Kasım 11, 2019 12:08 Europe/Istanbul

Bu bölümde Trump hakkında gensoru açılma duyumları üzerine konuşacağız.

Amerika başkanı Donald Trump Beyaz Saray'a geldiğinden beri Tweetleri, açıklamaları ve kararları ile hep gündemde kalmayı başarmıştır. Onun karakteri, davranışları ve söylemleri öngörülemez olmasının yanı sıra ahlakî ve siyasi davranışları da hep sıradışı olmuştur. Trump söylem ve eylem açısından Amerika'nın en sıradışı cumhurbaşkanlarından sayılır. Son üç yılda ise Trump'ın başkanlık yaptığı dönemde Trump'ın medya organlarının gündeminde olmadığı gün, yok denecek kadar azdır. Aslında Trump Amerika'nın dünyadaki itibarını ciddi şekilde bu davranışları ve açıklamaları ile zedelemiştir. 

Bugünkü sohbetimize New York metrosunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na paralel  olarak asılan bir afiş ile başlamak istiyoruz. "Değerli misafirler, budala şişko başkanımızın eylemlerinden dolayı sizlerden özür diliyoruz! Saygılar Sevgiler!"

Göründüğü gibi Trump Amerika'nın farklı kesimlerinde eleştirilere maruz kalmaktadır. Bu çerçevede onunla yıllar boyunca çalışanlar bile bu kesimin bir parçası olmuşlardır. Trump'ın önemli muhalifleri ve tenkitçilerinden biri de ünlü Amerikan sinema oyuncusu Robert De Niro'dur. Bugünlerde Martin Scorsese'nin yeni sinema filminde rol almasından dolayı ilgileri üzerine çeken De Niro, CNN kanalına verdiği mülakatta Trump hakkında şöyle dedi: " Bu adam başkan olmamalı. "

Robert De Niro Trump ile ilgili eleştirileri hakkında şöyle dedi: "Öyle bir dönemdeyiz ki bu adam bir gangster gibi davranmaktadır. Trump dehşet verici davranışlarda bulunup kaygılandırıcı kararlar almaktadır. Biz halihazırda korku uyandırıcı bir ortamdayız. Bu adam ise kendini kontrol etmeden hiçbir şeye aldırmadan bu davranışını sürdürmektedir." 

Daha önce ise Robert De Niro, Trump'ı düşük zekalı bir şahıs olarak nitelemişti. De Niro Trump'ın tekrar seçilmesi için bir şans tanımadığı hususunda ise şöyle bir açıklamada bulunmuştur: " İlk seçildiğinden hemen sonra da aynı şeyi düşünüyordum. Herkese ona fırsat verin demiştim. Herkese fırsat tanıyan birisiyim. Ancak bu adam tam anlamı ile yenilmiş biri olduğunu göstermiş oldu. "

Trump  Amerika'da başkan seçilmesinin ardından yeni sorunlar ve muğlak noktalar Amerikan toplumunda ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda ciddi konulardan biri de Trump hakkında gensoru açılma ihtimalidir. Rusya'nın Amerikan başkanlık seçimlerindeki olası müdahalesi Trump'ın gensoru sorununun başlıca nedenlerinden sayılır. Ancak bu kez Trump'ın başı daha büyük bir beladadır. Trump'ın yabancı bir liderden seçimlerdeki rakibi aleyhinde dosya açmasını istemesi ve bunun karşılığında yüzlerce milyon dolar askeri destek vaadi son günlerde bomba gibi gündeme düşmüştür. 

Amerika Temsilciler Meclisi'ndeki çoğunluğu teşkil eden demokratların lideri Nancy Pelosi'nin Trump hakkında gen soru açılma sürecini başlattığından beri Trump'ın Ukrayna cumhurbaşkanı ile tartışmalı telefon görüşmesinin detayları da yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Buna karşın Donald Trump bu hususta yaptığı açıklamalarda Ukrayna cumhurbaşkanı ile görüşmesinin kusursuz olduğunu iddia ederek bu görüşmenin detaylarını ifşa ve ihbar edenleri de casusluk ve parti yanlılıkla suçlamıştır. Ancak Amerika'nın siyasi ve medyatik çevrelerinde kimse Trump'ın bu yöndeki iddialarına aldırış etmemektedir. Böylece Trump'ın bir kez daha Amerika başkanlık yetkilerini kendi şahsi çıkarları ve gücünün arttırılması için suiistimal ettiği, ulu orta gözler önüne serilmiştir. Bu çerçevede kamuoyu ve medya da bu konuya odaklanmışlardır. 

Amerika Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ise Donald Trump'ın Ukraynalı mevkidaşı ile yaptığı telefon görüşme metninin yayımlanmasının ardından şöyle bir açıklamada bulundu: "Beyaz Saray tarafından yayımlanan metin, Trump'ın davranışının Amerika'nın seçim tutarlılığı ve ulusal güvenliğini zayıflattığını açıkça ortaya çıkarmıştır. "

Amerika Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi bu hususta şöyle bir değerlendirmede de bulundu: "Başkan Trump Amerika'da kuralsızlığı bir norma ve değere dönüştürmek istemiştir. Şimdi de bu kuralsızlık ilkesini ülke dışına ihraç etmek istiyor. "

Amerika Senato Meclisi Demokratları başkanı Senatör Chuck Schumer ise bu hususta şöyle diyor: "Donald Trump'ın Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın yaptığı telefon görüşmesi ile ilgili ithamlar Robert Mueller'in Rusya'nın Başkanlık seçimlerine müdahalesi ile ilgili yürüttüğü soruşturmadan daha büyük ve sorun yaratıcı konudur. "

Foreign Policy dergisi ise Trump'ın bu iki skandal dosyasının farkları ile ilgili yayımladığı makalesinin bir bölümünde şöyle bir yazıya yer vermiştir: " Ukrayna dosyası Rusya dosyası ile mahiyet açısından da farklıdır. Ukrayna ile ilgili soruşturmada Trump asıl sanık olarak iktidarı kötüye kullanmak ile soruşturulmaktadır. Ancak Rusya soruşturmasında böyle değil. Zaten savcı Mueller'in sağlam deliller bulamamasının nedeni de bu mahiyet farkı idi. Rusya'nın Amerikan başkanlık seçimlerine müdahalesi dosyasında Kremlin asıl sanık olarak ele alınmıştı. Ancak Ukrayna cumhurbaşkanı ile yapılan telefon görüşmesi dosyasında Trump asıl sanık olarak Ukrayna Cumhurbaşkanından demokratların önde gelen isminin yolsuzluğu ile ilgili araştırmalar yapılmasını istemiş  bunun karşılığında da askeri yardımların yapılacağını vadetmiştir. 

Aslında Amerika'daki 2016 başkanlık seçimleri ve devamında gelen Trump'ın üç yıllık başkanlık dönemi Amerika'nın siyasi düzeninin birçok gerçeğini ve bu sistemin yolsuzluk ve çöküşe doğru yol kat ettiğini göstermiş oldu. Bugünlerde ise Amerikan medyası ve sosyal şebekeleri Trump'ın yolsuzlukları ile ilgili bilgiler ve haberlerle dolup taşmaktadır. 

Bu hususta Guardian gazetesi yayımladığı makalesinde eski Amerikan başkanı Richard Nixon'un da siyasi iktidarını kötüye kullanarak ikinci başkanlık dönemi seçimlerinde bu makamı tekrar kapmaya çalıştığını ve bu doğrultudaki yasa dışı girişimlerini gizlemeye çalıştığını hatırlattı. 

Mevcut Amerikan başkanı Donald Trump'ın da Ukraynalı mevkidaşı ise iş birliği yaparak 2020 başkanlık seçimlerinde rakiplerini devre dışı bırakmak istediği söylenebilir. 

Toplamda Nixon'un rakip adayların kampanya süresince gizli dinleme cihazları yerleştirilmesinin sabotaj ve hırsızlık sayıldığını ancak Trump'ın suçunun yabancı bir ülkeyi de kapsadığını bunun daha büyük bir kanunsuzluk örneği olduğunu söylemek mümkün. Yine de bu olayın daha geniş etkileri olacağı söylenmelidir. 

Mesela Nixon'un iktidarı kötüye kullanması gerçeği ikinci kez seçilmesinin ardından ifşa oldu. Nixon, tehlikeli bir dolandırıcı olmasına rağmen Amerikan demokrasisine daha fazla darbe indirilmemesi gerektiğinin farkına varmıştı. Ancak Trump'ın 2020 başkanlık seçimlerine 14 ay kala iktidarını kötüye kullanması çok kritik bir dönemde ifşa olundu.  Trump öyle bir durum yaşıyor ki seçimleri kazanmak için elinden geleni ardına koymayacaktır. Bu çerçevede Trump'ın seçim takımı da rakiplerin skandallarını gün yüzüne çıkarma girişimi içerisindedir.

Washington Post gazetesi bu hususta yayımladığı raporda şöyle bir yazıya yer vermiştir: "Donald Trump hükümeti makamları 2016 seçimleri sırasında Hillary Clinton'un Amerika dışişleri bakanı olarak görev yaptığı dönemdeki şahsi e-posta mesajları ile ilgili skandalları dosyasını tekrar yürürlüğe sokmaya çalışıp böylece demokratlar aleyhinde ellerinde önemli bir koz bulundurmak istemişlerdi. Trump ise o dönemde bu skandal çerçevesinde Hillary Clinton'un tutuklanması ve hapse atılmasını bile istemişti. Kimi Trump yanlısı göstericiler ise  "onu hapse atın " sloganları ile Clinton'un cezalandırılmasını haykırmış ve Demokratların oylarını olumsuz yönde etkilemişlerdi.  Şimdi ise Demokratlar aynı yöntemden yararlanarak Trump hakkında gensoru açılmasını ve onun hapse atılmasın istiyorlar. 

Amerika kongresinin Demokrat kadın temsilcilerinden Maxim Waters Twitter'da şöyle bir mesaj paylaştı: "Cumhuriyetçi partiden Trump'ın istihbarat çalışanlarının casuslukla itham edilmesi  hakkındaki çirkin ifadelerini engellemesini ve dolaylı bir şekilde bu kişilerin öldürülmesi gerektiği ile ilişkili eşkıyalığa dayalı açıklamalarını önlemesini istiyorum. "

Maxim Waters Tweet'inin devamında şöyle diyor: "Trump hakkında gensoru açılması yeterli değildir. Onun hapse atılması ve tecride alınması gerekiyor. Ancak şimdilik gensoru daha önemli ve önceliklidir. "

Böylece git gide Trump hakkında gen soru açılmasının ciddileştiği söylenebilir. 

Amerika Senato'sunda çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçilerin lideri Mitch Mc. Connell ise Temsilciler Meclisinin Trump hakkında gen soru açılma kararı çıkarmaları halinde Senato meclisinin mecburen bu yolsuzluk dosyalarına ve ithamlara bakacağını söyledi. Böylece Trump hakkında gen soru açılma önerisi çoğunluğu Cumhuriyetçiler elinde bulunan Senato meclisinde onaylanmasa bile Trump'ın 2020 başkanlık seçimlerindeki zafer şansı düşecektir. Nitekim yapılan anketler de Trump'ın Amerika kamuoyu nezdinde konumunun sarsıldığını ve Trump hakkında gensoru açılmasını isteyenlerin sayısının artmakta olduğunu göstermektedir.