İmam Humeyni –ks– mektebinde - 59
Bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- yasalara ve kurallara uymak ve disiplin hakkındaki görüş ve düşüncelerini ele almak istiyoruz.
Geçen bölümlerde İmam Humeyni’nin -ks- bireysel ve sosyal yaşamında ve çeşitli durumlarda davranışları ve kişiliğinin boyutları hakkında söz ettik. Şimdi ise biraz önce de belirtildiği üzere İmam’ın yasalara ve kurallara ve devlet erkanlarında idari disipline uymasından söz etmek istiyoruz
Bilindiği üzere İmam Humeyni -ks- İran İslam inkılabının lideri olarak toplumda ve ülke yetkilileri arasında yüksek mevkiye sahipti ve bu yüzden kendi görüşlerini başkalarına dayatabilir ve ülke yönetiminde uygulanan yasalara ve teşkilat ve idari disipline uymayabilirdi. Ancak İmam birazdan anlatılacağı üzere idari disiplin ve kurallara ve yasalara uymayı hem kendisi ve hem başkaları için dini bir fariza olarak görüyor ve bu ilkeden asla taviz vermiyordu
İmam Humeyni -ks- birçok alimden ve düşünürden farklı olarak yasalara ve kurallara uymayı örf ve adet gereği ve dünyevi bir görev olarak bilmezdi. İmam, İslami devletin hakim olduğu ülkenin tüm yasaları şer’i ahkam hükmünde olduğuna ve bu yasalara uymanın vacip olduğuna inanırdı ve bu inancı hatta trafik yasalarında en basit yasaları bile kapardı.

İmam Humeyni’nin -ks- kızı Zehra Mustafavi İmam’ın bu özelliği hakkında şöyle diyor:
İmam yasalara çok bağlıydı ve ülkenin kanunlarına saygı duyar ve bu yasalara uymayı da şer’i görev bilirdi; yani hatta trafik kuralları için de böyle düşünürdü. Örneğin İmam, tek yönlü bir caddeye ters yönden girmeyi şer’i açıdan suç sayardı, ya da eğer biri aracını belirlenin hız limitinin üstünde kullanırsa, İmam bunu da şer’i açıdan suç bilirdi.İmam Humeyni -ks- devlet ve kamu işleri ile ilgili diğer durumlarda da yasalara uyulmasına ve beytülmalin korunmasına vurgu yapıyordu ve örneğin elektrik, su vesaire makbuzlarının ödenmesinde en ufak gecikmeyi caiz bilmezdi.
Hüccetülislam Rahimian İmam’ın bu özelliğini şöyle anlatıyor:
Uzun yıllar İmam’ın ofisinde hizmet eden biri olarak, İmam’ın özel yaşamında İslami devletin yasalarına aykırı en ufak hareket görmediğimi söyleyebilirim. Örneğin su, elektrik, telefon makbuzları, belediye ile ilgili makbuzlar, hepsi ilk fırsatta ödenirdi.Aslında İmam Humeyni’nin -ks- yasalara ve kurallara uyma özelliği sadece İslami devletin hakim olduğu dönemle sınırlı değildi. İmam hatta topluma gaspçı ve zalim bir rejim hakim olduğu dönemde bile kamu maslahatına faydalı olan yasalara ve kurallara uymayı vacip bilirdi. Örneğin İran ve Irak’ta iki despot rejim olan şah rejimi ve Saddam rejimi hakim olduğu ve İmam da Irak’a sürgün edildiği dönemde, İmam’ın İran’daki bazı arkadaşları rejimin baskıları yüzünden kaçak yollardan Irak’a geçtiler, ancak İmam bunun caiz olmadığını belirterek bu tür faaliyetlerin tekrarlanmasını engelledi.Bu konuda Hüccetülislam Ali Ekber Mesudi, İmam Humeyni’nin -ks- arkadaşlarının kaçak yollardan Irak’a gelmelerini men ettiğini ortaya koyan bir anıyı şöyle paylaşıyor:
Ben İran’dan çıkış yasağı ile karşılaştığım için kaçak yollardan İran’dan çıktım ve Necef’e vardım ve bu uğurda büyük sıkıntılara katlandım. İmam’ın huzuruna çıktığımda öğle vaktiydi. Kapıdan içeri girdim ve selam verdim. İmam selamımı aldı ve siz de mi kaçak yollardan geldiniz? diye sordu. Ben evet, diye arz ettim. İmam, artık gelmeyin, diye buyurdu. Ben de baş üstüne, artık gelmem, dedim. İmam şöyle buyurdu: Demek istediğim, kaçak yollardan gelmeyin, niye kaçak yollardan gelip kendinizi tehlikeye atıyorsunuz? Artık bu tür işleri yapmayın. Yapabilirseniz, pasaportla gelin, ama kaçak gelmeyin.
İmam’ın bu ısrarı, bizi kurallara uymaya zorlamak içindi.
İmam Humeyni -ks- bulunduğu ülkede topluma hakim olan disipline uymayı, kamu maslahatı ve menfaatine ve ülkenin yasaları ve toplumun kültürüne saygı göstermeyi de davranışlarında bir prensip olarak benimsemişti ve kamu düzenini koruyan toplumun kurallarına uymaya sürekli vurgu yapıyor ve disipline uymak ve düzenli olmak, velev ki Stalin iktidarın başında olsun, önemli vaciplerden olduğunu belirtiyordu.

Hüccetülislam Seyyid Muctaba Rudbari bu konuda bir anıyı şöyle anlatıyor:
Bir gece Necef’te İmam’ın huzurundaydım. Talebelerden biri sordu: acaba 8 Rial’lık pul yerine 2 Rial’lık pul kullanıp gerisini ödemeyebilir miyiz? İmam şöyle cevap verdi: bu iş caiz değildir. İmam şöyle ekledi: Velev ki Stalin iktidarın başında olsun, disiplini korumak en önemli vaciplerdendir.
Marziye Hadidçi de İmam Humeyni’nin -ks- Fransa’da bulunduğu günlerde bu ülkenin yasalarına uymaya bağlılığı hakkında şöyle diyor:
İmam’ın en önemli özelliklerinden biri, hatta küfür diyarında toplumun sosyal kurallarına ve yasalarına uymaktı. Örneğin Paris’te bazı arkadaşlar biraz para topladılar ve bir koç satın aldılar ve koçu İmam’ın namaz kıldığı evin çatısında keserek etinden Aşura dolaysıyla yemek yaptılar ve etten geriye kalanın bir miktarını da İmam’ın evine gönderdiler. Ancak Fransa yasalarına göre hayvanların açık alanlarda kesilmesi sağlık sakıncaları yüzünden yasaktır. İmam bu yasayı öğrenince, Fransa devletinin yasaları ihlal edildiğini belirtti ve gönderilen etten yemeyeceğini buyurdu.
İmam Humeyni -ks- hatta toplumun en cüz’i meselleriyle ilgili yasalara ve kurallara uymaya ve bunu toplumun tüm kesimlerine aşılamaya çalışırdı. Aslında İmam büyük din alimi ve yüksek siyasi konumu itibarı ile birçok kuralı yok sayabilirdi, ancak yasaların ihlal edilmesi birçok ülkenin ciddi sorunu olduğunu bildiğinden, yasalara tam uymaya ve böylece başta yöneticiler olmak üzere başkalarına örnek oluşturmaya ve kimse makamını kötüye kullanmaması gerektiğini vurgulamaya çalışırdı.
Bu konuda Hüccetülislam Rahimian İmam Humeyni’nin -ks- hatta çimlere basmama konusunda cüz’i bir kurala uymasıyla ilgili ilginç ve ibret verici bir anıyı şöyle anlatıyor:
İmam’ın yasalara ve kurallara uyması sadece İslami nizamın yasaları ile sınırlı değildi ve toplumun genel maslahatı ve beytülmalin korunması gibi durumları da kapsıyordu. İmam hatta batıl Pehlevi rejiminde de aynı ilkeye bağlıydı. Merhum Hac Mustafa Humeyni, Hemedan kentinde İmam bir caddede karşıya geçmek istediğinde, caddenin ortasında ekilen çimlere basmamak için uzunca bir yolu katederek yayalara özel geçitten geçtiğini ve böylece çimlere basmadığını anlatıyordu.

İmam Humeyni’nin -ks- ülke ve beytülmal ve devletle ilgili yasalara ve kurallara uyması aynı zamanda evi ve ofisi için de geçerliydi; yani İmam evde ve ofiste de aynı şekilde tüm kurallara ve disipline tabiydi.
İmam’ın kızı Zehra Mustafavi bu konuda ilginç bir anıyı şöyle paylaşıyor:
İmam her gün bir kaç kez 20 dakika yürüyüş yapıyordu. Bir gün ben de İmam’a eşlik ediyordum. Yürüyüşümüz bittiğinde İmam bahçede bir noktaya işaret ederek, keşke burada oturup bir çay içebilseydik, dedi. Ben de neden olmasın, şimdi hemen bir halı sererim, orada oturup çay içeriz, dedim. İmam şöyle dedi: Hayır, annen, bahçede oturacaksınız öbür tarafa halı serip oturum demişti. Yani İmam hatta evin hanımının koyduğu kuralı bile ihlal etmezdi ve o gün istediği yerde oturup çay içmedi.
Zehra Mustafavi yine bir başka anısını anlatırken şöyle diyor: İmam oğlu Ahmet’ten Cemaran Hüseyniyesi’nin kütüphanesinde Keşf’ül Esrar adlı kitabı emanet olarak almasını istemişti. Ancak oğlu kütüphanenin kurallarını hatırlatarak, kitapların kütüphanenin dışına çıkarılmaması gerektiğini hatırlatıyor. İmam bu sözlerin üzerine kütüphanenin kurallarını ihlal etmek istemiyor. Ahmet İmam’a siz buyurursanız kitabı alabilirim, ama kütüphanenin kuralı kitapları dışarı vermemektir, kim kitap istiyorsa oraya gidip okumalı, dedikten sonra İmam da şöyle buyurdu: Eğer kuralı buysa istemez, dedi ve ardından bana döndü ve sen bu kitabı bulabilir misin? diye sordu. Ben de evet dedim ve kitabı başka yerden bulup İmam’a verdim.