Aralık 22, 2020 12:52 Europe/Istanbul

Bu bölümde tarımsal ve bağ-bostan ürünlerinin üretiminin arttırılması için altyapının güçlendirilmesi hususunda konuşacağız.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei   Hicri Şemsi 1399 yılını üretimde atılım yılı olarak adlandırmışlardır.   Bu adlandırma ise  uzun vadeli  olarak ülkenin gelişmesi ve kalkınmasının sağlanması çerçevesinde stratejik ve makro ekonomik hedefler doğrultusunda  gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda   bu adlandırma çerçevesinde İran'ın ekonomisinde büyük bir paya sahip olabilecek sektör de tarımcılık sektörüdür. 

Tarımcılık ve doğal kaynaklar sektörü   ülkenin ihtiyaç duyduğu  besin maddelerini temin etmek ve gıda güvenliğinin de sağlanmasında hayati bir öneme sahiptir. 

Bu sektör  üretim etkenleri ve kaynakları alanındaki  potansiyelleri açısından  örneğin  el verişli tarlalar, farklı iklim koşulları,  ormanlar, meralar ve genetik rezervleri gibi doğal kaynakları ile   ekonomik altyapıyı güçlendirmekte büyük rolü vardır. 

İran'ın tarımcılık sektörü ise  gayrı safi yurtiçi hasılanın  yüzde 9.3'ünü  istihdamın  yüzde 20.9'unu  ve petrol dışı ihracatın toplam değerinin yüzde 20'sini oluşturmaktadır.  Böylece tarımcılık sektörü  ülke ekonomisindeki konumunu korumuş ve gayrı safi yurtiçi hasılada da etkin rol oynamıştır.  Bu sektör  petrol dışı ihracatın artması ve istihdam fırsatlarının yaratılmasında da etkilidir.  

Bu sektöre ait istatistikler ise beş yıllık İran tarımcılık ürünleri üretiminin geliştirilmesi vizyonunda yapılan planlamalarla   tüm su sıkıntılarına rağmen istikrarlı ve günden güne artan   gelişmenin sağlanacağını gösteriyor. 

Öyle ki  İran'da tarım ürünlerinin üretimi   40 küsur yıl öncesinde olan 20 milyon tondan 94 milyon tona kadar arttırılmıştır ve  ülkenin  bu alandaki kendine yeterlilik oranı yüzde 93'e yaklaşmıştır. 

İstatistikler ise  İran İslam Cumhuriyeti Tarım Bakanlığının  geçen yıl içerisinde  özellikle de stratejik ürünler alanında tarım ürünlerinin niteliğini ve niceliğini arttırdığını , geçen yılda üretimin geliştirilmesi sloganı çerçevesinde doğal kaynakları daha iyi kullanma ve temel ürünler alanında kendine yeterli hale gelme alanında başarı kaydettiğini  gösteriyor.     Tarımcılık sektörü   4 milyonu aşkın  mensubu ve  yıllık olarak da  yüzde 5'i aşkın gelişmesi ile  yüzde 7.8 kadar ekonomik gelişme ve 6.4 milyar dolar kadar ihracat döviz girdisini de beraberinde getirecektir. 

Tarım alanındaki sıçrama, doğrudan  kaynaklar ve altyapı ile ilişkilidir. Bu bağlamda  tarımsal alanlarda üretimde atılımın gerçekleşmesi için asıl kaynaklardan biri de  suyun temin edilmesidir.   Son iki yılda su kaynaklarının durumu ise  yeteri kadar yağışlar sayesinde iyi seviyeye gelmiş ve ürünlerin üretimini arttırmıştır.  Bu yüzden  gereken altyapı da direniş ekonomisi çerçevesinde cihatçı yöneticiler sayesinde  hazırlanabilir ve böylece ülkenin ekonomik güvenliği ve ulusal kalkınması da zemin bir sağlama oturtulabilir.  

İstatistiksel verilere göre  İran'ın tarımcılık sektörü büyük bir potansiyele sahiptir.  Bu yüzden de   tarım ürünleri üretimi alanında bir sıçramanın gerçekleşmesi için  yeni teknolojilere ve sanayilere ihtiyaç duymaktadır. Bu teknolojik sayesinde böyle bir sıçrama mümkün kılınacaktır.  Tabii bu alanda  kimi engeller ve eksik yanlar da söz konusudur.  Aslında son yılların da İslam İnkılabı Lideri tarafından hep üretim ve ekonomi etrafında olması da bu engellerin ve eksiklerin giderilmesi yönünde olmuştur.    

Halihazırda  birçok tarım ürünü İran'ın farklı eyaletinde ülke ihtiyaçlarından fazla üretime sahiptir.  Bu çerçevede dönüştürme ve ürün işleme sanayisi  geliştirilmeli, ambalaj ve taşımacılık imkanları da geliştirilmelidir. 

Üniversite hocası araştırmacı  Dr. Huşyarferd ise bu hususta şöyle diyor:"    Tarımcılık sektörü   gayrı safi yurtiçi hasılasının üretiminde büyük payı olmasına rağmen  ülke genelindeki yatırımcıların çok az bir kısmını ilgilendirmektedir.  "

Huşyarferd  tarımcılığın geliştirilmesi, teknolojileri ve araştırmalarındaki yatırımın  tarımcılığın genel olarak gelişmesine yol açacağını söyleyerek  tarımcılık sektöründeki projelerin özel sektöre bırakılması ve devletin payının azaltılmasının da zaruri olduğunu beliriyor.    

Malezya'nın UPM Üniversitesi iletişim teknolojileri  uzmanı Dr. Hoşruzade ise  akıllı teknolojilere doğru gitmeye vurgu yaparak şöyle diyor:"  Uzun vadeli olarak  tarımcılık sektöründeki  sıçramalara yardım edecek stratejilerden biri de  modern teknolojilerden yararlanılmasıdır.    

Günümüzde birçok ülkede  daha düşük masraflı tarımsal ürünler üretimi için  akıllı teknoloji ve tekniklerden yararlanılmaktadır.  Bu yöntem hep tasarrufa dayalı bir yöntem sayılır.  Buna ilaveten tarımcılık alanındaki  akıllı teknolojileri geliştirme, İHA teknolojisinden yararlanmak da  ürünlerin sağlığını ve kalitesini arttırma, daha verimli sulama, ilaçlama ve toprağın analizinde de etkili rol oynamaktadır. 

Küçük tarlaların organize edilmesi ve tarlaların bütünleşik hale getirilmesi de  tarımcılık alanında üretimde atılıma zemin hazırlayabilir.   Ziraat alanında tohum ıslahı ve hayvancılık alanında da genetik ıslah  tarımcılık alanında baş vurulan diğer verimli yöntemlerdir. 

Uygun alt yapının özellikle de sulama ve su temini alanında gerekenlerin hazırlanmasından dolayı  mevcut yılda  gerçek anlamda bir sıçramanın gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.  Uzmanlar ayrıca    buğday ve arpa gibi tarımsal ürünlerin ekildiği tarlaların  mevcut yılda su kaynaklarının iyi durumda olmasından dolayı  5 bin hektara kadar artacağını ve yüzde 30 kadar da daha verimli olacağını söylüyorlar. 

Tarımcılık sektörünün  ülkenin gayrı safi yurtiçi hasılasının yüzde 12'lik payına sahip olmasına ilaveten  tarımcılık alanında üretimde atılımın gerçekleşmesi,  ekonomik ve toplumsal fırsatlar yaratmasının yanı sıra   ekonomik yaptırımların da etkisini  azaltıp  ekonominin zarar görmesinde de tam bir tampon sektör gibi görev yapar. 

Üretimde atılım sloganının gerçekleştirilmesi için cihada dayalı düşünceler ve  stratejilerden yararlanılması şarttır.  Gerçekte üretimde atılım tarımcılık sektörü ve endüstrinin  kanatları ile harekete geçebilir.  Böyle bir dayanak sayesinde  tarımcılık alanındaki atılımlar ise  farklı ekonomik ve sosyal alanlarda fırsatlar yaratıp   yaptırımların etkisi karşısında da tampon etkisi yaratır.