Hemedan; İran’ın Medeniyet Başkenti - 13
Hemedan eyaletine yaptığımız seyahatimizin devamında bugün sizi dünyanın en güzel doğal fenomenlerinden biri olan Alisadr mağarasına götürmek istiyoruz.
Hemedan’ın adı dünyanın en büyük sulu mağarası ve yine en güzel doğal fenomeni olan Alisadr mağarasının adı ile bütünleşmiştir. Alisadr mağarası hiç kuşkusuz Hemedan eyaletinin en cazip turistik mekanıdır, öyle ki bu eyaleti gezen turistlerin hemen hemen hepsi bu mağaraya uğramadan Hemedan eyaletinden ayrılmadığı söylenebilir. Her yıl özellikle ilkbahar ve yaz aylarında binlerce turist Alisadr mağarasına akın ediyor.
İran toprakları özel coğrafi ve jeolojik konumu sayesinde bir çok doğal güzellikleri içinde barındıran topraklardır. İran topraklarının büyük bir bölümü dağlık alanlardan oluşuyor ve bu yüzden dağların varlığı sayesinde ortaya çıkan bir çok güzel fenomeni içinde barındırıyor.
Dağlık alanların en güzel doğal fenomenlerinden biri ise hiç kuşkusuz mağaralardır. Mağaralar gölet mağaraları, ırmak mağaraları, tarihî doğal mağaralar ve insanların el yapımı mağaralar olmak üzere çeşitli mağaralara ayrılır ve buna göre de her biri içinde barındırdığı doğal güzellikleri ile birlikte kendine özel özellikleri ile ön plana çıkar.
Hemedan eyaleti ve daha doğru bir ifade ile İran’ın en ünlü mağaralarından biri, Alisadr mağarasıdır. Alisadr mağarası doğa harikası ve eşsiz güzellikte dünyanın en güzel sulu doğal mağaralarından biridir. Bu mağara İran’ın batısında Hemedan kentinin 75 km kuzeybatısında ve Alisadr köyünün yanında yer alıyor.
Alisadr mağarası Sarıkaya adı ile anılan ve pek de yüksek sayılmayan ve Alisadr köyünün hemen güneyinde ve köyün bitişiğinde bulunan bir dağın içinde yer alıyor. Bu dağda Serap ve Subaşı adında iki mağara daha vardır ve Alisadr mağarasından sırasıyla 7 ve 11 km uzaklıktadır.
Doğa harikası Alisadr mağarasının özelliklerine gelince, uzmanların belirttiğine göre bu mağara ikinci jeolojik dönemde, yani yaklaşık 136 ila 190 milyon yıl önce jurasik döneminde şekillenmeye başlamış ve içindeki alanlar, geçitler ve koridorlar çökeltilerin, erozyonların, kaymaların ve jeolojik hareketlerin sayesinde oluşmuştur.
Mağaranın keşfedilmesine gelince, bu mağaranın Safeviler döneminde keşfedildiği, fakat giriş bölümünü genişletme çalışmaları Selçukluların döneminde başladığı ve o tarihten sonra içinden bir çok çanak çömlek çıkarıldığı, zira insanlar tarih boyunca bu mağaranın bazı bölümlerinde yaşadıkları söylenebilir.
Alisadr mağarası daha sonraları 1962 yılında Hemedanlı bir grup dağcı tarafından araştırıldı ve beş yıl sonra gerekli ışıklandırma çalışmaları tamamlandıktan sonra halka açıldı ve böylece zamanla Hemedan eyaleti ve İran’ın en cazip doğal turistik mekanına dönüştü.
Alisadr mağarasına girer girmez tavanda ve mağara duvarlarının geniş bir alanında kalsiyum karbonat çökeltilerine rastlıyoruz. Bu çökelti izleri geçmişte bu bölümün de suyun altında olduğunu gösteriyor.
Alisadr mağarasında suyun derinliği çeşitli bölümlerde yarım metreden 14 metreye kadar değişiyor.
Alisadr mağarasında çok sayıda su kanalı bulunuyor, öyle ki bazı kanalların halâ keşfedilmeyi beklediği ifade ediliyor.
Alisadr mağarasını gezmek için kayıkla katedilen yoldan sonra geziye karada ilerleyerek devam ediliyor ve daha sonra yola yine kayıkla devam ediliyor.
Alisadr mağarasında çok sayıda kanal ve koridor bulunuyor. Şimdiye kadar bu geçitlerin yaklaşık 14 kilometre kadarı keşfedildi, fakat bazı kısıtlamaların yüzünden sadece 4 kilometre kadarı aydınlatılarak halkın ziyaretine açılabildi.
Alisadr mağarasının esas alanı irili ufaklı ve iç içe çok sayıda salondan oluşuyor. Bu alanlar ise koridorların ve kanalların aracılığı ile birbirine bağlanıyor ve bazı salonların yüzölçümü bir kaç yüz metrekare olarak ifade ediliyor. Bazı bölümlerde su seviyesinden yüksekliği 10 metreye bile varan mağaranın tavanı saf kalsiyum karbonat ve başka kimyasal elementlerle karışık çökelti ile kaplı bulunuyor. Öte yandan bu çökeltilerin zamanla damlaya damlaya çok güzel stalaktitleri oluşturduğu gözleniyor. Yine mağaranın tabanında ve suyun olmadığı yerlerde de damlayarak oluşan stalagmitler de göz kamaştıran güzel görüntüler sunuyor.
Alisadr mağarasının suyu yeraltı çeşmeler ve ayrıca su damlacıkları şeklinde tavandan ve duvarlardan mağaranın içine damlayan yağışlardır.
Alisadr mağarası kireçten taş kütlelerinin erozyonu ve içinde küçük deliklerin oluşması ve uzun yılların ardından bu deliklerin birleşmesinden oluşmuştur. Alisadr mağarasının suyu sıcaklık bakımından soğuk su kaynağı sayılıyor ve tatsız ve kokusuz olduğu ve rengi ise çok açık mavi ve çok duru olmadığı söyleniyor, öyle ki bazı yerlerde suyun 10 metre derinliği mağaranın normal aydınlığında ve gözle görülebiliyor.
Alisadr mağarasının iç manzaraları oldukça güzel, havası oldukça hafif ve temiz ve her türlü tozdan ve kirlilikten yoksun ve gayet sakindir, öyle ki mağaranın içinde bir mum yakıldığında mumun alevinde hiç bir hareketlilik görülmez.
Alisadr mağarası dünyanın en uzun sulu mağarasıdır, fakat içi zamanın nasıl geçtiğini asla hissettiremeyecek kadar güzel ve caziptir. Öte yandan bu mağara su kanalları ve içinde kayıkla gezmenin mümkün olması bakımından da dünyanın eşsiz mağaralarından biridir. Dünyada Alisadr mağarasının benzerlerine Fransa’nın Mulis mağarasını ve yine Avustralya’nın Şövalye ve Bukan mağaralarını örnek vermek mümkün.
Evet değerli dostlar, Hemedan eyaletinin Alisadr mağarası dünyanın en büyük sulu mağarası olarak doğal güzellikleri ile de eşsiz bir mağaradır ve devam eden araştırmaların sayesinde her gün yeni bir şaşırtıcı güzelliği ortaya çıkmaktadır. Nitekim mağara uzmanları her yıl bu mağarada yeni bir geçidi keşfediyor ve böylece araştırmalarına yeni yeni sonuçlar eklemeye devam ediyor.
Alisadr mağarasının en güzel bölümlerinden biri ise Bin Kandil adı ile anılan dört bin metrekarelik alanı ile büyükçe bir salondur. Bu geniş salonda stalaktitler ve stalagmitler çeşitli renkleri ve şekilleri ile salonun tabanını ve tavanını baştan başa kaplıyor ve muhteşem bir güzellik sergiliyor.
Alisadr mağarasının görmeye değer bir başka yeri de büyük bir şelaleyi andırdığı için taş şelale şeklinde adlandırılan büyükçe bir kaya parçasıdır. Bu devasa şelale benzeri kaya ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekiyor.
Günümüzde geniş çaplı aydınlatmak, küçük kayıklar ve diğer imkanların varlığı Alisadr mağarasını gezmeyi kolaylaştıran imkanlardır. Bundan başka bu güzel mekanı gezmeye gelen turistler için bölgede konaklama imkanları da tedarik görüldüğü anlaşılıyor. Bu sayede her yıl yarım milyon kadar yerli ve yabancı turist Alisadr mağarasını ziyaret ediyor.
Özetle Alisadr mağarasını varlık alemini yaratan yüce Allah’ın en güzel eserlerinden birini bu mekanda yarattığı söylenebilir. Alisadr mağarası on yıl önce İran’ın doğal mirasları listesinde 23. eser olarak kayda geçmiştir.