Şubat 07, 2019 13:02 Europe/Istanbul

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei şöyle diyor: Biz bilime ve araştırmaya ihtiyacımız vardır. Bilim alanında ne kadar ilerleyecek olursak yine de fazla sayılmaz. Ben bunu yıllardır söylüyorum ve hamd olsun ilerleme de kaydettik.

Bilim ve teknoloji her ülkenin ilerlemesi ve kalkınmasında önemli etkenlerden sayılır. İran’da da İslam inkılabı zafere kavuştuktan sonra Pehlevi rejimi döneminde bilim ve teknoloji alanlarındaki geri kalmışlığın telafi edilmesi ve ülkenin bilimsel konumunun gelişmesi ve iktisadi ilerleme ve kalkınma için gerekli zeminin hazırlanması için çaba harcandı. Nitekim İran’ın yeni nizamı, ilim ve bilime büyük önem veren İslam’ın yüce tealimi temelinde şekillenmiştir.

Gerçi Saddam rejimi ve Batılı hamilerinin İran’a sekiz yıllık savaş dayatmaları ve iktisadi ve ilmi yaptırımların uygulanması işin başında İran’ın bilim ve teknoloji alanlarında ilerlemesini yavaşlattı, fakat savaştan sonra bilimsel ve teknolojik kazanımlar bir biri ardı sıra görücüye çıkmaya başladı ve İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin teşvikleri ile ülkenin bilimsel ilerlemeleri büyük ivme kazandı. Ayetullah Hamanei bu konuda şöyle diyor: Biz bilime ve araştırmaya ihtiyacımız vardır. Bilim alanında ne kadar ilerleyecek olursak yine de fazla sayılmaz. Ben bunu yıllardır söylüyorum ve hamd olsun ilerleme de kaydettik.

Bugün İran İslam Cumhuriyeti bölgede ve dünya genelinde seçkin ilmi konumdan yararlanıyor ve Batılı devletlerin kendi tekellerinde tuttukları birçok karmaşık teknolojileri çözmüş bulunuyor.

Kuşkusuz bilim ve teknoloji alanlarında uzman insan gücü olmadan ilerlemek mümkün değil. Bu yüzden İran İslam Cumhuriyeti 1979 yılında kurulduğu ilk günlerden itibaren okullar ve üniversitelerin düzeyinde eğitimi derinleştirmeyi gündemine aldı ve son kırk yılda da bu alanda büyük kazanımlar elde etti.

Bu uğurda ilk adımı, İran İslam Cumhuriyeti nizamının kurucusu İmam Humeyni -ks- attı ve toplumda cahillikle mücadele doğrultusunda okuma yazma seferberliği ilan ederek okuma yazma hareketi kurumu adında bir kurumun temelini attı. Bu kurum ülke genelinde okuma yazma seferberliğini başlattı ve sonuçta İran’da okuma yazma oranı yüzde 47’lerden yüzde 90’ların üzerine çıktı. Bundan başka İran’da okulların sayısı ve eğitim imkanlarında da büyük artış kaydedildi ve okul sayısı 48 bin okuldan 107 bin okula yükseldi, böylece bugün İran’da 14 milyon öğrenci için daha uygun bir ortamda ilim ve bilim öğrenme zemini hazırlandı.

Bugün İran’da ortalama eğitim alma yıl sayısı inkılaptan önce 2.3 yıldan şimdi yaklaşık 10 yıla yükseldi. Şimdi her İranlı çocuk en az 14 yıl eğitimine devam etme umudunu taşıyor.

Genel bir değerlendirmede, İran İslam Cumhuriyeti’nde eğitimin niteliği ve niceliği de önemli bir gelişme kaydederek başta UNESCO olmak üzere uluslararası örgütlerin takdirini topladı.  Burada İran’ın yüksek eğitim alanında ilerlemeleri ilk, orta ve lise seviyelerindeki ilerlemelerinden de daha iyi olmuştur, öyle ki İran’da üniversite sayısı Pehlevi dönemine kıyasla 11 kat artışla 2570 üniversiteye yükseldi. Bu üniversitelerde hali hazırda yaklaşık 4 milyon öğrenci eğitim görüyor. Oysa inkılaptan önce İran’da öğrenci sayısı sadece 170 bin civarındaydı. Bu arada yüksek eğitimli insan gücü sayısının artması da ülkeye çeşitli alanlarda daha hızlı bir şekilde ilerlemesine zemin oluşturdu.

İran’ın İslam inkılabından sonra bilimsel ilerlemesi de takdire şayan düzeyde oldu, öyle ki İran bu bakımından dünyada 13. sıraya yerleşti. İran’ın son kırk yılda bilimsel ilerleme hızı dünya ortalamasının 11 katı oldu ve böylece dünyada birinci sıraya yerleşti. Yine İslam işbirliği teşkilatına bağlı ISESCO da İran İslam ülkeleri arasında bilimsel açıdan birinci sırada yer aldığını açıkladı.Bir ülkenin bilimsel seviyesini gösteren kriterlerden biri, o ülkenin araştırmacılarının bilimsel muteber dergilerde yayımladıkları makale sayısıdır. ISI bilimsel enformasyon müessesesinin raporuna göre İran’ın bu tür makalelerinin sayası inkılabın başından bu yana 2016 yılına kadar 69 kat artış kaydetti. Bundan başka İran’ın muteber bilimsel dergilerde kayda geçen belge sayısı da 47 bini belgeyi aştı. Bu veriler İran İslam Cumhuriyeti’de oluşan uygun ortamın ülkeyi bilim ve teknoloji bakımından seçkin konuma taşıdığını gösteriyor.

İran’da İslam inkılabından sonra bilim ve araştırmaya verilen önceliğin bir başka getirisi, İranlı gençlerin çeşitli bilimsel olimpiyatlarda parlamalarıdır. İranlı öğrenciler yıllardır matematik, fizik, kimya, bilgisayar, biyoloji, nücum ve diğer bilimsel olimpiyatlara katılarak bu olimpiyatlarda birer yıldız gibi parladılar. İran İslam Cumhuriyeti 1987 yılında katılmaya başladığı olimpiyatlarda şimdiye kadar 700 madalya kazandı ve dünyanın ilk on başarılı ülkesi arasına yerleşti.

Tıp bilimi de her ülkenin bilimsel ilerlemesinin göstergelerinden biridir zira bu bilim insanların sağlığı ile ilgili bir bilim dalıdır. İran İslam Cumhuriyeti de kırk yıllık ömründe halkın sağlık seviyesini geliştirmek ve özellikle ülkenin mahrum bölgelerine sağlık hizmetlerini götürmek üzere büyük çaba harcadı ve harcadığı çabaya göre da parlak sonuçlar elde etti. Hali hazırda İran’da tıp alanında da bilim üretme hacmi inkılaptan önceki döneme oranla 75 kat arttı ve İran bu bakımdan dünyada 17. ve Ortadoğu bölgesinde birinci sıraya yerleşti.

İnkılaptan önce Pehlevi rejimi döneminde İran’da sadece 10 bin hekim faaliyet yürütüyordu ve bu yüzden İran başka ülkelerden hekim ithal etmek zorunda kalmıştı. Ancak şimdi ülkenin hekim sayısı 12 kat artarak 117 bine yükseldi. Bu hekimlerden 43 bini pratisyen doktor ve 40 bini uzmen hekimlerden ve 20 bini de diş hekimlerinden oluşuyor. Kuşkusuz bunca sayıda hekimi yetiştirmek tam donanımlı üniversiteler ve bilimsel merkezler olmadan mümkün değildir. İran’da inkılaptan önce sadece 7 tıp fakültesi 700 öğrenci ile faaliyet yürütürken, halihazırda 200 bin tıp öğrencisi 60 tıp üniversitesi ve fakültesinde eğitimine devam ediyor. Bu rakamlar da İran’da tıp alanında son kırk yılda büyük bir sıçrama yaşandığını gösteriyor.

Bir ülkenin sağlık alanında ilerlediğini gösteren endekslerden biri yaşam umudu endeksidir. İran’da İslam inkılabının zaferi üzerinden kırk yıl geçtiği bir sırada İran halkı arasında yaşama umudu 77 yıla yükseldi, ki bu da inkılaptan önceki döneme oranla 23 yıl artış kaydediyor.

Yine sağlık hizmetlerinin yükselmesi yüzünden İran’da doğan bebekler artık ölmüyor ve bu oranın yüzde birin altına düştüğü belirtiliyor. Buna göre dünya sağlık örgütü de şimdiye dek iki kez İran İslam Cumhuriyeti’ni takdir etti.

Bundan başka İran’da bebekler dünyaya geldikten sonra bakımları da ciddi bir şekilde takip ediliyor. Hali hazırda İran’da aşılama kapsamı yüzde yüz seviyesine ulaşmış bulunuyor ve çocuk felçi ve kızamık ve çiçek gibi hastalıkların tamamen kökleri kurutulduğu anlaşılıyor. Dünya sağlık örgütü de bu bağlamda İran İslam Cumhuriyeti’nin dünyanın en üstün ülkeleri arasında yer aldığını açıkladı. İran İslam inkılabından sonra geçen kırk yılda İran halkı ister kentlerde ister köylerde yaşasın, sağlık hizmetlerinden çok kolay ve çok ucuz fiyatlarla yararlanıyor, oysa hali hazırda sağlık hizmetlerinin bedeli başka ülkelerde bazen İran’ın on katı kadar olabiliyor. Bundan başka İran’ın tüm kentlerinde hastane bulunuyor, oysa inkılaptan önce kentlerin sadece yüzde 37 kadarı hastanesi vardı. Yine İran’ın 20 bin köyünde açılan sağlık ocaklarında 35 bin sağlık hizmetleri teknisyenleri halkın sağlık durumu ile ilgileniyor.

İran’da son kırk yılda tıp alanında yaşanan gelişmeler karmaşık ameliyatların yapılması ve yeni ilaçların üretilmesinde de onur verici getirilere zemin hazırladı. İran organ nakli alanında bölgede birinci ve dünya genelinde beşinci sıraya yerleşti. İran ayrıca ilik nakli bakımından da İtalya’dan sonra ikinci sırada ve kısırlık tedavisinde de dünyada üçüncü sırada yer alıyor.

İran ilaç üretiminde de büyük ilerleme kaydetti, öyle ki bugün ihtiyacı olan ilaçların yüzde 97 kadarını üretiyor ve dünyanın birçok ülkesine ilaç ihraç ediyor. İran yeni biyolojik ilaçların üretiminde de Asya genelinde dördüncü sırada yer alıyor. Bu ilaçlar genellikle kanser türleri ve MS hastalığı gibi tedavisi zor olan hastalıkların tedavisinde kullanılıyor.

Özetle İran İslam Cumhuriyeti İslam inkılabından sonra kendi halkına sunduğu tıbbi hizmetlerde büyük ilerleme kaydetmenin yanında bölgede de sağlık turizminin önemli merkezlerinden birine dönüşmüş bulunuyor.

Etiketler