Kasım 30, 2018 18:34 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta Ortadoğu bölgesinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

Arabistan’da Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili gelişmeler,

Irak’ta Adil Abdulmehdi’nin yeni kabineyi açıklaması,

Geçen hafta Irak’ın belli başlı önemli gelişmeleriydi.

Geçen hafta Arabistan gelişmeleri en çok Arabistanlı muhalif gazeteci yazar Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim tarihinde İstanbul başkonsolosluğunda feci bir şekilde infaz edilmesiyle ilgili olayın etkisi altında kaldı.

Bu bağlamda Avrupa parlamentosu geçen Perşembe gün Cemal Kaşıkçı cinayetine tepki doğrultusunda çıkardığı bir kararnamede Suud rejimini beşeriyete karşı suç işlemekle suçlayarak kınadı. Avrupa parlamentosu bir olumsuz oya karşı 325 olumlu oyla Suud rejimini Cemal Kaşıkçı cinayeti yüzünden kınadığı kararnamesinde bu cinayeti işleyenlere karşı vize yasağı ve mal varlığına el koyma gibi çeşitli yaptırımların uygulanmasını istedi. Avrupa parlamentosunun kararnamesinde böylesine korkunç bir cinayetin Suud rejiminin veliaht prensi Muhammed bin Salman’ın bilgisi dışında işlenmiş olabileceği ihtimal dışı olduğu vurgulandı.

Öte yandan baçı Avrupalı yetkililer de ayrı ayrı Cemal Kaşıkçı cinayetini kınadı ve hatta Suud rejimine karşı bazı yaptırım kararları aldı. Bu doğrultuda Almanya Başbakanı Angela Merkel geçen Salı günü Cemal Kaşıkçı cinayetini kınadığı açıklamasında bu dosya ile ilgili muğlaklıklar aydınlığa kavuşturulana kadar Arabistan’a silah satışı durdurulacağını açıkladı. Avrupa parlamentosu dış politika komisyonunun Alman Başkanı Elmar Bruk da yaptığı açıklamada, Cemal Kaşıkçı’nın infaz biçimi bir uyarı olduğunu, bundan böyle Suud rejiminin tüm konsolosluklarının etrafına kameraların yerleştirilmesi ve Suud diplomatların giriş çıkışı kontrol altına alınması gerektiği anlaşıldığını belirtti.

Almanya ekonomi Bakanı Peter Altmayer de Cuma günü bir açıklama yaparak, Berlin yönetimi Arabistan’a silah ihracatının durdurulması konusunda mutabakat vardığını belirterek, AB ülkeleri bu yönde ortak karar aldıkları takdirde bu karar daha güçlü bir şekilde etkili olacağını ifade etti.

Belçika Başbakanı yardımcısı Aleksandır De Crew da yaptığı açıklamada, Arabistan’a silah ihracatı hakkındaki kararların bölgesel parlamentolarda alınması gerektiğini, Avrupa Arabistan’a silah satışını durdurması gerektiğini belirtti.

Ülkesi AB dönem başkanlığını yürüten Avusturya Dışişleri Bakanı Carin Kenaisel de AB Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra  Arabistan’a silah satışını durdurması gerektiğini açıkladı. Avusturya Dışişleri Bakanı bu kararın Arabistan’ın Yemen saldırılarını durdurmaya da katkısı olacağını ifade etti.

Bu arada Middle East eye sitesi geçen hafta bir Suud yetkiliden naklen geçtiği haberinde Suud veliaht prensi Muhammed bin Salman’ın bir ölüm mangası kurduğunu bu manga doğrudan Muhammed bin Salman’ın emri altında faaliyet yürüttüğünü, ABD istihbaratı da bu manganın varlığından haberdar olduğunu yazdı. Suud yetkili, Muhammed bin Salman’ın ölüm mangası Arabistan içinde ve dışında bin Salman’ın muhaliflerini gizlice infaz etmekle görevli olduğunu vurguladı.

Suud rejimi geçen hafta Batı medyası ve yetkililerinin baskılarından kurtulmak için dört uygulamaya imza attı. Suud rejimi ilk uygulamada Bahreyn rejimi ile birlikte geçen Cumartesi günü Bahreyn’in Şeyh Salman limanında bir hafta sürecek ortak deniz tatbikatı başlattı. Suud rejiminin deniz kuvvetleri komutanı Halid bin Şabib Dusiri tatbikatla ilgili yaptığı açıklamada, tatbikatın çeşitli deniz operasyonlarında askeri yeteneği geliştirmek, stratejik taktikleri uyumlu hale getirmek ve deniz muhaberelerinde yönetim tedbirlerini takviye etmek şeklinde açıkladı.

Suud rejiminin ikinci uygulaması, Riyad’da yatırım konferansı düzenlemekti. Bu konferans, Cemal Kaşıkçı cinayeti yüzünden bir çok ülkenin üst düzey yetkilileri ve uluslararası kurum ve kuruluşların temsilcileri konferansa katılmaktan vaz geçtikleri bir sırada boş koltuklarla düzenlendi. Konferansı 62 kişi ve kurum ve medya organı boykot etmiş ve katılmaktan vaz geçmişti. Öte yandan çöldeki Davos adı ile anılan bu konferansın Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parlamentoda Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili açıklama yapması, konferansı daha da etkiledi. Çöldeki Davos konferansını düzenleyen Suud rejimi konferansı düzenlemekte başarısızlıklarını örtbas etmek için konferansın resmi sitesinde yayımladıkları konuşmacıların adını kaldırmak ve konferansa kaç kişinin katıldığı konusunda açıklama yapmamak zorunda kaldı.

Suud rejiminin veliaht prensi Muhammed bin Salman’ın konferansın açılışında bir konuşma yapması beklenirken, konferansı konuşma yapmadan terk etti. Bu hareket başlı başına Çöldeki Davos zirvesinin başarısızlığını yansıtmaya yetti. İsviçre medyasından St. Galleer Tagblatt gazetesi konferansla ilgili raporunda şu ifadelere yer verdi: Ekim ayında Riyad’da yatırım konferansı düzenlemek isteyen Suud rejiminin veliaht prensi Muhammed bin Salman şimdi şahsen yarattığı krizden nasıl çıkacağı yolunu bulması gerekiyor.

Suud rejiminin geçen haftaki üçüncü uygulaması, Cemal Kaşıkçı ailesi ile görüşmek oldu. Suud kralı Salman bin Abdulaziz ve veliaht prensi Muhammed bin Salman uluslararası camianın ağır baskı ve eleştirilerinden sonra bu rejimin elden giden haysiyetini geri iade edebilmek için geçen Salı günü Cemal Kaşıkçı ailesinin bazı üyeleri ile görüştüler. Suud kralı ve veliaht prensinin Kaşıkçı ailesi ile görüşmeleri, Suud hanedanı Kaşıkçı’nın Arabistan’ın İstanbul başkonsolosluğunda katledildiğini itiraf ettikten üç gün sonra gerçekleşti, oysa bu rejim tam 18 gün boyunca bu cinayeti inkar ediyordu. Fakat buna karşın insan hakları örgütleri Kaşıkçı ailesinin kral Salman ve veliaht prensi Muhammed bin Salman ile görüşmeleri de zorla gerçekleştiğini belirtti.

Suud rejiminin uluslararası baskı ve eleştirilerin altından kurtulmak için gerçekleştirdiği dördüncü uygulaması Suud rejiminin istihbarat kurumunu tamamen gözden geçirmek üzere bir oturum düzenlemesi oldu. Bu oturum da Muhammed bin Salman’ın başkanlığında ve geçen Perşembe günü gerçekleşti. Arabistan’ın El Şark El Osat gazetesi söz konusu oturumda Arabistan’ın istihbaratının durumu, içindeki sorunlar ve yeni üye cezbetme yolları ele alındığını yazdı.

Ancak gözlemciler, Muhammed bin Salman’ın bu tür uygulamaları ile kısa sürede uluslararası artan baskıların altından kurtulamayacağını belirtiyor.

Geçen hafta Ortadoğu bölgesinde en önemli gelişmelerden biri Irak’ta yeni kabinenin kurulması ve Haydar İbadi başbakanlığındaki kabinenin çalışmalarına son vermesiydi. Irak’ın yeni Başbakanı Adil Abdulmehdi kurduğu yeni kabineyi geçen Çarşamba günü Irak parlamentosuna sundu ve böylece Haydar İbadi’nin başbakanlık dönemi resmen sona ermiş oldu.

Irak’ın yeni kabinesi bir Başbakan ve 22 bakandan oluşuyor. Başbakan Abdulmehdi 21 bakanın adını içeren listeyi parlamentoya sundu ve sadece Kürtlerin payı olan Göçmen ve mülteciler bakanlığına Bakan adayı açıklamadı.

Şimdi Irak’ın yeni Başbakanı ve kabinesine güvenoyu vermek için düzenlenecek parlamento oturumuna milletvekillerinin en az üçte iki katılması gerekiyor. Irak parlamentosunun hali hazırda 329 milletvekili bulunuyor ve güvenoyu için düzenlenecek oturum 220 milletvekilinin katılması ile resmiyet kazanıyor. Bu şart geçen Çarşamba günü parlamentonun oturumunda sağlanmış oldu. Iraklı milletvekilleri 14 bakana güvenoyu verdi ve geriye kalan 7 Bakan için oylama 6 Kasım oturumuna ertelendi.

Adil Abdulmehdi kabinesi sırf 14 bakanla işbaşı yapması, kabinenin dört yıllık görev süresinde tekfirci IŞİD terör örgütünün işgalinden kurtarılan bölgelerin yeniden inşa edilmesi, yoksulluk ve işsizlikle mücadele, Erbil ile anlaşmazlıkların giderilmesi ve ayrıca sosyal krizlerin ve bir çok bölgede sosyal hizmetlerin yetersizliğine çare bulunması gibi sorunlarla karşı karşıya bulunduğu bir sırada gerçekleşiyor.