İslam İnkılabının İkinci Adımı, Üretimde Atılım-7
Bu bölümde stratejik ihtiyaçların üretimindeki atılım mahiyeti taşıyan adımları ele alacağız.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei yeni yılı Üretimde Atılım yılı olarak adlandırmışlardı. Aslında üretimde atılım direniş ekonomisi çerçevesinde mega stratejilerden biri sayılmaktadır. Bu strateji tüm alanlarda istikrarlı altyapının oluşturulması açısından büyük öneme sahiptir.
İslam İnkılabı Lideri iş ve işçi haftası dolayısı ile yaptıkları konuşmada üretimde atılımın önemi hakkında ülkedeki mevcut üretim gidişatının geri kalmışlıkların telafi edilmesi için yetersiz olduğunu belirtip üretimin daha fazla güçlendirilmesi ve geliştirilmesi zaruretine vurgu yaparak üretimde atılımın gerçekleştirilmesi hususunda kimi kilit noktalara değindiler.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei üretimde atılımın ön şartlarından birinin de belli alanlarda ithalatın yasaklanmasına değinerek şöyle bir hatırlatmada bulundular:"Biz ithalata karşı değiliz. Ancak ülke içinde üretilen ürünün veya üretilme imkanı bulunan ürünün ithal edilmemesi gerekir. "
Bilindiği üzere tarımcılık İran ekonomisinin kilit sektörlerinden biri sayılıyor. Stratejik tarımsal ürünlerin üretimi ve ekimi ülkenin ekonomik bağımsızlığının temeli ve dış dünyadan bağımsızlığının göstergesi olması açısından büyük öneme sahiptir. Bu alandaki çalışmalar uygun ekonomik seviyeye ulaşmasında eşsiz bir konuma sahiptir.
Halihazırda ülkenin üç stratejik ve temel tarımsal ürünü sayılan buğday, pirinç ve yağlar İranlı ailelerin beslenme tarzında önemli bir yere sahiptir.
İran'ın gelişme vizyonu belgesinin bir parçası sayılan İkinci Adım Belgesinin önemli hedefleri arasında " bölgede ekonomik, bilimsel ve teknolojik açıdan ilk konuma gelmek ve gelişmiş bir ülkeye dönüşmek ve toplumun gıda güvenliğini özellikle de stratejik ürünler açısından güvenliğini sağlamaya değinebiliriz.
Kuşkusuz bu stratejik belgelerde belirlenen hedeflere ulaşmak için insani kaynakların geliştirilmesi ve tüm ekonomik alanlarda özellikle de tarımcılık alanında bilimsel ve teknolojik imkanların en iyi şekilde kullanılması şart.
Yağlı çekirdekler ise tahılların ardından insanların besin ihtiyacının karşılanmasında önemli bir konuma sahip olmuştur. Bu çekirdeklerin yağları sanayi dallarında da kullanılıp daha çok doğrudan tüketiliyor. Küspeleri de yüksek protein kaynağı olduğundan dolayı hayvancılıkta kullanılıyor. Bu yüzdendir ki tarım ürünleri ithalatı özellikle de stratejik ve temel ürünlerin ithalatı tarımcılık sektörünün başarı oranını ölçmek için bir kriter olarak görülmektedir.
İran İslam Cumhuriyeti tarım bakanlığı yağlı çekirdekler alanı uzmanlarından ve sorumlularından Alirıza Mohacer ise bu hususta şöyle diyor:" Mega düzeyde gıda güvenliğinin ölçülmesindeki önemli göstergelerden biri de gıda ürünlerinin kendine yeterlik düzeyinin ölçülmesidir. Bu da her ülkenin kendi iç ihtiyaçlarını kendi imkanları ve kaynaklarına göre karşılayıp karşılamaması demektir. Her ülkenin kendine yeter durumda olup olmaması ülkenin siyasi yönetiminin de uluslararası konumunu etkilemekte ve meşruiyeti ve gücünü de azaltıp çoğaltmaktadır. Dolaylı bir şekilde tarımcılığın o ülkede etkin olduğunu, tarımcılık sektöründeki sermaye ve iş gücünün işlevsel olduğunu, hükümetin kırsal alanları geliştirme, tarımcılık alanındaki araştırma geliştirme projelerinin başarılı olduğunu gösteriyor. Bu etkenlerin bir araya gelmesi demek ülkenin ekonomisinin gelişmesi demektir. Böylece döviz giderleri azalır, bağımsızlık güçlendirilir ve sonuçta ulusal güvenlik düzeyi de artar. "
Yağlı çekirdekler alanında başarılı olan ülkelerin araştırmaları ve tecrübeleri incelendiğinde İran'ın farklı iklimleri ve yetenekli insani potansiyeli yüzünden başarılı bir ülkeye dönüşebileceğini ve ithalatını en aza indirilebileceğini söylemek mümkün. Yakın geçmişte ülkede daha çok soya, ayçiçeği ve pamuk çekirdeklerinin yağı üretilirdi. Bunların büyük bir bölümü ise sırf Golestan ve Mazenderan eyaletlerinde üretilirdi. Ancak son yıllarda iklimsel koşullara göre kolza ekimi artmıştır.
Halihazırda ülke genelinde 220 bin hektar kadar alan kolza tarlası olarak ekilmektedir. Bu tarlalardan 400 bin ton kadar kolza elde edilmektedir. Bu üretim düzeyine rağmen ülkenin döviz çıktılarının yüzde 30 kadarı yağlı çekirdeklere ayrılmaktadır. Öyle ki ithal edilen yağlı çekirdekler, yağları ve küspelerinin değeri son 25 yılda 41 milyar dolara tekabül etmektedir.
Başka bir ifade ile bu alanda hala yüzde 90'lık ithalata bağımlılık söz konusudur. Bu da özellikle de yaptırım koşulları altında kırılgan bir nokta sayılır.
Halihazırda ülke genelinde kolza ekilen tarlalar 220 bin hektar kadardır. Bu tarlalardan 400 bin ton kadar kolzanın elde edileceği tahmin edilmektedir. Genellikle de yaz aylarında yetiştirilen diğer yağlı çekirdekler hakkında ise 160 ton kadar çekirdek üretimi yapılacak 70 bin hektar kadar soya tarlası ve 30 bin ton kadar ürünü olan 20 bin hektarlık ayçiçeği çekirdeği tarlası ve 40 bin ton kadar ürünü olan 35 bin hektarlık susam tarlasının da yakında işe başlayacağı söylenebilir.
Yağlı çekirdeklerin üretiminin artması istihdam yaratıp toplumun beslenme ihtiyaçlarının bir kısmını da gidermesinin yanı sıra küspeleri ile de hayvancılık sektörüne yeni bir fırsat verecektir. Hayvancılığın kaynak maddeler hususunda ihtiyaçlarını kolayca gidermesi demek ülkenin protein ürünlerinin kolayca üretilmesi demektir. Bu da ülkedeki gıda güvenliğinin önemli bir parçasını temin edecektir. Bu yüzden yağlı çekirdekler özellikle de kolza çekirdeği alanında ülkenin kendine yeter hale gelmesi her zaman dikkate alınması gereken bir husus olmuştur.
Yağlı çekirdekler margarin yağı ve bitkisel yağların üretiminde temel rol oynuyor. İranlı ailelerin ne kadar bitkisel yağları tükettikleri göz önünde bulundurulduğunda yağlı çekirdeklerin ekimi ve üretiminin önemi de kat kat artmaktadır.
Bu ürünler alanında ülkenin kendine yeter hale gelmesi o kadar önemlidir ki İslam İnkılabı Lideri de son yıllarda bu hususa şöyle vurgu yapmışlardır:" Yağlı çekirdekler özellikle de kolza alanında ülke kendine yeter hale gelmelidir. "
Kolza bitkisi fizyolojik özelliklerinden dolayı, sonbaharda da ekilme ve yetiştirilme imkanından dolayı, hem de diğer tahılların tarlalarında hemen ekilebilmesinden dolayı İran'da üretilmesi çok el verişli bir yağlı çekirdek sayılır. Kolza yağının yüksek kalitesi bu yağı dünyada en kaliteli yağlardan biri haline getirmiştir. Kolza ekiminin üretimin istikrarında ve tahılların hastalıkları ve bir sonraki tarımsal ürünlerin ekilmesindeki etkisi ve toprağın kalitesini arttırması da bu ürünün diğer avantajlarından sayılır. Bu yüzdendir ki kolza ekimi tarımcılık alanındaki eksen rol oynamaktadır.
Buna ilaveten insanların sağlık ve hijyen seviyesini arttırmak için de Genetik olarak değiştirilmemiş yağlar ve sağlıklı yağların üretilmesi şart. Bu yüzdendir ki yağlı çekirdeklerin üretimi ilgi odağında yer almıştır. İşte İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei'nin mevcut Hicri şemsi yılını üretimde atılım yılı olarak adlandırması bu alandaki bağlılıkları azaltmak için altın bir fırsattır.