Aralık 01, 2019 19:53 Europe/Istanbul

Bu bölümde ekonomik gelişmenin dinamosu sayılan endüstri sektörünü ele almaya çalışacağız.

Ekonomistler endüstriyi ekonominin dinamosu ve ülkelerin ekonomik gelişmesinin anahtar etkeni olarak değerlendiriyorlar. Endüstri diğer ekonomik sektörlere göre daha fazla çeşitliliğe sahiptir. Bu sektör katkı değeri arttırmasının yanı sıra diğer ekonomik sektörlere kıyasen daha fazla sürdürülebilir özelliğe sahip olmasının yanı sıra istihdam fırsatı da yaratır. Endüstri sektörünün, üretim, tüketim, yatırım, istihdam ve ihracat gibi makro ekonomik göstergelere etkisi bu sektörün milli kalkınma sürecindeki kilit rolünü de gözler önüne sermektedir. Madencilik, fabrikaların faaliyeti, inşaat sektörü ve enerji sektörleri endüstri sanayisinin ana kollarından sayılmaktadır. Sohbetimizin devamında İran'daki endüstri tarihine göz atmak istiyoruz. 

Endüstri için farklı tanımlar yapılmıştır. Kimileri endüstriyi, ham maddeler, sermaye, insani güç, enerji, bilişim ve teknoloji, emtia ve hizmetler gibi mevcut kaynaklardan yararlanarak üretilen faaliyetlerin toplamı olarak değerlendiriyor. Kimileri ise endüstrinin asıl hedefinin sürekli olarak verimliliği ve randımanı yükseltmek doğrultusunda sürekli bir çaba olduğunu bunun sonuncunda kaynaklarda tasarrufun sağlanması gerektiğini söylüyorlar. Endüstrinin belli başlı özelliklerinden de dinamikliğe, yenilenmeye ve yaratıcılığına değinmek mümkün.  Günümüz kavramına yakın olan endüstri faaliyetleri emareleri İran'da da dünyada makine sanayisinin gelişmesi ile görülmeye başlandı. İlk fabrika ise Tahran'ın yakınında 1986'da kurulan iplik eğirme fabrikası idi .O dönemde İran'da görülen endüstri, tamamen ithal ve bağlı bir sektör olarak başladı. O tarihi devirde, endüstri sektörü gayrı safi milli hasılanın üretiminde en az paya sahipti. Zamanın geçmesi ile yerli endüstrinin desteklenmesi için belli kurallar ve yasalar da çıkartıldı. Ancak iki dünya savaşı gibi uluslararası olayların çıkması ile İran'daki endüstri sektörü de sekteye uğrayıp durgunluk dönemine girdi. 

1940'ların ikinci yarısında ülkede geniş çaplı bayındırlık projelerinin hayata geçirilmeye başlanması ile kademeli olarak sanayi ve madencilik sektörünün ülkenin ekonomisindeki payı da büyümeye başladı. Mart 1950'de İran'da petrol sanayisinin millileştirilmesi ile ülkede sanayi gelişiminin yeni bir aşamasına ayak basıldı. Bu dönemde alt yapı tesisleri, petrol sanayisi, montaj, ve hafif sanayiler alanında ciddi yatırımlar yapılmasına başlandı. Öyle ki on yıl kadar bir sürenin ardından ülkenin sanayileştirilmesi ekonomik gelişimin temel aracı olarak tanınmaya başladı. Ancak maalesef farklı nedenlerden dolayı özellikle de petrol gelirlerinin aşırı derecede artması ile ülkenin endüstriyel gelişme alanındaki hedefleri de yolundan saptı. Öyle ki temel endüstriyel yapıların oluşturulması ve kurulmasına rağmen Pehlevi hükümetinin sonuna dek İran hiçbir şekilde sanayileşmiş bir ülke olarak sayılmıyor hatta o yolda bile adım atmıyordu. O dönemin İran ekonomisini açıklamak için bugünkü İran düşmanlarının sözlerini gözden geçirmek gerekiyor. Bu düşmanlar ekonomik yaptırımlar ve maksimum baskı uygulayarak ülkeyi devrim öncesi döneme geriletmek istiyorlar. Amerika eski dışişleri bakanı Hillary Clinton  " Zor Kararlar" adlı hatıra kitabında bu hususta şöyle yazıyor: "İran'da sadece petrol satan ve mal ithal eden bir yönetimin başına geçmesini istiyorduk."       

İslam İnkılabının zaferinin ardından ise ülke çapında endüstri sektöründeki belli başlı alanlardaki tekel de kırılmış oldu. İslam İnkılabı öncesine dek İran'daki endüstri sektörü büyük oranda yabancı uzmanlar ve personel tarafından kuruldu ve bu şekilde yönetildi. Buna rağmen İslam İnkılabının başlamasından beri petrokimya, hava-uzay, elektrik ve elektronik sanayi, telekomünikasyon, alışım, bilgi tabanlı sanayi ve ileri teknoloji gibi alanlar ve genel olarak çoğu endüstri alanları yerli uzmanlar tarafından geliştirildi ve yönetilmeye başlandı. Böylece gelecek yıllarda İran endüstri alanında da büyük başarılar elde etti. İslam İnkılabı zaferinden sonra ise farklı endüstriyel alanlarda da yeteneklerin gelişmesi ve bulunması için belli başlı yatırımlar yapıldı ve kapasite yaratılmaya başlandı. Öyle ki 2017 yılında endüstri sanayisinin yerli milli hasılanın üretimi alanındaki payı yüzde 40 arttı.       

İslam İnkılabının zaferinden sonra endüstrinin gelişmesi doğrultusunda atılan önemli adımlardan biri de küçük ve orta boy işletmelerin desteklenmesi ve geliştirilmesi idi. Küçük boy sanayinin özelliklerinden biri de esnek olmaları ve üretim çevresindeki değişikliklere hızlı bir şekilde ayak uydurmasıdır. Bu işletmeler kısa bir süre içerisinde uygun bir katkı değer yaratıp ekonomik gelişme rakamlarını arttırabilir. Küçük boy işletmeler istihdam yaratmak ve üretim ve ihracatın arttırılması için uygun zemin oluşturmak alanında da önemli bir role sahiptir. 

Çoğu ülkelerde küçük ve orta boy işletmeler nüfusun büyük bir bölümü için istihdam ve çalışma imkanı yaratıp uzman kadro ve gücün eğitilmesinde de büyük rol oynamaktadır. Bu işletmelerin verimliliği  ve etkinliğinin asıl nedeni ise en az masraflı ve az bir süre gerektiren rekabet ortamında faaliyet göstermeleridir. 

Fransa'nın Nuansiya Üniversitesinin hocalarından Thierry Covill bu tür ticari işletmeler ve ticaret modelinin büyük başarılara yol açtığını düşünüyor. Geçmişte kimileri ekonomi gelişirse bu tür işletmeler yok olacak diye düşünüyorlardı. Bu grup uzmanlara göre küçük ve orta boy işletmeler zaman içerisinde büyüyüp böylece bağımsızlıklarını kaybedeceklerdi. Ancak günümüzde küçük ve orta boy işletmelerin başarılı bir performans çizdiğine şahitlik ediyoruz. 

Küçük ve orta boy işletmelerin tasnifi ve tanımında önemli olan bazı hususlar göz önünde bulundurulmaktadır. Örneğin çalışanları veya personel sayısı, sermaye miktarı, toplam mal varlığı, satış hacmi ve üretim kapasitesi bu özelliklerin en önemlilerindendir. Küçük ve orta boy işletmelerin desteklenmesi ve korunmasından güdülen asıl hedef ise yoksulluğun azaltılması, kamu refahı düzeyinin arttırılması, sosyal adaletin, bölgesel dengenin ve de ekonomik bağımsızlığın sağlanmasıdır. İran'da da çoğu ülkelerde olduğu gibi küçük ve orta boy işletmelerin kurulması ve yönetilmesi ülkenin ekonomik gelişmesinin önceliklerinden sayılır. İran'ın üretici birimlerinin yüzde 90'ı aşkını küçük boy sanayi birimleri olarak sayılıyorlar. İstatistiklere göre bu sanayi dalı, endüstri sektöründeki istihdam alanında büyük bir öneme sahiptir. Öyle ki 1 milyonu aşkın kişi ülke çapında 40 bin küçük boy işletmelerde çalışmaktadırlar. 

Küçük ve orta boy işletmelerin İran ekonomisindeki önemi, 80'li yıllarda küçük boy sanayi ve işletmeler kurumunun kurulması ile daha belirginleşti. Daha sonra ise 2000'lerde ülke genelinde endüstriyel altyapılar özellikle de sanayi parklarında arttırıldı. Öyle ki sanayi bölgeler ve parkları İslam İnkılabı zaferinin ardından büyük bir artış göstererek 4'ten 960'a kadar yükseldi. Sanayi birimlerinin kurulması ve yönetilmesi doğrultusundaki yardımcı ve koruyucu paketler ise ülkeye gelen yatırımcıları daha da rağbetlendirdi. 

İran sanayi bölgeleri ve küçük boy işletmeler kurumu ise bölgesel ve küresel gelişmeler sayesinde oluşan kapasitelerin kullanılmasını istiyor. Bu doğrultuda bu kurum yerli ve yabancı yatırımcılara uygun bir zemin hazırlayarak işletmeleri sanayi bölgelerinde bir araya getirerek küçük ve orta boy sanayi ve işletmelerin faaliyetlerine destek olmaya çalışmıştır. Küçük ve orta boy sanayilerin diğer faaliyetlerinden biri de çalışma şebekelerinin oluşturulmasıdır. Genel olarak bu çalışma ağları birçok küçük ve orta boy ekonomik birim ve işletmeyi kapsamaktadır. Bu çalışma ağları, coğrafi yakınlık, ortak endüstriyel faaliyet, iş birliği ortamı ve ortak sorunlar ve fırsatlar ölçüleri göz önünde bulundurulmaktadır. Aslında çalışma ağlarının oluşturulması küçük ve orta boy işletmelerin yönetilmesinin başarılı bir örneği sayılıyorlar. Bu çalışma ağları bu sanayilerin eksikliklerini giderip bu birimlerin esneklik ve çeşitliliğini de arttırmaktadır. İran'da 400'ü aşkın endüstriyel ağ kurulma aşamasında veya faaliyet aşamasındadır. 

 

İran'da başarılı çalışma ağlarından biri de Hemedan eyaletindeki çömlek ve seramik ağıdır. Milli bir proje olarak Hemedan eyaletindeki çömlek ve seramik ağı, İran'ın çömlek başkenti olan Lalecin bölgesinde yer almaktadır. 

Lalecin Çömleği 700 yıllık geçmişi yüzünden İran'ın çömlek başkenti olarak adlandırılmıştır. Lalecin bölgesinde çömlek ve seramik alanında 700 kadar küçük ve büyük boy işletme faaliyet göstermektedir. Bu şehirdeki sanatkarlar tarafından işletmelerde üretilen ürünler ise 200'ü aşkın mağazada satılmaktadır. 15 binlik Lalecin şehrinde nüfusun çoğunluğu çömlek ile ilgili işlerde çalışmaktadırlar. 

Hemedan eyaletinin Lalecin seramiği ve çömleği ağının önemli üyeleri arasında ülke çapında faaliyet gösteren önemli şirketler faaliyet göstermektedir.