İmam Humeyni –ks– mektebinde - 51
Bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- aile fertlerine karşı davranışı hakkındaki görüş ve düşüncelerini ele almaya devam etmek istiyoruz.
Hatırlanacağı geçen bir kaç bölümde İmam Humeyni’nin -ks- aile fertlerine karşı nasıl davrandığından söz ettik ve dedik ki, İmam -ks- aile fertlerine karşı oldukça çok saygılı davranır ve başta dini meseleler ve dini farizaların yerine getirilmesi konusunda onlara karşı tutucu davranmazdı.
İmam Humeyni -ks- ayrıca saygıdeğer eşine de özel bir saygı duyuyordu, öyle ki başta çocukları olmak üzere ailenin diğer üyeleri ailenin annesinin İmam nezdindeki konumuna gıpta ile bakıyordu. Gerçi İmam her zaman tüm aile fertlerine adalet ve eşitlik temeline göre davranırdı ve bu yüzden hiç biri ayrımcılığa maruz kaldığını hissetmezdi. İmam -ks- özellikle çocuklara ve gençlere de özel sevgi ve inayeti ile bilinen biriydi.
İmam Humeyni -ks- her zaman aile fertlerini birbirine karşı hoşgörülü olmaya davet ediyor ve kendileri bu konuda öncü oluyordu.
Şimdi bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- aile fertlerine yönelik ahlaki ve yapıcı teamüllerinin diğer bazı boyutlarını ve örneklerini sizlerle paylaşmak istiyoruz. Kuşkusuz İmam Humeyni -ks- gibi büyük bir insanın davranışları ile tanışmak hepimiz için eğitici ve yapıcı olacaktır.
İmam Humeyni’nin -ks- aile fertlerine karşı davranışlarında söz konusu olan kişisel özelliklerinden biri, ileri yaşına rağmen kişisel işlerini bizzat kendileri yapması ve başkalarını zahmete sokmaktan kesinlikle kaçınmasıydı.
İmam’a Paris’te eşlik edenlerden Merziye Hadidçi bu özelliği şöyle anlatıyor:
İmam Paris’te çalışma odasını toparlamak, mektuplarını düzenlemek, haberlere bakmak ve hatta arşivlemek gibi zor işlerden oluşan tüm kişisel işlerini kendileri yapardı.

Hüccetülislam Hasan Sakafi de İmam Humeyni’nin -ks- kişisel işleri için başkalarını zahmete düşürmemek istediğini belirterek bu konuda şöyle diyor:
İmam kendi işlerini asla başkasına havale etmezdi. Örneğin bir hap almak istediğinde birine o haptan versene, demezdi ve bizzat ayağa kalkarak alacağı hapı yerinden alırdı. Hatta başkaları bu işi bize bırakın, diye itiraz ettiklerinde, İmam karşı çıkardı, zira başkalarına zahmet vermek ve kendisini başkalarından üstün görmek istemezdi.
İmam Humeyni -ks- ev işlerinde de eşine ve aile fertlerine yardımcı olur ve yardım etmek cennetten gelen bir nimet olduğuna inanırdı. İmam’ın kızlarında Sıddika Mustafavi bu konuda şöyle anlatıyor:
İmam her zaman ev işlerinde yardımcı olurdu ve bize de yardımlaşma cennetten gelen bir amel olduğunu söylerdi. Örneğin çayını kendisi koyardı, hatta bi bardak su istediğinde kimseye söylemezdi ve kendisi kalkıp mutfağa girer ve bardağını doldururdu. Neden bize söylemediniz, dediğimizde de, kendi işimi kendim görmeliyim, diye karşılık verirdi.
İmam Humeyni’nin -ks- aile fertlerine karşı davranışlarında sahip olduğu bir başka özellik, eve hakim olan kurallara saygı duymaktı. Her ülkede olduğu gibi her ailede de belli yasalar ve kurallar hakimdir ve ailenin tüm fertleri bu yasalara ve kurallara uymak zorundadır, aksi takdirde evde kurulan düzen bozulur.
Zehra Mustafavi babasının ailede hakim olan yasalara ve kurallara uymasını ve bağlılığını şöyle anlatıyor:
Bazen toplumda devlet yasası olmayan, fakat halk arasında yasa gibi olan durumlar vardır. Şimdi diyelim ki bizim evde bir yasa vardı ve örneğin bu yasayı annemiz koymuştu, o zaman İmam mutlaka bu yasaya uyardı. Örneğin İmam ben burada oturmak istiyorum, diyecek olursa, fakat annemiz, hayır artık burada kimse oturmayacak, diye karşılık verirse, İmam hemen bu kurala uyardı.İmam Humeyni -ks- aile içinde davranışlarında başkalarının durumuna saygı duyardı ve bu konuda özellikle eşi ile danışır ve hatta bazı durumlarda icazet isterdi.
İmam’ın yakınlarından Merziye Hadidçi bu konuda şöyle yazıyor:
İmam evde eşini özgür bırakıyor ve büyük saygı ile davranıyordu. Örneğin eşi özel misafiri olduğu zamanlarda, İmam gelip eşinden, acaba bugün buraya geçip yemek yiyebilir miyim, veya bahçeye çıkıp yürüyebilir miyim, diye izin istiyordu.

İmam Humeyni -ks- günün tam saatleri ve dakikaları ve hatta saniyeleri için programı vardı ve zamanı boşa gitmesine izin vermezdi, ama aynı zamanda programlarını uygulamanın ailenin diğer fertlerini rahatsız etmemesine büyük özen gösterirdi. İmam özellikle farizaları ve müstahapları eda etmekte ve yine gece namazlarını ikame ederken bu ibadetlerin ailenin diğer fertlerini rahatsız etsin, istemezdi.
İmam Humeyni’nin ks yakın arkadaşlarından Mustafa Keffaşzade, İmam’ın dini farizaları yerine getirmekte sergilediği hassasiyeti şöyle anlatıyor:
İmam’ın eşi, hatırladığı kadar İmam her gece namaza durduğunu ve o sıralarda onu veya çocukları rahatsız etmemeye özen gösterdiğini ve bir tek gece bile bu yüzden uykudan uyanmadıklarını anlatıyordu. Yolculuklarda da İmam gece namazına kalktığında gayet sessiz bir şekilde kalkıp abdest alıyordu ve başkalarını rahatsız etmezdi.
Bu konuda İmam Humeyni’nin -ks- damadı Mahmut Burucerdi de şöyle anlatıyor:
İmam gece yarası namaza kalktığında ışıkları yakmazdı ve bunun yerine küçük bir el fenerini kullanırdı, öyle ki ancak ayak basacak yeri görebiliyordu. İmam sessiz sedasız hareket ederdi ve başkalarını uyandırmak istemezdi.
İmam Humeyni’nin -ks- ahlaki özelliklerinden biri de, aile fertlerini aşırı nasihat ederek incitmemekti. Gerçi İmam hem ailesi ve hem İran milleti gözünde büyük bir konuma ve saygıya sahipti ve en ufak tavsiyesi veya nasihatı insanlar tarafından büyük ilgi ile karşılanırdı, ancak İmam pratikte başkalarına örnek olmayı tercih ederdi ve sırf nasihat ve sözlü tavsiyelerle aile fertlerinin fikri ve ahlaki gelişmesine mani olmak istemezdi.
İmam aile fertlerine görüş beyan etmelerine izin verirdi ve böylece onlara karar alma gücü ve sorumluluk üstlenme yeteneği kazandırırdı. İmam asla başkalarına sorumluluk belirlemez, yüklemezdi.
Hüccetülislam Seyyid Mahmut Duai bu konuda şöyle diyor:
İmam aile fertlerini kendileri maslahat bildikleri yolu yordamı seçmekte serbest bırakırdı. Bu seçim serbestliği İmam’ın kadın ve erkeklerin sosyal meselelerine nasıl baktığını açıkça ifade ediyordu.
İmam Humeyni -ks- izdivaç ve eş seçme konusunda da genel nasihatlerle yetinir ve detaylara girmezdi ve böylece çocukları ve torunlarının seçim hakkına müdahalede bulunmazdı. İzdivaç konusunda İmam çocuklarına iki ailenin aynı düzeyde ve aynı inançta olmalarına vurgu yapıyor, fakat mısdaklarına müdahale etmiyordu.
İmam’ın kızlarından Zehra Mustafavi bu konuda şöyle diyor:
İmam ister kızları ister oğulları olsun çocuklarının eş seçmeleri konusunda karşı tarafın ailesine çok vurgu yapıyordu. İmam iki ailenin aynı düzeyde ve aynı inançta olmalarını buyuruyordu.
İmam Humeyni’nin -ks- yakınlarından Merziye Hadidçi de bu konuda şöyle diyor:
İmam’ın herkese ve ayrıca evlatlarına tanıdığı özgürlüklerden biri, eş seçme hakkıydı. Bu yüzden kızları evlenmek istediğinde İmam, ben falanca kişiyi uygun buldum, ama nihai ve kesin görüş size ait, diyordu ve eğer kızlar isteksiz olursa o izdivaç meselesi kapanıyordu.
İmam Humeyni -ks- evlatlarını ve aile fertlerini ilim ve bilim öğrenmeye teşvik ediyor, ama bu konuda da detaylara girmiyordu. İmam’ın torunlarından Atıfa İşraki bu konuda şöyle diyor:
Ben defalarca İmam’dan üniversiteyi kazanmam için dua etmesini istedim. İmam da her seferinde ben herkes için dua ediyorum, sana da dua edeceğim, diyordu. Üniversitede branş seçimi konusunda İmam herhangi bir branşı önermiyordu. İmam bu konuda çok ciddiydi, gerçi bazen bizi teselli ediyordu, ama nihai kararı kendimizin vermemizi isterdi ve bize sadece tavsiyede bulunurdu.

İmam Humeyni’nin -ks- gelini Fatıma Tebatebai de bu konuda şöyle diyor:
İmam kızlarının eğitimi konusunda da aynı şekilde davranırdı ve örneğin falanca branşı okuyun, diye ısrar etmez ve esas itibarı ile bu konuya müdahale etmezdi ve sadece ilim ve bilim öğrenmeyi tavsiye etmekle yetinirdi.İmam bu konuda aile fertlerine yaptığı tavsiyede, öğrendikleri ilimleri kalplerine göndermelerini tavsiye ederdi ve aksi takdirde o ilimlerin birer perdeye dönüşeceğini buyururdu. İmam şöyle diyordu: Eğer ilim öğreniyorsanız, onu akli ilkelerle uyumlu hale getirdikten sonra doğruca kalbinize yolları, zira eğer sırf öğrenirseniz, bir kütüphane gibi içindekileri topladığınız bir sandık gibi olur ve bu ilim başlı başına bir perdeye dönüşür.