Orta Asya ve Kafkasya gelişmeleri
Bültenimizi geçen hafta Orta Asya ve Güney Kafkasya bölgelerinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.
Azeri milletvekili Ganira Paşayeva’nın Bakü ve Ankara arasında askeri işbirliğinin devam etmesine vurgu yapması,
Bakü yönetiminin Türkiye’de petrol rafinerisinin hizmete girmesi,
Gürcistan’da yakıt fiyatlarının artışının protesto edilmesi,
Özbekistan ve Fransa arasında uzay alanında işbirliği anlaşması imzalanması,
Geçen hafta orta Asya ve Kuzey Kafkasya bölgelerinin bazı önemli gelişmeleriydi.
Geçen hafta Azerbaycan Cumhuriyeti milli meclisinin Türkçü milletvekili Ganira Paşayeva, Bakü ve Ankara arasında askeri işbirliğinin devam ettiğini açıkladı.
Paşayeva, İlham Aliyev yönetimi için en önemli konu, Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarını kurtarmaktan ibaret olduğunu, ancak bu hedefe ulaşmak için Azerbaycan Cumhuriyeti ordusu gelişmiş silahlara ihtiyaç duyduğunu, Türkiye yönetimi bu bağlamda Azerbaycan Cumhuriyeti yönetimi ile işbirliği yapmaya hazır olduğunu vurguladı.
Azerbaycan Cumhuriyeti milli meclisinde ve hükümetinde sözde Türkçü milletvekilleri ve yetkililerin Ankara ile Bakü ilişkilerinin iyi olduğu yönünde propaganda yapmalarına karşın gözlemciler iki ülke arasındaki ilişkilerin pek de iyi olmadığını belirtiyor.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nde bu ülkenin Türkçü Cumhurbaşkanı Abulfazl Aliyev 1993 yılında iktidardan uzaklaştırıldıktan sonra merhum Haydar
Aliyev bu ülkede iktidarın başına geçti. Şimdiki Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in babası olan Haydar Aliyev 1993 yılında düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu ülkenin Cumhurbaşkanı seçildi.
Ancak Haydar Aliyev siyasi iktidarın başına geçtikten sonra ilkin Surat Hüseynov’un darbesi ile karşılaştı. Bu darbe Türkiye’nin dönem yetkililerinin planlaması ve organize etmesi ile gerçekleşmişti. Aslında eğer Haydar Aliyev’in ülkeyi yönetmekte deneyimleri olmasaydı Türkiye’nin desteklediği darbecilerin yaptığı darbe sonuca ulaşabilirdi. O günlerde Ankara’daki yetkililer Azerbaycan Cumhuriyeti’nde Türkçü bir yönetimi işbaşına getirmeye çalışıyordu. Böylece bu yönetim Azerbaycan Cumhuriyeti’nin çıkarları yerine, Türk milletlerin çıkarlarına hizmet edecekti. Gerçekte görünen o ki hali hazırda Türkiye ile iyi ilişkileri olan İlham Aliyev yönetiminin zaten bundan başka çaresi bulunmuyor. Zira aksi takdirde Türkiye yönetimi hedeflerine ulaşmak için başka yolları deneyeceği anlaşılıyor.
Geçen hafta Bakü’de yayımlanan Yeni Musavat gazetesi, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Türkiye’nin İzmir kentinde modern petrol rafinerisinin hizmete girdiğini açıkladı.
Star rafinerisinin sermayesi yüzde yüz Azerbaycan Cumhuriyeti’nin petrol firması Sokar tarafından karşılandı. Bu rafinerinin inşaatı 25 Ekim 2011’de başladı. Rafineri izmir yakınlarında Ali Ağa limanı bölgesinde ve Pektim petro kimya tesislerinin yanında inşa edildi. Rafinerinin İstanbul piyasasının ihtiyacını karşılaması bekleniyor. Star rafinerisinin kapasitesi 10 milyon tondur. Bu arada rafinerinin ham petrol ihtiyacını Sokar petrol firması karşılayacak. Star rafinerisi 2019 yılında tam kapasite ile hizmet verecek. Böylece bu rafineride 1500 kişiye de istihdam alanı açılmış olacak.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Türkiye’nin İzmir kentinde Star rafinerisi üzerindeki yatırım, Bakü yönetimi şiddetle yabancı yatırımlara muhtaç olduğu ve gençleri arasında işsizlik sorunundan acı çektiği halde gündeme geliyor. Üstelik Bakü’de eski sovyetler birliğinden geriye kalan eski petrol rafinerisinin faaliyeti de Hazar denizinde petrol kirliliğine yol açan başlıca etken olduğu ifade ediyor.
Konu ile ilgili bir açıklama yapan Azerbaycan Cumhuriyeti milli meclisi ekonomi ve sanayi komisyonu üyesi Vahed Ahmedov şöyle diyor: Azerbaycan Cumhuriyeti şimdiye kadar Türkiye’de 20 milyar dolar yatırım yaptı ve Star rafinerisi Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Türkiye’de yaptığı en büyük yatırım sayılır. Bu rafineri her iki ülke için önemli gelir kaynağı olacaktır. Türkiye ham petrol ihtiyacını yurt dışından ithal ediyor ve bu petrolü rafine etmekte bir çok eksikliği bulunuyor. Star rafinerisi ise Türkiye’nin bu bağlamda sorunlarının önemli bir bölümünü çözecektir.
Azerbaycan Cumhuriyeti petrol araştırma merkezi Başkanı İlham Şaban ise şöyle diyor: Hazar denizindeki enerji kaynaklarından yararlanma yönündeki petrol ve doğalgaz projeleri ve çıkarılan petrol ve doğalgazın intikali için inşa edilen boru hatları üzerinde yüklü yatırımlar yapılmıştır. Buna göre Bakü – Supsa boru hattı 700 milyon dolar, batü – Tiflis – Ceyhan petrol boru hattı 6 milyar dolar ve TANAP doğalgaz boru hattı 8 milyar dolar yatırımla inşa edildi, güney Kafkasya doğalgaz boru hattı da 5 milyar dolar yatırımla geliştirildi. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin altyapı projesi olmayan en büyük projesi ise Türkiye’de inşa ettiği Star rafinerisidir. Bu rafinerinin değeri 6.3 milyar dolardır. Şimdiye kadar Türkiye’de sadece Pektim petro kimya tesisleri üzerinde bu düzeyde yatırım yapılmıştı. Star rafinerisinin değeri Petkim’in üç katı kadardır.
Geçen hafta Gorcistan’ın Tiflis ve Batumi kentlerinde bazı vatandaşlar
Bu ülkede yakıt fiyatlarına yapılan zamların yüzünden hükümeti protesto etti. Protestocular hükümetten yakıt fiyatlarına yapılan zamlara tepki göstermesini istedi.
Bundan önce de Tiflis halkı geçen Temmuz ayında Gürcistan’da yakıt fiyatlarına sürekli zam yapılmasını protesto etmişti. Ancak Batumi kenti ilk kez bu tür bir protesto eylemine sahne oluyor. Tiflis’te protestocular yakıt fiyatlarının düşmesini ve fiyatların denetlenmesi için özel resmi bir kurumun kurulmasını istedi.
Gürcistan’da yedinci dönem cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde yakıta yapılan zamların üzerinde düşünülmesi gereken bir konu gibi duruyor. Kuşkusuz bu konu Gürcistan’da halkın yönetimden daha fazla hoşnutsuzluğuna yol açabilir. Hali hazırda Gürcistan’da bir litre benzinin fiyatı 1.1 dolar seviyesine yükseldi. Ancak bu fiyat Gürcistan halkının gelirleri ile asla uyum göstermiyor. Bu arada yakıt fiyatlarının yükselmesi başka ürünlerin ve hizmetlerin de zamlanmasına yol açıyor, ki bu da en başta Tiflis yönetimini iç arenada ciddi krizlerle karşı karşıya getireceği anlaşılıyor.
Ve son olarak geçen hafta Özbekistan Dışişleri Bakanlığı Fransa uzay araştırmaları milli merkezi Başkanı ile Özbekistan Dışişleri Bakanı arasında uzay alanında işbirliği anlaşması imzalandığını açıkladı.
Fransa uzay araştırmaları milli merkezi ve Özbekistan Dışişleri Bakanı Abdulaziz Kamilov söz konusu anlaşmayı imzalayan iki yetkiliydi. Anlaşmaya göre iki ülke uzay bilimleri, uydu, uzay araştırmaları ve teknoloji alanlarında işbirliği yapacak.
Özbekistan ve Fransa arasında imzalanan bu anlaşma Özbekistan’ın Şevket Mir Ziyayev liderliğindeki yönetimi küresel yapıya uyum sağlamak için tüm imkanlarını seferber ettiğini gösteriyor. Bundan önce de Taşkent yönetimi bölgesel ve uluslararası işbirliğini geliştirmek üzere önemli adımlar atmaya başladı. Ancak gözlemciler Taşkent yönetiminin bu adımları atarken iç arenalardaki sakıncaları gözetleyip gözetlemediği pek bilinmediğini belirtiyor. Zira en başta uzay projeleri genellikle mali bedeli yüksek olan projelerdir ve Özbekistan yönetimi ilkin bu ülkenin yoksul halkının geçimi ve ekonomisi için bir çare bulması gerekiyor.
Bu bağlamda Mir Ziyayev yönetimi geçenlerde Rusya’nın işbirliği ile Özbekistan’ın ilk nükleer santralinin inşaatı için düğmeye bastı. Söz konusu projenin mali bedeli ise 11 milyar dolar olarak açıklandı. Rusya’nın Rusatom firması projenin sonunda her biri 1200 megavat kapasitesi olan iki blokun inşaatını tamamlama sözü veriyor.