Ocak 12, 2019 18:55 Europe/Istanbul

Aslında görecede biraz tuhaf gelebilir ama gerçek şu ki Suudi Arabistan’da sözde dünya Azerileri dayanışması özel etkinlikleri düzenlenmesi, Azerbaycan cumhuriyetinin kültürel alanda Suudi Arabistan’da resmi faaliyetlerinin en önemli mısdaklarından biridir.

Bundan başka Suud medyasında Bakü yönetiminin sözde dünya Azerileri dayanışma günü olarak ilan ettiği 31 Aralık günü hakkında geniş propaganda yapılması, Azerbaycan cumhuriyetinin Riyad büyükelçiliğinin her yıl Arabistan’da takipçisi olduğu Bakü yönetiminin bir başka faaliyetidir.

Azerbaycan cumhuriyetinin Arabistan büyükelçiliği 31 Aralık 2017’de düzenlediği faaliyetlerinden birinde Müslüman Azerbaycan Cumhuriyeti halkının kültürü ve inançları ve bu cumhuriyetin 1918 yılında kuruluşunun tahrif edildiği Ali ve Nino adlı bir filmi Riyad’da ekranlara taşıdı. Azerbaycan cumhuriyetinin Riyad’da dönem büyükelçisi Rasim Rızayev, Ali ve Nino filmi Müslüman doğuda ilk demokratik devlet olan Azerbaycan halk Cumhuriyeti kuruluşu ve bağımsızlığı yolunda mücadeleyi anlattığını ileri sürdü

Bakü yönetiminin Riyad’daki diplomatları Arabistan’da Azerbaycan cumhuriyetini tanıtmak için Ali ve Nino gibi bir filmi, bu film kesinlikle Müslüman Azerbaycan Cumhuriyeti halkının kültürünü, geleneklerini, inanç ve değerlerini temsil etmediği halde bir malzeme olarak kullanıyor. Bu filmin öyküsünü Kurban Said adını kullanan Yusuf Zeminli adlı bir roman yazarı, modernite ve Rusya yandaşlığı ve Avrupa yandaşlığı arasında gidip gelen Bakü’de bir okulda başına gelen olaylardan esinlenerek yazmıştır

Ali ve Nino adlı öyküde Ali adında Müslüman bir erkek, Gürcistanlı Hristiyan bir kız olan Nino’ya aşık oluyor ve bu iki genç aşık ailelerinin muhalefetleri ile karşılaşmaları yüzünden bir süre sonra üzüntülerine dayanamayarak ölüyor.

Daha sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in kızı Leyla Aliyeva İngiliz bir yönetmenin yardımı ile bu öyküyü sinemaya aktarıyor.

Bu filmde Azerbaycan Cumhuriyeti halkının tarihi olayları ve kültürünün tahrif edilmesi, eski sovyetler birliği döneminde medya üzerinden yapılan tahrifleri hatırlatıyor. Gerçi komünist düzeni Müslüman Azerbaycan halkının İslamî kimliğini yetmiş yıl boyunca değiştiremediği gibi bu ülkenin şimdiki laik rejimi de Müslüman Azerbaycan halkının İslamî kimliğini değiştiremeyeceği kesindir.

Azerbaycan cumhuriyetinin laik rejimi komünist düzenin aksine Azerbaycan halkının İslamî kimliği ile açıkça mücadele etmiyor, bilakis görecede bu kimliği kabul etmiş gibi gözükerek bu kimlikle mücadele ediyor ve gayet tabi bu süreçte İslamî kimliğin tahrif edilmesinde siyonist ve vahabi düşünce merkezlerinden yardım alıyor. Bu doğrultuda 2017 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev bu yılı İslamî dayanışma yılı ilan etmek ve aynı zamanda ülkesinde şia aktivistlerin faaliyetlerini bastırmayı şiddetlendirmekle birlikte siyasi ve sosyal işlerden sorumlu yardımcısı Ali Hasanov’u Riyad’a yolladı ve Suud kralı Salman bin Abdulaziz’i Bakü’de düzenlenen 4. İslamî dayanışma olimpiyat oyunlarının açılış törenine katılmaya davet etti.

İlham Aliyev’in yardımcısı Ali Hasanov Arabistan ziyareti sırasında Cenaderiye festivaline katıldı. Deve yarışları ve kılıç dansı önemli bir bölümünü oluşturan Cenaderiye adlı sözde milli festival her yıl Riyad’ın yakınlarında yer alan Cenaderiye bölgesinde ve Arabistan milli muhafız bakanlığının öncülüğünde ve yabancı konukların katılımı ile düzenleniyor. Bu festival daha çok Suud hanedanının eğlence anlayışını tanıtma amaçlı düzenleniyor.

Azerbaycan lideri İlham Aliyev’in yardımcısı Ali Hasanov Cenaderiye festivalinin etkisi altında kalarak Suud rejiminin El Ahbariye kanalına verdiği demecinde Suud krallığını bölgenin en büyük devleti niteleyerek şu açıklamayı yaptı: Suud krallığının zengin iktisadi, mali ve insan gücü kaynakları ve dini açıdan merkezi konumu bu ülkeyi bölgenin liderlerinden biri olma imkanını sağlıyor.

Öte yandan Suud rejimine bağlı bazı medya organları ise Suud hanedanı ile Bakü arasındaki kültürel ve medya bazında işbirliğinin bazı gizli amaçları olduğunu itiraf ediyor. Örneğin el-şark el-Evsat gazetesi ve El Arabiye kanalının internet sitesinin yazarlarından Huda Hüseyni şu iddiada bulundu: Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’ın kral Salman’ın daveti üzerine Arabistan’ın kültürel festivaline katılması, İran’ın varlığına karşı direnme çabanın bir bölümüdür.

Bu arada Azerbaycan Cumhuriyeti medya organlarını Suudi Arabistan’ın aşiret düzeninin geri kalmışlığının mısdaklarını yansıtmalarını önlemek amacıyla Aliyev’in yardımcısı Ali Hasanov’un Şubat 2017’de Riyad’a yaptığı ziyareti sırasında Bakü’deki medya organlarının önde gelen yöneticilerinden oluşan kalabalık bir heyet Hasanov’a eşlik etmişti.

Bakü ile Riyad arasında medya alanında işbirliğinin gelişmesi sonucunda Azerbaycan cumhuriyetinde Suud hanedanının aşiret düzeninin propagandası yönünde gerçeklerden çok çok uzak olan bir dizi makale ve rapor yayımlanıyor. Örneğin Ses medya grubu sahibi ve genel yayın yönetmeni Behruz Kuluyev şöyle diyor: Suudi Arabistan krallığına yaptığım ziyaretten önce bu ülke hakkındaki algılarım tamamen farklıydı. Ziyaretimizin çerçevesinde prens Muhammed bin Naif rehabilitasyon merkezini gezdik. Arabistan’ın bir çok bölgesinde potansiyel teröristler radikal dini çerçevede ortaya çıktığı gizli bir konu değil, fakat bir terör eylemi veya ağır bir suç yüzünden tutuklananlar hapis süresi tamamlanmadan önce bu merkezlere getiriliyor ve kralın görevlendirdiği ve burada faaliyet yürüten uzmanlar bunların psikolojik açıdan rehabilite olmaları üzerinde çalışıyor.

Oysa Ses medya grubu sahibi ve genel yayın yönetmeni Kuluyev’in iddiaları gerçeklerle çelişmektedir. Zira en başta Suud hanedanı bizzat terör eylemleri yaptırmak üzere yurtdışına gönderdiği tekfirci vahabi teröristleri bizzat ettiği herkesçe bilinen bir gerçektir, öyle ki Washington düşünce kurumu gibi Batılı düşünce kurumları Arabistan’dan terörün anası şeklinde söz ediyor. Öte yandan Azerbaycan Cumhuriyeti ve Kuzey Kafkasya’da faaliyet yürüten orman kardeşleri gibi vahabi silahlı terör örgütlerinin mali, askeri ve siyasi açılardan baş hamisi Suud rejimi olduğu bilinen bir gerçektir.

Bakü ve Riyad arasında karşılıklı medya işbirliği çerçevesinde Azerbaycan cumhuriyetinin İki Sahil adlı hükümete bağlı gazetenin genel yayın yönetmeni Vakar Rahimzade de Arabistan’da Suud hanedanının İngilizlerin himayesi ile iktidarı ele geçirmesi tarihinden müspet bir görüntü sunmakla beraber Suud rejiminin kültürel ve medya çalışmalarından da olumlu bir imaj sunmaya çalışıyor. Rahimzade makalelerinden birinde de dünya haber ajansları birliğinin dönem başkanlığı Suud resmi haber ajansı SPA’dan Azerbaycan Cumhuriyeti resmi haber ajansı Azertaj’a devredilmesini ve böylece Bakü ile Riyad arasında medya işbirliğinin gelişmesini öneriyor

Bakü medyasında Suud rejimi için propaganda yapma doğrultusunda Azertaj resmi haber ajansı 25 Ocak 2018’de Suud rejimini dünyanın en büyük hayır kurumu ilan etti ve Arabistan’ın geçmiş yıllarda olduğu gibi kurban etinden yararlanma projesi çerçevesinde İslam kalkınma bankası aracılığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti mülteci işleri devlet komisyonuna 37 bin 300 kilogram et verdiğini duyurdu. Oysa son yıllarda Suud rejiminin Karabağlı mültecilerin arasında vahabiliği ve radikalizmi yaygınlaştırmak için hayır kurumları maskesi altında faaliyet yürüttüğü yönünde bir çok belge yayımlandı. Nitekim bu çerçevede Suud rejiminin sözde hayır kurumlarınca kandırılan bu insanlardan bazılarının Suriye’de Beşar Esad’ın yasal yönetimine karşı savaşmak üzere Suriye’de IŞİD’e bağlı Şişani terör örgütüne katıldığı ortaya çıktı

Gerçekte Bakü ve Riyad arasında kültür ve medya alanlarında vahabi tarikatını ve Suud hanedanını aklama yönünde yürütülen işbirliği sonucunda Azerbaycan cumhuriyetinde vahabi örgütlerin takviye edilmelerinin olumsuz sonuçları da daha belirgin hale gelmeye başladı. Haçmaz bölesinde iki türbenin ateşe verilmesi, Astara’nın Şikran köyünde 20 kadar mezar taşının kırılması, Kazak ilçesinde İmam Zaman -s- camiini inşa edenlerin halkın gözü önünde kafalarının kesilmesi ile tehdit edilmesi, Bakü çevresinde bazı köylerde düğüm merasimlerinin basılması, Bakü’nün Nerimanov semtinde bir camide el bombası patlaması, bazı kışlalara baskın düzenlenerek orman kardeşleri ve karabağ partizanları gibi silahlı terör örgütlerinin kurulması için silah ve mühimmat çalınması ve Irak ve Suriye’de IŞİD için toplanan insan gücünün illegal bir şekilde bu ülkelere götürülmesi, Azerbaycan devletinin istikrarını tehdit eden Suud rejimi ile birlikte hareket etmenin bazı sonuçlarıydı.