Batı Asya gelişmeleri
Bültenimizi geçen hafta Batı Asya bölgesinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.
Kuzey Irak yerel yönetiminde yeni kabinenin göreve başlaması,
Katar emiri Şeyh Tamim’in ABD ziyareti,
Bahreyn’de yaşanan son gelişmeler,
Amerika yönetiminin bazı Lübnanlı parlamenterin adını yaptırım listesine alması,
Geçen hafta Batı Asya bölgesinin önemli bazı gelişmeleriydi.
Geçen hafta Kuzey Irak yerel parlamentosu bu bölgenin Mesrur Barzani başkanlığında kurulan yeni kabinesine güvenoyu verdi.
Kuzey Irak yerel kabinesinin 22 Bakanı bulunuyor. Yerel parlamentoda yapılan oylamada 21 Bakan güvenoyu alırken, Başbakan Barzani petrol ve doğal kaynaklar bakanını açıklamadı.
Kuzey Irak yerel parlamentosunda 111 milletvekilinden 88’i Başbakan Mesrur Barzani ve yardımcısı Kubat Talabani’ye güvenoyu verdi.
Mesrur Barzani kabinesi, 1992 yılından bu yana Kuzey Irak bölgesinin 9. yerel kabinesi oluyor. Mesrur Barzani ise ilk kez bu bölgenin Başbakanı ve hükümetin başı oluyor. Hali hazırda bölgenin başkanlığı ve başbakanlığı demokrat partinin elinde bulunuyor. Bundan önce Neçirvan Barzani de geçen ay bölgenin yeni Başkanı olarak atanmıştı.
Bu arada Kuzey Irak bölgesinin yeni kabinesinin öncelikleri demokrat parti, yurtseverler birliği ve Goran partileri ile fikir alış verişinde bulunma şeklinde belirlendi. Bu önceliğin iktisadi, bürokrasi, yönetim ve güvenlik alanlarından oluşan dört önemli alanı kapsadığı belirtiliyor.
İktisadi alanda Kuzey Irak yerel kabinesi iktisadi kaynakları çeşitlendirmeye ve böylece yerel gelirlere bağımlı olmaktan kurtulup yöre halkının geçim sıkıntısını ve özellikle memur maaşlarının ödenmesi gibi sorunların hafifletilmesini amaçlıyor. Erbil’de kurulan yeni kabine ayrıca bürokrasinin hafifletilmesi, yönetimde reform ve bölgenin güvenlik ve istikrarını korumak gibi diğer bazı önceliklere de önem veriyor.
Öte yandan yerel yönetimin bir başka önemli meselesi, Erbil’de kurulan yerel yönetimin Bağdat’taki merkezi yönetimle teamül biçimidir. Geçen hafta kabinesi yerel parlamentodan güvenoyu alan Başbakan Mesrur Barzani, güvenoyu aldıktan sonra yaptığı açıklamada, Erbil’de yeni kabinenin önceliği Bağdat merkezi yönetimi ile güçlü ve yapıcı ilişki kurmaktan ibaret olduğunu, mevcut şartlarda bölgenin bağımsızlığını düşünmediklerini kaydetti.
Geçen hafta Katar emiri Şeyh Tamim bin Hamd Al-i Sani Pazartesi günü Washington’a giderek başta Başkan Trump olmak üzere, Amerikalı üst düzey yetkililerle görüştü.
Katar emiri Şeyh Tamim’in Amerika ziyareti ve ABD Başkanı Trump’la görüşmesi, Katar ile FKİK üyeleri arasında Haziran 2017’de başlayan krizin ardından Amerika’ya yaptığı ilk ziyaret sayılıyor. Bu kriz patlak verdiğinde, ABD Başkanı Donald Trump ilkin Suud rejimine destek vermişti.
Katar emiri Şeyh Tamim’in Amerika ziyareti sırasında iki taraf arasında savunma, enerji, havacılık ve yatırım gibi alanlarda bir kaç anlaşma ve sözleşme imzalandı.
Katar emiri ile Amerikalı yetkililerin arasında gerçekleşen müzakerelerin ana eksenlerinden biri ise, son dönemde Fars körfezinde yaşanan gerginlikti. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile Katar emiri Şeyh Tamim arasında gerçekleşen görüşmede, bölgede tırmanan gerginlik, FKİK üyelerinin birlik olmaları ve İran’ın bölgeyi istikrarsızlaştıran uygulamaları dedikleri durumla mücadele etmeleri gibi konular ele alındı.
Katar emiri Şeyh Tamim’in ABD ziyaretinden sonra bir açıklama yapan Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al-i Sani, iki taraf arasındaki görüşmelerde Katar’ın Amerika ile İran arasında ara buluculuk yapması gündeme gelmediğini belirtti.
Katarlı Bakan, Doha yönetimi Amerika devletinin İran ile savaş istemediğini düşündüğünü, fakat Amerika aynı zamanda yaptırımlarla İran’ı müzakere masasına oturtabileceklerini zannettiğini, fakat mevcut durumun çıkmaz olduğunu, Doha yönetimi İran yaptırım şartlarında asla müzakere masasına oturmayacağına inandığını belirtti.
Geçen hafta Bahreyn, protestocuların Halife rejiminin şiddet uygulamalarına itiraz eylemlerine sahne oldu. Geçen hafta Halife rejimine bağlı bir mahkeme Bahreynli Şii alim Şeyh Muhammed Mazi’yi sırf düşüncesini beyan ettiği gerekçesiyle bir yıl hapis cezasına çarptı. Bahreyn mahkemesi geçen hafta ayrıca 4 Bahreynli çocuğu mesnetsiz iddialarla suçlayarak üç yıl hapis cezasına çarptı.
Bundan başka Bahreyn ağır ceza mahkemesinin 4. şubesi de 11 Bahreynli vatandaşı terör örgütü kurmakla suçladı. Mahkeme beş sanığı onar yıl hapis cezası ve 100 bin dinar para cezasına, iki sanığı beşer yıl hapis cezasına, üç sanığı üçer yıl hapis cezası ve 100 bin dinar para cezasına ve bir sanığı da üç yıl hapis cezasına çarptı.
Öte yandan Bahreynli bir anne geçen Pazar günü Halife rejiminin zindanlarında yatan oğluna sağlık hizmetleri verilmediği için açlık grevine başladı. Halife rejiminin zindanlarında yatan Bahreynli annenin oğlu İlyas El Molla kanser hastası, fakat kendisine tedavi imkanları tanınmadığı için açlık grevine başladı. Bahreynli gencin aileleri ise, İlyas’ın eli bir kaç yerinden kırıldığını ve tedavi edilmediği takdirde sakat kalacağını belirtiyor.
Aslında Halife rejiminin siyasi tutuklulara işkence ve şiddet uygulaması Bahreyn’de kurumsal hale gelen bir konudur. Bahreynli avukat İbrahim Serhan, Halife rejimi merkezi hapishanede yatan tutukluları itiraf almak üzere işkence ettiğini belirtiyor.
Halife rejimi Bahreynli protestoculara yönelik şiddet uygulamalarına devam ederken, uluslararası camianın bu ülkede insan hakları ihlallerine karşı umursamazlığı da aynı şekilde devam ediyor. Bu durum ise, Bahreyn halkını yıldırmaya yetmiyor. Bahreyn halkı 2011 yılından bu yana Halife rejiminin zulümlerine karşı protesto eylemi düzenliyor.
Geçen hafta Amerika hazine bakanlığı Lübnan parlamentosunda bulunan Hizbullah hareketine bağlı Direnişe Vefa kanadı Başkanı Muhammed Rad ve bu hareketin milletvekillerinden Emin Şeri’yi ve yine Hizbullah’ın güvenlikten sorumlu yetkilisi Vafik Safa’nın adını söze terör karşıtı yaptırım listesine aldı.
Ancak Amerika hazine bakanlığının bu kararı Lübnanlı yetkililerin tepkisi ile karşılaştı. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Aun geçen Çarşamba günü Amerika yönetiminden Lübnan parlamentosunda bulunan Hizbullah milletvekillerine yaptırım uygulamaktan vaz geçmesini istedi. Cumhurbaşkanı Aun, Amerika’nın Lübnanlı parlamenterlere yönelik yaptırımları Amerika’nın eski tutumu ile çelişki arz ettiğini, Amerika bundan önce Lübnan ve bankaları para aklama ile mücadele ettiğini onayladığını kaydetti
Lübnan parlamentosu Başkanı Nebih Berri ise Washington yönetiminin bu hareketine gösterdiği tepkide, Amerika’nın Lübnanlı parlamenterlere yaptırım uygulaması Lübnan’ın milli egemenliğine aykırı olduğunu belirterek, uluslararası parlamentolar birliğinden bu makul olmayan harekete karşı gereken tepkiyi vermesini istedi.
Lübnan parlamentosunun Direnişe Vefa kanadı üyesi Ali Feyyaz ise Amerika’nın üç Lübnanlı parlamentere sırf Hizbullah hareketi ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle dayattığı yeni yaptırımlara gösterdiği tepkide, Amerika’nın yaptırımları Lübnan milletine hakaret sayıldığını, Lübnan parlamentosu ve yönetimi ülkenin milli egemenliğine darbe vuran bu tür uygulamalara karşı gerekli tepkiyi göstermesi gerektiğini belirtti
Lübnan hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah da geçen Cuma günü 33 günlük savaşın yıldönümünde El Meyadin kanalına verdiği mülakatta Amerika yönetiminin Lübnanlı milletvekillere yaptırım dayatmasına gösterdiği tepkide, Hizbullah’ın adı 1980’li yıllardan itibaren Amerika’nın yaptırım listesinde yer aldığını, ancak direniş yaptırımların baskısına rağmen daha güçlü olduğunu belirtti.
Nasrullah, şimdi ise Amerika Lübnanlı parlamenterleri yaptırım listesine aldığını, ancak bu karar Lübnan milletine, devletine ve parlamenterlerine hakaret sayıldığını vurguladı.