Mayıs 17, 2019 18:37 Europe/Istanbul

Bugünkü bölümümüzde çocukların ağır işlerde çalıştırılmaması gerektiği hakkı ile ilgili konuşacağız.

Çocuklar tüm toplumların en kırılgan kesimleridirler. Bu kesim birçok sorun ve zorlukla karşı karşıyadır. Zor ve ağır işler, ruhsal ve fiziksel şiddetler, cinsel tecavüze uğramak ve uygun eğitim ve öğretim imkanlarından yararlanmamak çocukların karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardandır. Çocukları korumak ise hükümetlerin ve ebeveynlerin belli başlı görevlerindendir. Bu koruyucu hakların birisi de çocukların ağır işlerde çalıştırılmamasıdır.

Çocuklar hayatlarına devam etmek için delikanlılık döneminden itibaren bazı işlerde çalışıp maharet elde etmeleri gerekiyor.  Bu ise çocuğun bir işte maharet elde edip bağımsız olup topluma girmeye hazır hale gelme hakkıdır. Ancak bir tarafta da çocukların zor işler ile uğraşması ve ruhsal ve fiziksel açıdan zarar görmeleri de Uluslararası Çocuk Hakları Konvansiyonu bakış açısından kabul edilmeyen bir gerçektir.

Bu konu ile ilgili temel kavramlardan biri olan çalışan çocuklar kavramının tanımını yapmak yerinde olacaktır. Çalışan çocuk, sürekli çalıştırılan çocuklara verilen addır. Bu sürekli çalışmaktan dolayı ise bu gruba giren çocuklar, okula gitmeye hatta çocukluk dönemini doğru dürüst yaşamaktan bile mahrum kalırlar. Bu meseleden dolayı onların ruhsal ve fiziksel açıdan tehdit altında olduğu söylenebilir.

Birçok ülkede ve uluslararası kurumda çocukların çalıştırılması bir tür istismar olarak tanımlanmaktadır. Ancak çalışan çocuklar dünyanın her yerinde görülmektedir. Bu gruba giren çocuklar, fabrikalar, maden ocakları, tarlalarda, fuhuşta, ebeveynlerinin işlerinde, özel işlerde veya standart olmayan işlerde görülmektedir.

Çalışan çocukların kabul edilmeyecek şekilleri ise onların askeri ve fuhuş amacı ile çalıştırılmalarıdır. Daha az tartışmaya yol açan ve kimi zaman da bazı sınırlandırmalara rağmen yasal sayılan alanlar da okulların tatil olduğu dönemlerde çocukların mevsimsel olarak  tarlalarda çalışması, okul saati dışında oyunculuk ve şarkıcılık yapmalarıdır.

Aslında çalışan çocuklar farklı şekilleri ile beraber tarih boyunca hep var olmuşlardır. Ancak okuryazarlığın yaygınlaşması, sanayileşme sürecindeki çalışan koşullarının değişmesi ve çalışma hakları ve çocuk hakları gibi kavramların ortaya çıkması ile bu konu ciddi bir şekilde eleştirilmeye başlanıp gündeme taşındı. Bütün bunlara rağmen günümüzde okulu terk etme yaşı az olan bölgelerde çalışan çocukların sayısı da hala yüksektir.

Dünyanın farklı noktalarında, çalışan çocuklar, özel koruyucu kanunların ya hiç olmaması ya da muğlak olmasından dolayı, hükümetin sosyal koruyucu girişimleri hayata geçirilmemesinden dolayı, zor ekonomik ve sosyal koşullar altında yaşadıklarından dolayı, uygun olmayan bölgelerde uzun saatlerce çalışmak zorunda kalan çocuklara verilen addır. Uluslararası Çalışma Örgütünün istatistiklerine göre 5 ila 14 yaşlarında bulunan 250 milyon çocuk dünyanın dört bir yanında çalışmaktadır. Bunlardan 120 milyonu tam zamanlı olarak çalışmaktadır. Çalışan çocukların yüzde 41'i ise Kuzey Afrika'da yüzde 21'i de Asya ve Latin Amerika'da çalıştırılmaktadır. Tabii çalışan çocuklar ile ilgili başka istatistikler de mevcuttur.

Çalışan çocuklar, beslenme ve sağlık bakımından çok tehlikeli ve zor bir durum yaşamaktadırlar. Bu çocuklar, hırsız, uyuşturucu ve fuhuş çeteleri için rahat bir lokma sayılırlar. Bu çocukların eğitim ve öğretim imkanlarından da yararlanamaması, sağlıklı bir yaşamda onların başka çocuklar ile rekabet etmesini de engellemektedir.

Genel olarak çalışan çocuklar uygun olmayan duygusal ve hayat koşullarından dolayı, hassas ve kırılgan bir ruh yapısına sahipler. Bunlar yaşıtlarına göre daha çok tehlikeli koşullar altında yaşamak zorundadırlar. Bu sebepten ötürü bu çocuklara karşı ilgisizlik ve kayıtsızlık, onların bilinçaltındaki kızgınlığının kurumsallaşmasına yol açacaktır. Böyle çocuklar büyüyünce doğal olarak toplumda anomalileri de beraberlerinde getirecekler.

Çocukları çalışmaya zorlayan en önemli sebepler, yoksulluk, avarelik, okuma yazmasızlık, anne veya babanın ölümü veya devamlı olmaması, çocuklar ve yetişkinlerin ücretleri arasındaki fark ve kimi köylerdeki geri kalmışlık ve aile fertlerinin fazla olmasıdır. İnsan Hakları Komisyonu araştırmalarına göre ise çocukları ağır işlerde çalışmaya zorlayan en önemli sebep ekonomik yoksulluktur.

Buna paralel olarak şehirlerde ağır işlerde çalışmakta olan kimi çocuklar da, ekonomik sorunlar, savaş veya göçten dolayı ağır işler yapmak zorunda kalmışlardır. Bu çocukların dediğine göre ailelerinde gelirli birinin bulunmaması veya babalarının engelli olması onları bu ağır işlerde çalışmaya zorlayan nedenlerdir. Ağır işlerde çalışan çocukların çoğu eğitim ve öğretim imkanlarından mahrumdurlar. Ancak gündüzler okula veya mektebe giden çocuklar, gece geç saatlere kadar çalışmak zorundadırlar. Bu çocuklar, cinsel tecavüze uğrama ve kaçırılma gibi büyük tehlikeler ile karşı karşıyadırlar. Bu çocukların ağır işler ile uğraşmaları ise ailelerinin yoksulluklarının azalmasına neden olmamasının yanı sıra tam tersi ailenin daha da fakirleşmesine yol açıyor. Çünkü zaten bu çocuk, eğitim fırsatlarını kaçırmakla beraber ağır işlerde de çalışmak zorunda kalmıştır.

UNİCEF ise çocuklara uygun işler ile ilgili şöyle bir açıklamaya yer vermiştir:" Çocuğu aşırı derecede yormayan ve ziyana yol açmayan iş, onun fiziksel ve ruhsal gelişmesini ve güçlenmesini sağlayan iş, çocukların çalışabileceği işlerdir. Bu çalışma onun eğitimine ve eğlenmesine zarar vermemelidir. "

UNİCEF'e göre çocuklara uygun işler de mevcuttur; bunun da istismar anlamı taşımadığını düşünüyor. Bu kuruma göre, küçük yaşlarda tam zamanlı olarak çalıştırılmak, gündelik çalışma saatinin uzun olması, fiziksel, ruhsal veya sosyal olarak dayanılamayacak baskılar, sokakta uyuma ve sokakta çalışma, yetersiz maaş, eğitimi engelleyen çalışma, çocuğun kişiliğine ve vücuduna zarar veren işler, çocukların köle gibi çalıştırılması ve cinsel istismara sürüklenmesine yol açan işler, çocukların çalıştırılması yasak olan alanlardır.

Uluslararası Çocuk Hakları Konvansiyonu'nun 32'inci maddesinde ise şöyle bir açıklama yer almıştır:" Konvansiyona taraf olan ülkeler çocukları her türlü ekonomik istismara, eğitim sürecine, sağlık, ruhsal, fiziksel, manevi, ahlaki ve sosyal gelişimi alanına çocuğa zarar veren işlerde çalıştırılmasına karşı korunması hakkını tanımışlardır.

Ayrıca konvansiyona taraf olan ülkeler bu maddeyi uygulamak için gereken, yasal, sosyal, eğitimsel ve yürütme yükümlülüklerini yerine getireceklerini garanti altına almalıdırlar. Başka uluslararası belgelerde de yazıldığı gibi çocukların çalışması ile ilgili şunlara de dikkat edilmelidir:

-Çalışmak için gereken asgari yaşın belirlenmesi

-Çalışma koşulları ve saatlerinin belirlenmesi ile ilgili yasaların onaylanması

-bu maddelerin uygulanmasını garanti altına almak için belirli cezaların belirlenmesi

Söz konusu maddelerde çocuğun asgari yaşı ve çalışma koşullarına özel bir yer ayrılarak hükümetlerden çocuğa zarar verecek her hangi çalışma şeklini engellemesi istenmiştir.

Anılan maddelerde ayrıca üye ülkelerin başka uluslararası belgelere de dikkat edilmesi gerektiği hatırlatılmaktadır.

Dünya Çalışma Örgütü'nün önerileri ve konvansiyonları, çocukların çalıştırılmasını yasaklayan en önemli uluslararası belgelerdir. Dünya Çalışma Örgütü 1919 yılından bugüne çocukların çalışması ile ilgili birkaç sözleşme hazırlamıştır. Bu konvansiyonlar arasında şunlara değinebiliriz:

1919'da onaylanan Asgari yaş ile ilgili 5 numaralı konvansiyon: Bu belgede 14 yaş altında olan çocukların endüstriyel bölgelerde çalıştırılması yasak ilan edilmiştir.

1919'da onaylanmış Gençlerin  Gece Vardiyasında Çalıştırılması ile ilgili 6 numaralı konvansiyon: Bu belgede 18 yaş altında gençlerin endüstri alanında çalışmasını yasaklamıştır. Ancak olağanüstü hallerde toplumun yararına olduğu sürece 16 ila 18 yaş arası gençler bu sektörde çalıştırılabilir. Bu konvansiyon 1921 yılında zorunlu olarak yürürlüğe geçmiştir.

1920 yılında onaylanan Denizcilikte Asgari Yaş 7 Numaralı Konvansiyonu: Bu belgede çocukların denizde çalışması için asgari yaşın belirlenmesi konu edinmiştir. Bu belgeye göre 14 yaş altında olan çocuklar denizcilikte çalıştırılmamalıdır.

1921'de onaylanan Tarımcılıkta Asgari Yaş 10 numaralı konvansiyonu: Bu belge 1931 yılında zorunlu olarak hayata geçirildi. İçeriğine göre 14 yaş altında olan çocuklar ister kamu ister özel sektör olsun tarımcılık alanında çalıştırılmamalıdır. Bu belgeye göre tarımsal eğitimler çocuklara ders saatleri dışında verilebilir.

Çocukların çalıştırılması ile ilgili meseleleri konu eden  Uluslararası konvansiyonlar ve belgelerin var olmasına rağmen hala dünyanın bir çok noktasında çalışan çocuklar krizi gözlemlenmektedir.