buyurdu: Bunlar, İran milletinin düşmanları bu milletin bilmesini istemediği ve onlardan gafil kalmasını ve ülkenin hakkında başka türlü düşünmesini istediği gerçeklerdir. Ancak ne var ki hakikatler, kimsenin inkar edemeyeceğinden daha açık ve aşikardır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İran’ın azameti,sömürücülerin ülkenin zenginliklerini yağmaladığı İslam inkılabından önceki iki asır dışında ülkenin tüm tarihi evrelerinden kaynaklandığını belirterek şöyle dedi: Zamanla aziz ülkemiz bilim, felsefe, siyaset ve Müslüman milletlerin arasında İslamî ilimlerin bayraktarlığı alanlarında ve belli bir zaman diliminde dünyanın tüm milletleri arasında başı dik durmuş ve kendini ispat etmiştir. İran’ın azameti açık bir gerçektir ve hen insaflı insan bu gerçeği onaylamak zorundadır.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei besicilerin büyük mitinginde yaptığı konuşmanın devamında İran İslam Cumhuriyeti’nin iktidar ve gücüne bazı örnekler vererek şöyle buyurdu:

İran İslam Cumhuriyeti’nin iktidarı konusunda İslam cumhuriyetinin İran’ı İngiltere ve Amerika’nın sultasından kurtardığını örnek vermek yeterlidir. Bu sulta hemen hemen 19.yüzyılın başlarında başlamıştı ve acımasız ve kibirli ecnebiler ülkenin tüm işlerine musallat olmuştu.

Gerçekte despot Pehlevi saltanatı İran’da ecnebilerin sultasına zemin hazırlayan ve kendisi de onlara bağımlı hale gelen bir devletti.  İran İslam Cumhuriyeti ve İslam inkılabının iktidarının bir başka örneği, ülkeni hain ve baskıcı Pehlevi rejiminden kurtarmaktı.

İran İslam Cumhuriyeti nizamı kurulduktan sonra bu nizamı devirmek için iç ve dış arenalarda türlü kumpaslar kuruldu, ancak İslam Cumhuriyeti nizamının iktidarı ve halkın destekleri bu kumpasları boşa çıkardı. İslamî nizamı devirmeye yönelik en önemli komplo Saddam rejimi üzerinden İran’a dayatılan sekiz yıllık savaştı. Ancak İran milleti ve besiciler sergiledikleri direnişle bu komployu da bozguna uğrattı.

Bu konuya değinen İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle buyurdu: İslam Cumhuriyeti nizamından önce Pehlevi ve Gacarlar dönemlerinde ne zaman bir savaş yaşandaysa düşmanlar ülkenin bir parçasını kopardılar veya askerleri ile bu ülkeyi işgal ederek İran milletini aşağıladılar. Ancak sekiz yıllık dayatılan savaşta İran milleti ilk kez düşmanları tamamen bozguna uğratmayı ve onları ülkeden atmayı ve ülkenin toprak bütünlüğünü korumaya başardı. İktidar bu demektir.

Ayetullah Hamanei İran İslam Cumhuriyeti nizamının iktidarını şöyle özetledi: iktidar, İslam Cumhuriyeti ülkenin itibarını ve saygınlığını bölgede ve dünya genelinde yükseltmesi ve tek başına küresel istikbar cephesinin karşısında durmasıdır.

İran milletinin yenilmezliği, İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin besici gençlere hitaben yaptığı konuşmasının bir başka ekseniydi. Ayetullah Hamanei bunun esas sebebi halkın İslamî değerleri izlemesi olduğunu belirterek şöyle devam etti: bu yenilmezliğin örneklerini İran milletinin büyük İslam inkılabını zafere götürmesinde, kutsal savunma yıllarında zaferinde ve özellikle kırk yıl boyunca düşmanların türlü komplolarına karşı direnişinde görebiliriz. Bizim milletimiz geri adım atmadı, diz çökmedi, düşman karşısında zafiyet hissine kapılmadı. Bu İran milletinin zaferidir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei İran milleti ve İslamî nizamın tüm güçlü yönlerine rağmen bu başarılarla gurura kapılmamak gerektiğini belirterek bunun sebeplerini de şöyle açıkladı. Zaferlerle gurura kapılmak, zaferlerin devamı için plan hazırlamamak, hiç kuşkusuz düşman karşısında geri kalmamıza ve düşmanın ilerlemesine yol açar. Bu uğurda çabaları, inisiyatifleri, imkanları en iyi biçimde değerlendirmeliyiz.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuya açıklık getirmek üzere şöyle devam etti: Biz henüz yolun ortasıyız, yolun nerdeyse başındayız. Biz İslam inkılabının gözetlediği zirveye ulaşmalıyız. Bunun için hem çaba lazım, hem yolu bilmek lazım, hem şecaat lazım, hem tedbir lazım. Ancak siz gençlerin gözetlemeniz gereken şey, sizin bu muazzam milli hareketin en uç noktasında yer aldığınızdır. Siz gençler bu treni ileriye götüren lokomotifsiniz.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei hem bu konuşmasında ve hem bundan önce bir çok konuşmasında ülkenin geleceğini inşa edecek gençlere güvenliğini beyan etmiştir. Nitekim bu konuşmada da Ayetullah Hamanei gençleri ilerlemenin öncü gücü olarak niteledi.

Ayetullah gençlerin ülkenin başarılarında rol ifa ettikleri alanlara örnek olarak gençlerin İslam inkılabı sırasında despot Pehlevi rejimi ile mücadelelerini, inkılabın ilk yıllarında bölücü ve terör odakları ile mücadelelerini, ülkenin imar süreci, sekiz yıllık kutsal savunma yılları ve bilim ve teknoloji alanlarda çabalarını ve tekfirci terörle yılmaz mücadelelerini örnek gösterdi.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında besici gençlerin cihatçı ekipler çerçevesinde ülkenin imar ve bayındırlık sürecine katkı sağladıklarını ve ülkenin mahrum bölgelerinde halka yardımcı olduklarını belirterek şöyle buyurdu: bugün ülke genelinde besici gençlerden oluşan yaklaşık on bin cihatçı ekip faaliyet yürütüyor. Bunlar ülkenin geleceğinin habercisidir, bunlar büyük sermayelerdir. Bunlar çaba harcıyor, ülkenin en ucra köşelerinde yüzbinlerce önemli işi bitiriyor. Demek ki yine gençler bize daha iyi bibr gelecek vadediyor.

Ayetullah Hamanei İranlı gençlerin sorumluluk ve yükümlülük hisseden gençler olduklarını vurguladı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin konuşmasının ikinci bölümü İran İslam Cumhuriyeti’nin ilerleme yolunu engelleme çabaları ile mücadele yollarıyla ilgiliydi: Bizim ilerlememizin yolu açıktır, ancak bu yol dönemeçlidir, engebelidir. Bu yolda bazı engeller vardır, düşman tam olarak aktiftir. Biz bu engellerle mücadele ederek yolumuza devam etmeliyiz. Bunun da bazı şartları vardır. İlk adım düşmanın varlığını hissetmektir. İnsan karşısında düşmanı hissetmeden kendisini korumak için barikat kurmaz gerekli silahlı tedarik görmüz.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ikinci adım da engellerle mücadele için özgüven ve ciddi azim meselesine işaret ederek şöyle buyurdu:

Korkak, fırsatçı, moralsiz, kendini hor gören insanlar bu meydanda hiç bir şey yapamaz. Onlar hüsrana uğramıştır, başkalarını da hüsrana uğratır. Onlar tembeldir, başkalarını da tembelliğe sürükler. Ancak bizim gençlerimiz asla böyle değildir ve hepsi özgüven duygusuna ve ciddi azim ve iradeye sahiptir, nitekim böyle olmasaydı, bu kadar zafer elde etmeleri mümkün değildi.