Orta Asya ve Kafkasya gelişmeleri
Bültenimizi geçen hafta Orta Asya ve Kafkasya bölgelerinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.
Azerbaycan Cumhuriyeti devlet petrol firması SOCAR’da mali borç krizi,
Rusya lideri Vladimir Putin’in Duma meclisinin Gürcistan karşıtı kararnamesinin uygulanmasına karşı çıkması,
Kazakistan’da hükümet karşıtı protesto eylemlerinin devam etmesi,
Aşkabat yönetiminin TAPI adı ile anılan doğalgaz boru hattında yatırım için yeni yatırımcıları cezbetme çabası,
Geçen hafta orta Asya ve Kafkasya bölgelerinin bazı önemli gelişmeleriydi.
Azerbaycan Cumhuriyeti devlet petrol firması SOCAR’ın yayımlanan 2018 yılı mali raporu, firmanın borçları 10 milyar manata yaklaştığını ortaya koydu. Bağımsız uzmanlar ise bu seviyede borcun çok tehlikeli olduğunu belirtiyorlar. Ancak SOCAR firması basın bürosu Başkanı İbrahim Ahmedov, firmaların borçlu olmaları doğal bir konu olduğunu belirtiyor.
Kuşkusuz Azerbaycan Cumhuriyetinin devlet petrol firması SOCAR’ın borçlarının artması, hem de kâr elde etmiş olmasına karşın, Bakü yönetiminde bazı üst düzey yetkililerinin bu firmada mali yolsuzluk yaptıklarını gösteriyor. Bu arada SOCAR firmasının borçlarının bir bölümü bu firmanın Türkiye’de yüksek riskli yatırımlara kalkışmasından kaynaklandığı belirtilmelidir.
Azerbaycan Cumhuriyeti lideri İlham Aliyev yönetimi son yıllarda Türkiye’de yaklaşık 20 milyar dolar yatırım yaptı. Oysa eğer bu para Azerbaycan Cumhuriyeti ekonomisine yatırım olarak girseydi, birçok işsiz Azeri gence istihdam alanı açılabilirdi.
Son aylarda Bakü medyası, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Türkiye’de inşa ettiği Star adlı devasa modern rafineri hizmete girdiğini iddia etmişti. Aslında Türkiye’de inşa edilen Star rafineriinin tüm sermayesi Azerbaycan Cumhuriyeti devlet petrol firması SOCAR’a aittir. Bu rafinerinin inşaatına 25 Ekim 2011’de,İzmir yakınlarında ve Ali Ağa liman bölgesinde ve Petkim petro kimya tesislerinin yanı başında başlanmıştı.
Azerbaycan Cumhuriyeti devlet petrol firması SOCAR Başkanı Ronak Abdullayev geçen sene firmanın Türkiye’de yaptığı yatırımların hakkında yaptığı açıklamada şu iddiada bulunmuştu:
Bu rafineri tam kapasite ile faaliyete geçtikten sonra ilk beş yılda, her yıl Azerbaycan Cumhuriyeti için 850 milyon dolar getirisi olacak ve daha sonraki on yılda da her yıl 600 milyon dolar kazanç sağlayacaktır. SOCAR bu rafinerinin inşaatı için gerekli olan mali kaynağı temin etmek için yabancı bir mali konsorsiyumdan 2.9 milyar dolar kredi almıştır.
SOCAR Başkanı ayrıca, Türkiye yönetimi yurt dışından ham petrol ithal ettiğini ve ithal ettiği petrolü rafine etmekte birçok yetersizlikle karşı karşıya bulunduğunu, Star rafineriinin hizmete girmesi, Türkiye’nin bu bağlamda birçok sorununu çözeceğini vurguladı.
Kuşkusuz Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Türkiye’de yaptırım yapması, hem de Bakü yönetimi şiddetle yatırım cezbetmeye ihtiyaç duyduğu bir sırada bu işe kalkışması, yanlış bir harekettir. İlham Aliyev yönetimi Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Müslüman halkının iktisadi sorunlarını çözmek yerine Ankara yönetiminin sorunlarını hafifletmeye çalışıyor.
Gerçekte Star rafinerinin ürettiği petrol ürünlerinin esas müşterisi Ankara yönetimi ve Türkiye’nin petrol ve petro kimya firmaları olduğundan, Türkiye’nin milli para biriminin değerinde her türlü yükseliş veya düşüş, İlham Aliyev yönetiminin gelirlerini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu gerçek, Bakü yönetiminin Türkiye’de yatırım yapması, sırf bu ülkenin ekonomisine yardım etmeyi amaçladığını gösteriyor. Ancak Türkiye’nin milil para birimi uluslararası dövizlerin karşısında değer kaybettikçe Azerbaycan Cumhuriyeti devleti bu yatırımlardan uzun yıllar zararlı çıkacaktır.
Rusya lideri Vladimir Putin, Duma meclisinin Gürcistan karşıtı kararnamesinin uygulanmasına karşı çıktı. Putin, Rusya Duma meclisinin Gürcistan devletine ağır yaptırımların uygulanması yönündeki kararnamesine destek vermeyeceğini, zira iki ülke arasında ilişkilerin tam olarak yeniden başlamasını zorlaştıracak bir uygulamaya imza atmak niyetinde olmadığını vurguladı.
Rusya ve Gürcistan arasında zaten gergin olan ilişkiler son günlerde Gürcü halkın Rusya karşıtı protesto eylemleri ve Gürcistan’ın Rustavi 2 TV kanalının Putin’e hakaret etmesinin ardından daha da gerildi.
Gerçekte Tiflis yönetimi yetkilileri geçen hafta Moskova yönetiminden iş birliği ve yardım talebinde bulunduğu bir sıra, geçen hafta Gürcistan’da Rusya karşıtı protesto eylemleri devam ederken, Tiflis’tee bazı medya organları Rusya lideri Putin’e hakaret etmeyi gündemlerine aldı. Rustavi 2 TV kanalı sunucusu Rusya lideri Vladimir Putin’e hakaret etmesinin ardından Tiflis’te bir grup protestocu söz konusu TV kanalının önünde toplanarak sunucunun ihraç edilmesini istedi.
Kuşkusuz Rusya devleti güney Kafkasya bölgesinin küçük bir ülkesi olan Gürcistan’a iktisadi yaptırım uygulaması bu ülkeyi ciddi iktisadi sıkıntılarla karşı karşıya getirirdi. Hatta bazı gözlemciler bu durumda Gürcistan’da kıtlık bile baş gösterebileceğinden söz etmeye başladı.
Rusya Gürcistan devleti ve Gürcü halkın ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü karşılayan devlettir. Yayımlanan son verilere göre yaklaşık 2 milyon Gürcü Rusya’da iktisadi faaliyetlerde bulunuyor ve bu yoldan Gürcistan’daki ailelerinin geçimini sağlıyor. Öte yandan Gürcistan devleti ve milletinin tükettiği ürünlerin büyük bir bölümü Rusya tarafından karşılanıyor. Bu ihtiyaçların arasında Gürcü halkın tükettiği gıda maddeleri de yer alıyor.
Bu arada Rusya halkı Gürcistan’a seyahat düzenlenen en önemli turistler sayılır. Gerçekte Gürcistan devletinin turizm sektöründen elde ettiği gelirin büyük bir bölümünü Rus turistler karşılıyor.
Bu gerçeklerden hareketle Rusya lideri Putin’in Gürcistan’a yaptırım uygulama kararını onaylaması durumunda bu ülkenin zaten kötü durumu daha da kötüleşmesi ve Tiflis yönetiminin duruma hakimiyetini kaybetmesi kaçınılmaz olurdu.
Türkmenistan yönetiminin bu ülkeden Afganistan ve Pakistan üzerinden Hindistan topraklarına uzanan doğalgaz boru hattı TAPI projesine yabancı sermaye cezbetme yönündeki çabaları devam ediyor. bu çabaların doğrultusunda Aşkabat yönetimi Bahreynli bazı firmaları, Türkmenistan, Afganistan, Pakistan ve Hindistan’ın ortak projesi olan TAPI projesine yatırım yapmaya çağırdı
çabaların doğrultusunda Aşkabat yönetimi Bahreynli bazı firmaları, Türkmenistan, Afganistan, Pakistan ve Hindistan’ın ortak projesi olan TAPI doğalgaz boru hattı projesi, Türkmenistan’dan başlıyor ve bu ülkenin topraklarında 147 km katettikten sonra Afganistan’ın Herat, Farah, Hilmand ve Kandihar eyaletlerinde 735 km uzanarak Pakistan topraklarına geçiyor. TAPI projesi Pakistan topraklarında 800 km katettikten sonra Kuveyte eyaletinden Puncab eyaletine ve oradan da Hindistan’ın Fazilka bölgesinde noktalanıyor.
Uzmanlar, Aşkabat yönetimi ürettiği enerjinin ihracatı için alternatiflerini çeşitlendirmek istediğini ve bu yüzden TAPI projesi Türkmenistan için büyük önem arz ettiğini belirtiyor.
Kuşkusuz TAPI projesi gerçekleştiği takdirde Türkmenistan, bu ülkeden satın aldığı doğalgazın fiyatını bizzat belirleyen Çin’e olan bağımlılığından kurtulacak ve enerjisini satmak üzere yeni piyasalara ulaşacaktır
Ve son olarak geçen hafta Kazakistan polisi, Almatı kentinde hükümet karşıtı protesto eylemi düzenleyen onlarca protestocuyu gözaltına aldı. Kazakistan yetkilileri bundan önce bu tür eylemleri illegal ilan etmiş ve protestoculara karşı koyacağını duyurmuştu.
Bu çerçevede haber kaynakları Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’da ve yine Çimkend, Karagandi ve Ural kentlerinde onlarca protestocu gözaltına alındığını duyurdu.
Kazakistan’da hükümet karşıtı protesto eylemleri, siyasi çevreler başta Batılı devletler olmak üzere dış odakların bu eylemlerin perde arkasında yer aldıklarını ve başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin Kazakistan devletinde Rusya taraftarı güçlerin konumunu zayıflatmaya çalıştığını ifşa ettikleri bir sırada gündeme geliyor.
Batılı devletler ayrıca bu doğrultuda Rusya devletini Kazakistan kamuoyunda kötülemeye ve her ne pahasına olursa olsun, Rusya’yı Kazakistan’ın siyaset arenasından silmeye çalışıyor.
Gerçek şu ki Kazakistan’da eski Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev geçen 20 Mart tarihinde istifa ettiğini açıklamasından sonra bu ülkenin çeşitli kentleri hükümet karşıtı protesto eylemlerine sahne oldu.
Nur Sultan Nazarbayev’in beklenmedik bir kararla istifa ettiğini açıklamasından sonra ise Kasım Comart Tokayev düzenlenen seçimlerde yüzde 70 oy oranı ile bu ülkenin yeni Cumhurbaşkanı seçildi.
Ancak Tokayev’in cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 70 oranında oy kazanmasına karşın, hamilerinin hükümet karşıtı protesto eylemlerine hiç bir tepki vermemeleri dikkat çekiyor. Nitekim bu konu, Tokayev’in yüzde 70’lik oy oranı hakkında bazı kuşkuları uyandırdığı anlaşılıyor.