Ekim 13, 2020 14:12 Europe/Istanbul

Bu bölümde stratejik ihtiyaçların üretimindeki atılım mahiyeti taşıyan adımları ele alacağız.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei yeni yılı  Üretimde Atılım yılı olarak adlandırmışlardı.    Aslında üretimde atılım  direniş ekonomisi çerçevesinde mega stratejilerden biri sayılmaktadır.  Bu strateji  tüm alanlarda istikrarlı altyapının oluşturulması açısından büyük öneme sahiptir.   

İslam İnkılabı Lideri  iş ve işçi  haftası dolayısı ile  yaptıkları konuşmada  üretimde atılımın önemi hakkında  ülkedeki mevcut üretim gidişatının  geri kalmışlıkların telafi edilmesi için yetersiz olduğunu belirtip  üretimin daha fazla güçlendirilmesi ve geliştirilmesi zaruretine vurgu yaparak   üretimde atılımın gerçekleştirilmesi hususunda kimi kilit noktalara değindiler. 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei  üretimde atılımın  ön şartlarından birinin de belli alanlarda ithalatın yasaklanmasına değinerek şöyle bir hatırlatmada bulundular:"Biz ithalata karşı değiliz. Ancak  ülke içinde üretilen ürünün  veya üretilme imkanı bulunan ürünün ithal edilmemesi gerekir. "

Bilindiği üzere tarımcılık İran ekonomisinin kilit sektörlerinden biri sayılıyor.   Stratejik tarımsal ürünlerin üretimi ve ekimi  ülkenin ekonomik bağımsızlığının temeli  ve dış dünyadan bağımsızlığının göstergesi olması açısından büyük öneme sahiptir.  Bu alandaki çalışmalar  uygun ekonomik seviyeye ulaşmasında  eşsiz bir konuma sahiptir. 

Halihazırda ülkenin üç stratejik ve temel tarımsal ürünü sayılan  buğday, pirinç ve yağlar  İranlı ailelerin beslenme tarzında önemli bir yere sahiptir.  

İran'ın gelişme vizyonu belgesinin bir parçası sayılan  İkinci Adım  Belgesinin önemli hedefleri arasında  "  bölgede ekonomik, bilimsel  ve teknolojik açıdan ilk konuma gelmek ve gelişmiş bir ülkeye dönüşmek ve  toplumun gıda güvenliğini özellikle de stratejik ürünler açısından güvenliğini sağlamaya değinebiliriz. 

Kuşkusuz bu stratejik belgelerde belirlenen hedeflere ulaşmak için  insani kaynakların geliştirilmesi  ve tüm ekonomik alanlarda özellikle de tarımcılık alanında  bilimsel ve teknolojik imkanların en iyi şekilde kullanılması şart.   

Yağlı çekirdekler ise  tahılların ardından  insanların besin ihtiyacının karşılanmasında önemli bir konuma sahip olmuştur.   Bu çekirdeklerin yağları sanayi dallarında da kullanılıp daha çok doğrudan tüketiliyor.  Küspeleri de  yüksek protein kaynağı olduğundan dolayı hayvancılıkta kullanılıyor. Bu yüzdendir ki  tarım ürünleri ithalatı özellikle de stratejik ve temel ürünlerin ithalatı tarımcılık sektörünün başarı oranını ölçmek için  bir kriter olarak görülmektedir.  

İran İslam Cumhuriyeti tarım bakanlığı  yağlı çekirdekler alanı uzmanlarından ve sorumlularından Alirıza Mohacer ise bu hususta şöyle diyor:"     Mega düzeyde  gıda güvenliğinin ölçülmesindeki önemli göstergelerden biri de  gıda ürünlerinin kendine yeterlik düzeyinin ölçülmesidir. Bu da  her ülkenin kendi iç ihtiyaçlarını kendi imkanları ve kaynaklarına göre karşılayıp karşılamaması demektir.   Her ülkenin  kendine yeter durumda olup olmaması ülkenin  siyasi yönetiminin de uluslararası konumunu etkilemekte ve meşruiyeti ve gücünü de azaltıp çoğaltmaktadır.  Dolaylı bir şekilde  tarımcılığın o ülkede etkin olduğunu, tarımcılık sektöründeki sermaye ve iş gücünün işlevsel olduğunu, hükümetin kırsal alanları geliştirme, tarımcılık alanındaki araştırma geliştirme projelerinin başarılı olduğunu gösteriyor.   Bu etkenlerin bir araya gelmesi demek  ülkenin ekonomisinin gelişmesi demektir.  Böylece döviz giderleri azalır, bağımsızlık güçlendirilir ve sonuçta ulusal güvenlik düzeyi de artar. "

Yağlı çekirdekler alanında başarılı olan ülkelerin araştırmaları ve tecrübeleri incelendiğinde   İran'ın  farklı iklimleri ve yetenekli insani potansiyeli yüzünden  başarılı bir ülkeye dönüşebileceğini ve ithalatını en aza indirilebileceğini  söylemek mümkün. Yakın geçmişte ülkede daha çok   soya, ayçiçeği ve pamuk çekirdeklerinin yağı  üretilirdi. Bunların büyük bir bölümü ise sırf  Golestan ve Mazenderan eyaletlerinde üretilirdi. Ancak son yıllarda   iklimsel koşullara göre  kolza ekimi artmıştır. 

Halihazırda ülke genelinde 220 bin hektar kadar alan  kolza tarlası olarak ekilmektedir.  Bu tarlalardan  400 bin ton kadar kolza elde edilmektedir.  Bu üretim düzeyine rağmen ülkenin döviz çıktılarının yüzde 30 kadarı   yağlı çekirdeklere ayrılmaktadır.  Öyle ki  ithal edilen  yağlı çekirdekler, yağları ve küspelerinin değeri  son 25 yılda  41 milyar dolara tekabül etmektedir. 

Başka bir ifade ile  bu alanda hala yüzde 90'lık ithalata bağımlılık söz konusudur. Bu da özellikle de yaptırım koşulları altında kırılgan bir nokta sayılır. 

Halihazırda ülke genelinde kolza ekilen tarlalar   220 bin hektar kadardır. Bu tarlalardan 400 bin ton kadar kolzanın elde edileceği tahmin edilmektedir.  Genellikle de yaz aylarında  yetiştirilen  diğer yağlı çekirdekler hakkında ise 160 ton kadar çekirdek üretimi yapılacak  70 bin hektar kadar soya tarlası ve  30 bin ton kadar ürünü olan  20 bin hektarlık ayçiçeği  çekirdeği tarlası ve 40 bin ton kadar ürünü olan 35 bin hektarlık susam tarlasının  da yakında işe başlayacağı söylenebilir.  

Yağlı çekirdeklerin üretiminin artması    istihdam yaratıp toplumun beslenme ihtiyaçlarının bir kısmını da gidermesinin yanı sıra   küspeleri ile de hayvancılık sektörüne yeni bir fırsat verecektir.  Hayvancılığın kaynak maddeler hususunda ihtiyaçlarını kolayca gidermesi demek  ülkenin protein ürünlerinin kolayca üretilmesi demektir.   Bu da ülkedeki  gıda güvenliğinin önemli bir parçasını temin edecektir.  Bu yüzden yağlı çekirdekler özellikle de kolza çekirdeği alanında ülkenin kendine yeter hale gelmesi   her zaman dikkate alınması gereken bir husus olmuştur.   

Yağlı çekirdekler  margarin yağı ve bitkisel yağların üretiminde temel rol oynuyor. İranlı ailelerin ne kadar bitkisel yağları tükettikleri göz önünde bulundurulduğunda yağlı çekirdeklerin ekimi ve üretiminin önemi de kat kat artmaktadır. 

Bu ürünler alanında ülkenin kendine yeter hale gelmesi o kadar önemlidir ki İslam İnkılabı Lideri de son yıllarda bu hususa şöyle vurgu yapmışlardır:"   Yağlı çekirdekler özellikle de kolza alanında ülke kendine yeter hale gelmelidir. "

Kolza bitkisi  fizyolojik özelliklerinden  dolayı, sonbaharda da ekilme ve yetiştirilme imkanından dolayı, hem de diğer tahılların tarlalarında hemen ekilebilmesinden dolayı  İran'da üretilmesi çok el verişli bir yağlı çekirdek sayılır.   Kolza yağının yüksek kalitesi bu yağı dünyada en kaliteli yağlardan biri  haline getirmiştir.   Kolza ekiminin üretimin istikrarında ve tahılların hastalıkları ve bir sonraki tarımsal ürünlerin ekilmesindeki etkisi   ve toprağın kalitesini arttırması da bu ürünün diğer avantajlarından sayılır.   Bu yüzdendir ki kolza ekimi tarımcılık alanındaki eksen rol oynamaktadır. 

Buna ilaveten  insanların sağlık ve hijyen seviyesini arttırmak için de  Genetik olarak değiştirilmemiş  yağlar ve sağlıklı yağların üretilmesi şart.  Bu yüzdendir ki yağlı çekirdeklerin üretimi ilgi odağında yer almıştır.  İşte İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei'nin  mevcut Hicri şemsi yılını üretimde atılım yılı olarak adlandırması  bu alandaki bağlılıkları azaltmak için altın bir fırsattır.