Haziran 30, 2020 10:58 Europe/Istanbul

Bu bölümde Dolar'ın Amerika'nın zalimane yaptırımları ve SWİFT sistemi üzerindeki etkisini ele alacağız.

Amerika'nın küresel ekonomi alanında diğer ülkelere yönelik hukuk dışı, zalimane ve dayatmalar çerçevesindeki girişimlerinden biri de doları hedef ülkelere yaptırım uygulamak için suiistimal etmesidir.  Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından bağımsız ülkeler   Amerika'nın tek yanlı yaptırımlarının farkı şekillerini de tecrübe etmeye başladılar. 

Amerika'nın bu yaptırımları kimi zamanlarda devlete bağlı makamları ve seçkin isimleri hedef aldı.  Ancak genelde bu yaptırımlar hedef ülkenin ekonomisini ve ekonomik yapısını hedef aldı.  Amerika'nın en önemli yaptırımları arasında ise  1995 yılında Kolombiya uyuşturucu kartellerine ve aynı yılda direnişlerinden dolayı Filistin gruplarına yönelik yaptırımlarına ayrıca 2004 yılında Liberya cumhurbaşkanı Charles Taylor'a yönelik yaptırımlara değinmek mümkün.   

Aslında Amerika'nın uyuşturucu kartelleri ve gruplara yönelik yaptırımlarının  sırf Washington'un siyasi oyunu olduğu söylenmelidir. Öyle ki bu yaptırımlar uyuşturucu madde kartelleri, çeteleri ve gruplarının performansını etkilememiştir. Amerika bu hususta her zaman çifte standartlı davrandığını göstermiştir. 

Amerika özellikle de 1996 yılında sözde DAMATO yaptırımlar yasasını onaylattı. Ancak Amerika bu yasayı BMT Anlaşmasına uygun bir şekilde değil elinde ekonomik terörizm aracı olarak kullandı.  DAMATO çerçevesindeki yaptırımlar  İran İslam Cumhuriyeti gibi ülkelerde yatırımcılığı doğrudan hedef alan yaptırımlar idi.  

2010 yılından itibaren ise Amerika Hazine Bakanlığı bağımsız ülkelere karşı akıllı yaptırımlar sistemini uygulamaya başladı. Bu dönemde Amerika kongresi en az 12 tasarıyı onaylayıp Beyaz Saray da yaptırımların uygulanması ve denetlenmesi için 29 kararname çıkarttı.  

Bu yaptırımların hedefinde ise İran İslam Cumhuriyeti gibi ülkelerin enerji sektörü yer alıyordu. 

Amerika eski Hazine Bakanı Yardımcısı David S. Cohen ise bu hususta şöyle düşünmektedir:" Bu yaptırımlar çerçevesinde, İran'a ekonomik saldırı doğrultusunda çok taraflı iç ve dış destekler sayesinde geniş çaplı yeni mali yaptırım araçları geliştirildi. "

Kongre'de tasarıların onaylanması ile Amerika yaptırımlarını hızlı bir şekilde sınırlarının ötesine taşıyarak  diğer ülkelerin de ticaret alanında İran ve Amerika arasında bir seçim yapmasını istedi.  Amerika özellikle de İran ile yaptığı BERCAM nükleer anlaşmasının ardından yaptırımları şiddetlendirerek Tahran'ı aşırı mali tecride sürüklemek istedi.   Bu çerçevede geniş çaplı girişimlere ve yaptırımlara baş vurdu.  

Bu doğrultuda Amerika İran'ın ulaşım ve taşımacılık erişimlerini, havacılık imkanlarını kısıtlamaya çalışıp petrol gemilerini sigortalamayı bile engelleyip   İran'ın petrolünü satmasını da baltalamak için limanlar ve yabancı bankalarla da bağlantısını kesmeye çalıştı.  Bu çerçevede Amerika özellikle de İran'ın döviz rezervlerini ülke dışında sıfırlamaya çalıştı.  

Bu süreçte Amerika doların küresel işlemlerdeki konumunu suiistimal etti. Gerçekte dolar hegemonyası   Amerika elinde ekonomik terörizm aracı olarak görülmelidir.  Buna rağmen İran İslam Cumhuriyeti gibi ülkeler de boş durmamış ve parasal veya iki taraflı ve çok taraflı anlaşmalar imzalayarak  dolar hegemonyasına karşı koymaya çalışmış ve Amerika'nın bu alandaki siyasetlerini büyük bir oranda etkisiz hale getirmiştir. 

Doların küresel piyasalara sultasından dolayı Amerika, Washington siyasetlerine boyun eğmeyen ülkelere karşı çok taraflı yaptırımlar uygulayabilmiş ve bu yaptırımlarda dünya ülkelerinin bazılarını yanına alabilmiştir.  Ukrayna krizinin 2014 yılında patlak vermesi ve Rusya'nın Kırım yardım adasını topraklarına ilhak etmesiylei Amerika ekonomik yaptırımların yanı sıra Rus makamları ve hükümeti ile alakalı olan özel şahıslar ve şirketleri de yaptırımlara tabi tuttu.  

Aslında Amerika bu tür yaptırımlar uygulayarak doların hegemonyasını suiistimal edip  özel kişiler ve şirketleri de ticari açıdan denetlemeye çalışmaktadır. Buna esasen Washington  tam dikkatli bir şekilde Rusya'nın büyük bankalarının, enerji şirketlerinin ve silah fabrikalarının  varlıklarının büyük bölümünü bloke etmek ya da onların Amerika ve Avrupa Birliğinin uzun vadeli kaynaklarına erişimini maksimum şekilde kısıtlamak istemiştir.  

Amerika'nın Rusya'ya yönelik yaptırımları, Rus şirketleri  Kremlin'den mali destekler ve destek paketleri almaya zorlamaktadır. Bunun sonucunda da Rusya döviz rezervi azaldıkça azalacaktır.  Bu tür yaptırımlar  Rusya'ya geniş çaplı bir ekonomik daralmaya zemin hazırlamak doğrultusundadır.  Bu çerçevede Rusya'nın gayrı safi yurt içi hasılası  yüzde 5'in altına indirilmek istenmiştir. 

Amerika bir yandan da yaptırımlarını geçen ve ayakları altına koyan şirketler, enstitüler ve kişilere karşı da sert bir tutum takınmıştır. Gerçekte  Amerika bu yaklaşımı ile  küresel mali kurum ve kuruluşlara maksimum riski tehdidini göstermek istiyor. Amerika bu baskıları ile hedef ülkeleri iyice küresel işlemlerden uzak tutmak istiyor.    

Amerika'nın bu sisteme dayalı olarak uyguladığı yaptırımları kimi ticari alanlarda etkili olsa da ancak   siyaset alanında  bir güvensizliğe yol açmıştır.   Hatta Amerika'nın Rusya'ya karşı yaptırımlarının bile Kremlin liderlerinin Ukrayna hususundaki kararlarını bir nebze bile değiştirmediğini gösteriyor.  Öyle ki birçok Avrupa ülkesi de Amerika'nın yaptırımlarını es geçerek Rusya'ya yatırım yapmıştır.   Gerçekte Amerika'nın yaptırım siyaseti  Çin gibi diğer küresel güçler için de tehlike çanlarını çalmıştır. Artık Amerika'nın dolar hegemonyasını silah olarak diğer ülkelere karşı kullandığı da açıkça ortadır. 

Amerika'nın doları suiistimal etmesinin diğer örneklerinden biri de bu ülkenin SWİFT gibi dolara dayalı mekanizmalara araçsal bakışıdır. Amerika bu çerçevede bu aracı da sırf Amerika milli güvenliği doğrultusunda kullanmak istiyor.  Böyle bir imkan ise diğer ülkelerin dolara kaynaklık etmemesi ve doların piyasalarda dolaşma mekanizmalara erişimi olmadığı için söz konusu değildir. 

Amerika Hazine Bakanlığı Makamları ise  Amerika başkanı tarafından çıkarılan kararlar ile  ülkelerin, şirketlerin ve kişilerin mali geçmiş bilgilerine erişim sağlayıp bu bilgileri suiistimal ediyorlar.  SWİFT Amerika'da etkin bir mali sistem olarak Amerika merkez bankası denetimi altında çalışmaktadır.   Bu yüzden SWİFT sistemi tamamen Amerika'ya bağlıdır. Aslında SWİFT sisteminin bilgilerinin Amerika makamları ile paylaşılmasının ifşa olunmasının ardından 32 ülke bu sistemi  özel ve gizli bilgileri ifşa etmesinden dolayı şikayet ettiler.   Bu ülkeler Amerika'nın bu sistemi casusluk yapmak için kullandığından kaygı duymaktadırlar. 

Özellikle de 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından Beyaz Saray makamları   teröristlerin Amerika ve dünyanın diğer noktalarındaki topraklarındaki döviz alanındaki çalışmalarını bulma bahanesi ile SWFİT'e yönelik araçsal bakışını daha da şiddetlendirdi.  Washington makamlarının iddialarına göre 11 Eylül olayında 11 terörist mali destekler ile ölümcül planlarını uygulamışlardır. Bu makamlara göre bu teröristler  Batı Asya ve Avrupa bankalarından Amerika'ya gönderilen paralar ile bu eylemi gerçekleştirdiler. 

Bu çerçevede Amerika teröristlerin mali dolaşımlarını izlemek bahanesi ile SWİFT bilgilerine erişim sağlamaktadır. Bu çerçevede Amerika hazine bakanlığı celp kararları ile bu hususta suiistimal girişimlerinde bulunuyor. Halbuki Amerika güvenlik kurumlarının raporlarına göre Suudi Arabistan 11 Eylül terör eylemlerinde rolü olmuştur. Ancak Amerika bu ülkenin SWİFT erişimine hiçbir kısıtlama getirmemiştir. Bu da Washington'un bu husustaki sadakatsizliğinin açık göstergesidir. 

Amerika SWİFT aracılığı ile ülkelerin tüm bankacılık, ticari ve ekonomik damarlarını elinde tutmaktadır. Böylece kolay bir şekilde onları baskı altına alıp en ağır yaptırımlar ile siyasetlerine uymayanları eziyet edebilir.  Bu hususta CİA danışmanı ve İran'a yönelik yaptırımların tasarımcılarından James Rickards şöyle diyor:"    Amerika dolar ve ödeme sistemleri aracılığı ile tüm ülkelerin ticari ve ekonomik işlemleri bilgilerine sahiptir.  Amerika'nın yaptırımları SWİFT ve dolar olmadan mümkün değildir. Çünkü halihazırda Dolar küresel ticaret için oksijen anlamına geliyor. Amerika istediği zaman bu oksijeni kesebilir. "

Böylece günümüzde doların Amerika elinde bir silaha dönüştüğü söylenebilir.  Amerika doları, ortaklarını teşvik etmek ve bağımsız ve Washington'a karşı ülkeleri cezalandırmak aracı olarak suiistimal etmektedir. Doları suiistimal etmesi ise sadece ticari ve döviz savaşları ile kısıtlı değildir. Dolar aynı zamanda enflasyonu arttırarak  hükümetlerin kaygılarını da arttırabilir.   Buna esasen   ülkeler iki taraflı ve çok taraflı mali anlaşmalara yönelmiş ve ekonomik ilişkilerini güçlendirmeye çalışmışlardır. Bu yaklaşım ise Amerika'nın dolar hegemonyasının çökme eşiğinde olduğu anlamındadır.