Mayıs 10, 2016 07:08 Europe/Istanbul

Amerika yönetimi her yıl bir rapor yayımlayarak çeşitli ülkelerde insan hakları durumunu ele alıyor.

Oysa bu ülke dünyada insan haklarını ihlal eden ülkelerin başında yer alıyor ve bu ihlaller gözden geçirildiğinde, Amerika’da insan haklarının içler acısı hali gözler önüne seriliyor.

Amerika’da yayımlanan raporlar bu ülkede cinayet, suç, tecavüz ve özellikle Amerika’da yaşayan azınlıkların medeni haklarının hiçe sayıldığını ve insan hakları ihlalleri kaygı verici boyutta arttığını gösteriyor.

Şimdi hep birlikte Amerika’da insan haklarını durumunu gözden geçirelim.

Amerika’da insan hakları durumu ve Washington yönetiminin bu haklara bağlılık derecesi üzerinde yapılan çeşitli araştırmalar, evrensel insan hakları bildirgesi yaklaşık 60 yıl önce onaylandıktan sonra Amerika yönetiminin dünya genelinde insan haklarıyla ilgili gerçek değerlerin ilerlemesi yolunda hiç bir önemli adım atmadığını, bilakis organize bir şekilde hem Amerika içinde ve hem dünya genelinde insan haklarını geniş çapta ihlal ettiğini gösteriyor.

Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarında gizli hapishaneler ve işkence merkezleri, özellikle 11 Eylül 2001 olaylarından sonra müslümanların etnik azınlıkların ve başka ırklara mensup insanların ve göçmenlerin haklarının geniş çapta ihlali, başka devletlerin içişlerine müdahale, Taliban, El-kaide ve IŞİD gibi terör örgütlerini kurmak ve beslemek ve desteklemek ve bu örgütleri bağımsız ülkelere ve milletlere karşı kullanmakm, Amerika yönetiminin insan hakları ihlallerinin bazı örnekleridir. Bu çerçevede şimdi Amerika’nın insan haklarını ve küresel güvenliği savunma ve terörle mücadele adına dünya genelinde yaptırdığı hastanelerin durumlarını gözden geçireceğiz. Söz konusu hapishanelerin ardında yatan maceraların her biri insan haklarını savunduklarını iddia eden Amerikalı devlet adamları için birer skandala dönüştü.

Gerçi Amerika’da medyaya uygulanan ağır sansür Washington’un işlediği geniş çaplı cinayetlerin ifşa edilmesini engelliyor, ama yine de bazı bağımsız kaynakların bu bağlamda yayımladığı raporlar Amerika yönetiminin insan hakları ihlallerinin bazı bölümlerine ışık tutuyor. Bağımsız kaynakların yayımladığı ve güçlü belgelere dayanan raporları, Amerika’nın hapishanelerinde ve yine Washington’un dünyanın çeşitli bölgelerindeki gizli hapishanelerinde tutuklulara ortaçağda uygulanan işkencelerin uygulandığını ve mahkumlara karşı insanlık dışı davranıldığını ve tüm bunlar Amerika’nın insan hakları ihlallerini açık örnekleri olduğunu gösteriyor.

Afganistan Guantanamaso olarak ün yapan Kabil’deki Begram hapishanese, Amerika’nın insan hakları ihlalleri karnesinde kayda geçen kara lekelerden biridir.

İnsan hakları gözetleme örgütünün Afganistan’ın Begram hapishanesinde Amerikalıların tutuklulara yönelik işkenceleri üzerinde yaptığı araştırma, bu hapishanede en az 600 Amerikalı askeri veya sivil yetkilinin mahkumlara karşı kötü muamele, işkence ve hatta ölümlerinde eli bulunduğunu ortaya koydu.

Öte yandan uluslararası medya organlarında yayımlanan raporlara göre son yıllarda Amerika’nın Afganistan’daki hapishanelerinde sorgulama görevlileri Afgan tutukluları itiraf etmeye zorlamak için türlü işkenceleri uyguladı ve bazı tutukluların işkence altında ölümüne sebebiyet verdi.

Yine bu hapishanede bazı tutuklular cismi ve ruhi işkencelere dayanamayarak hayatını kaybetti veya intihar etti. Gerçekte Begram tutukluları hiç bir somut suçlama söz konusu olmaksızın Amerika’nın terörle sınırsız mücadele anlayışının kurbanı oldu. Begram hapishanesinde Amerikalı güçlerin eline teslim edilen Afgan tutuklular hiç bir zaman Afganistan yargı kurumunun karşısına çıkarılmadı ve adil bir şekilde yargılanmadı. Newyork Times gazetesi 2002 yılında iki Afgan tutuklunun saatlerce bileklerinden asılı vaziyette bırakıldıkları için hayatını kaybettiğini yazdı. Bazı tutuklular en ağır şartlar altında işkence edildi. Bu durum Kabil yönetimini Amerika’dan Begram hapishanesinin yönetimini Afganistan yönetimine devretmesini istemeye zorladı.

Amerikalı askerlerin Afganistan’da uyguladıkları korkunç işkenceler ve insanlık dışı uygulamalar daha sonra bu tür insanlık dışı davranışlarda bulunan Amerikalılar için eğlenceye dönüştü ve anılarına yansıdı. Nitekim medya bu bağlamda “İyi günler dilerim dostum” gibi tabirlerin Amerikalı askerlerin Afganistan savaşı sırasında katlettikleri Afgan halkına yönelik utanç verici davranışlarını andıran tabirler olduğunu yazdı. Bu tabiri özellikle Amerikalı deniz piyadeleri katlettikleri Afgan kurbanların cenazelerini kirletmelerinden sonra birbirine söyleyerek kullandı. Bu çirkin amelle ilgili olarak internette yayımlanan görüntüler Amerikalı askerlerin bu cümleyi tekrarlayarak nasıl bu ahlaksızlık örneğinden zevk aldıklarını gösteriyordu. Gerçekte Amerikalı askerler Afgan halkının cenazelerine saygısızlık ederek Afganistan’da iyi günler yaşadığını birbirine anlatıyordu.

Her türlü ahlak ilkesine ve insani ilkelere ve uluslararası yasalara dahi aykırı olan bu iğrenç amel sözde medeni olan Amerikalı askerler için bir nevi zevk ve eğlence sayılıyordu.

Amerikalı askerlerin Afganistan’da işlediği cinayetlerin bir başka örneği çavuş Kelvin Gibs’in itiraflarıdır. Gibs üç Afgan sivili katlettikten sonra kurbanların parmağını kestiğini itiraf etmişti. Yine bazı Amerikalı askerler de katlettikleri Afgan halkının parmaklarını kestiklerini veya el bombasıyla Afgan çocukları nasıl katlederek o sırada eğlendiklerini itiraf etti.

Bu tür cinayetlerle ilgili yayımlanan belgelerden birinde Amerikalı askerlerin bir Afgan çocuğu nasıl öldürecekleri konusunda birbiriyle yarıştığı anlatılıyor. Amerikalı askerler söz konusu Afgan çocuğu çağırıyor ve aynı anda çocuktan beş metre uzakta bir noktaya el bombası atıyor ve askerlerden biri de Afgan çocuğun üzerine altı el sıkıyor. Bu yarışta Afgan çocuğun üzerine altı el sıkan ve ölümüne yol açan Amerikalı asker oluyor.

Amerikan ordusu geçen yılın Ekim ayında da Kunduz eyaletinde sınır tanımayan hekimlere bağlı bir hastaneyi bombardıman ederek korkunç bir cinayete imza attı. Bu saldırıda 42 kişi hayatını kaybetti. Pentagon kasım ayında saldırının insani hatadan kaynaklandığını açıkladı, ancak sınır tanımayan hekimler örgütü, insani hatanın dışında bu saldırı Amerikalı askerlerin duyarsızlığı ve savaş kanunlarını ihali yüzünden olduğunu belirtti. Örgüt saldırı hakkında araştırma yapılmasını istedi, ancak Amerika yönetimi bu cinayeti işleyen askeri personelin sadece disiplin cezası alacağını ve başka hiç bir türlü ceza uygulanmayacağını açıkladı.

Aslında Amerika’nın Irak ve Afganistan’da yürüttüğü savaşlarda veya terörle mücadele bahanesi ile Pakistan’da düzenlediği operasyonlarda bu tür cinayetler defalarca tekrarlandı, nitekim bu hastanenin bombardımanı Amerikan ordusunun ne ilk ve ne de son cinayetiydi ve gelecekte de tekrarlanacağı kesindir.

Irak’ta Amerika’nın Ebu Gureyb hapishanesi de içinde işlenen cinayetlerle dünyaya adını duyuran ve uluslararası camiayı deşhete düşüren bir başka örnekti. Amerikalı askerlerin Ebu Gureyb hapishanesinde işlediği cinayetler, dünya medyasında geniş yankı uyandıran korkunç cinayetlerdi. Ebu Gureyb hapishanesiyle ilgili yayımlanan görüntülerin biri Iraklı tutukluların cenazeleri üzerinde duran ve dudakları arasındaki sigarası ile tebessüm eden Amerikalı bir askere aitti. Bir başka görüntüde Iraklı kadın çıplak vaziyette Amerikalı işkenceci askerin önünde işkence olmayı bekliyor. Ancak bu ifşaatın yapıldığı dönemde yayımlanan görüntülerin acısına acı katan konu, tutukluları itiraf ettirmek için uygulanan işkence yöntemleriydi. Tutukluları yerde yatırmak ve üzerine atlamak ve askeri çizmelerle çıplak bedenleri üzerinde zıplamak, tutukluları soyup kadın erkek karışık vaziyette fotoğraf çekmek, tutukluları gruplara ayırmak ve ahlak dışı amelleri yaptırmak, tutukluları çıplak vaziyette üst üste yığmak ve çirkin görüntüler ortaya çıkararak fotoğraf çekmek, tutukluların boynuna köpeklere takılan tasmaları bağlamak, tutukluları yerlerde sürüklemek ve köpek gibi havlamaya zorlamak, Amerikalı askerlerin Iraklı tutuklulara uyguladıkları işkenceler ve çirkin davranışlardı.



28 Kasım 2014 tarihinde Amerika’nın insan hakları ihlalleri alanında büyük bir skandalı ifşa eden bir başka belge yayımlandı. BM insan hakları konseyi işkence ile mücadele komisyonu belge hakkında yayımladığı raporunda uluslararası hukukun bariz bir şekilde çiğnendiğini belirterek Amerika yönetimini sert bir dille eleştirdi.

Raporda Amerika’nın anti terör uygulamaları, sınırlarının ötesinde güvenlik kurumları aracılığı ile icraatı, Amerika dışındaki gizli hapishanelerde işkence uygulanması, CIA ve FBI’ın sorgulama yöntemleri, bireysel hücre hapsi, Amerikan güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanması, Amerikan ordusunda özellikle kadın askerlere cinsel tecavüzde bulunulması ve şiddet uygulanması gibi konular eleştirildi. 015


Etiketler