Nisan 12, 2020 21:26 Europe/Istanbul

Bu bölümde Trump'ın azil sürecinin siyasi çevrelerdeki yankıları, medyatik ve enstitülere bağlı merkezlerin anketleri ve de Micheal Moore ve Robert De Niro'nun Trump ile ilgili görüşlerini sizlere aktarmak istiyoruz.

Amerika başkanı Donald Trump Beyaz Saray'da başkanlık koltuğuna oturmasından beri her hafta Tweetleri, açıklamaları ve kararları ile tartışma konusu olmuştur. Onun öngörülemez karakteri, davranışları ve sözleri ayrıca siyaset ve ahlak dışı davranışları onun Amerikan başkanı olarak her zaman gündemde olmasına neden olmuştur. 

Donald Trump'ın azil süreci tasarısının Temsilciler Meclisinde onaylanması, siyasi çevreler ve kamuoyu yoklama enstitülerinin gündemi olmuştur. 

New York Times bu husustaki analizinde şöyle bir yazıya yer verdi: "Donald Trump hakkında azil soruşturması açılan üçüncü Amerikan başkanına dönüştüğü zamandan beri Cumhuriyetçi yazarlar ve medya organları son bir iki gün içerisinde Amerikan başkanına ağır eleştiriler yöneltmişlerdir. " New York Times köşe yazarı yazısında şöyle devam ediyor: " Azil sürecinin başlaması ile Trump'a yöneltilen ithamları reddeden ve Demokratları darbe yapmak ve 2016 seçimleri sonuçlarını iptal etmeye yönelik teşebbüslerde bulunmakla suçlayan Cumhuriyetçiler bile görüşlerinde tereddüde kapılmışlardır. 

Bu çerçevede Trump'ın seçim kampanyasına da katılan George T. Conway, Steve Schmidt , John Weaver ve Rick Wilson  " Biz Cumhuriyetçiyiz ancak Trump'ın kaybetmesini istiyoruz" başlıklı bir makaleye imza atarak  Trump taraftarları ve ekiplerinin muhafazakarlığı içi boş sahte bir peygambere inanma duygusu ile değiştirdiklerini söylediler. Bu cumhuriyetçi yazarlar makalelerinde şöyle bir açıklamaya da yer verdiler: "Bu yönde her düşünce ve her hangi hayat tarzına sahip tüm Amerikalılardan mevcut kuşağın asıl görevini yerine getirmeleri istenmektedir. Yasaya saygı duyan, tüm insanların izzetini göz önünde bulunduran, anayasa ve değerleri savunan,  milletin egemenliğini sağlayan liderin yeniden canlandırılması bu görevin ta kendisidir. "

Bu makalede ayrıca gelecek 11 ay içerisinde herkesin Trump'ın başkan olmaması ve Trumpizm'in oy sandıklarında yenilgiye uğraması yönünde çaba göstermesine vurgu yapılmıştır. Yazarlara göre bu çaba, düşünsel meselelerden dolayı değil sadece halk ve ülke içindir. Çünkü zaten kendileri de liberal muhafazakar kesime ait olduklarını Demokratlar ile birçok siyasi ihtilaflar yaşamaktadırlar. 

Tabii Trump'a yönelik eleştiriler bu makale ile de sınırlı kalmamıştır. Suzanne Nossel da " Bizi kandırdığın için sana yazıklar olsun, sana kandığımız için bize yazıklar olsun" başlıklı yazısı  ve Michelle Goldberg de " Biz Trump karşıtı Amerika'nın üzerine hesap yaptık" başlıklı yazısı ile farklı açılardan Trumpizm belasına işaret etmektedirler. 

Amerika'nın tanınmış sanat yıldızları da Trump'tan uzak durmaya veya ona karşı açık bir karşı tutum içerisine girmeye çalışıyorlar. Bu yıldızlardan biri de ünlü belgesel yapımcısı ve eleştirmen Micheal Moore'dur. 

Micheal Moore, Amerikan 2020 başkanlık adayı Demokrat Bernie Sanders'in Donald Trump'ı seçimlerde yenebileceğini söyledi. 

Moore sözlerine şunları da ekledi: "Sanders'in ismi, Trump'ın 2016'da sandıklardan ismi çıktığı gibi 2020 seçim sandıklarından çıkacaktır. "

Hollywood Reporter ise bu doğrultuda şöyle yazdı: "Micheal Moore ile Podcast aracılığı ile oturum düzenleyen Robert De Niro Trump'ın başkan olarak seçilmesinden bir gün sonra ona kendisini ispatlaması için bir şans verdiğini ancak bu doğrultuda hiçbir olumlu sonuç alamadı. " 

Micheal Moore'un tanınmış isimler ile yaptığı konuşmanın en yeni versiyonu olan bu oturumda Micheal Moore  Rober De Niro'yu " kuşkusuz bizim devrimizin en büyük aktörü" olarak nitelendirerek defalarca Trump ile dalga geçen bu oyuncu ile Amerika'nın mevcut durumu ile konuştu. 

Deniro'dan siyasi durumu değerlendirmesini isteyen Moore ilk olarak dinleyicilere hitaben dinlediklerinin tamamen filtresiz ve sansürsüz olduğuna değinerek şöyle bir açıklamada bulundu: "Siz, ben ve bu sözleri dinleyecek herkes garip bir devirde yaşıyoruz. Bence halihazırda bu ülkede bir zafiyet söz konusudur. Halk arasında belli bir düzeyde ümitsizlik duygusu görülmektedir. Şimdiye dek bunu görmediniz mi? Hissetmediniz mi? Muhakkak bunun farkına varmışsınız. " 

Deniro ise bu soruya cevaben şöyle dedi: "Bence bu hükümet ve bu başkan ile kendine kötü muamele görmüş biri, ne olduğunu bilmeyen biri, güven duygusu içerisinde olmayan biri olarak görüyorsunuz. Başkan, deliye benziyor. Güvenebileceğimiz, iyi niyetli olduğuna inanmamız için hiçbir şey yapmıyor. Zaten de iyi niyetli değildir. Başkan olacak adam, başkanlık sorumluluklarını yerine getirmeli. Ancak Trump bunların hiçbirini yerine getirmemiştir. Biz de bunu biliyoruz. " 

Deniro daha önce de Trump'ın New York ile ilişkili olmamasını istediğini söyleyerek şöyle bir hatırlatmada bulundu: "O dönemde bir aptaldı hala da aptal olmaya devam ediyor. Farkı ise şimdi durumun daha da kötüleşmesidir. "

Robert De Niro, belgeselci Micheal Moore'un programının devamında şöyle dedi: "Trump'ın seçilmesinin bir gün ardından Jimmy Kimmel'in canlı programına katıldım ve " bak, ben ona bir fırsat vereceğim, umarım hata yapmışımdır" dedim. Ancak şimdiye kadar bu şahıs hakkında fikirlerimi değiştirecek bir gelişme olmadı. "

De Niro Trump'ın yanında yer alan Cumhuriyetçileri anlamadığını bunun da utanç verici olduğunu söyledi. De Niro bu hususta şöyle dedi: "Bu utancın da ötesindedir. Onlara yazıklar olsun. Hepsine yazıklar olsun." 

Konuşmanın devamında Micheal Moore Trump ile hala iş birliği yapan 200'ü aşkın Cumhuriyetçi kongre temsilcisine değinerek onların davranışlarını yanlış niteledi.  

De Niro ise "sürü düşünce tarzına" işaret eden psikolojik bir kitabı okumakla meşgul olduğuna değindi. Sürü zihniyeti çerçevesinde bir toplum bir sürü gibi liderlerinin arkasında olur. De Niro bunun korkunç bir ders olduğunu Trump'ın azil sürecinin Amerika toplumunda büyük çatlaklara yol açtığını söyledi. 

Aslında Donald Trump toplumdaki bu çatlakları siyasi ve propagandif açıdan Demokratlar karşıtı maksimum şekilde suiistimal etmek istiyor. Ancak Cumhuriyetçiler Senato'ya gönderilmesi gereken azil kararının ele alınacağı bir ortamda çoğunluğu ellerinde bulundurmaktadırlar. Senato'daki Cumhuriyetçiler Trump'ın azil tasarısını hemen Senato'ya taşıtarak Donald Trump lehine oy kullanıp bu siyasi ve propagandif aracı Demokratlar aleyhinde kullanmak istiyorlar. 

Buna karşın Nancy Pelosi ve diğer demokratlar Trump'ın yardımcıları ve danışmanlarının bu süreçte tanıklık etmesini ve Trump'ın yargılanmasının hazırladıkları maddelere göre yapılacakları hususunda emin olunmasını istiyorlar. 

Halbuki Senato'nun çoğunluğunu elinde bulunduran Cumhuriyetçiler lideri Mitch Mc Connel buna karşı çıkmıştır. 

Bu yüzdendir ki Amerika temsilciler başkanı Nancy Pelosi  azil tasarısını Kongre'ye göndermeyi ertelemektedir.

CNN kanalı ise Trump'ın azil süreci ile ilgili yayımladığı bir raporda şöyle bildirdi: " Temsilciler Kongre'ye dönünceye dek kimse Nancy Pelosi'nin planlarının ne olacağını bilmiyor. Demokratlardan biri bu hususta  hala teyakkuzda kalın demiştir. " 

Amerikan haber sitesi Washington Examiner analisti Sirac Haşemi ise iki partinin bu yöndeki davranışları ve tutumlarını siyasi bir oyun niteleyerek şöyle diyor: "Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasındaki siyasi oyunlar, Washingto'un mahiyetinin her daim bir parçası olmuştur. " Bu analist sözlerine şunları da ekledi: "Her iki taraf da kendilerini Amerika kamuoyu nezdinde aklamaya ve iyi göstermeye çalışıyorlar. "

Etiketler