Nur’a giden yol ( 896 )
Zuhruf suresinin 1 ila 10. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.
Zuhruf suresinin 1 ila 4. ayetleri:
حم (43:1)
وَالْکِتَابِ الْمُبِینِ (43:2)
إِنَّا جَعَلْنَاهُ قُرْآَنًا عَرَبِیًّا لَعَلَّکُمْ تَعْقِلُونَ (43:3)
وَإِنَّهُ فِی أُمِّ الْکِتَابِ لَدَیْنَا لَعَلِیٌّ حَکِیمٌ (43:4)
Yani:
Hâ. Mîm.
Apaçık Kitab'a andolsun ki ,
Biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kıldık.
O, katımızda bulunan Ana Kitap'ta (levh-i mahfuzda) mevcut, yüce ve hikmetle dolu bir kitaptır.
Bu surede kesik harflerin ardından Kur'an'ı Kerim’e yemin yer alıyor. Bu kitabın hakikatleri aşikar ve apaçık ortadadır ve insanları saadet ve mutluluğa doğru hidayete erdirir.
Bu kitabın ilk muhatapları Arap dilini konuşan insanlardı ve bu yüzden kitap Arapça nazil olmuştur. Öte yandan bu kitap Araplara özel bir kitap değildir ve muhtevası tüm insanlar için anlaşılabilirdir. Bu kitabı peygamberine nazil eden Allah teala tüm insanlardan ayetleri üzerinde düşünmelerini ve yüce maarifini idrak etmelerini ve marifet ve basiretle ona iman etmelerini istemiştir. Kuşkusuz bu kitaba iman ettikten sonra yol gösteren yapıcı tealimine de uymak gerekir.
Bazılarının iddia ettiğinin aksine Kur'an'ı Kerim Muhammed adında bir insanın değil, Allah tealanın kelamıdır ve aslı ve hakikati de ana kitap veya levh-i mahfuzda kayıtlıdır. Bu kitap diğer tüm semavi kitaplar gibi ilahi ilim ve hikmete göre nazil olmuştur. Bu kitapta alemin tüm hakikatleri, beşerin saadet veya şekavetine vesile olacak her şey ve hikmet ve kemalin gerektirdiği tüm hükümler beyan edilmiş ve her türlü tahrifattan korunmuştur.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Kur'an'ı Kerim, Allah tealanın onun üzerine yemin edecek kadar kutsaldır.
2 – Allah’ın yolunu seçmek, taklitle değil düşünce ve düşünme temeline dayanmalıdır.
3 – Tüm ilahi peygamberlerin ve semavi kitapların mesajı birdir; zira hepsi tek bir Allah tarafından nazil olmuştur.
Zuhruf suresinin 5 ila 8. ayetleri:
أَفَنَضْرِبُ عَنْکُمُ الذِّکْرَ صَفْحًا أَنْ کُنْتُمْ قَوْمًا مُسْرِفِینَ (43:5)
وَکَمْ أَرْسَلْنَا مِنْ نَبِیٍّ فِی الْأَوَّلِینَ (43:6)
وَمَا یَأْتِیهِمْ مِنْ نَبِیٍّ إِلَّا کَانُوا بِهِ یَسْتَهْزِئُونَ (43:7)
فَأَهْلَکْنَا أَشَدَّ مِنْهُمْ بَطْشًا وَمَضَى مَثَلُ الْأَوَّلِینَ (43:8)
Yani:
Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kur'an'la uyarmaktan vaz mı geçelim?
Daha önceki milletlere nice peygamberler göndermiştik.
Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı.
Biz bunlardan daha zorba olanları da helâk ettik. Nitekim öncekilerde örneği geçmiştir.
Tarih boyunca ilahi sünnetlerden biri, bazı peygamberleri seçmek ve insanları hidayete erdirmek üzere semavi kitaplar göndermek olmuştur. Ancak her zaman bazı insanlar ve hükümdarlar onlara karşı çıkmış ve peygamberlerin şanını ezmek için onlarla alay etmiştir. Bazen muhalifler muhalefetlerini had safhaya ulaştırmış ve ilahi peygamberlerin davetini önlemek için her türlü yola başvurmuştur. Muhalifler hatta savaş ve çatışma başlatmış ve peygamberleri ve onları izleyenleri katletmiştir.
Buna karşın Allah teala peygamberlerin risaletini erteletmemiş ve bu tür davranışlar yüzünden insanları kendi hale bırakmamıştır; gerçi muhaliflerin sonu da helak olmak olmuş ve kaderleri ibreti alem olmuştur.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Din önderleri ve ulema bazı engellerin varlığını bahane ederek Hak mesajını iletme görevlerini yerine getirmeyi ihmal etmemeleri gerekir.
2 – İman ehli olanlar muhalifleri alay etmeleri yüzünden iradeleri sarsılmamalıdır, zira peygamber de her zaman bazı kafirlerin alay konusu olmuş, fakat onlar asla hak yolunu izlemekten vazgeçmemiştir.
3 – İlahi ceza ahirete özel değildir. Allah teala bu dünyada da ifrat ve israf yolunu tutan kavimleri cezalandırmıştır.
Zuhruf suresinin 9 ve 10. ayetleri:
وَلَئِنْ سَأَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَیَقُولُنَّ خَلَقَهُنَّ الْعَزِیزُ الْعَلِیمُ (43:9)
الَّذِی جَعَلَ لَکُمُ الْأَرْضَ مَهْدًا وَجَعَلَ لَکُمْ فِیهَا سُبُلًا لَعَلَّکُمْ تَهْتَدُونَ (43:10)
Yani:
Andolsun ki, onlara gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan; "Onları şüphesiz güçlü olan, her şeyi bilen Allah yarattı" derler.
O, size yeri beşik kılmış ve doğru gidesiniz diye yeryüzünde size yollar yaratmıştır.
Bu ayetler peygamberlerin insanların fıtratını uyandırma ve dikkatlerini onlara yaratana çekme risaletine işaret ederek şöyle buyurmakta:
Putlara tapan müşriklere varlık alemini kim yarattı? diye soracak olursan, Allah tealanın yarattığını itiraf ederler.
İnsanlar yaşamın günlük uğraşları ile meşgul olduklarından genellikle alemin mebde ve sonundan gafil olurlar. Bu insanlar sürekli yeme içme ve eğlence peşindedir ve bu istekleri için çaba harcar ve para kazanıp gününü gün etmeye çalışır. Oysa bunlardan hiç biri yaşamın gerçek hedefi değildir ve insan bu tür maddi hedeflerle gerçek huzur ve saadete kavuşamaz.
Buna göre peygamberler insanları bu tür amellerinin sonu hakkında uyarmak ve akibetinden gafil olmamalarını ve yaşam sürecinde Allah tealayı unutmamalarını söylemek için gelmiştir. Allah onları yaratmış ve her türlü nimeti de vermiştir. Allah yeryüzünü insanların huzura kavuşmaları için bir beşik yapmıştır. Bilindiği üzere yerküremiz bir kaç hareketine karşın insanların asla hissetmeyecekleri kadar sakin ve sabittir.
Allah teala insanlara gidecekleri yere varabilmeleri için yollar yaratmıştır. Yine bilindiği üzere yeryüzündeki tüm kara parçalarında dağlar ve tepeler ve ovalar vardır. Ancak buna rağmen dünyanın en yüksek sıradağları arasında bile insanların yolunu bulabileceği güzergahlar bulunur, ki bu da ilahi muhibetlerden biridir. O zaman ancak bu nimetleri insanlara sunan ve alemi yaratan ve tedbir eden Allah tapılmayı hakeder. Gerçekte insanlar Allah’a itaat etmekle hem dünyevi nimetlerden yararlanır, hem ahiret aleminde cennete girer.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Allah’ı tanımak fıtri bir durumdur; ancak insan bazen Allah’tan gafil olmamak için uyarılması gerekir.
2 – Hayatta ilahi nimetleri hatırlamak, gafletten uyanmak ve ruhu cilalandırmak ve her türlü pastan silmek için en iyi yoldur.
3 – Yeri ve gökleri yaratan ve insanların ihtiyaç duyduğu her şeyi ona veren Allah aynı zamanda dünya ahiret saadeti için de gerekli hidayet araçlarını hazırlamıştır.