Aralık 03, 2019 19:04 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- aile fertlerine yönelik sözde ve amelde davranışını sülukünü ele almak istiyoruz.

Hatırlanacağı üzere geçen bölümde en son İmam Humeyni’nin -ks- başkalarına karşı sevgi ve şefkatle davranmasından söz ettik ve dedik ki İmam başta aile fertler, komşular, müracaatta bulunan halk ve sıradan insanlar olmak üzere herkese sevgi ve şefkatle davranan biriydi ve hatta sevgi çemberi insanları aşarak hayvanları da kapsıyordu.

Şimdi aile ocağı ve fertlerinin İran halkının dini ve milli kültüründe önemli konumundan hareketle bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- aile fertlerine karşı bireysel sülukü ve sözde ve amelde davranışını sizlerle paylaşmak istiyor. Umarız İmam’ın bu özelliklerinin boyutları hepimize başkaları ve özellikle aile fertlerine karşı teamüllerimize iyi bir örnek olur.

İmam Humeyni’nin -ks- aile fertlerine karşı söz ve amelde davranışlarında eşi, özel bir yeri vardı. İmam eşine karşı büyük bir saygı ile davranıyor ve böyle bir eşi olmasından onur duyuyordu.

İmam’ın gelinlerinden Fatıma Tebatebai bu konuda şöyle yazıyor:

İmam eşine karşı aşırı derecede sevgi ve saygı duyardı, öyle ki İmam’a göre eşi bir yandı ve çocukları öbür yandaydı ve bu sevgi, özel saygı ile beraberdi. Hatırlıyorum, bir keresinde İmam’ın eşi seyahate çıkmıştı, o sıralarda İmam sürekli özlemini dileri getirirdi. Yine İmam kaşlarını çattığı zaman biz de eğer hanım şimdi burada olsaydı gülerdiniz, diyorduk. Özetle eşi olmadığı zamanlarda İmam  üzgün oluyordu. Neyse, biz her ne kadar şaka yapsak nafile, İmam’ın kaşları açılmadı. Sonunda ben dedim ki ne mutlu hanımınıza ki siz onu bu kadar çok seviyorsunuz. İmam bana, ne mutlu bana ki böyle bir eşim var, onun hayatımızda yaptığı fedakarlıkları hiç kimse yapmamıştır, şeklinde karşılık verdi.

İmam Humeyni -ks- eşini emsalsiz bir eş olarak biliyor ve ailede eşine karşı aşırı ilginin sebebini soran kadınlara şöyle diyordu: Eğer siz de eşiniz için fedakarlık yaparsanız, onlar da sizi bu kadar sevecektir.

Bu konuda Zehra İşraki şöyle yazıyor:

İmam’ın eşine yönelik derin sevgisi, eşinin fedakarlığıydı. İmam’ın eşi bu konuda emsalsizdi. İmam’ın eşi 15 yıl boyunca Necef’in sıcak iklimine katlandı ve her yerde İmam’ın yanındaydı, oysa baba evinde tam refah içinde yaşıyordu ve henüz 15 yaşındayken İmam’ın evine gelin geldi. Güya o günlerde Kum kentini sevmiyordu, ama asla bunu beyan etmemişti. İmam, kocalarımıza kendimizi sevdirmek için ne yapmalıyız, diye sorduğumuzda şöyle diyordu: Eğer siz de bu kadar fedakarlık yaparsanız, kocalarını sonuna kadar sizi bu kadar sevecektir.

İmam Humeyni -ks- hocası sayılan ağabeyine karşı da büyük saygı ile davranıyor ve aile fertlerine ağabeyine saygıda kusur etmemelerini tembih ediyordu.

Seyyid Rahim Mirian İmam’ın oğlu Hac Ahmet Humeyni’ye ağabeyi Ayetullah Pesendide’ye saygı konusunda şöyle tavsiye ettiğini anlatıyor:

İmam ağabeyi Ayetullah Pesendide’ye özel saygı duyuyordu. Ayetullah Pesendide ne zaman İmam’ın huzuruna gelmek isterse, İmam oğlu Hac Ahmet’e sıkı tembihte bulunuyordu ve Ayetullah Pesendide ayrılırken de kapıya kadar yolcu ediyor ve kendisine bir zarar gelmemesi için tembihte bulunuyordu.

Hüccetülislam Rahimian da İmam Humeyni’nin -ks- ağabeyin Ayetullah Pesendide’ye büyük saygı gösterdiğini ve kendisine uygun ve saygın biçimde devrandığını belirterek şöyle diyor:

Ben defalarca İmam’ın Ayetullah Pesendide’ye aşırı saygısına şahit oldum. Ayetullah Pesindide İmam’ın ağabeyi ve çocukluk ve ergenlik çağında hocası ve bir baba gibiydi ve bu yüzden İmam ona büyük saygı duyardı. İmam’ın ağabeyi ile İslam dünyasının liderliği ve siyasi meselelerinden bağımsız olarak birlikteliği apayrıydı. Bu buluşmalarda evde muluktan su damlaması veya bazı eşyaların bozulması gibi hayatın basit ve güncel ufak tefek meseleleri konuşulurdu.

İmam Humeyni -ks- aile fertleri ile teamüllerinde her türlü emretme, men etme ve ailevi meselelerde tüm kararları tek başına verme gibi durumlardan uzaktı ve aile fertlerine azami derecede özgürlük tanırdı.

İmam’ın oğlu Hac Ahmet bu konuda şöyle anlatıyor:

İmam bizi işlerimizi seçmekte tamamen serbest bırakıyordu. Örneğin ben futbolu çok severdim ve futbol oynarken bir kaç kez kolum kırıldı. Kırıkların izleri halâ var.

İmam aile içinde özgürlükler bakımında kırmızı çizgisi şer’i meselelere uymaktı ve şer’i sınır aşılmadığı müddetçe aile fertlerinin işlerine karışmazdı. Zehra Mustafavi bu konuda şöyle yazıyor:

İamam çocukluk yıllarında bize mutlak özgürlük tanırdı ve hiç bir işimize karışmazdı, fakat buluğ çağına gelerek daha da büyüdüğümüzde bazı meselelerimizi yakından gözetliyordu.

Feride Mustafavi de İmam Humeyni’nin -ks- bu sülukünü doğrulayarak şöyle yazıyor:

İmam çocukların ve hatta eşinin özel hayatına asla karışmazdı ve hepimizi özgür bırakırdı ve şeriate aykırı bir durum söz konusu olmazsa da aynı şekilde hiç bir müdahalede bulunmazdı. İmam bizim muaşeretimiz, giyinmemiz ve benzeri durumlarda asla sıkı davranmazdı.

İmam Humeyni -ks- aile fertleri ile teamülde hatta ufak tefek sakıncalara da uyuyor ve böylece kişisel görüş ve zevkini başkalarına dayatmamaya çalışıyordu. Hac Ahmet Humeyni bu konuda şöyle diyor:

Bazen İmam’ın huzuruna çıktığımda bir iki TV kanalı spor programı yayımlıyordu. O sırada İmam başka bir kanalı seyrettiği halde hemen spor programı yayımlayan kanala geçiyor ve bu da senin hatırın için, otur seyret, diyordu.

İmam Humeyni -ks- başta gençler ve ergenler olmak üzere, ailenin tüm fertleri ile ilgili davranışlarında dini talim ve terbiye için teşvik içerikli davranış modellerini kullanıyordu ve dini farizaları dayatmaktan kaçınırdı.

İmam ailesinden Feride Mustafavi bu konuda da şöyle diyor:

İmam evde çocuklara karşı çok mihriban ve samimi davranırdı ve aile ortamımız genelde sevgi ve dostluk doluydu. İmam şer’i meselelerin dışında başka konularda sıkı davranmazdı. İmam her zaman bizim ilahi emirleri yerine getirmemizi ve günahtan uzak durmamızı gözetliyordu, fakat dini işleri bize dayatmazdı. Zaten aile içinde İmam’ın davranışlar kendiliğinden bizi etkiliyordu.

İmam Humeyni -ks- çocukları ve ergenleri namaz kılmaya teşvik ediyordu, fakat dini farizaların yerine getirilip getirilmemesini asla kurcalamaz ve çocukların söyledikleri iye yetinirdi. İmam’ın eşi bu konuda şöyle diyordu:

İmam az nasihat ederdi ve yedi yaşından itibaren çocukların dini talim ve terbiyesine özen gösterirdi, yani yedi yaşından itibaren çocuklara namaz kılmalarını söylerdi ve bizzat bu konuda çocuklara sorardı, fakat çocukların namazımı kıldım, demesi yeterliydi ve artık meseleyi kurcalamazdı.

İmam’ın eşi şöyle devam ediyor:

İmam sabah namazı konusunda kendisinden uyandırılmasını isteyenlerin dışında başkalarını uykudan uyandırmazdı. İmam sabahları kimseyi zorla uyandırmazdı ve eğer istiyorsanız kendiniz uyanın ve namaz kılın ve eğer uyanamazsanız sabah namazınızın kazası öğle ve ikindi namazından önce yerine getirin, derdi ve asla namaz konusunda bizi sıkmazdı.

İmam Humeyni -ks- aile fertleri başta olmak üzere başlarına karşı teamüllerinde hoşgörü ile davranır ve başkalarını da hoşgörülü olmaya tavsiye ediyordu.

Zehra Mustafavi İmam’ın başkalarının radikal hareketlerine karşı sabırlı ve hoşgörülü davranma özelliği hakkında bir anıyı anlatarak şöyle diyor:

Ben hatırlıyordum, bazıları geliyordu, hakaret ediyordu, hem de sert bir şekilde hakaret edenler oluyordu, ama İmam asla sert bir tepki vermiyordu. Örneğin bir gün akşam yemeğine oturmuştu ki akrabalarımızdan biri bir mesele üzerine çok öfkelendi ve öyle sert bir şekilde yerinden kalktı ki biz gidip İmam’a saldıracak zannettik, fakat İmam gayet soğukkanlı hiç bir tepki göstermedi. O akrabamız da tabi ki hatasını fark etti ve dönüp yerine oturdu. O sırada İmam sakin bir şekilde oturuyordu ve asla sert bir tepki vermedi veya öfkelenmedi.

Zehra Mustafavi bir başka anıya da işaret ederek, İmam Humeyni’nin -ks- bir akrabanın sert hareketine karşı gayet sakin davrandığını ve öfkelenen akrabaya şöyle dediğini anlatıyor:

Neden bağırıp çağırıyorsun? Gel otur, birlikte konuşalım, her halükarda bir nevi anlaşırız. Ben kimse gelmesin demedim, kimsenin gelmesini de engellemedim, herkes söyleyeceklerinde serbesttir.

Feride Mustafavi de İmam Humeyni’nun -ks- aile fertlerini hoşgörülü olmaya davet etme özelliğine işaret ederek şöyle diyor:

İmam’ın evinde seyrek anlaşmazlık olurdu. Eğer bir anlaşmazlık olursa da İmam’ın durumu fark etmemesine ve üzülmemesine çalışırdık. Ancak eğer İmam durumu fark etse bile bizi sabırlı ve hoşgörülü olmaya ve anlaşmaya davet eder ve asla evlatlarının yaşamına müdahale etmezdi.

İmam Humeyni -ks- aile fertlerini ayrıca adalet ve eşitliğe uymaya davet ederdi ve aile fertlerinin tümüne eşit düzeyde sevgi gösterirdi ve asla aralarında ayrım ve adaletsizlik yaptığı hissini uyandırmazdı.

Zehra Mustafavi bu konuda da şöyle diyor:

İmam aile fertlerine çok sıcak ve samimi davranırdı. Gerçi biz İmam’ın cazibesinden etkileniyorduk, ama İmam aynı zamanda samimi ve şefkatli bir babaydı. İmam tüm evlatlarına aynı gözle bakıyor ve hepsine eşit olarak sevgi gösteriyordu, öyle ki bunca yıl İmam’la yaşamamıza rağmen hiç bir zaman hangi evladını daha fazla sevdiğini anlayamadık.