Aralık 08, 2018 06:01 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta İran’la ilgili önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin Paralimpik oyunlarında madalya kazanan kahraman sporcularla görüşmesi,

ABD medyası Suud rejiminin İranlı yetkililere suikast planlarını ifşa etmesi,

UAEK bir kez daha İran’ın Bercam nükleer anlaşmasına bağlı kaldığını onaylaması,

İranlı yetkililerin diplomasi mekiği,

Deniz kuvvetlerli komutanı Amiral Hanzadi’nin Hint okyanusu ülkelerinin deniz kuvvetleri komutanları zirvesine katılması,

Geçen hafta İran’ın belli başlı önemli bazı gelişmeleriydi.

Geçen hafta İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Çarşamba günü Asya Paralimpik Oyunları’nda madalya kazanan kahramanları kabul etti.

Ayetullah Hamanei kabulde, Paralimpik Oyunları’nda madalya kazanan engelli kahramanları takdir ettiklerini ve onların sergiledikleri başarı, kapasiteleri doğru kullanarak büyük başarıları gerçekleştirmenin mümkün olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı.

Ayetullah Hamanei görüşmede yaptığı konuşmanın devamında şöyle buyurdu: Bazıları küresel meydanlarda küfür ve istikbar cephesinin sınırsız beklentilerinin saldırılarına karşı direnemedikleri ve geri adım attıkları bir sırada sizler direnişiniz ve kültürel güç göstenizle ülkenin milli ve dini kılık kıyafetini ve İslamî hicabı sundunuz ve ben bu yüzden tüm samimiyetimle İran İslam Cumhuriyeti spor kafilesinin üyelerine şükranlarımı sunuyorum.

Ayetullah Hamanei, ülkenin iktisadi sorunlarının önemli sebeplerinden biri de milli kapasiteleri kullanmamaktan kaynaklandığını, bu sorunları kapasiteleri doğru kullanarak halletmenin mümkün olduğunu ifade etti.

İran’ın Endonezya’da düzenlenen 3. Asya Paralimpik Oyunları’na katılan spor kafilesi 51 altın, 42 gümüş ve 43 bronz olmak üzere toplam 136 madalya ile bu dönemde üçüncü oldu.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin Asya Paralimpik Oyunları’nda madalya kazanan kahramanlar ve yetkililerle görüşmesinde yaptığı konuşma aslında umut dolu ve güçlü iradeyi içeren bir psikolojiyi ifade ediyor. Ayetullah Hamanei başta bayan engelli sporcuların dini ve milli değerleri savunmalarını ve özgüven duygularını takdire şayan bir hareket olduğunu belirterek şöyle dedi: İran kafilesinin bayraktarlığını hicablı bir bayan sporcunun yapması ve cemaat namazları kılınması ve Cuma namazına katılmalar, hepsi günümüz dünyasının laubaliliğinden kaynaklanan saldırılara karşı tek başına durmak ve bu saldırıların karşısında geri adım atmamaktır.

Bu yüzden İran’ın uluslararası meydanlarda madalya kazanmaları her zaman dini ve kültürel değerlerin korunması ile beraber olmuştur. Nitekim bu değerli hareket İranlı sporcuların tüm alanlarda zafer kazanma saiklerini geliştirmiştir.

Geçen hafta Amerika’nın New York Times gazetesi Suud rejiminin İranlı yetkililere ve şahsiyetlere yönelik suikast planlarını ifşa etti. New York Times gazetesi, Suud rejiminin veliaht prensi Muhammed bin Salman’ın geçen sene bazı işadamları ile İranlı yetkililerin özel firmalarca öldürülmeleri meselesini görüştüğünü yazdı.

Gazetenin yazdığına göre S. Arabistan yetkilileri Arabistanlı muhalif gazeteci yazar Cemal Kaşıkçı cinayetini başına buyruk ve General Ahmet Asiri’nin emri ile gerçekleşen bir cinayet olduğunu belirtiyor, fakat Ahmet Asiri’nin de 2017’de düzenlenen ve bazı işadamları İran ekonomisini tahrip etmek için 2 milyar dolarlık bir proje hazırladıkları bir oturuma katıldığı anlaşılıyor.

Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, El-Arabi El-Cedid gazetesine verdiği mülakatta konu ile ilgili soruya verdiği cevapta İran önceden bu plandan haberdar olduğunu açıkladı.

Zarif, S. Arabistan elebaşıları zaten savaşı İran’ın içine çekeceklerini ilan ettiklerini, İran bu açıklamadan sonra özellikle doğu sınırlarında bir dizi terör faaliyetleri ile karşılaştığını ve ardından IŞİD İslami Şura Meclisi binasına saldırdığını kaydetti.

Katar’a yakınlığı ile bilinen El-Arabi El-Cedid gazetesine mülakat veren Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ayrıca, Avrupalı yetkililerin Bercam nükleer anlaşmasını korumaya hazır olmadıklarını belirtti.

Zarif, Avrupalı yetkililerin henüz siyasi yükümlülüklerini yerine getirmeye ve Bercam nükleer anlaşmasını korumak için ödemeleri gereken iktisadi bedeli ödemeye hazır olmadıkları anlaşıldığını kaydetti.

Zarif, ancak buna karşın ABD’nin İran’a dayattığı illegal yaptırımların İran’ın politikalarını etkileyemeyeceğini vurguladı.

ABD, S. Arabistan ve İsrail şer üçgeni, bölgede terörün baş hamileridir. Bu doğrultuda İngiliz The Guardian gazetesi münafıklarl terör örgütünün faaliyetlerini masaya yatırdı. Gazete, münafıklar terör örgütünün Amerika’ya yakınlaşması 2003 yılında ve ABD’nin Irak’ı işgali sırasında başladığını, münafıklar Saddam devrilince Amerika’ya yöneldiklerini yazdı.

Amerika 1990’lı yılların sonunda terörle mücadele jesti yaparak münafıklar terör örgütünün adını terör örgütleri listesine almıştı, fakat daha sonra bu örgüttün İran’la mücadelede yararlanmaya başladı.

New York Times gazetesi Mayıs 2003’de yayımladığı raporda, Amerikalı bazı şahsiyetlerin münafıklar terör örgütünün oturumlarına katılmak için yüklü paralar aldıklarını ifşa etti. Bu şahsiyetlerden biri Donald Trump milli güvenlik danışmanı John Bolton’dur. Bolton bu oturumlara katılmak için 180 bin dolar rüşvet aldı. Bazı raporlara göre Bolton bir tek oturum için 2017’de örgütten tam 40 bin dolar para aldı.

Amerika devleti terörle mücadele bahanesiyle terörü iyi ve kötü olmak üzere ikiye ayırıyor. Ancak Amerika’nın terörle mücadele iddiası masum insanların ölümünden başka hiç bir getirisi olmuyor. Merkezi Amerika’nın Pensilvania eyaletinde bulunan Watson etüt merkezi bir raporunda şöyle diyor: Irak ve Afganistan ve Pakistan’da Amerika’nın 11 Eylül 2001 olaylarından sonra sözde terörle mücadele savaşı başladığı günden bu yana en az 500 bin insan hayatını kaybetti. Gerçekte Amerika’nın bu tür uygulamaları Irak, Suriye, Libya ve Yemen’de büyük yıkıma yol açtı ve El-Kaide ve IŞİD gibi cani terör örgütlerinin türmesine zemin oluşturdu. Ancak buna karşın ABD hale terörle mücadele ettiğini iddia ediyor ve İran İslam Cumhuriyeti’ni teröre destek vermekle suçluyor.

UAEK genel müdürü Yokio Amano en yeni raporunda 13. kez İran İslam Cumhuriyeti Bercam nükleer anlaşmasındaki tüm yükümlülüklerine bağlı kaldığını vurguladı. Amano, İran anlaşmada uranyum zenginleştirme ve depolama alanlarında belirlenen tavanı aşmadığını ve UAEK denetçilerine nükleer tesislerini denetlemek üzere gereken kolaylıkları sağladığını vurguladı. ancak tüm bu raporlara karşın ABD Başkanı Donald Trump 8 Mayıs 2018’de Bercam nükleer anlaşmasından çekildiğini ve nükleer yaptırımların yeniden uygulanacağını açıkladı. Bu yaptırımlar 90 ve 180 gün sonra olmak üzere iki turda yeniden dayatıldı. Yaptırımların ilk turu 7 Ağustos ve ikinci turu de 5 Kasım günü resmen yürürlüğe girdi.

Amerika’nın İran İslam Cumhuriyeti’ne dayattığı yeni tur yaptırımlar İran’ın petrol sektörü, havacılık sektörü, denizcilik sektörü ve bankacılık sektörü gibi sektörleri hedef alıyor.

Anncak Amerika’nın illegal uygulamaları ise uluslararası camianın sert tepkisi ile karşılaşıyor. Rusya ise Bercam’ın diğer tarafları olan AB troykası ve Çin ile birlikte Trump’ın bu kararına karşı çıkarak İran ile ticaretin devam etmesine vurgu yapıyor. Bu ülkeler Bercam nükleer anlaşmasını koruyacaklarını belirterek her biri İran ile ticareti sürdürmek için yeni mekanizmalar geliştirmeye çalışıyor.

Geçen hafta İran’ın dış ilişkiler stratejik konseyi Başkanı Kemal Harrazi Paris’te Fransa’nın eski Başbakanı Dominik De Vilpen’le görüşmesinde bölge meselelerini ve Amerika’nın Bercam nükleer anlaşmasından çekilmesini ve AB’nin bu anlaşmaya karşı yükümlülüklerini ele aldı. Harrazi AB bir an önce anlaşmaya yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.

İranlı diplomatların ve politikacıların diplomasi mekiğinin devamında Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Irakçi de İtalya senatosu dış ilişkiler komisyonu Başkanı Vito Rosario Petrocelli ile görüşmesinde, Amerika’nın Bercam nükleer anlaşmasından çekilmesi ve BM güvenlik konseyinin kararnamesini ihlal etmesinden sonra bu anlaşmayı korumak için atılması gereken pratik adımların Avrupa’nın doğrudan sorumluluğunda olduğunu belirtti. Irakçi, İran İslam Cumhuriyeti Bercam nükleer anlaşmasına yönelik tüm yükümlülüklerini yerine getirerek sorumluluk taşıdığını ispat ettiğini ve şimdi Avrupa Amerika’ya mali ve para meselelerinden tek yanlı isteklerini dayatmasına müsaade etmemesi gerektiğini vurguladı.

Amerika’nın Bercam nükleer anlaşmasından çekilmesi ve BM güvenlik konseyinin 2231 sayılı kararnamesini ihlal etmesi uluslararası camiaya saygısızlık anlamındadır. Bu doğrultuda İran’ın BM daimi temsilcisi Golam Ali Hoşru, uluslararası camiadan Amerika’nın tek yanlı ve kibirli politikalarına karşı çıkmasını istedi.

BM’de düzenlenen oturumda konuşan Hoşru, Amerika’nın tek yanlı politikaları ve dayatmaları kanun hakimiyeti, BM bildirgesi ve çok yönlülük ilkesine aykırı olduğunu belirtti.

Geçen hafta İran Deniz Kuvvetlerli  Komutanı Amiral Hüseyin Hanzadi üst düzey askeri bir heyet başkanlığında 10. Hint Okyanusu Deniz Kuvvetleri zirvesine katıldı. Amiral Hanzadi, zirvenin kulisinde mevkidaşları ile ikili görüşme gerçekleştirdi.

Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Hanzadi, 10. Hint Okyanusu Deniz Kuvvetleri zirvesine katılmak üzere Hindistan’ın Kuçin kentine gitti.

Amiral Hanzadi zirvenin kulisinde Japonya, Hindistan, Malezya, Çin, İtalya, Singapur ve Rusya Deniz Kuvvetleri Komutanları ile ikili görüşme gerçekleştirdi. Amiral Hanzadi bu yıl düzenlenen zirvenin dönem Başkanı olarak zirveye başkanlık etti.

10. Hint Okyanusu Deniz Kuvvetleri zirvesine katılmak üzere Hindistan’ı ziyaret eden Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Hüseyin Hanzadi, zirvenin kulisinde İtalya Deniz Kuvvetleri İkinci Komutanı ile görüştü.

Görüşmede İtalya Deniz Kuvvetleri’nden bir Deniz Görev Grubu İran’ın Donanma Birinci Bölge Komutanlığı’nı ziyaret ettiğini belirten Amiral Hanzadi, ikili teamüllerin devamı doğrultusunda yakında  İran Deniz Görev Grubu İtalya’yı ziyaret etmek üzere bu ülkeye gideceğini belirtti.

Hint okyanusu dünyada büyük önem arz eden okyanuslardan biridir ve dünya ticaretinde üçte birlik gibi önemli bir payı söz konusudur. Yine dünyada üretilen enerjinin yüzde 70 kadar Ortadoğu bölgesinde üretilerek Hürmüz boğazından geçiyor ve Hint okyanusuna ulaşıyor.

Bu bölge servet üretmekte büyük kapasitesi vardır ve bu yüzden zorba devletler bu bölgeye musallat olmak için her daim uğraş vermiştir. Nitekim Amerika en büyük donanmasını Hint okyanusunda bulundurmaktadır.