Mayıs 18, 2019 03:51 Europe/Istanbul

Bu bölümde oruç tutma ve fiziksel ve ruhsal sağlığımız ile ilişkisini ele almaya çalışacağız.

İlahi ziyafet ayı geldiğinde tüm Müslümanlar oruç tutmaya davet edilir. Bu ayda oruç tutmak farzdır. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar ise sabah ezanından akşam ezanına kadar yememek ve içmemekle mükelleftirler. Müslümanlar mübarek Ramazan ayında oruç tutarak rablerine daha fazla şükranlarını göstererek ibadetlerini arttırıp Kur'an tilaveti, dua okumak ve açlık ve susuzluğu tahammül ederek ruhlarını celalandırırlar. Ancak oruç tutma, ruhsal yücelme ve arınmanın yanı sıra fiziksel sağlık ve zindelikte de büyük bir role sahiptir.

Allah Peygamberi Hz. Muhammed saa bu konuda şöyle buyurmaktadır:" Oruç tutun ki sağlıklı kalasınız."

Bulunduğumuz devirde diyabet, MS ve kanser türleri gibi hastalıkların sayısının artması ile sağlık ve beslenme konusuna büyük bir önem verilmektedir. Hali hazırda insanlar spor programlarının yanı sıra sağlıklı ve besleyici bir beslenme programına sahip olmanın sağlıklı yaşamalarında ne denli önemli bir rol oynadığının farkına varmışlardır.

İndsanlar fastfood ve hazır yemeklerin, gazlı kolaların, yağlı ve tuzlu yemeklerin vb. besin maddelerinin zararlı olduğunu anlayarak vejetaryen, ham besin maddeleri yeme ve doğal meyve suları tüketmeye yönelmişlerdir. Bunun yanı sıra su ürünleri ve az tuz içeren yemekler de sofraların olmazsa olmazı haline getirilmek istenmiştir. Böylece daha uzun ve daha sağlıklı bir ömür sürdürmek isteyen çağdaş insan en mükemmel ve en iyi beslenme yönetimini bulmaya çalışıyor. Tabii sağlıklı beslenmenin sağlığımızdaki etkisi inkar edilmez ancak acaba insan vücudu sadece iyi beslenmek ve iyi içmek ile sağlığa kavuşabilir mi? Her daim yemeklerin sindirilmesi ve vücuda yayılması ile uğraşan sindirim sistemi dinlenmeye ihtiyacı yok mu?

Sindirim sistemi, ağızdan tutun da yemek borusu ve mideye kadar her gün yemeklerin sindirilmesi ve vücuda yayılması ve zehrin dışarı atılması ile görevlidir. Bu arada karaciğer, kan, damarlar, hormonlar ve iç salgıbezleri de bu alanda büyük bir rol oynamaktadır. Mübarek Ramazan ayında 30 gün oruç tutma dönemi, insanın sindirim sistemine 11 ay çalıştıktan sonra mola vererek biraz dinlenmesine fırsat sağlar.

Dinlenme başka vücut uzuvları için gerekli ve zaruri olduğu kadar insanın en işlek sistemlerinden olan sindirim sistemi için de hayati ve kaçınılmazdır. Böyle bir dinlenmenin düzenli bir beslenme rejimi sayesinde bir ay süresince gerçekleştirilmesi bizim için inkar edilemez faydaları olacaktır. İşte Ramazan ayı orucu, sindirim sistemimize özellikle de midemize dinlenme imkanı verir. Dönemin doktorları ve ayrıca geleneksel tıp uzmanları da midenin sağlığının insanın genel sağlığında büyük bir rol oynadığına vurgu yapmaktadır. Allah Resulü Hz. Muhammed saa ise bu konu hakkında şöyle buyurmuşlardır:" Mide, her ağrı ve hastalığın evidir. Perhiz ise her tedavinin temelidir. "

Hekimler ise yetmiş küsur hastalığın yemekleri kontrolsüz ve aşırı yemek ve içmekten kaynaklandığını söylüyorlar. Onlara göre bu hastalıkların önünün kesilmesinin en iyi yolu aşırı yemekten sakınmak ve özellikle de oruç tutmaktır. Günümüzde modern tıp bilimi de oruç tutanların menüsünde vücudun ek yağlanmalarının eridiğini, zararlı maddelerin azaldığını, bel ve kalça bölümündeki baskıların azaldığını, kalp ve damarların yanı sıra sindirim sisteminin de dengelendiğini onaylamaktadırlar. Aşırı yemek ve içmek oruç tutma sayesinde dengelenir.

Oruç tutmanın insan sağlığı üzerindeki faydalarından biri de vücudun yeni besin maddesi almamasından dolayı depolanmış rezerv besin maddelerini tüketmesidir. Böylece insan yemek yemeyince vücudunda sıkı bir rejim uygulanır. Vücut canlı kalmak için depoları tüketmeye başlar. Böylece ilk başta karbonhidrat, yağ ve protein depoları tüketilir. Açlık döneminde vücut ek yağlanmalara saldırarak onları tüketmeye başlar ve böylece insanlar kilo vermeye başlar. Bu da oruç tutmanın başka faydalarındandır.

Ölü ve hasta hücreler ve dokular oruç tutma süresince vücuttan uzaklaştırılır ve oruç tutma döneminin ardından tekrar hücreler yenilenmeye başlayıp genç hücreler ve dokular üretilir. Buna esasen kimi doktorlar, oruç tutmayı vücudun tekrar doğması olarak niteleyip oruç tutmanın genç kalma sırrı olarak bilirler.

İranlı araştırmacı, İran-İslam tıp heyetinin üyesi doktor Seyyid Muhammed Musevi orucun insan vücudunun sağlığındaki faydaları hakkında vücudun zehirlerden arınmasına ve vücut tabiatının dengelenmesine değinerek şöyle bir değerlendirmede bulunuyor:"  Yıllık olarak bir ay süresince oruç tutma, uzuvların ve midenin tüm zehirlerini arındırıp vücudun tamamını temizleyerek oruç tutan insanın sağlıklı ve zinde olmasına yol açar.

Dr. Seyyed Muhammed Musevi sözlerine şunları da ekliyor:" Orucun tabiatı sıcaktır. Bu dönemdeki vücudun gevşekliği de zafiyetten dolayıdır. Bu da iftar ve yemek yemekle giderilir."

Dr. Musevi, orucun mizaçlardan veya başka bir deyiş ile vücudun fazlalıklarından olan koyu balgamları erittiğini ve bu erimeden dolayı vücutta sıcaklığın yükseldiğini düşünüyor. Gerçekte oruç her türlü balgamı eritip ortadan kaldırmaktadır.

İranlı doktor Seyyed Muhammed Musevi sözlerinin devamında çok önemli bir noktaya şöyle değiniyor:" Tehlikeli hastalıkların ortaya çıkmasının asıl sebebi kirli kanın damarların ve sindirim sistemine çökmesidir. Oruç tutmak vücuttaki kirlilikler ve fazlalıkların da erimesine yol açar. Gerçekte oruç tutmak, kanser, kalp ve beyin krizi, Alzheimer, Parkinson, MS ve çoğu zor tedavi edilen hastalıkların önlenmesinde büyük bir rol oynayarak bir yıl boyunca vücudunuzun bu hastalıklara karşı direncini arttırır."

Psikologlar da orucun insanın ruhunda bıraktığı olumlu etkileri hakkında ilgi çekici ifadelerde bulunmuşlardır. Psikologların bakış açısından mübarek Ramazan ayında ortaya çıkan açlık ve yememe durumu insanın ruhsal ve psikolojik olarak güçlenmesinde önemli bir role sahiptir. Onlara göre yemekten yoksun kalma, şahsın moralini arttırıp özgüvenini de sağlamlaştırır. Böylece bu şahıs çoğu ruhsal, fiziksel ve yoksunluktan kaynaklanan tehlikelere karşı direnişi artırıp istikrarlı ve özgüvenli bir kişiye dönüşür. Ayrıca bu güçlü morali ile böyle bir kişi, iç ve dış stresler ve baskılar karşısında da kendine yardım edip yanlış ve anormal davranışlardan sakınabilir. Bu yüzdendir ki Müslüman ülkelerde mübarek Ramazan ayında suç ve cinayet oranları da ciddi derecede azalır!

Böbrek hastalıkları uzmanı İranlı doktor Ekrem Purşems oruç tutma ve doğru beslenme hakkında şöyle bir değerlendirmede bulunmaktadır:" Ramazan ayında sadece bir öğün yemek yiyen yani sadece iftar vaktinde biraz yemek yeyip bir sonraki iftar vaktine kadar bir şey tüketmeyenler vücutlarının sağlığına zarar verirler. "

Bu uzman oruç tutmanın, yağlı karaciğer sorununun çözümünde yardımcı olacağına değinerek şöyle bir değerlendirmede bulunmaktadır:" Mübarek Ramazan ayı günlerinde insanlar az beslendiğinden dolayı daha rahat bir şekilde kilo verebilirler. Yağlı karaciğer sorunu yaşayanlar ise Ramazan aylarını doğru şekilde geride bırakırlarsa sağlıklarına tekrar kavuşup hatta bu hastalıktan kurtulabilirler. "

Dr. Purşems şöyle bir hatırlatmada da bulunuyor:" Yağlı karaciğer sorunu yaşayanlar imsak ve iftar vaktinde yağlı ve tatlı besin maddelerinden kaçınmalıdırlar. Bu kişiler özellikle iftar vaktinde, ekmek, peynir ve sebzenin yanı sıra türlü meyveler tüketmelidirler. İftar yaptıktan birkaç saat sonra ise hafif bir akşam yemeği yiyebilirler. "

Oruç tutmanın vücudumuza sağladığı faydaları kısa bir şekilde gözden geçirdik. Şimdi de hem sahur hem de iftar yapmanın zaruri olduğunu öğrendik. Bunun yanı sıra iftardan sonra da aşırı yemekten sakınmalıyız. Tabii oruç tutmak tedavi açısından faydalı olmasının yanı sıra bazı hastalıklara da iyi gelmez. Kimi hastalar oruç tutmaya ne kadar istekli olsa da Ramazan ayında doktorlarının tavsiyesi üzerine oruç tutmayabilir.

Hali hazırda ise birçok doktor oruç tutmanın insanın vücudunun sağlığındaki etkisine vurgu yapmaktadır. Zaten orucun bu fonksiyonunu ispatlayacak bilimsel kanıtlar da mevcuttur. Son yıllarda Müslümanların yanı sıra başka insanlar arasında da oruç tutmak ciddi şekilde ilgi odağı haline geldi.

Allahu Teala'dan bu nurani ayda hepimize ibadet tevfiki vermesini ve oruçlarımızın ruhumuzun yücelmesi ve vücudumuzun sağlığının sağlayıcısı olmasını diliyoruz.