Haziran 24, 2021 06:55 Europe/Istanbul

Her biri yüce Allah’ın özelliklerinden birine işaret eden Esma-ül Hüsnâ’dan bugün sizlerle, dâimâ diri, ezeli ve ebedi, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten اَلْحَیُّ el-Hayy ile birlikte ezeli ve ebedi olarak kendi zatına kaim olan, her şeyi ayakta tutan, اَلْقَیُّومُ el-Kayyûm ism-i şeriflerini kısaca anlatacağız.

Hatırlanacağı üzere geçen sohbetimizde varlık dünyasının Esma-ül Hüsnâ’nın mazharı ve tecellisi olduğunu, insan ve diğer mahluklar arasındaki en önemli farkın ise işte bu gerçeği tanıyıp anlayarak bu bilince göre davranmak olduğunu belirttik.

Çağımızın büyük Kur'an müfessiri, filozof ve din alimi Allame Muhammed Hüseyin Tabatabai kendi risalesinde Esma-ül Hüsnâ hakkında şöyle yazıyor:

“Alla’ın isimleri, aralarında özel bir düzenin olduğu varlığın mükemmelliklerinin gerçeğidir. Bazıları diğerlerinden kaynaklanmış ve çok açıktır ki diğer isimlerin kaynağı olan bir isim daha geniş kapsamlı, daha yüksek konumu ve daha etkindir.”

 Esma-ül Hüsnâ arasında “Allah” ism-i şeriften daha geniş ve daha etkin kapsama alanı olan isim ise el-Hayy ve ardından  el-Kayyûm’dur.

Hayy, kelime anlamı ile hayat demektir. Yaygın konuşmalarda, büyüyen, gelişen, beslenen, üreyen, bir nebze hareketli olan, hisseden birine canlı denir. Bu yüzden bitkiler de canlı sayılırlar. Hayvanlarda bu özelliklere ilaveten cüz’i konuları anlamak ve insanlarda genel konuları anlamak nedeni ile hayat ve yaşam belirtileri daha çok görünüyor. Şimdi eğer melekler ve maddi olmayan canlıları dikkate alırsak, mahlukların yaşamının ortak özelliğinin, anlamak ve faaliyetleri olduğu söylenebilir.

 

Tabi ki mahluklar her ne kadar gelişmiş ve daha fazla evrim geçirmişse daha fazla anlama ve faaliyet gücüne sahiptir ve buna karşı hayatın zayıf olduğu mahluklarda, bu iki özellik daha zayıf olacaktır. Bu yüzden “faaliyet” ve “alim olmak” hayatın başlıca özellikleri sayılır. Allah Teâlâ ise ilim ve güç gibi iki özelliğe sahip olduğu, üstelik alim olmanın ilim ve güç ile eşdeğer olduğu nedeni ile Allah’ın “Hayy” olduğu söylenir; zira sonsuz güç, bir fiili gerçekleştirmektedir ve mahlukları olan diğer canlılara göre alimdir.

Allah, el-Hayy’dır, fakat hayatı diğerlerine benzemez, zira hiçbir şey ona benzemez ve O’nun gibi değil; hayatta kalmak için kesinlikle hiç bir şeye ve hiç kimseye ihtiyacı yok; mutlak Samed’dir. Hayatı ezeli ve ebedidir ve zaman, sebep veya mekanla sınırlı değildir. Tüm canlıların hayatı O’na bağlıdır zira el-Hayy’dır. Yok olmaz ve sadece O’nun muazzam zatı, bakidir. Allah’tan başka her canlı aslında kendi zatı ile canlı değil, zira yaşamı el-Hayy olan Allah’a bağlıdır.  

Kayyûm kelime itibarı ile Sözlükte “doğrulup ayakta durmak, devam ve sebat etmek, bir işin idaresini üzerine almak, gözetip kontrol etmek” anlamındaki kıyâm kökünden mübalağa ifade eden bir sıfat olup “her şeyin varlığı kendisine bağlı olan, kâinatı idare eden” demektir. bazı uzmanlar “kıyam” kelimesini gerçekleşmeye ulaşan olarak tanımlıyorlar. Konuyu bir örnekle daha iyi anlatalım.

Bir insan yere uzandığında, gücü bir ağırlığı kaldırmak için azdır. Oturunca gücü daha fazla olur fakat ayağa kalktığında içindeki potansiyel kabiliyet ve tüm gücü eyleme dönüşür.

Arap edebiyatında, insanın tüm gücünün aktifleşmesine “kıyam” denir. Mahşer gününe de bu yüzden kıyamet denir zira o günde insanın tüm yetenekleri eyleme dönüşür ve kainatın Yegane Yaratanı karşısında ayağa kalkar. Tıpkı Mutaffifin suresinin 6. ayetinde belirtildiği üzere: ( یَوْمَ یَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ینَۜ)

âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?

Fakat Allah’ın zatı söz konusu olunca kıyam kelimesi, başkasına dayanmayan, kimseye veya bir şeye bağlı olmayan, uyku, gaflet ve unutkanlığa düşmeyen demektir.

Kayyûm, hiçbir kesinti olmadan tüm anlarda kıyamın devam etmesi demektir. Bu yüzden Hayy ve Kayyûm ism-i şeriflerinin bir arada olması, yaşama kazandırılan anlamın zirvesidir. El-Hayy hayat verir ve Kayyûm ise sürdürür. Bu anlam Bakara suresi 255. ayetinde çok güzel bir şekilde şöyle ifade ediliyor:

اللَّهُ لا إِلهَ إِلَّا هُوَ الْحَیُّ الْقَیُّومُ لا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَ لا نَوْمٌ لَهُ ما فِی الاَرض

Allah, kendisinden başka hiçbir İlâh olmayandır. Diridir, kayyumdur. O'nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O'nundur….

Evet, Kayyûm olan Allah, her şeyi yaratan ve güçlendirendir. Sürekli ve bir an bile gaflet etmeden (uyku uyumadan ve uyuklamadan) hayata süreklilik verendir, eğer O’nun kayyumiyeti olmazsa hayat kalıcı olmaz ve devam etmez.

Kayyûm, öz itibarı ile kaimdir ve kalıcı olması için hiç bir şeye ihtiyacı yoktur fakat, her şey devam etmek için O’na mutlak olarak muhtaçtır. Diğer canlılara göre Allah’ın kaim olması ve Kayyûm olması, Allah’ın onlara hayat veren, idare eden ve koruyan olması demektir ve tüm canlılar ise her açıdan Allah’a bağlıdırlar. Nitekim Ra’d suresi 33 ayetinde şöyle okuyoruz:

 أَفَمَنْ هُوَ قَائِمٌ عَلَىٰ کُلِّ نَفْسٍ بِمَا کَسَبَتْ

Herkesi hak ettiğine göre yönetip gözeten Allah, -bir de O’na ortaklar koşuyorlar- hiç başkalarıyla bir olur mu?

Yüce Allah tüm varlığın kaynağı olduğundan ve he şeyin vasıfları ve eserleri O’ndan başladığı, hiçbir canlıya ancak kaynağı Allah olan başka kaynak olmadığı için, O her şeye ve her yönden kaimdir; aslında Allah kelimenin tam anlamı ile “Kaim”dir. Buna dayanarak Kayyûm ism-i şerifinin mazharı olan kimse bizzat kıyam eden ve başkaları da kaim kılmak isteyendir. Yüce Allah’ın el-Kayyûm  ism-i şerifinin tam mazharı olan en iyi kişi, insanlığın son kurtarıcısı İmam-ı Asr, hz. Mehdi -as- dir

Bilindiği gibi o hazretin lakaplarından biri Kaim’dir. O hazret Kaid’dir, yani  kıyamı ve zuhuru için Allah tarafından emrin gelmesini beklemektedir. Sohbetimizin başında da belirttiğimiz üzere Arap edebiyatında kıyam durumu, insan gücünün eyleme dönüştüğü durumdur. Kaim İmam durumunda da tüm güç ve yetenekleri, vücudunda eyleme dönüşmüştür. Gerekli hazırlığa ve fazilete ulaşmayan ise bizleriz zira zuhur da gerçekleşmemiştir. Tüm semavi dinlerde kurtarıcının zuhuru için dua etmeye tavsiye edilmenin sebebi, gerçekte “kıyam edin” anlamındadır! Yani ayağa kalkın; ve ayağa kalkın demek ise tıpkı imamımız gibi tüm gücümüzü toplayarak ayağa kalkmamız demektir. Böyle olmazsak, o hazretin kıyamı daha da gecikecektir.

Değerli dinleyiciler bugün de bize ayrılan sürenin sonuna geldik. Bugün sizlerle İmam-ı Asr, hz. Mehdi -as- ile biat yenileme üzerinde olan ve İmam Sadık’tan -as- nakledilen Ahd duasının bir bölümü ile vedalaşmak istiyoruz:

یَا حَیُّ یَا قَیُّومُ أَسْأَلُکَ بِاسْمِکَ الَّذِی أَشْرَقَتْ بِهِ السَّمَاوَاتُ وَ الْأَرَضُونَ... اللَّهُمَّ بَلِّغْ مَوْلانَا الْإِمَامَ الْهَادِیَ الْمَهْدِیَّ الْقَائِمَ بِأَمْرِکَ صَلَوَاتُ اللَّهِ عَلَیْهِ وَ عَلَى آبَائِهِ الطَّاهِرِینَ عَنْ جَمِیعِ الْمُؤْمِنِینَ وَ الْمُؤْمِنَاتِ فِی مَشَارِقِ الْأَرْضِ وَ مَغَارِبِهَا ... اللَّهُمَّ اجْعَلْنِی مِنْ أَنْصَارِهِ وَ أَعْوَانِهِ وَ الذَّابِّینَ عَنْهُ وَ الْمُسَارِعِینَ إِلَیْهِ فِی قَضَاءِ حَوَائِجِهِ [وَ الْمُمْتَثِلِینَ لِأَوَامِرِهِ ] وَ الْمُحَامِینَ عَنْهُ وَ السَّابِقِینَ إِلَى إِرَادَتِهِ وَ الْمُسْتَشْهَدِینَ بَیْنَ یَدَیْهِ

Ey diri, ey kayyum! Göklerin ve yerin kendisiyle ışıklandığı ismin hürmetine,… Allah'ım! Hidayet edici, hidayet üzere olan ve senin emrine kıyam edici imam olan mevlamıza -rahmetin onun ve tertemiz babalarının üzerine olsun- yeryüzünün doğularında ve batılarındaki … Allah'ım! Beni onun ensarından ve yardımcılarından, onu savunanlardan, hacetlerini yerine getirmeye koşanlardan, emirlerine itaat edenlerden, onu destekleyenlerden, isteği doğrultusunda diğerlerinden öne geçenlerden ve huzurunda şehadete erişenlerden eyle…