Başarılı İranlı Bayanlar -8
Bugünkü programımızda sizleri, İran sinemasında kendinden söz ettiren yönetmen ve yazar bayan Nergis Abiyar ile tanıştıracağız.
Son haftalarda yayınlanan haberlerde belirtildiği üzere Nergis Abiyar’ın sinema eseri, Aralık 2019’da Fransız Carson Siyasi Film Festivali uzun metrajlı film kategorisine katılarak festivalin 3 büyük ödülünü aldı. Bugün sizlerle bu konuda konuşacağız.
Sinemacı Nerges Abiyar’ın uzun metrajlı filmi “Dolunay Olduğu Gece” Fransa’da düzenlenen Uluslararası Carson Film Festivali’nin yarışma bölümüne katılım hakkı kazanırken festivalin en büyük ödülü, en iyi oyuncu ve üniversite öğrencileri jüri ödülünü almayı başardı.
Nergis Abiyar kazandığı ödüllerin ardından filmi hakkında şöyle diyor: Bu ödül seyircilerin en iyi seçtiği film ödülüdür ve ben bu ödülü İran halkına ithaf ediyorum.
Nerges Abiyar'ın dram türündeki filmi şiddet içeren çağdaş bir aşk hikayesidir. Bu film aslında Abdulmelik Rigi’nin Faize Mansuri ile evliliği ve evlenmenin ardından Pakistan’a kaçışını anlatıyor. Çiftin kaçışı sırasında Faize’nin ağabeyi Abdulmelik tarafından öldürülüyor. Yapımcı bu filmde çok tartışılan ve münakaşa meselesi olan konulara el koyuyor. Bu yüzden filme yönelik tepkiler çok farklı oldu. Fakat yapımcının böyle hassas bir konuyu perdeye taşıma cesareti takdir edilmeli. Nergis Abiyar büyük bir cesaret ile son yıllarda yaşanan gerçek bir olayı perdeye taşıyarak seyirci ile buluşturuyor.
Dünyaca tanınan eleştirmen Debora Young filmi izlemenin ardından Hollywood Repoter’de kaleme aldığı yazıda şöyle diyor:
Dolunay Olduğu Gece, gerçeklere dayanan dramatik bir filmdir. İranlı genç ve huzurlu gelin, evlendiği adamın ailesinin el-Kaide üyesi olduğunu keşfettiğinde artık çok geç olmuştur; Nergis Abiyar’ın rivayeti ile olgunlaşmış bir siyasi dram, tarihi gerçeklere dayalı, vahşet dolu bir aşk hikayesidir. Bu yönetmen kendi kabiliyet ve gücünü en iyi şekilde Dolunay Olduğu Gece filminde ekrana taşıyor. Kendisi İran ve Irak savaşı ile ilgili “Şiyar 143” ve “Nefes” adlı iki filmin ardından el-Kaide konusuna değiniyor ve giderek yükselen bir opera gibi adım adım bizleri korku ve dehşet anlarına gömüyor… acı sona rağmen bu film çok renkli, müzikal ve sürükleyicidir, İran ve Pakistan pazarlarından dağlar ve çöllerin gizemli sekanslarına kadar.
Mart 1972 doğumlu Nergis Abiyar Farsça ve İngilizce'de 29 hikaye yazarı, fars dili ve edebiyatı uzmanı, başarılı sinema yönetmen ve yazarı ve ayrıca kendisi İran’ın tanınan yapımcılardan Muhammed Hüseyin Kasımi’nin eşidir. Nergiz Abiyar en başarılı İranlı sinemacı kadınlardan biri olarak “Şiyar 143”, “Nefes” ve “Dolunay Olduğu Gece” filmleri ile 2012-2018 yılları arasında Fecr Film Festivali ve uluslararası festivallerden adeta ödül koleksiyonu sahibidir. Dolunay Olduğu Gece, 37. Fecr Film Festivalinde en iyi yönetmen ve en iyi filmin de aralarında olduğu 7 Billur Simorg ödülünü kazanmayı başardı.
Sinemacı Nerges Abiyar’ın yönetmenliğini üstlenen ‘Dolunay Olduğu Gece’ filmi Estonya’da dünyanın sinemasını buluşturan 23. Uluslaraları Tallinn Siyah Geceler Film Festivali’nin yarışma bölümünde en iyi film seçilerek, ödül kazandı.
Nergis Abiyar’ın önceki iki filmi de çeşitli ödüller almayı başarmıştı. Saddam rejimi tarafından İran’a dayatılan 8 yıllık savaşı konu eden ve 2013 yapımı “Şiyar 143” filmi, 30 uluslararası film festivaline katılarak 16 uluslararası ödül kazandı. 32. Fecr Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu, ve seyirci açısından en iyi film ödülüne layık görünürken bir çok dalda da aday gösterildi.
“Nefes” filmi ise 34. Fecr Film Festivalinde en iyi birinci ve ikinci kadın oyuncu ödülünü alırken 2018 yılı Oscar ödüllerinde İran’ı temsil etti.
Nergis Abiyar güçlü bir yazar olarak hikaye, öykü, şahsiyet yaratma ve dramı çok iyi anlıyor. Abiyar çocukluk döneminin bir kısmını bir çok yaşıtı gibi savaş yıllarında geçirmiş, bombaların yağdığı geceleri ve akrabalarının bekleyişini gören biri olarak şöyle diyor: büyük bir tesadüf eseri roman ve edebiyat alanından sinema ve savaş alanına girdim ve bu ortamın çok dramatik olduğunu gördüm zira bir milletin tarihi bir sanatçının bakışından bir sanat eserine dönüşebiliyor.
Nergis Abiyar, filmin düşünceleri bir birine yaklaştıran ve özellikle kadınlar olmak üzere uluslararası anlayışı sağlayan en önemli araçlardan biri olduğunu savunarak Fars Körfezi ülkeler alanında İran’ın kadınların kültürel ve sosyal faaliyetleri için en geniş kültürel özgürlüklere sahip olduğunu, bu özgürlüğün hatta bazı batılı ülkelerden bile bu gibi faaliyetler için daha fazla ve geniş çaplı olduğunu belirtiyor.
İranlı sanatçı kadınların İslam inkılabının ardından kameranın önünden arkasına geçtiğini gösterebilen Nergis Abiyar, İslam inkılabından önce filmlerin daha çok satış yapması için kamera önüne geçen kadınların artık 7. Sanatta kameranın arkasına geçerek bir yönetmen, yapımcı veya senarist olarak sinema eserlerinde etkili roller üstlenebileceklerini gösterdi. Başka bir ifade ile İran sinemasında kadınlar oyuncu olarak kamera önünde rol alsalar bile, film yapımcıları ve yönetmenin maddi çıkarlarını sağlamak için bir araç ve bir oyuncak şeklinde değil, İranlı bir bayanın konumu ve şanını koruyarak gerçek bir sanatçı kisvesinde boy gösteriyorlar.
Nergis Abiyar’ın belirttiğine göre İran’da diğer bir çok ülkede olduğu gibi kadınlar başkalarının güvenini kazanmak için erkeklere nazaran çok daha fazla çalışmalıdırlar. İran sinemasında da bu konu geçerlidir. Abiyar bizzat İran sinemasında kadınların olgunlaşmanın simgesi olarak yapımcı bir kadının kendi kabiliyeti ile filmine ve emeği geçenlere Fecr Film Festivali ödüllerini kazandırabilecek başarılı bir yapımcının örneğidir.
İran İslam cumhuriyeti nizamında kadın yapımcı ve yönetmenlerin varlığı üstelik çeşitli belgesel, uzun ve kısa metrajlı filmlerde 50 kadın yapımcının bulunması ise kadınların İran sinemasında boy göstererek önemli başarılara ulaşabilmelerinin kesin bir kanıtıdır. Söz konusu 50 kadın yapımcıdan yaklaşık 20’si profesyonel yapımcıdır öyle ki sürekli çektikleri filmler ile tanınan sanatçılardır.
İranlı kadınların sinema sektöründe özellikle de yönetmen koltuğunda veya senarit olarak, oldukça kabul edilebilir sayıda olmalarına ilaveten bu varlığın kalitesi de gözardı edilemez. Başarılı bir film olan Dolunayın Olduğu Gece filmi dikkate alındığında İslam inkılabının Nergis Abiyar gibi başarılı kadın yönetmenleri İran sinema sektörüne kazandırdığı söylenebilir.
Aslında İranlı kadın sanatçıları, çalıştığı dallarda cinsiyetçi bakıştan arınarak çalışmalarına devam ediyorlar. Sınırların ötesinde, sinema dünyasının liberal dünya ile düğümlendiği yerde kadın yapımcılar bir çok sorunla karşı karşıya bulunuyorlar. Hollywood’un başarılı kadın oyuncularından Meryl Streep bu konuda şöyle diyor: Kadınların sinema eserlerinin üretim ve sunumdaki rolleri ve de onların bu süreçteki ekonomik payı, önem açısından her zaman ikinci derecede yer almış ve erkekler en fazla nasibi almıştır.
İran ve dünya sinemasında kadınların konumu arasında kısaca bir karşılaştırmada, ahlak öncüsü ve de kadınlara profesyonelce davranışla tanınan İran sinemasının özellikleri ve farklılıkları açıkça göze çarpar.
Nergis Abiyar ise toplumda başarılı İranlı kadınların bariz örneğidir. Onun eserleri konu ve konum açısından büyük önem taşıyor; fakat daha da önemlisi onun inanç ve güvenidir, bu sayede İranlı kadından güzel bir görüntü çizebiliyor, üstelik araçsal bakışlar veya sırf siyasi yaklaşımların tuzağına düşmeden.