Ocak 25, 2019 15:15 Europe/Istanbul
  • Bakü – Riyad ilişkileri - 18

Geçen bölümde Bakü ve Riyad’ın düşünce ve eğitim merkezleri arasında Azerbaycan Cumhuriyeti’nde vahabi ideolojisinin yayılmasına zemin oluşturan işbirliğini ele aldık.

Bugünkü sohbetimizde ise vahabi tarikatının Azerbaycan Cumhuriyeti’nde nasıl yayıldığını ve ne gibi sonuçları doğurduğunu gözden geçirmek istiyoruz.

Arabistan’ın Azerbaycan Cumhuriyeti’nin halkının fikri ve dini alanlarına nüfuz etmesi, bu ülkede vahabi tarikatının yayılmasından dini asil şiarların hakkında kuşku uyandırmak ve hatta Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Hac kontenjanını azaltmaya kadar bir çok alanı etkiliyor.

Örneğin Bakü Riyad ilişkilerinin geliştiği yıllarda Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Hac kontenjanı sürekli ve tedrici bir şekilde azalmaya başladı, öyle ki 2009 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Hac kontenjanı 6 bin kişiden 2 bin kişiye düşürüldü. Daha sonra Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Hac kontenjanı 2017 yılında 900 kişiye ve 2018 yılında, Bakü Riyad ilişkileri doruk noktasına ulaştığı bir sırada 600’e düşürüldü.

Bakü medyası bunun sebebini mali sıkıntılar ve Hac ziyaretinin talebinde bulunan vatandaşların sayısının azalması şeklinde ileri sürüyor. Oysa gerçekte Azerbaycan Cumhuriyeti toplumunda Hac taliplerinin sayısı sürekli artmıştır. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kontenjanının azalma sebebi, Suud hanedanının Azeri şia Müslümanların Hac farizesine coşkulu bir şekilde katılmalarından duyduğu hoşnutsuzluktur.

2007 yılında vahabilerin Azerbaycan Cumhuriyeti hakimiyetine nüfuz etmesinden kaynaklanan güvenlik sorunlarından bir örneği ifşa edildi. Şöyle ki, Suud rejiminin yönettiği vahabi akımın üyesi olan ve Azerbaycan Cumhuriyeti ordusunda Guranboy bölgesinde hizmet yapan teğmen Kamran Aliyev, bağlı bulunduğu taburu bırakıp 7 Ekim 2007’de aralarında bir benzin istasyonu da bulunduğu bazı merkezlere saldırı düzenledi ve sonunda kurduğu çetenin bazı üyeleri ile birlikte yakalandı.

Dini alanda da 17 Ağustos 2008 tarihinde Arabistan’ın desteklediği vahabilerin faaliyet merkezlerinden biri olan Ebu Bekir camiinde bir el bombasının patlaması bu örgütün Azerbaycan Cumhuriyeti’nde güvenlik sıkıntısı olduklarını gün ışığına çıkardı. Gerçi görecede vahabilere ait olan bu merkezin faaliyeti kısıtlandı, fakat vahabi tarikatının faaliyetleri Azerbaycan Cumhuriyeti’nin başka bölgelerinde yayılmaya başladı ve bu kez Bakü çevresinde bulunan Karaçukur köyü vahabilerin Cuma günleri toplandığı merkeze dönüştü.

Temmuz 2009’da Ebu Bekir camii cemaat imamı Kamet Süleymanov, Kuba vahabi cemaati ve Somkait vahabi cemaatinin varlığını açıkladı ve onları 17 Ağustos 2008’de Ebu Bekir camiine el bombalı saldırıları yüzünden hariciler olarak adlandırdı.

Ebu Bekir camiine atılan el bombası hakkında yapılan resmi araştırmaların sonunda yapılan açıklamada, İlkar Mollocıyev elebaşılığında orman kardeşleri adlı vahabi bir örgüt, vahabi akımların arasındaki anlaşmazlıkların ardında bu eylemi gerçekleştirdiği belirtildi. İlkar Mollacıyev daha sonraları Azerbaycan Cumhuriyeti güvenlik güçleri ile çıkan çatışmada öldürüldü.

Yine 2008 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Somkait kentinde Ebu Cafer adında yabancı bir Arap tutuklandığı açıklandı. Azerbaycan Cumhuriyeti güvenlik güçleri yetkilileri Pakistan yönetimi orman kardeşleri adlı vahabi örgütün iki üyesini yakalayarak Bakü yönetimine teslim ettiğini açıkladı.

Nisan 2014’te de Azerbaycan Cumhuriyeti polis teşkilatı yetkilileri Somkait vahabi cemaatinin elebaşı ve Suriye’de Cundul Şam terör örgütü üyesi Akil Taleş lakaplı Akil Hacıyev’in yakalandığını duyurdu.

Ve en son, Temmuz 2018’de ise Azerbaycan Cumhuriyeti güvenlik servisi Azerbaycan Cumhuriyeti’nden en az bin kişi Suriye’de tekfirci IŞİD terör örgütüne katıldığını açıkladı.

Tüm bu anlatılanlar, Azerbaycan Cumhuriyeti’nde son yirmi yılda vahabilerin faaliyete başlamasından sonra bu ülkenin karşı karşıya kaldığı güvenlik sorunlarının sadece küçük bir bölümüdür.

Kafkasya bölgesinin güvenlik meseleleri uzmanı Ahmet Nusrati, vahabi tarikatının Azerbaycan Cumhuriyeti’nde yayılma yöntemleri hakkında şöyle diyor: vahabi tarikatının izleyenleri siyaset arenasına müdahale etmeme maskesi altında yavaş yavaş Azerbaycan Cumhuriyeti’nde faaliyetlerini arttırmaya ve organize ve köklü bir şekilde bu ülkede komünizmden yeni yeni kurtulan insanların beynini yıkamaya ve propaganda yapmaya devam ettiler. Öyle ki hali hazırda Azerbaycan Cumhuriyeti’nde vahabilerin sayısı 50 bine ulaştığı iddia ediliyor. 21. Yüzyılın başlarında bu tarikatın çeşitli cemaatleri Azerbaycan Cumhuriyeti’ne girip gelişmeye başladılar.

Kafkasya meseleleri uzmanı Nusrati şöyle devam ediyor:

Bu tarikatın 4 esas cemaati günümüzde Azerbaycan Cumhuriyeti’nde daha çok aktiftir. Bunlar günümüz haricileri ya da Cihat cemiyeti, vahabi selefiler, Hicret cemiyeti veya Tekfir cemaati ve İhvan cemaatidir ve her birinin kendine özel elebaşıları ve özel dalları vardır ve kendilerine özel ilke ve inançlara bağlıdır. Turist kılığında sapkın vahabi ideolojisinin propagandasını yapmak için Rusya ve Azerbaycan Cumhuriyeti’ne seyahat eden vahabi misyonerler vahabi soyunu geliştirmek niyeti ile bu bölgelerde yerli kızlarla formalite evlilik yapıyor. Bu evliliklerin amacı bu ülkelerin kızlarına sapkın vahabi tarikatına cezbetmek ve vahabi veletlerin sayısını arttırmaktır.

Hali hazırda Azerbaycan Cumhuriyeti’nin güneyinde ve yine Somkait ve Bakü kentlerinde ve çevresinde 150 kadar caminin vahabilerin kontrolünde bulunduğu belirtiliyor. Günümüzde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ehli sünnet azınlığının vahabi tarikatından nefret etmesine karşın vahabiler hükümetin karşı çıkmamasından yararlanarak özellikle sünni nüfusun yoğunlukta yaşadıkları bölgelerde yoğun faaliyet yürütüyor. Yine Azerbaycan Cumhuriyeti’nde vahabiler halkın ihtiyacı olan gıda maddeleri ve berber dükkanı gibi hizmet sektörlerinde aktif bir şekilde faaliyet yürütüyor.

Azerbaycan Cumhuriyeti’nde vahabiler çalıştıkları sektörlere başvuran halkın beyni ve düşünceleri üzerinde yoğun çalışma yürütüyor. Vahabiler ayrıca Azerbaycan Cumhuriyeti’nde Bakü yönetiminin resmi izni çerçevesinde kitap ve dergi ve medya alanlarında önemli faaliyet yürütüyor. İnternet ortamında vahabilerin Selef haber, Ebu Bekir camii siteleri Azerbaycan Cumhuriyeti’nde vahabilerin resmi internet siteleri olarak tanınıyor. Bu siteler Bakü yönetimi İslamî ve şii internet sitelerine uyguladığı şiddetli kısıtlamanın tam aksine hiç bir kısıtlama ile karşılaşmaksızın faaliyet yürütüyor. Bundan başka Azerbaycan Cumhuriyeti’nin sanal ortamında da yürütülen siber faaliyetlerin önemli bir bölümü vahabi akımına tahsis edilmiş bulunuyor. Buna göre vahabiler Azerbaycan Cumhuriyeti’nde sanal ortamda faaliyet yürüten en özgür akımdır ve adeta hükümetin her türlü kısıtlamasına rağmen özel dokunulmazlıktan yararlanmaktadır.

Azerbaycanlı din adamı Tevhid İbrahim Beyglu Azerbaycan Cumhuriyeti’nde vahabilerin güçlenmesi ve güvenlik tehlikeleri hakkında şöyle diyor: Vahabilerin baş hamisi milli güvenlik bakanlığı 2015’in sonlarına doğru feshedildi. Kafkasya ve orta Asya bölgelerinde Suriye savaşına katılmak isteyenler, Azerbaycan Cumhuriyeti üzerinden ve milli güvenlik bakanlığına 45 dolar ödeyerek Türkiye’ye ve oradan Suriye’ye gidiyor ve dönüşte de yine Azerbaycan Cumhuriyeti’ne gelip bağlı bulundukları ülkenin pasaportunu teslim alıp ülkelerine geri dönüyordu. Böylece bu insanların sanki Azerbaycan Cumhuriyeti’ni gezip geri döndükleri gibi gösteriliyordu. Ancak İlham Aliyev bir kaç yıl önce bu durumu ve diyanet işleri komisyonu ve milli güvenlik bakanlığı vahabilerle işbirliği yaptığını farketti ve bu yüzden her iki kurumun başkanlarını görevden aldı ve kendisi Arap ülkeleri ile ilişki işlerini ele aldı. Bunların yanında son yıllarda Muharrem ve Sefer aylarından önce İmam Hüseyin -s- için yas tutmayı dolaylı bir şekilde yasaklayan kanunlar çıkarıldı ki bu da vahabilerin bu yasaların çıkarılmasında etkili olduğunu gösteriyor.

Azerbaycan Cumhuriyeti’nde vahabi tarikatının yayılması ile birlikte Azeri cemaat, Somkait cemaati, Kuba cemaati, Kusar cemaati, Gence cemaati ve benzeri adlar Suriye’de tekfirci IŞİD terör örgütünün güçlendiği sıralarda çok duyulmaya başladı. Bazen de Bakü’de IŞİD üyelerinin yargılandığı yönünde haberler çıkıyor. Ancak Bakü yönetiminin vahabi tarikatı ile mücadele iddialarına karşın bugün Arabistan’ın yönettiği vahabi akım Azerbaycan Cumhuriyeti’nde Suriye savaşı deneyimini de elde eden yeni bir vahabi kuşağının gelişmesi ciddi kaygılara yol açtığı anlaşılıyor.

Bu arada gerçi Bakü yetkilileri sürekli Irak ve Suriye savaşına katılan teröristleri vatandaşlıktan çıkardıklarını ve vahabi tarikatının büyümesi engellendiğine vurgu yapıyor, ama buna rağmen vahabi tarikatı Bakü Riyad ilişkilerinin gelişmesine paralel olarak Azerbaycan Cumhuriyeti’nde gelişmeye devam ediyor.

Azerbaycan Cumhuriyeti bağımsızlığının başlarında Çeçen ve Karabağ mültecilerine yardım bahanesi ile bu cumhuriyete ayak basan vahabiler şimdi Azerbaycan Cumhuriyeti’nin askeri, güvenlik, iktisadi, ticari, enerji, petrol ve doğalgaz ve akademik kurumlarında büyük nüfuza kavuşmuş bulunuyor ve hatta yasama meclisi ve diyanet işleri komisyonu ve Kafkasya Müslümanları idaresi gibi dini kurumlarda da tehlike kaynağına dönüştükleri anlaşılıyor. Şimdi ise vahabilerin yeraltı hücreleri ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ormanlık bölgelerinde üsleri bu ülkenin istikrarına ciddi tehdit oluşturduğu belirtiliyor.