Aralık 28, 2018 12:45 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizi Bakü ve Riyad arasında kültür, ekonomi, güvenlik ve diğer bazı alanlarda imzalanan belgeleri gözden geçirmeye ayırdık.

Gerçekte Bakü ve Riyad arasında Şubat 2018 tarihine kadar düzenlenen ve imzalanan anlaşmalar, belgeler ve protokollerin sayısı 18’e ulaştı. Bu tür belgelerin ve anlaşmaların temeli 10 Temmuz 1994’te Cidde kentinde ve Azerbaycan Cumhuriyeti ile Suud rejimi arasında iktisadi, ticari, yatırım, teknik, kültürel, spor ve gençlik alanlarında işbirliği asli belgesinin imzalanması ile atıldı. Yine Arabistan ve Azerbaycan Cumhuriyeti içişleri bakanlıkları da Azerbaycan içişleri Bakanı Ramil Osubov’un 20 Şubat 2018’de Riyad ziyareti sırasında imzalanan işbirliği protokolü de Riyad ve Bakü yönetimleri ilişkilerini güvenlik ve askeri alanlara kadar genişlettiklerini ortaya koydu.

Azerbaycan cumhuriyetinin Arabistan’daki büyükelçiliği internet sitesinde Bakü Riyad ilişkilerinin önemini beyan ettiği resmi yazısında şöyle diyor: suudi Arabistan krallığı Azerbaycan cumhuriyetinin dış politikasında özel yeri vardır.

Azerbaycan cumhuriyetinin Arabistan’daki büyükelçiliğine göre Suud rejimi Fars körfezi bölgesinin en büyük devleti ve Arap dünyasının liderlerinden biri ve İslam dünyasının en yüksek nüfuzlu ülkesidir.

Yine Azerbaycan cumhuriyetinin Arabistan’daki büyükelçiliğinin internet sitesinde Bakü Riyad ilişkilerinin gelişmesine gösterilen bir başka gerekçede de şöyle deniliyor: Suudi Arabistan Azerbaycan cumhuriyetinin Ermenistan ile yaşadığı Karabağ münakaşasında BM’de, İİT’de ve diğer uluslararası kurum ve kuruluşlarda sürekli olarak Bakü tutumunu destekliyor ve işgalci bir politika izleyen Ermenistan ile şimdiye kadar diplomatik ilişki kurmadığı gözleniyor.

Kuşkusuz Bakü yönetiminin Riyad ile ilişkileri için ileri sürdüğü gerekçeler tamamen propaganda amaçlıdır, zira Bakü’nün Riyad yönetimine nasıl baktığı bir yana, Suud rejimi Fars körfezinin en büyük devleti olmadığı gibi İslam dünyasının da en güçlü devleti değildir. Riyad ayrıca Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan ile ilişkilerinde samimi davranmadığı belirtilmelidir, nitekim  Riyad’ın Erivan ile diplomatik ilişki kurmamış olması Karabağ işgali ile hiç bir şekilde bağlantılı değildir ve bu konu, sırf Azerbaycan cumhuriyetinde vahabi tarikatını yaygınlaştırmak ve Kuzey Kafkasya bölgesinde Arabistan’a bağlı radikal ve tekfirci örgütleri takviye etmekte Bakü yönetiminin desteğini kazanmakla ilgilidir. Aslında Riyad yönetiminin Filistin ülküsüne ihaneti ve Amerika büyükelçiliğini Tel aviv’den Kudüs’e taşıdığı sıralarda siyonist rejimle işbirliğini geliştirmesi, ne Filistin ve ne de Karabağ gibi İslam dünyasının işgale uğrayan toprakları Suud hanedanı için hiç bir önem arzetmediğini ortaya koymaktadır.

Bakü ile Riyad ilişkilerinde yaşanan yakınlaşmayı haklı göstermek üzere ileri sürülen gerekçelerden biri Hac meselesidir. Aliyev mirası elektronik kütüphanesi internet sitesinde Azerbaycan Cumhuriyeti ve Arabistan’ın iki İslam ülkesi olmaları ve her yıl binlerce Azeri vatandaşın Hac için Arabistan topraklarını ziyaret etmeleri, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinde etkili olan etkenler şeklinde işaret ediliyor. Oysa Azerbaycan cumhuriyetinde Hac ziyaretine mali gücü yetecek insanların sayısı pek fazla değildir. Nitekim Bakü yönetimi Riyad ile ilişkilerini geliştirmeye çalışmaya başladığı sıralarda da bu sayı ikili ilişkilerin gelişmesine temel oluşturacak kadar fazla değildi. 1998 yılında Riyad yönetimi Suud hanedanının siyasi ve etnikçi hedeflerini temin etmek üzere Azerbaycan cumhuriyetinden seçilen 250 kişiyi kral Fehed konuğu olarak Hac ziyaretine getirdi.

Bundan başka Bakü’nün resmi kaynaklarında  iki ülke arasındaki ilişkileri köklü göstermek amacıyla bir çok Azeri şairin Arapça şiir yazdığı ve bu şiirlerin Azerbaycan Cumhuriyeti ile Arap dünyasının ortak kültürünün gelişmesine vesile olduğu ve şairlerin eserleri bu ilişkilerin fikri temellerini oluşturduğu ileri sürülüyor ki bu da tamamen gerçek dışı bir iddiadır. Zira Arapça yazılan bu şiirler genellikle ehli beyt fertlerinin medhinde yazılan şiirlerdir, oysa Suud hanedanı esasen ehli beyt düşmanıdır.

2018 yılının başlarına kadar Azerbaycan cumhuriyetinin Arabistan büyükelçisi olan Rasim Rızayev, Bakü Riyad ilişkilerinin gelişmesinin hedefleri hakkında şöyle diyor: bu ilişki iki taraf arasında dostane ve tarihi karşılıklı ilişkileri ve saygıyı ve ortak İslamî mirasımızı geliştirmektedir. Bizim milletlerimiz kültür ve gelenek ve mezhep bakımından ortak kökleri bulunuyor.

Oysa gerçekte Bakü Riyad ilişkilerinin gelişmesi başka ciddi hedefleri amaçlıyor. Zira Bakü yetkililerinin Suudi Arabistan ile ortak kültürel kök ve ortak tarihle ilgili söyledikleri ve ikili ilişkilerin gerekçeleri olarak ileri sürdükleri şeyler tamamen siyasi iltifatlardan oluşuyor

Gerçekte Bakü Riyad ilişkileri iki başkentte hakimiyeti elinde bulunduran kesimlerin siyasi eğilimleri ve çıkarları temelinde ve dış etken olarak da siyonist rejim İsrail’in telkinleri etkisinde şekillenmektedir. Buna göre Bakü ve Riyad ikili ilişkilerini geliştirmek için sürekli suni gerekçeler üretmeye ve bazı anlaşmalara ve belgelere imza atarak bu ilişkileri hukuki çerçeve oluşturmaya çalışıyor.

Ancak açıktır ki Bakü Riyad ilişkileri Amerika ve korsan İsrail’in Arap ve İslam dünyasına yönelik politikalarına bağlıdır. Azeri milletvekili Zahid Uurc 9 Nisan 2015’te İlham Aliyev’in Riyad ziyareti hakkında şöyle demişti: bir çok Batılı ülkenin Arap ülkeleriyle yakın siyasi ve iktisadi ilişkileri bulunuyor. Bu ülkelerin nasıl bir yönetimle yönetildikleri ve devletle millet ilişkileri hiç önemi yoktur. Tek kelime ile Azerbaycan cumhurbaşkanının Riyad ziyaretinin amacı Arap ülkeleriyle iktisadi ilişki kurmaktı.

Bakü ve Riyad ilişkileri için hukuki çerçeve oluşturmak üzere 10 Temmuz 1994’te Cidde kentinde Azerbaycan Cumhuriyeti ile Suud rejimi arasında iktisadi, ticari, yatırım, teknik, kültürel, spor ve gençlik alanlarında işbirliği asli belgesi imzalandı. Bu belge daha sonraki işbirliği belgelerinin temelini oluşturdu. Ancak Bakü Riyad işbirliği yönünde bir sonraki belgenin imzalanması için yedi yıl geçti ve sonunda 12 Şubat 2001’de Bakü ve Riyad işbirliği anlaşması Riyad’da imzalandı. 4 Ocak 2005’te de iki ülkenin Dışişleri Bakanlıkları yine Riyad kentinde ikili siyasi istişare anlaşması imzaladı.

Daha sonra 9 Mart 2005’te yine Riyad kentinde iki taraf yatırımları teşvik etmek ve Suud kalkınma fonunun Azerbaycan cumhuriyetinde bir sulama projesinin ödeneklerini karşılamak üzere bir anlaşma imzaladı. Azerbaycan Cumhuriyeti eğitim bakanlığı ile Arabistan eğitim bakanlığı da 15 Ocak 2007’de  eğitim alanında işbirliği anlaşması imzaladı. Yine iki taraf Suud kalkınma fonunun Bakü’de su ve kanalizasyon tesislerini yenileme projesinin mali ödeneklerini karşılamak üzere 20 Kasım 2009’da bir anlaşma imzaladı.

Azerbaycan kültür ve turizm bakanlığı ile Arabistan turizm ve tarihi eserler yüksek komisyonu da 12 Mart 2013’te Medine kentinde bir işbirliği protokolü imzaladı. İlham Aliyev’in üçüncü cumhurbaşkanlığı döneminde ise iki ülkenin ortak komisyonları 11 Aralık 2013’te Bakü’de ve 15 Aralık 2015’te Riyad’da olmak üzere iki kez bir araya geldi.

Bakü ve Riyad yönetimleri çifte vergi uygulamasını kaldıran anlaşmayı 13 Mayıs 2014’te Riyad’da imzaladı. Yine Suud kalkınma fonunun Azerbaycan cumhuriyetinde Hayırdalan kentinin su ve kanalizasyon tesislerinin yenileme projesinin mali ödeneklerini karşılamak üzere bir anlaşma 30 Aralık 2014’te Bakü’de ve iki taraf arasında havacılık alanında işbirliği belgesi de 7 Temmuz 2017’de Cidde’de imzalandı.

Böylece son yıllarda Arabistan ve Azerbaycan Cumhuriyeti arasında ticari, iktisadi ve mali alanları kapsayan yığınla işbirliği belgesi imzalandı. Ancak iki taraf arasında bunca iktisadi belge, Azerbaycan milli güvenlik bakanlığı 2015 yılında lağvedildiği sırada Bakü ve Riyad arasında varılan gizli bir anlaşmaya göre vahabilerin iktisadi faaliyetlerin maskesi altında Azerbaycan cumhuriyetinde vahabi tarikatını yaygınlaştırma faaliyeti yürütmelerine izin verildiği ortaya çıktığı halde imzalandığı anlaşıldı.

Peki Bakü ve Riyad’ın ikili ilişkileri geliştirmekle gerçekten hangi amaçların peşindedir? İki devlet hangi amaçların peşindedir ki ilişkilerini haklı göstermek için abartılı bir şekilde üzerinde propaganda yapıyorlar? Acaba bu ilişkilere iktisadi görüntü kazandırmak, siyasi, güvenlik, askeri ve istihbarat işbirliğini maskelemek için midir?

Bu sorulara ileriki bölümlerde cevap bulmaya çalışacağız.