Aralık 04, 2020 16:42 Europe/Istanbul

Bu bölümde bağırsak hastalıkları ile ilgili konuşacağız.

Sindirim sistemi hastalıkları genel olarak besin maddelerinin vücuda alınması, yemeklerin sindirilmesi ve genel olarak da sağlık durumuna doğrudan etki yapabilir.   Sindirim sistemi ağızdan başlanıp makata kadar devam etmektedir.Bu yüzden sindirim sistemi hastalıkları geniş çaplı hastalıkları kapsamaktadır.  Bu nedenden dolayı sindirim sistemi hastalıklarını  sindirim sistemi organlarına göre incelemek yerinde olacaktır. Sohbetimizin devamında bağırsak ile ilgili konuşacağız. 

Temelde ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak ve anüsten oluşan sindirim sistemi içerisinde herhangi bir bölgede yerleşim gösterebilen Crohn hastalığı, genel olarak ince bağırsak ve ince bağırsağın kalın bağırsak ile birleşim bölgelerinin çevresinde görülen iltihabi bir hastalıktır.  Bu hastalık bağırsak dokularına zarar verip acıya ve yorgunluğa yol açabilir. Kimi zaman da ölümle sonuçlanabilir.     

Crohn hastalığı için kesin tedavi yönetimi bulunmasa da    kimi tedavi yöntemleri bu hastalığın belirtilerini ve semptomlarını azaltabilir ve hatta  uzun süreli iyileşmeye yol açabilir. Crohn hastalığı  yaşayan birçok kişinin bağırsağında da performans iyileşmesi durumu görülür.  Bağırsağınızda sürekli değişik durumlar yaşıyorsanız, karın ağrısı veya kanlı dışkınız varsa  muhakkak sindirim sistemi uzmanına baş vurun.   Hastanın iyileşmesi Crohn hastalığının tedavisinin asıl amacıdır. 

Crohn hastalığının tam nedeni belli olmasa da  beslenme şekli ve stresin  bu hastalığa yol açacağı düşünülmektedir. Ancak halihazırda kimi doktorlar  bu gibi durumların hastalığı da şiddetlendireceğini ancak bu hastalığa yol açamayacağını savunuyorlar.  Araştırmacılar açısından   genetik ve bağışıklık sisteminin durumu da bu hastalığın ortaya çıkış nedenlerinden olabilir.   Buna ilaveten  yaşın az  olması, sigara içmek, ibuprofen, naproksen sodyum, sodyum diklofenak  gibi steroid olmayan  iltihap karşıtı ilaçların tüketimi de bu hastalığı tetikleyebilir. 

Kimi kişilerde Crohn hastalığı  ince bağırsağın son kısmında yaşanır. Ancak diğer durumlarda kalın bağırsağın bir kısmı da etkileyebilir. Crohn hastalığı en çok da  ince bağırsak ve kalın bağırsağın bir kısmını etkiler.  Crohn hastalığı belirtileri  şiddetli veya hafif olabilir.  Bu belirtiler genellikle  de  kademeli olarak gelişir veya aniden ortaya çıkar.   Hasta ayrıca   hiçbir belirtisi de yaşamayabilir.   

Crohn hastalığı akitfleştiğinde yani gizli olma sürecini geride bıraktığında   ishal,  ateş, yorgunluk, karın ağrısı, sancı,  kanlı dışkı, ağız yaraları, iştahın azalması, kilo kaybı veya gırtlak etrafında  acı ve iltihap da  yaşanabilir.   Aşırı Crohn hastalığına yakalanan kişiler   cilt iltihabı,  göz ve eklemlerde iltihaplanmalar, safra kesesi kanalları, karaciğer iltihaplanmaları veya çocuklukta  da cinsel gelişim gibi sorunları yaşayabilirler. 

Crohn hastalığı  bağırsak tıkanması, mide ülseri, fistül veya akarca, anal fissür, malnütrisyon,  kalın bağırsak  kanseri, anemi, cilt sorunları, kemik erimesi, artrit ve safra kesesi ya da karaciğer sorunları da yaşayabilir. Ayrıca kortiko-steroid tüketimi  kemik erimesi, kemik  kırılması, katarakt, glokom, diyabet ve tansiyon sorunlarını da ortaya çıkarabilir.      

Bugüne kadar  Crohn hastalığına teşhis koymak için hiçbir test mevcut değildir.    Doktorlar bir kaç testin sonuçlarından yaralanarak Crohn hastalığına tanı koymaya çalışırlar.  Anemi veya enfeksiyon   testleri, dışkıda gizli kan testi bu testlerden sayılır.   Kolonoskopi teşhis yönteminde ise doktorlar, kolonu ve ince bağırsağın son kısmını ince kameralı  bir boru yardımı ile  inceleyip örnek doku da alırlar.      

Bir başka yöntem çerçevesinde  endoskopi kapsülü hasta tarafından yutulur. Bu kapsülde   ince bağırsağın  görüntüsünün alınması için bir kamera vardır.   Balon yardımı ile  antroskopi yönteminde ise doktor  standart endoskopik yöntemlerin yapamadıklarını yapıp durumu daha fazla incelemeye çalışır.         

Doktorlar Crohn hastalığını tedavi etmek için ise ilaçlara yani farmakoterapiye, diyet terapiye ve cerrahiye baş vurabilir.   İlaçla tedavi yönteminde   antibiyotik, aminosalisilatlardan bağırsakta iltihaplanmayı önlemek ve kortiko-steroidler ve steroidlerden bağışıklık sisteminin kontrol edilmesi ve iltihapların azaltılması için yararlanılır.  

Sp11 Doktor  beslenme borusu veya enjeksiyon yardımı ile  Crohn hastası olan kişinin damarlarına özel besin maddeleri de aşılarlar.  Bu  da hastanın genel beslenme şeklini  iyileştirebilir ve onun bağırsağının dinlenmesine fırsat yaratabilir.  Bağırsağın dinlendirilmesi ise iltihaplanmayı  kısa sürede azaltabilir. 

Beslenme şekli ve hayat tarzında değişim  ya da diğer tedavi yöntemleri bir işe yaramazsa   doktor  cerrahiyi önerebilir.   Crohn hastalığı yaşayanların en az yarısı kadarı minimum bir defa cerrahi yaptırmıştır.  Buna rağmen  cerrahi Crohn hastalığına tam bir tedavi sayılmak.  Cerrahilerde  hastanın zarar gördüğü  sindirim sistemi parçası  kaldırılır ve ardından sağlıklı bölümler bir birine bağlanır.  Cerrahi   fistüllerin veya açık yaraların kapatılması için de kullanılabilir.    Cerrahi Crohn hastaları için genellikle geçici tesir yapmaktadır.   Bu hastalık genellikle tekrar nükseder.  Cerrahinin ardından  ilaçların da alınması ile hastalığın nüksetme ihtimali en aza indirilecektir.  

Ülseratif kolit veya bağırsak ülseri hastalığı ise   kalın bağırsağın iç yüzeyinde yaraya ve iltihaplanmaya yol açan bir hastalıktır.    Bağırsak  ülseri   genellikle  kalın bağırsağın  S şeklindeki alt kısmını veya pelvik kolonu ya da makatı etkiler.   Ancak  tüm bağırsakta da görülmesi mümkün. Genel olarak  ne kadar daha fazla bölümde bu hastalık görülürse hastalığın belirtileri de artar.    

Bağırsak ülseri   her yaşta olan her kişide görülebilir. Ancak genellikle 30 yaş altı kişilerde sık görülen bir durumdur.  Bağırsak  ülseri  kişiyi zayıflatıp  kansere bile yol açabilir.  Bu hastalık kademeli olarak başlayıp zaman içerisinde gelişir.  Bağırsak ülseri belirtileri  hafiften şiddetliye doğru gelişebilir.  

Çoğu insanlarda    bağırsak ülseri yaşayan kişiler tedavi gördükleri durumlarda bir kaç hafta veya bir kaç yıl içerisinde iyileşebilirler.   Tedavi  görmek bu hastalara çok iyi gelebilir.   Tedavi yöntemini seçmek ise  belirtilere ve hastalığın aşamasına bağlıdır.  Bağırsak ülseri   her kişide özel bir şekilde görülebilir.  Sindirim sistemi uzmanı ise  hastanın durumuna göre tedavi yöntemleri seçip onun belirtilerini azaltmaya çalışacaktır. 

Ülseratif kolit hastalığının  neden ortaya çıktığı hala belirlenmemiştir.  Muhtemelen  bağışıklık sisteminin bağırsaklardaki anormal faaliyetleri  bu hastalığın meydana gelmesine asıl rolü oynamaktadır.   Bağışıklık sisteminin görevi  vücudu bakteriler, virüsler, mantarlar ve diğer dış saldırgan etkenler karşısında korumakla görevlidir.  Genel olarak  Bağışıklık Sistemi  vücudun tehlike yaşadığı sıra aktifleşir. Ancak bağırsak ülseri sorunu yaşayanlarda  vücudun bağışıklık sistemi anormal bir şekilde  kronik olarak bağırsağa zarar verir.  Bu sürecin devam etmesi ise   iltihaplanmaya ve kalın bağırsakta  yaraya yol açabilir.  Aslında bağışıklık sisteminin anormal faaliyeti genetik bir sorundur.  Bu yüzden  yakınlarında İltihabi inflamatuvar görülen kişilerde  bağırsak ülseri riski de artmaktadır.       

Karın ağrısı ve sancılar, ishal, makattan kanamalar bağırsak ülserinin  asıl belirtilerindendir.   Ayrıca   ateş,  açlık duymamak, kilo kaybı da   bu durumun belirtilerinden olabilir.  Aşırı durumlarda  hasta günlük olarak  10 ila 20 kez  ishal yaşar.  Ülseratif kolit   eklemlerde ağrı, göz ve karaciğer sorunlarına da yol açar.   Çoğu insanlarda  ülseratif kolit belirtileri  zamanla geçer ve ortadan  kaybolur.  Hatta kimi kişilerde bazı aylarda ve yıllarda sorun geçici olarak kaybolur.  Ardından hastalık aniden tekrar nükseder.      

Bu hastalığa tanı koymak  yöntemleri ise  Crohn hastalığı tanı koyma yöntemlerine benziyor.  Çoğu bağırsak ülseri yaşayanlar  ömür boyu farmakoterapiye yani ilaçlar ile tedavi görmeye ihtiyaç duyarlar.     Yoksa cerrahiye baş vurmak zorundalar.  Hastanın yaraları ve iltihaplanmaları  gelişirse doktor cerrahiyi önerebilir.  Ayrıca   hasta  kanama veya bağırsak delinmesi gibi sorunlar da yaşarsa hemen cerrahiye gönderilir.  Kimi hastalarda   hastalığın belirtileri  günlük faaliyetleri bile engeller. 

Hastanın  bağırsağının kaldırılması ve ülseratif kolitin tedavisi için iki cerrahi türü önerilir. İlki ileostomi ve ikincisi de proktokolektomidir. Sürekli ileostomi  yönteminde  kalın bağırsak veya makat kısmı kaldırılır.    Ardından hastanın karnında ostoma diye bir delik açılır ve makat görevini yapar.  Böylece bu tür cerrahi yapan kişi de normal hayatına devam edebilir. 

Proktokolektomi  ve ileal torba   ülseratif kolitin tedavisi için en uygun cerrahi yöntemidir.   Bu ameliyatta   cerrah, kalın bağırsak ve rektumu  kaldırıp   hastanın ince bağırsağının dışında özel bir torbayı yerleştirirler.     Bu yöntemde iki cerrahi iki ay arayla gerçekleştirilir.