Temmuz 13, 2019 12:00 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta Batı Asya bölgesinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin Haşed-ul Şaabi hareketi ile ilgili 10 maddelik bildirisi,

Korsan İsrail’in iç arenasında tırmanan sorunlar,

Yemen savaşında son gelişmeler,

Geçen hafta Batı Asya bölgesinin önemli bazı gelişmeleriydi.

Geçen hafta Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi Haşed-ul Şaabi hareketinin Irak silahlı kuvvetlerine katılması ile ilgili 10 maddelik bir bildiri yayımladı.

Başbakan Abdulmehdi’nin yayımladığı bildiride, Haşed-ul Şaabi hareketine bağlı güçlerin bu ülkede verilen mücadelede önemli rolüne ve bu güçlerin Irak silahlı kuvvetlerinin ayrılmaz bir parçası olduğuna vurgu yapılarak şu ifadelere yer verildi:

Irak silahlı kuvvetlerine hakim olan tüm yasalar Haşed-ul Şaabi güçlerini kapsamakta ve açıkça özel bir hükümle belirlenmediği durumların dışında tüm durumlarda onların hakkında da geçerlidir.

Başbakan Abdulmehdi’nin bildirisinin bir başka bölümünde ise Irak silahlı kuvvetlerine katılmak istemeyen Haşed-ul Şaabi hareketine bağlı güçlerin siyasi teşekküllerin çerçevesinde ve siyasi partilerin gözetiminde faaliyetlerini sürdürebilecekleri kaydedildi.

Aslında Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin 10 maddelik bildirisi Irak parlamentosunun 2016 yılında çıkardığı yasaya uygundur. Ancak muhalif medya organları ve Haşed-ul Şaabi hareketinin varlığına karşı olan muhalif ülkeler Irak Başbakanı Abduhmehdi’nin bu kararından Haşed-ul Şaabi hareketinin imajını zedelemek için yararlanmaya çalıştı.

Bu doğrultuda S. Arabistan’ın El Arabiye TV kanalı Başbakan Abdulmehdi’nin 10 maddelik bildirisini Haşed-ul Şaabi hareketi karşıtı bir bildiri şeklinde göstermek için tüm çabasını harcadı.

El Arabiye kanalı Başbakan Abdulmehdi’nin Haşed-ul Şaabi hareketini Irak silahlı kuvvetlerinin ayrılmaz bir parçası olduğu üzerinde yaptığı vurguya işaret etmeksizin garez-kar bir haber hazırlayarak, Başbakan Abdulmehdi Haşed-ul Şaabi karargahlarını kapatma emrini yayımladığını ileri sürdü.

Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin kararına bu tür tepkiler, Irak’ta başta Haşed-ul Şaabi hareketinin önde gelen liderleri olmak üzere çeşitli siyasi grupların liderleri Başbakan Abdulmehdi’nin kararını olumlu karşıladıkları halde gündeme geliyordu.

Başbakan Adil Abdulmendi’nin Haşed-ul Şaabi hareketi hakkındaki kararını olumlu karşılayan Bedir hareketinin parlamentodaki grubunun sözcüsü Velid Sahlani bir açıklama yaparak, bu meseleyi Fetih ittifakı lideri Hadi Ameri iki yıl önce bir öneri olarak gündeme getirdiğini hatırlattı.

Bedir hareketinin parlamentodaki grubunun sözcüsü Salhani açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Bundan iki yıl önce Fetih ittifakı lideri Hadi Ameri böyle bir konuyu gündeme getirmişti ve önerisinde Haşed-ul Şaabi hareketinin kuruluşu yönündeki değerli fetvayı takdir ederek, bu hareketin istisna rolü ve bayraktarlığı ve ülkenin güvenliğinin güvencesi olduğuna vurgu yapmıştı, nitekim eğer Haşed-ul Şaabi olmasaydı, IŞİD terör örgütüne karşı zafer gerçekleşmeyecekti.

Irak Nuceba hareketi icra konseyi Başkanı Nasr El Şemri de şöyle dedi: Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin Haşed-ul Şaabi hareketi hakkındaki emrinin bir bölümü geçmişte uygulanmıştı. Haşed-ul Şaabi tugayları Irak başkomutanlığının emirlerine göre hareket ediyor. Haşed-ul Şaabi hareketine bağlı hiç bir güç yüksek komutanların onayı olmaksızın  hiç bir yerde konuşlanmamıştır. Ülkenin vahdetini ve siyasi sürecini destekleyen en büyük güç, direniş gruplarıdır.

Irak’ın Sadr hareketi lideri Muktada Sadr da Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin Haşed-ul Şaabi hareketi hakkındaki kararına destek verdiği twitter hesabında, başbakanın bu önemli konu ile ilgili emri güçlü bir devlet olma yolunda atılan ilk adım olduğunu kaydetti.

Irak milli hikmet hareketi lideri Seyyid Ammar Hekim de bir açıklama yaparak şöyle dedi:

Silahların devletin tekelinde bulunması ve askeri ve güvenlik kurumlarının siyasileşmesinin önlenmesi ve bu kurumları milli bağlardan başka her türlü bağımlılıktan uzak tutmak, hükümetin uygulaması gereken önceliklerden biridir, nitekim bu yönde söz de verilmiştir.

Gözlemciler, Haşed-ul Şaabi hareketine bağlı güçlerin Irak silahlı kuvvetlerine katılmaları bu teşkilata yeni ve yasal bir kimlik kazandıracağını ve teşkilata karşı dış baskıların hafiflemesine vesile olacağını belirtiyor.

Batı Asya meseleleri uzmanı Saadullah Zarei ise Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin kararına destek vererek, bu karar Haşed-ul Şaabi hareketine bağımsız bir kimlik kazandıracağını, hareket böylece güvenlik ve askeri alanlardan başka ülkenin diğer alanlarında da rol ifa edebileceğini belirtiyor.

Bilindiği üzere Haşed-ul Şaabi hareketinin temeli Haziran 2014’te ve Şia Müslümanların büyük alimlerinden Ayetullah Ali Sistani’nin fetvası ile atıldı. Tekfirci IŞİD terör örgütünün o günlerde Irak topraklarına saldırması ve bazı bölgeleri işgal etmesi, Ayetullah Sistani’nin bu fetvayı vermesi ve Irak halkını seferber etmesinin sebebiydi. Haşed-ul Şaabi hareketi böylece Irak devleti ve milletinin tekfirci IŞİD teröristleri ile mücadelede seçkin rol ifa etti.

Geçen hafta işgal altındaki Filistin gelişmelerine Etiyopya kökenli Yahudilerin protesto eylemleri, İsrail askeri istihbaratının özel operasyon komutanının istifası ve ayrıca siyonist rejimin bütçe açığının yüzde 108 artış kaydettiği haberi damgasını vurdu.

Geçen hafta işgal altındaki Filistin’e getirilen Etiyopya kökenli Yahudiler Hayfa kentinde düzenledikleri protesto eylemi ile Netanyahu kabinesini zor durumda bırakarak yeni bir sıkıntı ile karşı karşıya getirdiler. İşgal altındaki Filistin’e göç ettirilen Etiyopyalı Yahudilerin protesto eylemlerinin görecede sebebi, siyonist rejim polisinin 19 yaşındaki Etiyopyalı bir genci öldürmesiydi. Ancak bu eylemlerin esas sebebi, Tel aviv rejiminin Etiyopya kökenli Yahudilere yönelik ayrımcılığı ve ırkçılığından ibaret olduğu belirtiliyor.

Verilere göre işgal altındaki Filistin’de yaşayan nüfusun en az 130 bin kadarını Etiyopya kökenli Yahudiler oluşturuyor. Ancak bu kesimin yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor, ki bu oran işgal altındaki Filistin’de yaşayan diğer kesimlerin 3.5 katı kadardır. Bundan başka İsrail polisi de Etiyopyalı Yahudilere karşı şiddet uyguluyor, öyle ki son altı ayda iki Etiyopyalı genç İsrail polisi tarafından öldürüldü. Bu arada katillerin beraat etmesi Etiyopyalı Yahudilerin İsrail kabinesini protesto etmelerini şiddetlendiren etken oldu.

Geçen hafta işgal altındaki Filistin’de yaşanan önemli bir gelişme, İsrail ordusu askeri istihbaratı özel operasyon komutanının Kasım 2018’de Han Yunus’ta düzenlenen operasyon sırasında İzzeddin Kassam tuygaylarının üst düzey komutanlarından birine yönelik düzenlenen suikast macerasında başarısız olduğu için istifa etmesiydi. Korsan İsrail’in dönem savaş Bakanı Avigdor Liberman da Kasım 2018’de Gazze şeridinde ateşkes anlaşması kabul edildikten sonra görevinden istifa etti ve böylece İsrail kabinesinin çökmesine sebebiyet verdi.

Siyonist rejimin bütçe açığının cari yılın ilk yarısında yüzde 108 artış kaydettiği haberi, işgal altındaki Filistin’in bir başka önemli gelişmesiydi. İsrail maliye bakanlığının verilerine göre bu rejimin bütçe açığı geçen yılın yarısında 2.2 milyar dolarken, 2019’un ilk yarısında 6 milyar dolar sınırını aştı. İsrail bakanlar konseyi bir kaç gün önce bakanlıkların bütçeleri azaltılarak bütçe çağının 333 milyon dolarının kapatılmasını onayladı.

Bu arada Fitch derecelendirme kurumu bir rapor yayımlayarak, İsrail yeni seçimlere gittiği için 2020 yılında bütçe açığını önlemek için ciddi tedbirleri uygulayamayacağını ve bu da cari yılın mali uygulamalarını etkilemesini zorlaştırdığını belirtti.

Geçen hafta Yemen ordusu ve halk güçleri defalarca S. Arabistan’ın güneyinde yer alan Ceyzan ve Abha havaalanlarına İHA operasyonu düzenledi. Ceyzan ve Abha havaalanlarına düzenlenen İHA operasyonları bu havaalanlarında bazı uçak seferlerinin iptal edilmesi veya uçuş programlarının değiştirilmesine yol açtı. Bu bağlamda Riyad havaalanında Ceyzan havaalanına gelmekte olan bir yolcu uçağı Cidde havaalanına doğru yön değiştirmek zorunda kaldı. Yine bazı havaalanlarından Abha ve Ceyzan havaalanına yapılan uçak seferleri de iptal edildi.

Yemen ordusu ve halk güçleri geçen Çarşamba günü S. Arabistan’a ait bir casus İHA’yı bu ülkenin güney sınırlarında düşürdü.

Yemen silahlı kuvvetleri sözcüsü General Yahya Sari, İHA operasyonlarının son iki ayda sayısını 36 operasyon şeklinde açıkladı. General Sari, 21 İHA operasyonunda Suud rejiminin askeri tesisleri hedef alındığını, 10 İHA operasyonu Abha havaalanı, 7 İHA operasyonu da Ceyzan havaalanı, 3 İHA operasyonu Necran havaalanı ve bir İHA operasyonu da Hamis Maşit hava üssüne karşı düzenlendiğini ifade etti.

Irak ordusu ve halk güçlerinin askeri sahalarda elde ettikleri zaferler ve ayrıca S. Arabistan ve BAE’nin uğradığı hasarların ardından Katar’ın eski emiri Hamd bin Halife Al-i Sani geçen hafta facebook hesabında bir video yayımlayarak Suud rejimi yıllar önce Yemen’e karşı başlattığı savaşta hiç bir sonuç elde edemediğini belirtti.