Sağlık Bülteni-41
Bu bölümde bağırsak hastalıkları ile ilgili konuşacağız.
Sindirim sistemi hastalıkları genel olarak besin maddelerinin vücuda alınması, yemeklerin sindirilmesi ve genel olarak da sağlık durumuna doğrudan etki yapabilir. Sindirim sistemi ağızdan başlanıp makata kadar devam etmektedir.Bu yüzden sindirim sistemi hastalıkları geniş çaplı hastalıkları kapsamaktadır. Bu nedenden dolayı sindirim sistemi hastalıklarını sindirim sistemi organlarına göre incelemek yerinde olacaktır. Sohbetimizin devamında bağırsak ile ilgili konuşacağız.
Temelde ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak ve anüsten oluşan sindirim sistemi içerisinde herhangi bir bölgede yerleşim gösterebilen Crohn hastalığı, genel olarak ince bağırsak ve ince bağırsağın kalın bağırsak ile birleşim bölgelerinin çevresinde görülen iltihabi bir hastalıktır. Bu hastalık bağırsak dokularına zarar verip acıya ve yorgunluğa yol açabilir. Kimi zaman da ölümle sonuçlanabilir.
Crohn hastalığı için kesin tedavi yönetimi bulunmasa da kimi tedavi yöntemleri bu hastalığın belirtilerini ve semptomlarını azaltabilir ve hatta uzun süreli iyileşmeye yol açabilir. Crohn hastalığı yaşayan birçok kişinin bağırsağında da performans iyileşmesi durumu görülür. Bağırsağınızda sürekli değişik durumlar yaşıyorsanız, karın ağrısı veya kanlı dışkınız varsa muhakkak sindirim sistemi uzmanına baş vurun. Hastanın iyileşmesi Crohn hastalığının tedavisinin asıl amacıdır.
Crohn hastalığının tam nedeni belli olmasa da beslenme şekli ve stresin bu hastalığa yol açacağı düşünülmektedir. Ancak halihazırda kimi doktorlar bu gibi durumların hastalığı da şiddetlendireceğini ancak bu hastalığa yol açamayacağını savunuyorlar. Araştırmacılar açısından genetik ve bağışıklık sisteminin durumu da bu hastalığın ortaya çıkış nedenlerinden olabilir. Buna ilaveten yaşın az olması, sigara içmek, ibuprofen, naproksen sodyum, sodyum diklofenak gibi steroid olmayan iltihap karşıtı ilaçların tüketimi de bu hastalığı tetikleyebilir.
Kimi kişilerde Crohn hastalığı ince bağırsağın son kısmında yaşanır. Ancak diğer durumlarda kalın bağırsağın bir kısmı da etkileyebilir. Crohn hastalığı en çok da ince bağırsak ve kalın bağırsağın bir kısmını etkiler. Crohn hastalığı belirtileri şiddetli veya hafif olabilir. Bu belirtiler genellikle de kademeli olarak gelişir veya aniden ortaya çıkar. Hasta ayrıca hiçbir belirtisi de yaşamayabilir.
Crohn hastalığı akitfleştiğinde yani gizli olma sürecini geride bıraktığında ishal, ateş, yorgunluk, karın ağrısı, sancı, kanlı dışkı, ağız yaraları, iştahın azalması, kilo kaybı veya gırtlak etrafında acı ve iltihap da yaşanabilir. Aşırı Crohn hastalığına yakalanan kişiler cilt iltihabı, göz ve eklemlerde iltihaplanmalar, safra kesesi kanalları, karaciğer iltihaplanmaları veya çocuklukta da cinsel gelişim gibi sorunları yaşayabilirler.
Crohn hastalığı bağırsak tıkanması, mide ülseri, fistül veya akarca, anal fissür, malnütrisyon, kalın bağırsak kanseri, anemi, cilt sorunları, kemik erimesi, artrit ve safra kesesi ya da karaciğer sorunları da yaşayabilir. Ayrıca kortiko-steroid tüketimi kemik erimesi, kemik kırılması, katarakt, glokom, diyabet ve tansiyon sorunlarını da ortaya çıkarabilir.
Bugüne kadar Crohn hastalığına teşhis koymak için hiçbir test mevcut değildir. Doktorlar bir kaç testin sonuçlarından yaralanarak Crohn hastalığına tanı koymaya çalışırlar. Anemi veya enfeksiyon testleri, dışkıda gizli kan testi bu testlerden sayılır. Kolonoskopi teşhis yönteminde ise doktorlar, kolonu ve ince bağırsağın son kısmını ince kameralı bir boru yardımı ile inceleyip örnek doku da alırlar.
Bir başka yöntem çerçevesinde endoskopi kapsülü hasta tarafından yutulur. Bu kapsülde ince bağırsağın görüntüsünün alınması için bir kamera vardır. Balon yardımı ile antroskopi yönteminde ise doktor standart endoskopik yöntemlerin yapamadıklarını yapıp durumu daha fazla incelemeye çalışır.
Doktorlar Crohn hastalığını tedavi etmek için ise ilaçlara yani farmakoterapiye, diyet terapiye ve cerrahiye baş vurabilir. İlaçla tedavi yönteminde antibiyotik, aminosalisilatlardan bağırsakta iltihaplanmayı önlemek ve kortiko-steroidler ve steroidlerden bağışıklık sisteminin kontrol edilmesi ve iltihapların azaltılması için yararlanılır.
Sp11 Doktor beslenme borusu veya enjeksiyon yardımı ile Crohn hastası olan kişinin damarlarına özel besin maddeleri de aşılarlar. Bu da hastanın genel beslenme şeklini iyileştirebilir ve onun bağırsağının dinlenmesine fırsat yaratabilir. Bağırsağın dinlendirilmesi ise iltihaplanmayı kısa sürede azaltabilir.
Beslenme şekli ve hayat tarzında değişim ya da diğer tedavi yöntemleri bir işe yaramazsa doktor cerrahiyi önerebilir. Crohn hastalığı yaşayanların en az yarısı kadarı minimum bir defa cerrahi yaptırmıştır. Buna rağmen cerrahi Crohn hastalığına tam bir tedavi sayılmak. Cerrahilerde hastanın zarar gördüğü sindirim sistemi parçası kaldırılır ve ardından sağlıklı bölümler bir birine bağlanır. Cerrahi fistüllerin veya açık yaraların kapatılması için de kullanılabilir. Cerrahi Crohn hastaları için genellikle geçici tesir yapmaktadır. Bu hastalık genellikle tekrar nükseder. Cerrahinin ardından ilaçların da alınması ile hastalığın nüksetme ihtimali en aza indirilecektir.
Ülseratif kolit veya bağırsak ülseri hastalığı ise kalın bağırsağın iç yüzeyinde yaraya ve iltihaplanmaya yol açan bir hastalıktır. Bağırsak ülseri genellikle kalın bağırsağın S şeklindeki alt kısmını veya pelvik kolonu ya da makatı etkiler. Ancak tüm bağırsakta da görülmesi mümkün. Genel olarak ne kadar daha fazla bölümde bu hastalık görülürse hastalığın belirtileri de artar.
Bağırsak ülseri her yaşta olan her kişide görülebilir. Ancak genellikle 30 yaş altı kişilerde sık görülen bir durumdur. Bağırsak ülseri kişiyi zayıflatıp kansere bile yol açabilir. Bu hastalık kademeli olarak başlayıp zaman içerisinde gelişir. Bağırsak ülseri belirtileri hafiften şiddetliye doğru gelişebilir.
Çoğu insanlarda bağırsak ülseri yaşayan kişiler tedavi gördükleri durumlarda bir kaç hafta veya bir kaç yıl içerisinde iyileşebilirler. Tedavi görmek bu hastalara çok iyi gelebilir. Tedavi yöntemini seçmek ise belirtilere ve hastalığın aşamasına bağlıdır. Bağırsak ülseri her kişide özel bir şekilde görülebilir. Sindirim sistemi uzmanı ise hastanın durumuna göre tedavi yöntemleri seçip onun belirtilerini azaltmaya çalışacaktır.
Ülseratif kolit hastalığının neden ortaya çıktığı hala belirlenmemiştir. Muhtemelen bağışıklık sisteminin bağırsaklardaki anormal faaliyetleri bu hastalığın meydana gelmesine asıl rolü oynamaktadır. Bağışıklık sisteminin görevi vücudu bakteriler, virüsler, mantarlar ve diğer dış saldırgan etkenler karşısında korumakla görevlidir. Genel olarak Bağışıklık Sistemi vücudun tehlike yaşadığı sıra aktifleşir. Ancak bağırsak ülseri sorunu yaşayanlarda vücudun bağışıklık sistemi anormal bir şekilde kronik olarak bağırsağa zarar verir. Bu sürecin devam etmesi ise iltihaplanmaya ve kalın bağırsakta yaraya yol açabilir. Aslında bağışıklık sisteminin anormal faaliyeti genetik bir sorundur. Bu yüzden yakınlarında İltihabi inflamatuvar görülen kişilerde bağırsak ülseri riski de artmaktadır.
Karın ağrısı ve sancılar, ishal, makattan kanamalar bağırsak ülserinin asıl belirtilerindendir. Ayrıca ateş, açlık duymamak, kilo kaybı da bu durumun belirtilerinden olabilir. Aşırı durumlarda hasta günlük olarak 10 ila 20 kez ishal yaşar. Ülseratif kolit eklemlerde ağrı, göz ve karaciğer sorunlarına da yol açar. Çoğu insanlarda ülseratif kolit belirtileri zamanla geçer ve ortadan kaybolur. Hatta kimi kişilerde bazı aylarda ve yıllarda sorun geçici olarak kaybolur. Ardından hastalık aniden tekrar nükseder.
Bu hastalığa tanı koymak yöntemleri ise Crohn hastalığı tanı koyma yöntemlerine benziyor. Çoğu bağırsak ülseri yaşayanlar ömür boyu farmakoterapiye yani ilaçlar ile tedavi görmeye ihtiyaç duyarlar. Yoksa cerrahiye baş vurmak zorundalar. Hastanın yaraları ve iltihaplanmaları gelişirse doktor cerrahiyi önerebilir. Ayrıca hasta kanama veya bağırsak delinmesi gibi sorunlar da yaşarsa hemen cerrahiye gönderilir. Kimi hastalarda hastalığın belirtileri günlük faaliyetleri bile engeller.
Hastanın bağırsağının kaldırılması ve ülseratif kolitin tedavisi için iki cerrahi türü önerilir. İlki ileostomi ve ikincisi de proktokolektomidir. Sürekli ileostomi yönteminde kalın bağırsak veya makat kısmı kaldırılır. Ardından hastanın karnında ostoma diye bir delik açılır ve makat görevini yapar. Böylece bu tür cerrahi yapan kişi de normal hayatına devam edebilir.
Proktokolektomi ve ileal torba ülseratif kolitin tedavisi için en uygun cerrahi yöntemidir. Bu ameliyatta cerrah, kalın bağırsak ve rektumu kaldırıp hastanın ince bağırsağının dışında özel bir torbayı yerleştirirler. Bu yöntemde iki cerrahi iki ay arayla gerçekleştirilir.